hesabın var mı? giriş yap

  • suyu bedava veriyorlar ya, bir de ona hastayım. doldur doldur iç. ekmek mi bitti, hiç söylemene gerek yok, hemen doldururlar. küçük kebapçıda işin tıkınmak, büyük kebapçıda, restoranda "garsonla gözgöze geliym de bi su istiym boğazımda kaldı" derken geberir gidersin haberin olmaz.

  • hakan akkaya: karamanın koyunu sonra çıkar oyunu diyoruz
    uğurkan erez: burdan karaman'a sevgilerimi yolluyorum ?!?!?!!

  • başlık: takım elbise giyip köy köy geziyorum beyler

    1. çöp kutusunun kenarına öyle umursamadan atılmış bir takım elbisenin beni nasıl bu kadar mühim bir kişi yaptığına hala inanamıyorum.

    köylere gidip sizin arazileri devlet büyük paralar verip satın alacak baraj yapacak yol yapacak sanayi bölgesi kuracak diyorum, siz o çıkarcı muhtarları bir görün bir saygı bir hürmet hemen beni kalabalıktan uzaklaştırıp devletin neredeki arazileri alacağına dair tüyo istemeler bana rüşvet teklif etmeler cebime para sıkıştırmalar filan
    en son gittiğim köyde meydanda kuzu filan çevirdiler 2 kol çalgı takımı tutmuşlar sabaha kadar gırla eğlence
    bir gün birileri anlayacak diye çok korkuyorum

  • instagram hikayesinde şu şekilde görülmektedir:

    “türkiye apaçık bir parti devletine dönüşmüştür, şu an nazi almanyası’ndan farkı yoktur. bu hükümet meşruiyetini tamamen yitirmiştir. satılan geleceğimizin, toprağımızın, emeklerimizin, mutluluğumuzun hesabını hakkını sormayan, şu saatten sonra ses çıkarmayan herkese yazıklar olsun! biliyorum keyfiniz bozulmasın istiyorsunuz ama artık çüş.”

    t: bir rapçiye ait açıklamalar

  • 19. yüzyıl sonlarında, piyasaya yeni çıkan bir ilacın pazarlanması amacıyla kullanılmış bir bilmece. ilginç.

    resmin sol tarafında “anne kedi yavrusunu kaybetmiş, bulabilir misiniz?”, sağ tarafında ise “dr.seth arnold's balsam'ın [ilacın] karın ağrılarına en iyi gelen ilaç olduğunu unutmayın” yazıyor. böyle insanlar yavru kediyi bulmaya çalışırken, ilacın ismine aşinalık kazanıyormuş...

    kaynak: kırmızı tilki.

  • - at kaç para biliyon mu yiğenim...

    yıl 2008 eskişehir

    vakti zamanında öğrenciyiz, şimdi adını vermeyim ama bilen bilir ucuz yemek için gidilen yerlerden birindeyiz. arkadaşlar ve ben toplamda dört kişi oturmuş önce çorbalarımızı içmişiz. sonra ben ve bi arkadaşım ciğer tava ve pilav, birimiz ıspanak, birimiz ise az tas kebabı ve pilav siparişi verdik.

    tas kebabı yiyecek olan arkadaş çömez. hem şehre hem okula hem mekana yeni yeni alışan bir genç. neyse siparişler geldi yemeğimizi yedik. kasaya gittik sıra sıra herkes yediğini öderken en son çömez arkadaş tas kebabının fiyatını öğrenince (3.5 tl) şaşırdı.
    çömezliğini belli edecek ya illa "eheuhuee amca ya tas kebabını at etinden mi yapıyonuz ehuhee" dedi.

    kasada duran yaşlı bey amca gözünü çömeze dikip "at kaç para biliyon mu yiğenim" diyince çömez arkadaş liyakatını alıp çömezlikten eskişehirliliğe yükseldi.

    gel zaman git zaman o masada yemek yiyenlerden birisi belediyede işe girdi.
    o lokantanın aracının eskişehir girişinde paketlenmiş halde bir ton köpek eti ile yakalandığını haber aldı.

    ve o gün biz de anladık ki at eti köpek etinden pahalı.

  • charles darwin haklı bence. national geographic'in 3 bölümlük adalar belgeselinin daha başında lan bunlar nasıl evrimleşmişler böyle diye şaşırıp kaldım. belki bundan 200 sene önce yaşasaydım darwin ben olabilirdim. her neyse.

    galapagos adaları bol parçalı bir takımadadan oluşuyor. bundan 500-600 yıl evvel google earth olsaydı adaların ismi yüzde yüz denizatı adaları olurdu. çok benziyor. neyse, bu adaları zaman içinde denize akan lavlar oluşturmuş.

    ada, gerçekten bir gerizekalıya bile evrimi inandıracak nitelikte özellikler taşıyor. birbirlerinin kıçında olmalarına rağmen her adada farklı yer ve iklim farklılıkları var. misal birinin rakımı çok yüksekken diğeri deniz seviyesinde; biri tamamen volkanik kaya kaplıyken diğerinin orta yerinde tatlı su gölü, ekmek elden su gölden yaşayıp gidiyorlar.

    adalarda yaşayan hayvanlar da bu iklim ve yer şartlarına göre zamanla evrimleşmiş. misal dünyada sanırım tek tür olan deniz iguanası bu adaların volkanik kaya kaplı olanında yaşıyor. hayvancağız yiyecek bişi bulamayınca mecburen denize yönelmiş. fakat yaşam şartları süper olan bir diğer adada aynı iguanalar deniz nedir bilmiyor.

    gene adalardan birinde yiyecekler dallarda olduğundan dev kaplumbağaların kabukları yukarı doğru çekilmiş. bu sayede kaplumbağa kafasını nerdeyse 1 metre kadar yukarıya uzatabiliyor. diğer adalarda ise kaplumbağa bildiğiniz kaplumbağa.

    ispinoz kuşları adada binbir türe ayrılmış durumda. avladıkları yiyeceklere göre gagaları evrimleşip şekillenmiş. kimisi fındık kıyabiliyorken kimisi ağacın deliğine çomak sokup kurtçuk avlayabiliyor.

    gene örnek verirsek adadaki birçok kuş türü zamanla kanatlarını küçültüp ayaklarını genişletip türüne aykırı olarak uçmayı bırakıp, dalarak balık avlamaya başlamış.

    şahsen ağzım açık izledim bu adadaki hayvanat maceralarını. bu saçmasapan şartlara eeeh eytere bea deyip çekip gitmek yerine hayvan sayısı boyuna artmakta, zibilyon tane türe -ki bunların hatrı sayılır bir yüzdesi adaya özel şekil değiştirmiş- ev sahipliği yapmakta.

    yakın olsa bi gitmek lazımmış, kısmet.

  • afet toplanma alanlarını avm yapan zihniyet sığınakları ne yapardı kim bilir? iyi ki yok!

    (bkz: afet toplanma alanlarında avm yapılması)

    edit: şu entarime bile sözlüğün katıksız bilinen trolleri savunmaya geçiyor ya daha ne yazayım? kendisine yazdığım mesajın sonunu buraya da yazayım hepsine cevap olsun.

    " umarım bir gün o toplanma yerlerine ihtiyacın olur da gittiğin zaman yerine avm yapmış olsunlar. olmadı cami de olur. ne de olsa ikisinden de çok var. "

  • okumadım.
    furkan murkan tanımam.
    kişiden bağımsız tek diyeceğim şu ki;
    bir insan gerçekten fetö düşmanı ise fetö düşmanıdır. bunu kanıtlamak için destan yazmasına gerek yoktur.
    bir insanın geçmişinde fetö sempatizanlığı varsa bunun aksini kanıtlamak için destan yazar.
    adios.