ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yeşilköy-pendik seferi yapan anadolu jet uçağı
-
antalyaya falan 50 liraya bilet satacaginiza pazar günleri bu uçuşları yapın 100 liraya full çeker.
coder atasözleri
-
akilsiz coder'in zahmetini cpu ceker
yaya geçiş üstünlüğü
-
aslında hep var olan hatta 1999 senesinde sevim tanürek tarafından bir yaya geçidinde kullanılmak istenen , ama kırmızı ışık ihlali yapan başbakanın oğlu ,ehliyetsiz burak erdoğan tarafından yaşam hakkının geri alınması ile biten haktır.
osmanlı ocaklarının oy vereceği partiyi açıklaması
-
(bkz: sağ gösterip sağ vurmak)
elif aybüke koçak
-
kendi tanımıyla post-sürrealisttir.
oysa görülmektedir ki sadece (yine kendi kelimeleriyle) "falaan filaan"dır.
hoşlanılan kızın whatsapp'tan gönderdiği son mesaj
-
"dün gece harikaydı. (kalp)"
şaka şaka uzun zamandır yazmıyordun yine içtin mi sen yazmış.
türk futbol tarihini değiştiren sözler
-
"antrenman sahasinin bir an once cimlendirilmesini istiyorum" - jupp derwall 1984
kız isteme söz nişan nikah düğün
15 ağustos 2019 sigara zammı
-
siz olayı yanlış anlamissiniz arkadaslar. vergi veriyorsunuz, devlet de jest olarak size sigara hediye ediyor. daha neyin tatavasini yapıyorsunuz anlamadım.
kilo vermek
-
4 ayın sonunda 39 kilo vermemi, dolabımda bir bahar temizliği ile kutladım bugün.
dolabımın yaklaşık %70i çöpe gitti bugün. kalanların yarısı da atmaya kıyamadıklarım, birine veririm dediklerim ve bol da olsa daha giyiliri olan şeyler. üstüme normal olan kıyafetim çok az. iç çamaşırından ayakkabıya kadar her şey çöpe gitti. (ayaklarım da ufaldı biraz, şişi indi zaar) şu an sadece iki çift ayakkabım var. biri spor ayakkabım, diğeri de kışlık botlarım. ayağıma giymeye çorap yok. hepsini attım. kıçıma giymeye don kalmadı sadfghfdfs hepsi çöpte. kabanlar, kazaklar, ceketler, elbiseler, pantolonlar, pijamalar... hepsi gitti.
kelimenin tam anlamıyla, üstüme giyecek hiçbir şeyim yok. iyice kıvama gelene kadar alışveriş yapmamaya karar vermiştim üstelik. ama artık dondur çoraptır alıcaz mecbur. buna rağmen, aşırı mutluyum. işte kilo vermek böyle bişey.
niye kıyafetlerini çöpe attın diye darlayanlar için edit: size ne arkadaş, size ne? ister çöpe atarım ister saklarım istersem yakarım istersem makasla kırpık kırpık yaparım yaa, babamın oğlu musunuz arkadaş "niye çöpe attın birine versene" diye hesap soracak kadar? ki zaten kalan kıyafetlerin bir kısmını "birine vermelik" olarak ayırdığımı belirtmişim. ki o birine vermelikler, hiç giyilmemiş olanlar. millet sırf fakir diye benim giye giye sündürdüğüm kıyafetleri kabul etmek zorunda mı? donumdan çorabıma her haltımı attığımdan bahsediyorum, eleman mesaj yazıyor niye birine vermedin diye. eski donumu mu vereyim lan bu kadar mı sapıksınız? manyak mısınız arkadaş? çok meraklıysan git sen dolabındaki eskilerini ver bi fakire. emin ol yer bezi yapıyorlar.
birine hayır yapılacaksa, gidilip yeni alınır verilir. "al ben bunları giydim giydim paraladım, şimdi de sen giy" diye giyilmiş kıyafet verilmez insanlara. ayıp denen bişey var yaa...
başöğretmen recep tayyip erdoğan
evde bir günlüğüne rte gibi davranmak
-
bazen sudoku çözmek yerine gerçekleştirilebilecek eylem, beyin fırtınası, eğlencelik. evde recep tayyip erdoğan olsam, ne gibi şeyler, söyler, ister, nelere ne gibi tepkiler gösterilirdi diye düşünürüm.
mesela ben şu anda açım. hanım uyansa da kahvaltı hazırlasa diye bekliyorum. şunu derdim herhalde:
- 11:30'da kahvaltı hazırlamayan bedelini ağır öder...
(bkz: eylül'de huzursuzluk çıkaran bedelini ağır öder)
hanım kalkmazsa da,
- biz iki yumurta kırmasını da iyi biliriz.
(ara: *iyi biliriz)
evde sitcom tiplemesi gibi oluyor, komikçene ama dışarda başbakan olunca ay ay...
dur bak sana kimi veriyorum
-
öldürücü anne repliklerinden biridir bu. evden uzak bi yerdesinizdir. misal benim gibi askerde olabilirsiniz, öğrenci olabilirsiniz. ankesörlü telefondan veyahut cep telefonundan bir fırsat bulup anne babayı bir arayayım dersiniz ve telefona sarılırsınız. "canım annem"ler "yavrum bitanem"ler gibi bir dizi özlem cümlesinin ardından tam iki lafın belini kıracakken anne denilen henüz çözülememiş insan modeli böyle bir çıkışı yapar.
"dur bak sana kimi veriyorum"
telefona şükran yenge, necla teyze ya da fahri enişte ayarında bir isim gelir. yakın bir akraba bilemediniz bir komşunuzudur. işte o telefon konuşmaları esnasında fark edersiniz ki konuşmanızın gerekli olduğu en son kişiylen konuşmaktasınızdır. anlam veremezsiniz. her seferinde kızsanız da yapabilecek bir şey yoktur.