ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
evini vermeyen teyzeye hayatı zehir eden müteahhit
-
aslında müteahhitten önce sıfat olarak o'lu kelime kullanacaktım da , gg olmasın durduk yere diye koymadım. hala sinirden elim ayağım titriyor.
haysiyetsiz herif, evini vermeyen 82 yaşında ki kadının kapısının önünü 5 metre kazıp hapsediyor, elektriğini suyunu kesiyor. peki belediye ne yapıyor ? ne yapacak ki,teyzenin parası mı var da onu korusun,savunsun .
not : yer sivas, sözde yiğidin harman olduğu yer,hadi oradan.
link
mültecilerin açtığı arapça tabelalı iş yerleri
-
son yıllarda türkiye'de mantar gibi çoğalan, restoran, giyim mağazası, telefoncu, kuyumcu, berber gibi envai türde iş yerleridir. adamlar savaştan kaçıp geliyorlar ve yabancı bir ülkede iş yeri açıp kendi dil ve alfabelerinde tabela asabiliyorlar. hatta bazıları lütfedip de altına türkçe bir iki kelime yazmaya bile tenezzül etmiyor. kendi elleriyle kendi ülkesinin demografik yapısını bozmak, elin yabancısının kendi vatandaşının iş hakkını gasp etmesine müsaade etmek basiretsizlik ve hatta enayiliktir . ne diyelim, her toplum layık olduğu şekilde yönetilir.
http://i.hizliresim.com/ejzoen.jpg
http://i.hizliresim.com/qm4qg3.jpg
http://i.hizliresim.com/vygdgr.jpg
http://i.hizliresim.com/6nloq7.jpg
http://i.hizliresim.com/gzpvv2.jpg
http://i.hizliresim.com/l3yrpj.jpg
http://i.hizliresim.com/pmy9q9.jpg
edit: öncelikle almanya'da iş yeri açan türkleri örnek gösteren arkadaşlara, sığınmacı, mülteci, göçmen, oturma izni, çalışma izni, vatandaşlık gibi kavramlar arasındaki farkları öğrenmelerini tavsiye ediyorum.
almanya, fransa, isviçre vb. ülkeler belirli ihtiyaçlar ve belirli planlar dahilinde bu tür şeylere müsaade ediyorlar. senin amcan almanya'da inşaat işçiliği yaparken alman inşaat işçisi işsiz kalmıyor. ama türkiye'de kayıtsız kuyudatsız bir şekilde ülkeye girmiş, ne idiğü belli olmayan bir suriyeli işçi, türk işçinin yarı yevmiye ücretine çalışarak o işçiyi işinden ediyor. o avrupa ülkeleri sosyoekonomik olarak bizim fersah fersah ilerimizdeler. bizimki gibi işsizliğin tavan yaptığı, gelir dağılımındaki eşitsizliğin had safhada olduğu, eğitimsiz ve vasıfsız kitlelerin olduğu bir ülkede, avrupa ve iskandinav ülkelerine bakıp tatlı hülyalara dalmak komik oluyor. kaldı ki o ülkelerin mülteciler konusundaki tutumu da belli.
edit2: bazı akbaşlar durumdan oldukça memnunmuş gibi yazıp durmuşlar. ulan, en rahatsız sizsiniz amk. en rahatsız olan o dükkanların komşusu olan esnaflar. en rahatsız olan antep'te, kilis'te o dükkanları yıkan diğer esnaflar. iş arkadaşım bir çomar. tam bir ak trolldür. akp ile ilgili her şeyi canı pahasına savunur. suriye politikasını da mülteci yığınlarının kontrolsüz şekilde ülkeye yığılmasını da savundu. geçenlerde memleketine gitti geldi. suriyelilerin kendi mahallesine kadar geldiklerinden, iğrenç insanlar olduklarından, mahallede problemlerin çıktığından bahsedip durdu. trajikomik bir durum. bu adamlara "al bir suriyeli aile bir hafta allah rızası için bak" desen topukları kıçlarına vura vura kaçarlar.
titanic'in batma sebebi
-
üst edit:konuyu gerçekten merak edenler için evrim ağacı'nın hazırladığı bu özel videoyu buraya bırakıyorum. iyi seyirler
telsiz konuşmaları: titanic gemisi, yolculuk sırasında diğer gemilerle telsiz iletişim kurabildi. ancak, gemi mürettebatının telsiz konuşmalarını dinlemesi ve değerlendirmesi yetersizdi. bu nedenle, diğer gemilerin uyardıkları buzdağının varlığını tespit etmediler ve önlem alamadılar.
malzemelerin kötü olması : titanic gemisi yapımı sırasında kullanılan malzemeler yetersiz kaliteliydi. örneğin, gemi vücudu suya girerken parçalanabildi ve bu da batmayı hızlandırdı. gemi çelikleri birçok ölçüde daha kalın ve dayanıklı olmalıydı.
yolculuk sırasında alınan tedbirsizlikler: gemi yöneticileri ve mürettebatı buzdağının varlığını tespit etmelerine rağmen, hızlarını arttırmak için çaba gösterdiler. bu yüzden, buzdağına çarpmadan kurtulmak için yeterli zamanın olmamasına neden oldu.
yetersiz ekipman: gemide yeterli sayıda hayatta kalma botları yoktu ve bu botlar da yeterince insan taşıyamayacak kapasitedeydi.
insan faktörü: gemi yönetimi ve mürettebatının hatalı kararlarının ve yetersiz eğitimlerinin olması.
bu hatalar ve eksiklikler, titanic gemisinin batmasına, gemi batarken çok sayıda yolcu ve mürettebatın hayatını kaybetmesine sebep oldu. gemideki 2,224 yolcudan sadece 706'sı hayatta kaldı.
99 milyon 999 bin 990 dolar
-
10 doları eft ücreti olarak kesilen paradır asfgasgsag
kondüktör
-
kondüktörler için inceledikleri çaylaklık entryleri "sözlük'te bu ayarda bir yazar olacağım" türünde bir taahhüt. yazar olduktan sonra çaylaklık entrylerindeki özeni bir kenara bırakıp canavara dönüşen yazarlar kondüktörlerin zamanlarını çaldıkları gibi, sözlük'e de zarar veriyorlar.
artık çaylaklık entryleri uygun bulunarak yazar yapılmış yeni yazarların sonraki entrylerinde aynı özen görülmediği takdirde kondüktörler bu yazarları uçurabilecekler.
çaylaklık ile sözlük yazarlığı arasındaki geçiş sürecinin ya yazarsın, ya değilsin keskinliğinde olması ileride değişecek şeylerden, bu aynı zamanda hepimiz için ileride olacaklara bir alıştırma da olmuş olur.
not: halihazırda entry silme ve yazar uçurma yetkisi olanların bu yetkileri aynen devam ediyor olacak.
63 bin kişilik çamlıca camii'nin bomboş olması
-
fabrika yapılsa, 63.000 kişi iş sahibi olabilirdi. madem atıl duruyor, sokakta kalanlara açsınlar camiyi, boşuna sıcak ve ışıklar yanıyor. israf olmasın hiç yoktan.
1990'da kenan evren lisesinde çekilen video
-
videolar kadıköy'de bulunan, şu anki ismi istanbul anadolu lisesi olan okulun 1990-1991 döneminde bir sayısal sınıfında çekilmiş.
1995'te kartal anadolu lisesinde çekilen videodaki gibi ses ve görüntü kalitesine sahip olmasa da toplam 4 bölümden oluşan 90'ları yansıtan nostalji dolu videolar.
kenan evren orta 2. sınıfı bu okulda okuduğu için 12 eylül sonrasında okulun adı kenan evren lisesi olarak değiştirilmiş. 1998 yılından itibaren kenan evren anadolu lisesi olarak eğitim vermeye başlamış. 2010 yılında ise şu anki ismi olan istanbul anadolu lisesi olmuş.
videoların çekildiği dönemde okul henüz anadolu lisesi olmamışa benziyor. bu yüzden dönemin anadolu ve düz liselerini karşılaştırmak için çok uygun videolar.
ayrıca video açıklamasında yazana göre ayhan isimli öğrenci vefat etmiş.
1. bölüm
2. bölüm
3. bölüm
4. bölüm (sınıf maç videosu)
katkılarından dolayı erdipasa nickli çaylağa teşekkürler.
facebook'ta ilişkide yazmayan sevgililer
-
biz de böyleyiz.
ben abisinden korkuyorum.
2021'de 5 ayda 400 doktorun yurtdışına gitmesi
-
en büyük sebebi de, kendi yarattığı çöplüğe tahammül edemeyip kaçan bu insanlara "yallah" diyen zeka yoksunu organizmalardır.
6 eylül 2022 demirtaş'ın öcalan açıklaması
-
doğru şeyler söylüyor ama apo adı geçtiği an diğer söylediklerinin pek anlamı kalmıyor. abdullah öcalan, herhangi legal bir konuda hak veya söz sahibi olamaz. hani olmaz ya, hdp tek başına iktidar olsa bile öyle bir şey olamaz. yıllardır şu apo ve pkk ısrarı yüzünden kürtlerin söz hakkı olmuyor, legal siyaset yapamıyorlar. zararın en büyüğünü kürtlere veriyorsunuz.
seni haksız yere muhalefet yaptığın için içeri attılar (gerçi o zamanlar bile apo diye tutturuyordun ya), muhalefet ve halk sana destek vermek istiyor ama hemen bir apo güzellemesi yapıyorsunuz. pkk sempatizanı kürtler hariç şimdi halk sana nasıl destek versin? sana destek vermiş herkesi bir anda pkk destekçisine çeviriyorsunuz.
heidi
-
heidi'nin dedesiyle bir ağaç dalını peynire saplayıp ateşte kızartması. ben buna o kadar özenmiştim ki babama yaptırmaya kalkmıştım. babamın dükkanına gittiğim günler* öğlenleri yemeği babam hazırlardı. heidi'de okuyunca "ateşte peynir kızartalım" demiştim. "oğlum yanar öyle peynir bişeye benzemez" dediyse de ikna olmadım. "kitapta yazıyor baba" deyip ısrar etmiştim. onun üzerine bildiğin kalıp beyaz peyniri piknik tüpünde eritip ne olacağını göstermişti. büyük hayal kırıklığına uğramıştım. "istersen artık bunu yumurtaya katalım peynirli yumurta olsun" demişti. üzüntüyle kabul etmiştim. peynirli yumurta da çok güzel olmuştu.
ama o peynir meselesi johanna spyri'nin okurlarına çaktığı en büyük kazıktır. kimi yiyosun ya. nasıl kızartıyosun peyniri. hislerimle oynadı adi kadın. kesin kendini "alplerde özel bir peynir var" diye savunuyordur. pis yalancı.
edit: beşyüz tane mesaj geldi "hellim kızartılıyor" diye. johanna açık açık belirtseymiş "dedesinin kıbrıs kökenlerinden dolayı" diye. nice çocuğun hayallerini yıktı pis.
edit 2: kusmuk dedi ki gerçekten o yöreye özel kızartmalık peynir varmış. kitapta o özelliğinden bahsedilmiyordu. paramı geri istiyorum.
edit 3: max zorin yardımıyla ne olduğunu bulduk. sözkonusu peynir raclette'miş. 1980'lerde eskişehir'de bulmamız zaten imkansızmış.
edit 4: komplo teorisi büyüyor. heidi'deki bu kısım zaten isviçre peynir lobisinin bir ürünüymüş. propagandaymış. http://www.npr.org/…isode-575-the-fondue-conspiracy
edit 5: kusmuk dedi ki o peynir raclette değilmiş. raclette şişe sokunca akar gidermiş. esas grillkäse diye satılan beş altı çeşidi olan bir peynirmiş. ateşte ısıtmalıkmış.
edit 6: bunu tek merak eden ben değilmişim! https://www.chowhound.com/…se-featured-heidi-873259 yabancı forumda raclette demişler. ama ikna olmadım zira oradakilerin peynir dağarcığı konusunda emin değilim.
atatürk heykelini sökenlerin zafer pozu vermesi
-
yıl 1924 atatürk türkiyesi, aynı yıl çıkartılan 407 sayılı "çay, fındık ve turunçgil üretimini teşvik kanunu". rize'de çay üretimi ve çay tarımı ile böyle başladı. çok sevdi rizeyi çay yıllarca gelişti, fabrikalar kuruldu, ekmek yedi, çoluğunun çocuğunun karnını doyurdu rizeliler... ve atatürk'e teşekkürünü böyle ediyor.
ne diyor şair
fazla geldiyse size hürriyet cumhuriyet
özlemini çekiyorsanız saltanatın sultanın
hala önemini anlayamadıysanız millet olmanın
kul olun ümmet kalın fetvasını bekleyin şeyhülislamın
unutun tüm dediklerimi
yıkın heykellerimi
burger king'in patates özeleştirisi
-
hem reklamın iyisi kötüsü olmaz diyerek adlarından söz ettirmeyi bilmişlerdir hem de "ama siz haklıydınız ve biz de patateslerimizi değiştirdik" diyerek samimiyet puanı toplamak istemişlerdir. reklamcılık başarısıdır.