hesabın var mı? giriş yap

  • güneş sisteminin en büyük gezegeni olan jüpiter kendisini oluşturan elementler ile günese çok benzer. jüpiter’de % 89 hidrojen , %11 helyum var iken güneşte ise %78 hidrojen ve % 19 helyum bulunuyor

    eğer jüpiter güneşe bu denli benziyorsa neden güneş gibi yıldız olamıyor?

    güneş ısı enerjisini nükler füzyon yolu ile elde ediyor. güneşin cekirdegi ise 16 milyon santigrat derece.

    jüpiter’in çekirdegi ise yaklasık 33,000 santigrat derece, yani güneşten 500 kat daha soğuk .

    aslında jüpiter’in güneş gibi yanmasını engelleyen faktör kütlesidir. eğer jüpiter şimdiki kütlesinden 60 kat daha büyük olsaydı , güneş gibi bir yıldız olabilirdi

    daha fazla kütleye sahip olması jüpiteri çekim gücü altında sıkışıp çökmesine neden olurdu böylece termo nükleer reaksiyonlar baslar ve jüpiter yaklaşık 100,000 mil çapında parlak bir yıldız haline gelebilirdi.

    her ne kadar yıldız olamasa da jüpiter kütle çekimi sayesinde, dünyaya çarpıp yaşamı sonlandırabilecek meteorları kendine çekerek adeta kalkan görevi üstlenmektedir. yani jüpiter olmasa büyük ihtimalle biz de olmazdık.
    teşekkürler jüpiter

  • illumınati.org'daki inanılmaz mantık hatası

    1. ülkeler arası saat farkı var. türkiye'de saat 00:00'a geldiğinde 7 aralık oluyor ama, amerika'da olmuyor. bunun açıklamasını borçlusunuz piçler.
    (dokunmatik portakal ?, 06.12.2011 23:27)

    2. @3 sana bırakıyorum
    (amuhaaa ?, 06.12.2011 23:28)

    3. @4 geç babam
    (orda bir dede var uzakta ?, 06.12.2011 23:28)

    4. onu biz ayarladık sen takma kafana
    (illuminati genel sekreteri ?, 06.12.2011 23:29)

    entry-nick kombosuna bak arkadaş*

  • grev yapmak: limana gitmek…
    17. yüzyılda, paris'te seine nehrinin kıyısında yer alan grev limanı (port de la grève) canlanmaya başladı. adını çakıl taşlarından oluşan sahilinden almıştı.
    grève: çakıl, latince grava , ingilizce gravel

    liman çevresinde zamanla gelişen meydana da grev meydanı (place de grève) denildi.
    o dönemlerde idamların artık sıkça yapılacağı giyotin ilk olarak bu meydana kuruldu.
    aynı zamanda işsizlerin iş bulmaları için de bir buluşma yeriydi. liman çevresinde çok fazla hareketlilik vardı ve insanlar orada kolaylıkla iş bulabiliyordu.
    o dönemde grev yapmak (faire grève) ifadesi iş aramak anlamına geliyordu.
    ancak 19. yüzyılda liman eski canlılığını kaybedince artık memnun olmayan işçilerin çalışma koşullarını protesto etmek için toplandığı meydan haline dönüştü.
    `grev yapmak`, “greve gitmek” de bugünkü
    “çalışma koşullarınının iyileştirilmesi için organize bir şekilde iş durdurma” anlamını kazanmış oldu.

    ingiltere'de ilk olarak 1768'de londra limanındaki denizciler işe çıkmamak için gemilerin en görkemli yelkenlerine vurarak(strike) zarar verme yöntemini kullandılar. zamanla vurarak zarar verme yerine yelkenleri çözme, indirme olarak protesto yöntemleri devam etti.
    grev yapmak anlamını ilk yöntem olan
    strike “vurma” sözünden aldı.

    ruslar muhtemelen grev yapmayı ceneviz ya da venedikli denizcilerden görmüşler.
    grev yapmak anlamına gelen zabastovka sözü aslında italyanca basta “yeter” sözünden rusça gramerle türetilmiş.
    zabastovka, “yeter için yapılan” diye çevrilebilir. ilk olarak,
    yeter demek için yapılan mı? yoksa
    yeterli şartlar için yapılan mı?
    demek istemişler belli değil.

  • çürüme, adalet mekanizmalarının çalışmaması, yeraltı, hasır altı, kanunsuzluk kanunları, şiddet, tecavüz, hırsızlık ve benzeri onlarca suçun tavan yapmasıyla oluşan karanlık durum.
    gökyüzünde projektör ışığını aramaya başladı gözlerim

  • tespitlerim:
    - bozkurt ilçesi tamamen dere yatağına inşa edilmiş.
    - baraj kapakları patlamış tüm ilçe sel altında.
    - 60-70-80-90'larda inşa edilen hidro elektrik santrallerin kapakları patlamazken akp döneminde ihale usülü yapılan barajın kapakları neden patlıyor ?
    - sayın cumhurbaşkanımızın birkaç gün sonra gelip selzedelere çay atması ile tüm sorunların çözüleceğini düşünüyorum.

    herkese geçmiş olsun.

  • yeni şarkısının reklamı için bile eski sevgilisine muhtaç olan müzisyen. ayşe arman'a verdiği röportaj o kadar sahte, o kadar kurgu ki okurken acıdım haline...pr cısı da bir hevesle ayşe arman'ı aramışta herşeyi anlatacakmışta aklınca adamı aklayacak. anlattıkları nereden tutsan elde kalıyor. empati yapayım diye zorluyorsun, olmuyor. sanki kadınla silah zoruyla birlikte oldun. sen 18 yıl bu kadının her türlü imkanını kullan, sömür; sayesinde prodüktör ol, inşaat şirketi sahibi ol, şan şöhret sahibi ol, sonra maddi manevi alacak hiç birşeyin kalmayınca, " panik atak oldum de, beşik kertmesi gibiydik" de. hastir len derler adama... biz senin ezik olduğunu zaten biliyorduk ama senin ağzında da duymayaydık keşke.

    hep kadınları suçlarlar ya," ünlü zengin adamı buldu, artık ona ihtiyacı kalmayınca bıraktı " derler. işte bu adamında o kadınlardan hiçbir farkı yok. ulan biraz adam olun be, aşk bitti de, sıkıldım de, başka birine aşık oldum de eyvallah... sana yıllarını vermiş sevgilini yermek, "ama o da ruh emici kadındı ühühühü, ayrılmasam ölecektim" demek nedir len??

    edit: kendisi hakkında yapılan yorumlara çok sinirlenip akıllara ziyan bir açıklama yayınlamış.* bu röportaj tam bir pr fiyaskosu olma yolunda ilerliyor, iletişim fakültelerinde ders olarak okutulmalı. öncelikle kendi adıma demir demirkan'dan nefret etmiyorum, niye edeyim? sertab erener fanı değilim, hiç olmadım. pazar kahvaltısında gazetelere göz gezdirirken okuduğum bir röportaj üzerine yorum yaptım. zaten bu röportaj herkes okusun diye değil miydi? o zaman yapılacak eleştirilere de açık olacaksın.
    sertab-demir birlikteliği başladığında bende 16-17 yaşlarındaydım. nasıl başladı devam etti, yaptıkları işler vs bize yansıtıldığı kadarıyla biliyoruz. hatta kendisinin 2000lerin başında göçmen şarkısının olduğu albümünü almışlığım bile vardır. az çok bizde türk rock müziğini takip ettik, 2000lerin başındaki türkçe rock patlamasındaki konser seyircisi bizdik. yani kendisinin itham ettiği gibi pür cahil halimle minik odamda, sınırlı internetimle, aşağılık fakir bir magazin manyağı olarak burdan kendisine nefret kusmuyorum. burada olay senin müzik dehan değil, ayrılıktan sonra nasıl bir adama dönüştüğündür canım kardeşim.
    olaya sertab-demir ilişkisi olarak değil herhangi sıradan bir çiftmiş gibi bakınca da sonuç değişmiyor. iyi-kötü birşeyler yaşandı bitti, bir taraf yoluna devam ederken, diğeri egosuna kibrine yenilip 18 yıllık ilişkisini bir kalemde harcayıverdi.
    aslında herkesin bu kadar olumsuz tepki vermesinin sebebi, yıllardır çizilen demir demirkan imajının yaldızlarının dökülmesiyle birlikte ortaya çıkan adamın yarattığı hayal kırıklığıdır. demek ki sertab'la birlikteliği gerçekten çok iyi bir projeymiş ki, bir adamı yıllarca son derece başarılı bir pr çalışmasıyla olduğundan iyi gösterebilmişler.
    ayrıca yaygın düşüncenin aksine demir'le müzikal birliktelik eurovision dışında sertab'a hiç yaramamış, özellikle "turuncu" albümüyle beraber sertab'ın kariyeri düşüşe geçmiştir. soner sarıkabadayı şarkısı "bu böyle" ye kadar da sertab ın 2000li yıllarda esamesi okunmamıştır.

    büdüt: istek üzerine demir demirkan'ın resmi sitesindeki açıklamanın linki eklendi.

  • taksim meydanı,
    yoğun alkollü bir gecenin eve dönüşü, kalabalığız. en azından bir taksiye sığmak için kalabalığız. ama buna rağmen pazarlık yapacak kadar da ayığız!

    arsiz padawan: abijim, gündüz acar mızın?
    taksici:çiçek miyim lan ben gündüz açıyım?!?!!!

    o günden beri 24 ayarım sözlük.

  • sinirden elimi ayağımı titreten lanet olası durumdur.

    ihracat ağırlıklı çalışan bir firmayız. geçen hafta başında siparişini geçtiğim malzeme için önce %50 ödeme talep edildi, ödedik şimdi ödemeyi iade edip fiyat güncellenecek dediler.

    boya siparişimiz fabrika tarafından iptal edildi. siparişini 1 ay önce verdiğimiz kaynak telleri halen gelecek.

    sürekli övündükleri ihracatçı yakında işleri durdurma kararı alabilir. durum inanın çok kötü.

    ekleme: bu süreçte banka limitlerinin de işe yaramadığını gördük. 15m limitin içinde dolar bazında verilen riskler olduğu için şu an limit 20m üzerinde görünüyor ve kredi kartına bile bloke koyuyor banka.

    altta arkadaşların da dediği gibi sadece dolar bazında fiyat alabiliyoruz o da malzeme varsa. çelik sektörü için kötü günler yakınlarda gibi.

  • yapmayın yeter artık lütfen ya troll müsünüz özellikle mi yapıyorsunuz ?

    millet ben de dahil olmak üzere tıkış tıkış gezip tozarken, herkes pandemi başından beri işinde gücündeyken, yaz gelince tatilini yaparken lütfen yapmayın!!!

    bizim okullara,öğrencilerin de eğitime ve okula ihtiyacı var. son nokta budur.eğitimden taviz vermeyelim artık.