hesabın var mı? giriş yap

  • kırmızı ışıkta durmuş beklerken, yeşil ışığın yanması ile arkadaki lavuğun kornaya basması arasında geçen süre

  • istifa etmelidir.
    ülkenin dörtte birinden oy almış partiye dinsiz partisi, oy verenlere dinsiz demeye hakkı yoktur.
    kampüste oruç tutmayanları dövdükten sonra kantinin arka kapısında sigara içen partilileriyle karıştırdı sanırım.

  • bence bir sonraki hedefleri ayakkabı satıcıları olmalı dediğim canım esnaf çeşidi.

    insanlar ayakkabı alıyor onunla yürüyor, nedendir ne yapmak istemektedirler.

  • üç yol ağzında iki yolu kapatıp tek yolu kaçmak için açık bırakırsın. oradan geçen vatandaş seslenir;
    - naabıyonuzz!
    + direniyoruz.
    -direniyonuz da naabıyonuz?
    +amcaaa tomalara barikat kuruyoruz işte!!
    -bu yolu niye açık bıraktınız?
    + o yoldan da kaçalım diye açık bıraktık amca!
    - evladım bu yol karakola gider.
    + |\_|\_|\_________*^#

  • benim gittiğim spor salonlarında hiç de olmayan gerginliktir. macfit gibi daha çok ılıkların gittiği spor salonun giderseniz boş gerginlik olur tabi.

    yaklasik 4 sene once gittiğim mahalle arası spor salonunda her gün gelenlerden biri hapse düşüyordu. genellikle de silahla adam alikoyma, harac kesme gibi suçlardan. salona gelen semt abisi vardı o geldiği zaman, tum salon ayağa kalkıyorduk.*. salona gelenler silahlarını hocaya teslim ediyordu. dediğim yer istanbul'un göbeği ama sanki bana federal hapishane spor salonu.

    ama salonda herkes birbirine nazikdi. mahalle abisi bile istanbul beyfendisi gibi davranıyordu yeminle. herkes birbirine yardimci oluyordu. yani herkes birbirini tanıyordu ona göre davranıyordu. boş kasılma yapmıyordu kimse.

    he bir de spor salonunda kız olmaması gerekiyor tabi gerginlik olmaması için. karışık spor salonu kadar saçma birşey yok, spor yaparken konsantrenin bozulmaması gerekiyor. spor dedigini konsantre olup kısa sürede yapacaksın oyalanmayacaksın.

  • ilk galata kulesi 5. yüzyılda romalılar tarafından yaptırılmış. döneminin en uzun kulesiydi, şu anki kule 67 metre uzunluğundadır.
    roma döneminde istanbul'da 14 mahalle vardı, galata bu mahallelerden biriydi. bu yüzden bu bölgede yapılan kuleye romalılar galata kulesi diyorlardı. roma döneminde (5.yüzyılda) galata bölgesi denizin o zamanlar kıyıya daha yakın olması nedeniyle deniz ticaretinde önemli bir noktaydı. romalılar da şehrin en önemli noktalarından biri olan galata'yı korumak ve sürekli gözlemlemek için galata kulesini yaptılar. bu kuleden şehirde olan bitenleri, insanları, kavgaları gürültüleri, yangınları, denizi, tekneleri yani her şeyi izliyorlardı.
    12. yüzyılın sonlarında romanın gücünü kaybetmeye başlamasıyla 13.yüzyılın başlarında cenevizliler buraya gelip galata bölgesini işgal etiler. cenevizliler burayı işgal ettiklerinde galata kulesi önceden çıkan yangınlar ve depremler tarafından harap olmuştu, ayrıca roma döneminde galata kulesi ahşaptandı. cenevizliler bu kuleyi yıkıp yeniden bir kule diktiler, ama bu sefer taştan kuleydi. tepesine de kocaman bir haç koydular ve "isa kulesi" olarak adlandırdılar. cenevizliler de bu kuleyi aynı romalılar gibi gözlem amaçlı kullanıyorlardı.
    1453 yılında fatih sultan mehmet istanbul'u işgal ettiğinde galata kulesinin tepesindeki haç'ı indirtmiştir ve adını gene o bölgenin adı galata olduğundan dolayı "galata kulesi" ne çevirmiştir.
    1500lü yıllarda çıkan büyük depremde galata kulesi yine harap olmuş ve 1700lü yıllarda son halini alacak şekilde inşa edilmiştir.
    osmanlı döneminde galata kulesi roma ve cenevizlilerin kullanım şeklinin yanı sıra hapishane olarak da kullanılmıştır (kanuni sultan süleyman dönemi)

    galata kulesi hakkında pek çok efsane vardır. bunlardadn en meşhuru roma efsanesidir:

    roma efsanesine göre galata kulesine ilk defa çıkan ve birlikte çıkan kız ile erkek mutlaka evlenirmiş. çiftlerden biri ya da ikisi, daha önce bu kuleye bir başkasıyla ya da yalnız çıktıysalar tılsım bozulurmuş.

    diğer meşhur efsane de masalımsı bir hikayedir.
    hikayeye göre galata kulesi ile kız kulesi birbirlerine aşıktırlar. fakat arada kocaman bir boğaz var, bu iki kule birbirlerine bakıp bakıp bişey yapamazlarmış. hezarfen ahmet çelebi galata kulesinden anadolu yakasında olan üsküdar'a uçarken galata kulesinin ısrarlarına dayanamamış ve galata kulesinin kız kulesine yazdığı mektupları yanına almış, kız kulesinin üstünden uçarken de mektupları kız kulesine bırakmıştır. mektupları alıp okuyan kız kulesi aşkının tek taraflı olmadığını anlamıştır ve daha da güzelleşmeye başlamıştır. kız kulesinin daha da güzelleşmeye başladığını gören galta kulesi de aşkının tek taraflı olmadığını anlamıştır ve sevinmiştir. aradaki kocaman boğaza rağmen bu iki kule yüzyıllara meydan okurcasına birbirlerine bakıp durmuşlardır.

    ayrıca; (bkz: #74177264) ( h. ahmet çelebi )

  • çocuk doktoru ise pedagoji eğitimi de vardır diye umuyorum, ama yine de doğru iletişim mi bir şey diyemeyeceğim.

    ancak sirozun 3.safhasına gelmiş bir hasta için ailenin öncelikli endişesi çocuğun ağlaması ise 13 yaşında çocuğun 98 kiloya nasıl geldiğini anlamak zor değil.

    muhtemelen teselli için daha da tatlı yediriyorlardır. asiymiş ve söz dinlemiyormuş ya...