hesabın var mı? giriş yap

  • - oğlum bi iş yapacağın zaman önce anana sor, ne söylerse tam tersini yap doğru yolu bulursun.

    baba işte... bu benim babam.. diğeri de anam..

    işin garip yanı anam da aynısını babam için söylüyor..
    kardeşim ablam için söylüyor
    ben kardeşim için anneme söylüyorum
    bizimkiler toplanıp benim için söylüyorlar

    doğru yolu bulan yok daha..

  • hollanda, fransa, danimarka ve hatta isveç gibi çoğu ülkenin o zamanlar doğu hindistan şirketi adıyla kurulmuş şirketi vardı ancak, en iz bırakan the british east india company olmuştur. halk arasında john company olarak bilinir, kendileri ise, yaptıkları aşağılık işleri gizlemek için olsa gerek, isimlerinin önüne honourable sıfatını koyarlar. ''akarı yok kokarı yok'' denilebilecek o zamanların en temel ticari emtiaları pamuk, ipek, indigo boyası, tuz, güherçile* , çay ve haşhaş gibi ürünlerin ticaretini yapmış ve piyasaları türlü yollarla domine ederek muazzam bir monopole dönüşmüştür. kendi askeri, madeni parası, mahkemesi vs. olan.
    britanya, hindistanı bu şirket üzerinden 1874 e kadar 250 sene sömürmüş, şirket tasfiye olduktan sonra da gandhi gelene kadar 75 yıl doğrudan yönetip sömürmüştür. hindistan halkı ve gandhi' nin çabalarıyla 1947 de britanya'nın hindistan'daki hakimiyeti son bulmuştur.
    karayip korsanları filminde şirketin ismi sıkça geçer ve gerçekte olduğu şekilde filmde de kötü karakterlerin toplandığı bir deniz şirketidir.

  • --- spoiler ---
    1 ocak 2022 tarihinden itibaren köprü geçiş ücretleri iki eşit parçaya bölünerek iki yönlü olarak değiştirildi. boğaz köprülerinde tek yön otomobil geçiş ücreti 8,25 lira olarak belirlendi.
    --- spoiler --

    geçen sene karayollları yok öyle bir şey diye kendini paraladı
    ne oldu
    demek ki varmış
    artık köprüden gidiş geliş 16.50 tl verilecek
    boğaziçi köprüsü 40 yıldır faaliyette
    maliyetini şimdiye kadar 100 kez çıkarmıştır
    bu köprüler kamunun değil mi
    neyin zammı olduğunu bir aktrol'den açıklamasını bekliyorum..
    demirel'in özal'ın aklına gelmeyen sağolsun reis'in aklına geldi
    acıma reis
    vur kırbacı
    sanki seçime gitmeyecek gibi kanırt bu milleti

    edit: hızımı alamadım
    birkaç şey daha yazacam
    evim ümraniye'de
    işyerim maslak'ta
    benim için kadıköy'e gitmekle maslak'a gitmek arasında fark yok
    kadıköy'e giderken para ödemiyorum da
    maslak'a giderken neden para ödüyorum

    ayrıca anadolu'da özellikle de karadeniz'de pek çok şehre gittim
    pek çok yolu tüneli köprüyü kullandım
    mesela karadeniz otoyolu neden ücretsiz
    onu da paralı yap
    mesela trabzon'un içinden geçen upuzun tünellerin de başına birer ogs ve hgs gişesi koy
    bakalım trabzon ve rize'den bir daha oy alabiliyor musun
    onlar para ödemiyor da istanbullu neden para ödüyor
    istanbul'da yaşayanlar bu ülkenin sağılacak inekleri mi?

  • üniversitelerimizin kürek takımlarının yeterli olmamaları ve çimenlerde laptop kullanan öğrenci sayısındaki azlıkla beraber, muasır medeniyetler seviyesine erişememizin nedenlerinden biri.

    batının ahlaksızlığını alıyorsak bence sincabını da almalıyız. gerek abd'de, gerekse birleşik krallık'ta sincabı olmayan okul yoktur. adamlar bilim geliştiriyorlar, bizler ise sadece kullanıyoruz. bak mesela otomativ endüstrisine, ancak parça birleştiriyoruz. (ki bunu new york'un arka sokaklarındaki herhangi bir oto sanayici de yapıyor, hem de özbeöz kendi kapitasıyla)

    liselerin spor takımlarına özel ceketler tahsis edip dolaplarının önünde konuşmalarını sağladıktan sonra bu probleme de eğileceğim.

    benzer bir sorunumuz için:
    (bkz: türkiye'de yeterince seri katil olmaması)

  • fragmanda gördüğümüz bu arkadaşın (görsel) kar trolü (snow troll) olduğu belirtilmiş.

    empire magazine'de yayınlanan yeni bir görselde, dizinin trollerinden birine ilk kez yakından bakma şansı buluyoruz. franchise'da daha önce troll'leri görsek de bu seferki troll diğerlerinden farklı olarak kar trolü olarak tanımlanıyor.

    franchise'da ilk kez görülen troll, peter jackson'ın yüzüklerin efendisi: yüzük kardeşliği'nde, moria madenleri'nde görülen mağara trolü (cave troll)'ydü. troller daha sonra the hobbit an unexpected journey'de de görüldü ancak bu yeni görüntü, henüz ekranlarda görülmemiş yeni bir trol türüne ait. dizide kar trolünün ne zaman ve nerede gözükeceği bilinmiyor ancak ismi bu trolün kış mevsiminin hakim olduğu bir yerde yaşadığını gösteriyor.

    fragmanda galadriel'in bir kutup manzarasında gezinirken gösterildiğini (video) düşünürsek, fragmanda elinde meşale ile kar trolü ile mücadele eden karakterin galadriel olduğunu varsayabiliriz. görsel - görsel

    kar trolünün dizide önemli bir role sahip olup olmayacağı bilinmiyor ancak jackson'ın ilk filminde trolün neredeyse frodo'yu öldüreceği göz önüne alındığında kahramanlardan birinin yolunun önemli bir anda bu troll ile kesişeceği de aşikar.

    kaynak

  • adamın kartını kullanıyorsak aidatını ödeyecekmişiz. başka bir arzunuz?
    ulen arkadaş bir halttan haberiniz yok boş boş konuşuyorsunuz. bankalar sizin kartınızdan gelecek aidat uğruna kart vermez size. o ekstra söğüşlemesidir sadece.

    bankalar, gecikmeden faiz alır. taksitlendirmeden faiz alır. kredi kartı ile ödeme alan esnaflardan anında ödeme için kesinti yapar, yada parasını 40 gün kulanır ondan sonra ödeme yapar.

    kredi kartını kullanman için o kadar kampanyayı sadece geri zekalıca savunulan kart aidatı için yapmazlar.

    fikriniz yok, zikriniz var arkadaş.

  • bizim köpeğin kafasındaki oyun sevgisi ve oyuncak sevgisi eşit. en sevdiği oyun "çekiştirme". yani o ağzında bir şey tutsun sen çek, o da çeksin. oh bayılır. hırıl hırıl. ama öte yandan en sevmediği şey de "oyuncağını kaybetmek". oyuncağını eskaza sen önce eline alıp saklarsan geri istemek için yapmayacağı şey yok. hatta artık sen bir şey istemeden peşin peşin pati veriyor oyuncağını almak için. alıyorsun hemen patisiyle kolunu tutuyor. ortaya çıkan manzara daha çok "bak dostum istersen güzellikle ver" tarzı ama içinde fırtınalar kopuyor aslında. oyuncağı verdin mi de alıp kaçıyor yarım saat vermiyor.

    o yüzden ağzına oyuncak kemiğini alıp çekiştirme oynamak istediğinde yanıma yaklaşıyor. istediği şey benim onu çekmem. ama hamle yaparsan da anında geri çekiliyor. çünkü kaybetme korkusu devreye giriyor. başlarda böyle "kaptım kapamadım", "aldım alamadım", deyip koşturmacalı bir macera yaşıyorduk. e ben de zamanla öğreniyorum bazı şeyleri. ben de artık hamle yapmıyorum. nasılsa kaçacak diye.

    o yüzden istanbul'da bir apartman dairesinde zaman zaman şöyle bir manzara yaşanıyor: bir adam ve ağzında oyunca kemik olan bir köpek karşı karşıya kımıldamadan birbirlerine bakıyorlar. köpeğin ağzında kemik. arada hızlıca sağa sola göz atıyorlar sonra yeniden birbirlerine bakmaya devam ediyorlar. iki taraf da hamle yapmanın en kötü hamle olduğunun farkında. öyle karşılıklı gergin bir bekleyiş. bu şekilde gün batıyor.

    iki kişiyle meksika açmazı olmaz diye düşünürdüm ama oluyormuş meğer.

  • çoğu çevirinin aksine güzel bir iş başarmış insandır. bundan şikayet eden insana versen işi, karbeyaz diye çevirirdi muhtemelen.

  • zorluklarıyla, kolaylıklarıyla bil dil. resmi çince olan mandarin diyalektinin zorluk ve kolaylıklarını çeşitli başlıklar altında incelemek gerekir ise:

    gramer:
    çincenin kendine özgü ama pek detayı olmayan enteresan bir grameri vardır. bazı yönleriyle çok kolay, bazı yönleriyle ise anlamak için üzerinde bir hayli uğraşmak gereken kurallara sahip bir gramerdir. batı dillerinden en büyük farkı, çincede fiil çekimi diye bir şey olmamasıdır. bu kolay tarafıdır. örnek:

    wo qu shanghai - şangay'a gidiyorum.
    wo qu le shanghai - şangay'a gittim.
    wo qu guo shanghai - şangay'a gitmiştim.

    wo= ben qu=gitmek. ilk cümlede görüldüğü gibi ben, gitmek ve şangay kelimelerini yan yana getirdiğiniz zaman şangay'a gidiyorum cümlesini elde ederken, sen, o, biz, siz, onlar kullanırken de fiil çekimi yapmazsınız. bunun yanı sıra fiilin yanına "le" getirdiğiniz zaman fiil di'li geçmiş zaman, "guo" getirdiğiniz zaman ise türkçe dilbilgisinde "mişli geçmiş zamanın hikayesi" olarak adlandırılan kipe yakın bir kip ile cümle kurmuş olursunuz. çince konuşurken bir çok zaman fiil çekimi veya kip yerine o eylemi yapmış olduğunuz zamanı söyleyerek cümle kurarasınız. mesela:

    wo zai shanghai - şangay'dayım
    wo xianzai zai shanghai - şimdi şangay'dayım
    wo zuotian zai shanghai - dün şangay'daydım

    xianzai= şimdi, zuotian=dün, zai= bir yerde olduğunuzu belirmek için kullanılan bağlaç.

    bu çince gramerinin kolay tarafıdır. bunun yanı sıra biraz daha zor ve de batı dilleri ile kıyaslandığı zaman enteresan gelebilecek cümleler vardır. mesela:

    wo zuo fei ji qu shanghai - uçak ile şangay'a gidiyorum.

    zuo= oturmak fei ji= uçak qu= gitmek. çincede bir yere hangi vasıta ile gittiğinizi belirtmek için ingilizcedeki "by" veya türkçedeki "ile" bağlacını kullanmak yerine oturmak fiili kullanılır. yani cümlenin birebir türkçe çevirisi "uçağa oturarak şangay'a gidiyorum." gibi bir şeydir.

    bazı cümleler ise yukarıdakilere göre anlaması sabır isteyen cümlelerdir. misal:

    wo cong bao li na le yi ben shu chu lai - çantadan bir adet kitap çıkardım.

    yukarıdaki cümle, bu bahsettiğim anlaması sabır isteyen cümlelerin en basitlerinden birisidir. cong = ingilizcedeki from türkçedeki -den -dan eki, bao= çanta, na le= elimle tuttum, yi ben shu= bir adet kitap, chu lai = dışarı gelmek. bu cümlenin türkçeye bire bir çevirisi şöyle bir şeydir: "çantadan bir adet kitabın elimle tutarak dışarı gelmesini sağladım." bazen karşınıza buna benzer öyle cümleler çıkar ki, bu tip cümlelerin neden öyle kullanıldığını anlamak için bol konuşma pratiği yapmaktan başka şansınız yoktur.

    çince gramerinin diğer bir zor tarafı da bazı kelimeler cümle içinde kullanılırken neden kullanıldığının anlaşılmasının zor olmasıdır. aslında türkçe'de de bu tip cümleler vardır (sanırım.):

    misal: "şarkılarda düşünmek seni bana getirmez ki." mazhar alanson bu şarkı sözünü yazarken "şarkılarda düşünmek seni bana getirmez." deseydi, iki cümlenin anlamı da aynı olurdu ama -ki eklendiği zaman cümlede enteresan bir pekişme meydana geliyor. bu cümlede neden -ki eki kullanıldığını ben şahsen türkçe öğrenen bir yabancıya anlatamam. işte çincede de bu tip cümleler mevcuttur ve de bir çinliye neden böyle kullanıyorsunuz diye sorduğunuz zaman benzer şekilde bunun nedenini pek açıklayamazlar. anlaması bol bol konuşma ve dinleme pratiği gerektiren cümlelerdir bunlar.

    çincenin diğer bir enteresanlığı da almanca'daki artikellere benzeyen ama öğrenmesi biraz daha kolay ve mantıklı olan kelime önünde kullanılan adet belirteçleridir. misal:

    çince'de "yi ge" bir adet demektir (yi=bir ge=adet). ama her nesnenin önüne yi ge getirerek o nesnenin bir adet olduğunu söyleyemezsiniz. mesela bir adet kitap demek için yi ben shu, bir adet bilet demek için yi zhang piao, bir adet sokak demek için yi tiao lu. demeniz gerekir. her kelimenin adet belirteci farklıdır ama belirli bir mantığa sahiptir. örnek olarak ince ve yassı olan eşyaların adet belirteci aynı, kitap ve defter gibi nesnelerin adet belirteci aynı, uzun ve ince nesnelerin adet belirteci aynı, belirli hayvan gruplarının adet belirteçleri aynı v.b.. yine de çince konuşurken genel adet belirteci olan "yi ge" kalıbını kullandığınız zaman çinliler sizi anlar ama eğer kullandığınız kelimenin adet belirteci "yi ge" değilse bozuk bir çince ile konuşmuş olursunuz.

    telaffuz:

    mandarin diyalektinde dört farklı tonlama vardır. yani bir sesin dört farklı tonlaması değişik anlamlara gelir. birinci tonlama o kelimeyi düz okumak, ikinci tonlama tonu yükselterek okumak, üçüncü tonlama önce tonu yükselterek sonra keskin bir tonla sonlandırarak okumak, dördüncü tonlama ise direkt keskin bir tonlama ile sonlandırarak okumaktan ibarettir ve de bunu yazarken anlatmak doğal olarak zordur. her sesin dört farklı tonlaması olmayabilir. (mandarin, tonlama meselesinin en kolay olduğu çince diyalektlerinden birisidir. hong kong'lular ve güneylilerin konuştuğu cantonese diyalektinde bir sesin 9 farklı tonlaması olduğunu duymuştum, kim bilir ne kadar zordur.) mandarin tonlamalarına örnek olarak:

    hao sesini üçüncü tonlama ile okuduğunuz zaman iyi, dördüncü tonlama ile okuduğunuz zaman ise numara anlamına gelmektedir. fu sesini ikinci tonlama ile okuduğunuz zaman kıyafet, dördüncü tonlama ile okuduğunuz zaman para ödemek, birinci tonlama ile okuduğunuz zaman koca ( anlamına gelen koca) anlamına gelmektedir. ancak bazen bütün kelimeler birbirine girer. misal; dördüncü tonlama ile okuduğunuz fu, hem para ödemek hem de baba anlamına gelmektedir. fakat iki sesin de çince karakteri farklıdır. bu sebeple karakterler, bilhassa yazı yazarken çincenin olmazsa olmazıdır. hem karakteri, hem okunuşu hem de tonlaması aynı olup farklı anlamlara gelen kelimeler de mevcuttur. çince öğrenmenin diğer bir zor tarafı da kelime ezberlemektir. çünkü çince konuşurken çıkarmanız gereken ses sayısı çok fazla değildir ve de bir sesin bir çok anlamı vardır.

    çince cümle kurarken tonlamalara dikkat etmediğiniz takdirde çinliler ne dediğinizi anlamaz. aslında bu da karışık bir mevzudur. şöyle ki; bir yabancının çince konuşmasını çok sık dinleyen bir çinli telaffuz ve tonlamalarınız kötü olsa dahi sizi anlar. bu sebeple yabancıların konuştuğu çinceyi en iyi anlayan çinliler çince öğretmenleridir çünkü tüm işleri yabancıları çince konuşurken dinlemektir. ancak, yabancılarla pek haşır neşir olmamış bir çinliye derdinizi anlatabilmeniz için çok düzgün bir telaffuz ile konuşmanız gerekebilir.

    çince karakterler:

    geldik çincenin en karmaşık mevzusuna. çincede kaç karakter olduğunu bilmiyorum ama ben çince karakterlere hakimim diyebilmeniz için bilmeniz gereken karakter sayısı 3000'dir. 1000 karakter biliyor iseniz basit cümle ve paragrafları okuyabilirsiniz. 2000 karakter bilerek çin'deki hayatınızı oldukça kolay bir hale getirebilirsiniz. eğer bildiğiniz karakter sayısı 3000'den fazla ise önünüzde saygı ile eğilirim. çince karakter öğrenmek de bol pratik ve karakterlerle sık haşır neşir olmanızı gerektirir çünkü dil öğrenmek nankör bir iştir ve de öğrendiğiniz çince karakterleri unutması çok kolaydır. bir gün çince öğrenmeye kalkarsanız ve de hocanıza nasıl karakter öğrenebilirim türünden yönelttiğiniz bir soruya hocanız "ezberleyeceksin. başka yolu yok." türünden kestirme bir cevapla karşılık verir ise kesinlikle o kişiden çince öğrenmeyi bırakın. çince karakterler ezberlenerek öğrenilir. bu doğrudur; ama sonuçta ezberlemenin de bir yolu yordamı vardır. bir kere çince karakterlerin en sık kullanılanından en az kullanılanına doğru listeler mevcuttur ve de doğal olarak karakter öğrenmeyi en sık kullanılandan en az kullanılana doğru yapmanız en mantıklısıdır. bunun yanı sıra her karakterin bir kökü vardır ve de bu kökler karakter öğrenirken aklınızda kalmasını kolaylaştırması açısından çok önemlidir. sözlükten bir karakterin ne anlama geldiğini sözlük dizininde bulunan kök listesi yardımı ile bulursunuz. bunun dışında başka bir enteresanlık daha vardır. bir karakterin ne anlama geldiğini kolaylıkla okuyabilirken o karakteri yazamayabilirsiniz. karakter okuyabilmek ve karakter yazabilmek iki farklı şeydir. sürekli gördüğünüz bir karakteri kolaylıkla hatırlayıp okuyabilirken, yazabilmeniz için yazma pratiği yapmanız gerekir. her karakterin bir yazma yöntemi vardır ve de bu yöntemi kullanarak yazmanız, karakter yazmayı öğrenmenizi kolaylaştırır. günümüzde bilgisayarla karakter yazmak çok yaygındır ve de bu işi kolaylıkla yapabileceğiniz bir çok yazılım mevcuttur. bu nedenle bir çok kişi karakter yazmayı öğrenmeye uğraşmaz. aslında hiç karakter bilmeden bile çince konuşabilmeniz mümkündür. hatta hiç karakter bilmeden iyi seviyede çince bile konuşabilirsiniz çünkü batılılıar için geliştirilmiş ve pin yin adı verilen karakterin latin harflerine dönüştürülmüş versiyonları vardır fakat istediğiniz kadar iyi seviyede konuşun, çince karakter bilmediğiniz takdirde bunun eksikliğini her zaman hissedersiniz. bazen "neden çin'de de zamanında bir harf inkılabı yapılıp işler kolaylaştırılmamış ki?" türünden sorular sorar insanlar. şahsi görüşüme göre, karakterler olmadığı takdirde yazı yazarken işin içinden pek çıkılabilecek bir dil değildir çince çünkü yukarıda da bahsetmiş olduğum gibi çince konuşurken çıkardığınız ses sayısı fazla değildir ve de bir sesin bir çok anlamı vardır. her karakter tek heceli bir sestir çincede.

    kelimeler:

    çince kelimeleri ezberlemek zordur. kolay unutulur. örnek:

    lao shi, çincede öğretmen, her zaman ve eski usül anlamına gelmektedir. lao çincede eski demektir fakat ikinci ses olan shi, öğretmen için kullandığınız zaman efendi, her zaman için kullandığınız zaman vakit, eski usül için kullandığınız zaman usül anlamına gelmektedir ve de üç shi sesinde de tonlamalar ve karakterler farklıdır. çince'de buna benzer aynı sesleri kullanarak oluşturduğunuz bir çok kelime vardır ve bu nedenle akılda tutması zordur. hatta ve hatta lao shi sesler topluluğunu kullanarak oluşturulan kelimelerin sadece yukarıda bahsettiğim üç anlamı yoktur başka anlamlara gelen kelimeler de mevcuttur. bunun yanı sıra çinliler batıda kullanılan bir çok özel ismi kendi dillerine ve karakterlerine uyarlayarak kelime haznelerinin arasına katarler. mesela çince elvis presley "ai er wei si pu lei si li", bill gates "bi er gai ci", the beatles "pi tou si yue tuan" demektir. (beatles'ın çincesinin sonundaki yue tuan müzik grubu anlamına gelir. çinliler bir kelimeyi kendi dillerine uyarlarken michael jackson şarkıcısı gibi tamlamalar oluşturmasını çok severler). bir çok şehir ve ülke ismi de çinceye uyarlanmıştır. mesela çince istanbul "yi si tan bu er", barselona "ba sai luo na", new york "niu yue", ispanya "xi ban ya" demektir. her ama her özel isim, restoranlar zinciri, ünlü şahıs v.b.'nin çince uyarlaması vardır (eğer çin'de tanınıyor ise). aslında bu çince'de batı dillerinde kullanılan seslerin olmamasından kaynaklanır. bazen çinlilerin yaptığı özel isim çevirmeleri enteresan sonuçlar doğurmaktadır. mesela hard rock cafe'nin çincesini bire bir türkçeye çevirdiğiniz zaman ortaya çıkan çeviri "sertkaya restaurant" gibi bir şeydir!

    bu dili öğrenmeye meraklı kişiler için internetteki iki baba kaynak:

    http://www.mdbg.net/chindict/chindict.php (işinizi gerçekten inanılmaz kolaylaştıran ve de aradığınız her şeyi bulabileceğiniz çok baba bir ücretsiz sözlük.)

    http://chinesepod.com/ (güzel bir dil öğrenme sitesi. bir bölümü ücretsiz olsa da detaylı kullanmak ücretli ama yine de hakkını veriyor.)