ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sinema tarihindeki en büyük spoiler
wolverine türk olsaydı olabilecekler
-
soyduğu elmanın dilimlerini pençelerine takıp çocuklarına uzatırdı.
(bkz: her akşam ailesine meyve soyan baba)
portekiz milli futbol takımının berberi
-
sanırım takım içerisinde bir cristiano ronaldo'ya bir de kendisine sınırsız özgürlük verilmiş.
son derece idealist olduğu bir gerçek.
antónio alberto bastos pimparel (beto)
fabio coentrao
miguel lopes
joão pereira
miguel veloso
raul meireles
nélson oliveira
hélder postiga
cristiano ronaldo
arkadaşlar uyardı, bunlar babadan oğula nesil herhalde ..
luis figo
edit: "o luis figo değil halil sezai" diyenlere saygım sonsuz..
vize müjdesi
-
yaklaşık 10 senedir merkezi ab üyesi bir ülke olan bir şirketin türkiye bölümünde çalışıyorum. neredeyse herşey o ülkenin dilinde ve ingilizce. schengen ülkesi.
işe ilk başladığım vakitlerde sık sık eğitim amaçlı o ülkeye giderdim. haliyle vize başvurusu evraklar falan filan...pasaport bir tek o ülkenin vizesi ile dolardı.
ilk başladığım vakitlerde, yani bundan 10 sene evvel,
- gerekli evrakları tamamlamam yeterliydi, şahsen başvurma zorunluluğu yoktu, vize ücreti 60€ civarı bir şeydi, 2 günlük seyahat için vize isterdim onlar 2 senelik vize verirlerdi. daha sonra o 2 senelik vizeyi kullanıp, italya turu paris turu amsterdam turu deyip tüm schengen ülkelerini gezerdim. tüm avrupayı işten aldığım 2 senelik bu vizeler ile dolaştım.
aradan 10 sene geçti, aynı şirkette 10 sene dile kolay, nerdeyse o ülkenin yarı vatandaşı sayılırım di mi ama. adeta onlardan biri oldum çıktım...
fakat, kazın ayağı öyle değil, daha geçenlerde 5 günlük bir ziyaret için vize istedim buyrun başıma gelenler:
- evrakları tamamlamak yetmiyor, şahsen başvurmam gerekiyor, vize ücreti 85€ oldu, gittiğimde hayatımda ilk kez vize için parmak izi verdim, zaten 4 tane vize fotoğrafı ile gitmiş olmama rağmen orda bi daha resmimi çektiler, yeni kayıt açtılar....birkaç gün sonra pasaportu almaya şahsen gittim... ve sürpriiiz 1 aylık vize vermişler...
aynı yerde 10 senedir çalışıyorum, 10 senedir ziyaret sebebim belli, kalacağım otel hatta 10 senedir eğitim adresi bile belli, 3 aylık maaş bordrosu verdim, şirketten antetli kağıda imzalı belge verdim. verilen vize 1 aylık...
o 10 seneden beri, en az 6 ayda bir, yandaş gazetelerde vize müjdesi haberlerini okuduğumu söylemiş miydim?
25 nisan 2022 boğaziçi'nin mescide çevrilmesi
-
"hayatta iki şey sınırsızdır. birincisi evren, ikincisi de islamcının aşağılık duygusu. birincisinden emin değilim."
albert anştayn.
5 mart 2015 dolar kuru
-
bir gece ansızın 2.58 los angeles, 2.59 new york, 2.60 washington dc. inlerine gireceğiz inlerine !
a. gül'ün 55 milletvekili ile parti kuracak olması
-
davutoğlu, gül, babacan okey oynasalar 4. bulamazlar bu zamanda. ne partisi diyorsunuz.
negatif insanları hayatınızdan çıkarın
-
bu da yeni moda cıktı.
toksik insanlari, negatif insanlari hayatinizdan çıkarın mottosuyla, insanlarin tahamullsuzlugunu normallestirmeden baska bir sey degil.
sevdiğimiz insanlar zor günlerden geciyor, bunu paylasmiyor ve negatif enerji saçıyor olabilir.
ya da yakınızdaki insanlar cok farkli sorunlarla boğuşuyor olabilir.
ınsanları hayatinizdan çıkarıp kaybetmek yerine onlari kazananın.
herkes her an cok mutlu olmak, olmuyorsa bile mutlu gözükmek zorunda degil.
gercek hayat sizin tozpembeye bürünmüş instagram sayfanız değil.
gerçekci olun ve insanlara bu zor dönemde daha yapıcı davranin.
iş maillerinde geçen iğneleyici cümleler
-
''ekli mailimde bu konu ile ilgili bilgi vermiştim'' şeklinde bir e-mail de bunların arasındadır.
maillerine düzgün bakmadan tekrar aynı şeyleri soruyorsun. alık mısın arkadaşım? anlamı çıkarılabilir.
dibe vurmuş insanlara tavsiyeler
-
günlerden bir gün, köylerden birinde bir çiftçinin eşeği kör kuyuya düşer.
eşek saatlerce acı içinde kıvranır ve bağırır. sesini duyan sahibi gelip baktığında zavallı eşeği kuyunun dibinde görür.
çaresiz çiftçi köylüleri yardıma çağırır. köylüler kör kuyudaki eşeği kurtarmak için ne yapacaklarını düşünürler ama sonuçta onu kurtarmanın imkânsız olduğuna ve bunun için çalışmaya değmeyeceğine karar verirler. tek çare, kuyuyu toprakla örtmektir. herkes ellerine aldığı küreklerle etraftan kuyunun içine toprak atar.
zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkerek dibe döker. bir süre sonra ise ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükselir ve sonunda yukarıya kadar çıkar. köylüler kuyudan dışarı çıkan eşeğe çok şaşırır. işte hayat da bazen bizim üzerimize yüklenir ve üzerimiz toz toprakla örtülüyormuş gibi olur.
bunlarla baş etmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır. kör kuyuda olsak bile.
colson whitehead
-
nickel çocukları kitabıyla (bkz: siren yayınları) ikinci kere pulitzer ödülüne layık görülen afro-amerikalı muazzam yazar. daha önce de yeraltı demiryolu isimli kısa ama destansı eseriyle kazanmıştı aynı ödülü. edebiyat tarihinde iki kere pulitzer ödülü kazanan birkaç efsane yazar arasına da ismini altın harflerde yazdırdı ve henüz çok genç bir abimiz. pulitzer deyip geçme, bir bakıma nobel'den bile kıymetli bir ödül. cesaret gerektiren, sıradışı eserler kazanıyor bu ödülü. yeraltı demiryolu'nu okudum, nickel çocukları masamda. colson reis zaten çocukluğundan beri dehâ. abd'nin en iyi, en baba burslarını kazanmış hep.
yeraltı demiryolu, gerorgia pamuk plantasyonlarındaki kölelik yıllarında geçen bir firar öyküsünü anlatıyor. ama ne anlatım! modern bir destan. müthiş bir nefes. tükenmeyen, yorulmayan, hızından ve geriliminden bir saniye bile kopmayan devasa bir eser.
covid-19'u 30 saniyede tedavi eden ilaç
-
yatanların günahı nedir yahu, ayağa kaldırsinlar hemen garipleri öyle yapsınlar, 30 saniyede bitti gitti.
biten sadece covid değil belli ki, türk gazeteciliği ve televizyonculuğu da böyle böyle bitti.
edit yapmayı sevmiyorum ama bir tane mesaj geldi, " nereden biliyorsun da etki etmediğini dalga geçiyorsun " şeklinde. buradan yanit vereyim olayın ne kadar kolpa olduğu anlaşılsın.
bak güzel kardeşim annem terminal devre kanser hastası. korkunç ağrılar çekiyor tahmin edersin. bu sebeple sadece kırmızı reçete ile satılan ve vücuda yapıştırılan bir bant, kas içine iğne ve damar yolundan verilen çok güçlü bir ağrı kesici bulduk, doktora soracağız yazabilir mi diye.
ilacın etken maddesi fentanil. markayı vermeyim ama prospektüsünde diyor ki, damar içi enjeksiyonda 1-2 dakika içinde etki eder !
her şeyi bir kenara bırakın damar içine enjekte edilen bu kadar ağır bir uyuşturucu dahi ancak 1-2 dakikada etki ediyor, senin covid hapı 30 saniye.
haydi hayırlı traşlar.
bilinen en şaşırtıcı tarihi bilgi
-
dalton kardeşler(joe, william, jack ve avarel), herkes bu ismi ünlü bir çizgi film olan red kit'te bir kez olsun duymuş ve izlemişlerdir ve çoğu insan bu haydut grubunun çizgi filme has hayali karakterler olduğunu sanmıştır.
halbuki hikayedeki isimleri bire bir tutmasa da çizgi film için ilham kaynağı olmuşlardır. gerçek dalton kardeşler 1890-1892 döneminde amerika birleşik devletlerindeki oklahoma eyaletini terörize etmişlerdir.
şimdi hikayenin başına dönelim; daltonlar aslında büyük bir aile idiler. babaları lewis dalton anneleri ise adeline lee younger'dı ve 12 kardeşten oluşuyorlardı. isimleri sırasıyla charles benjamin "ben" dalton -henry coleman "cole" dalton - littleton "lit" lee dalton -franklin "frank" dalton-gratton hanley "grat" dalton -william marion "bill" dalton -eva may dalton -robert rennick "bob" dalton -emmett dalton -leona randolph dalton -nancy may dalton -simon noel "si" dalton 'dur.
dalton çetesini oluşturan grup ise bob , gratton, emmett ve bill dalton ayrıca bu kardeşlerden ayrı dört kişiyde çetedeydi ve toplamda dalton çetesi 8 kişiden oluşuyordu. çetede 4 kardeş olduğundan ve liderleri ise bob olduğundan halk arasında dalton kardeşler olarak tanındılar.
bu kardeşlerden bob , gratton, emmett ilk önceleri fort smith, arkansas'ta federal mahkemede ve daha sonra osage nation'da avukat olarak çalıştılar. daha sonraları aç gözlülük ve fazla para gözlerini kör edince ilk önceleri at çalıp satmaya başladılar. sonrasında bölgede isimleri hırsız diye anılmaya başladığında bölgeden kaçtılar. bu olaylar onları cesaretlendirdi, sonrasında bir çete kurmaya karar verdiler ve bankaları, posta arabalarını ve trenleri soymaya başladılar.
kardeşlerde bill yapılan soygunlardan hiç birine katılmadı sadece çeteye akıl veriyor ve casusluk, gözcülük, muhbirlik yapıyordu.(daha sonraları kendide başka bir çete kuracaktı tabi)
bu kadar soygundan sonra bob dalton iyice cesaretlenmiş ve jesse james*'in yaptığı ünü al aşağı edecek hatta aynı gün içerisinde iki bankayı soyacağını iddia etmişti. taki coffeyville banka soygununa kadar.
bob kendinden o kadar emindi ki bütün her şeyi planlamıştı ve 5 ekim 1892'de yola koyuldular. amaçları, 1 cm condon & company'nin bankasını ve birinci ulusal bankasını aynı anda soymaktı. plan şöyleydi ancak emmett bu durumdan pek hoşnut değildi sebebi ise bankaların çevresinde çok tanıdığı vardı ve çıkabilecek bir çatışmada ölmelerini istemiyordu. tekrar plana dönecek olursak bob ve emmett'in birinci ulusal bankası'nı soyacak, grat, broadwell ve powers ise condon bank'ı soyacaktı.
soygun sabahı bob, çetenin atlarını condon bank'ın arkasındaki bir yere bağlamayı planlamıştı çünkü orada tuğla duvarlarla çevrili bir alan bulunmaktaydı fakat uzun zaman şehre gelmedikleri için bu yapının hala var olduğunu sandılar, sonuç plan bir anda beklenmedik şekilde değişmişti ve hızlı düşünceyle atları bankadan batıya doğru, şehir hapishanesinin yakınındaki dar bir sokakta bağlamaya karar verdi.
daha sonra çete sokaktan coffeyville plazasına doğru çıktı. kaldırımı süpüren birisi bob, emmett ve sahte bıyık takmış grat'ı fark etti ve orada bulunan bir mağazanın içinde doğru koştu. hareketlilik orada sokakta çalışan işçileri de etkilemişti ve işçilerden biri "daltons bankayı soyuyor!" diye bağırmaya başladı.
oluşan bu curcuna bir anda bütün kasabaya yayıldı ve halkında katıldığı arbede bir çatışmaya dönüştü. çatışma sırasında grat ve bob dalton, dick broadwell ve bill powers öldürüldü. emmett dalton ise yaralandıve hayatta kaldı.* sonrasında ise daltonlar dağıldı ve 1951 yılında çizerlerden morris tarafından çizilen red kit macerasında tekrar hayata dönmüş oldular.