hesabın var mı? giriş yap

  • bunların salon markalarına ait olanları ekseriyetle içerisinde bakım ürünü de barındırıyor. çünkü zaten mor şampuan kullanıyorsanız saçınız yıpratıcı bir açma işleminden geçmiş oluyor, dolayısıyla mor şampuan müşterisi aynı zamanda yıpranmış saç müşterisi de oluyor. bazı salon markalarıysa bu sebeple mor şampuanları saç bakımını destekleyici bir şekilde yapabiliyor ve böylece mor şampuan sonrası saçlarınız kazık gibi olmamasının yanısıra bir de daha da yumuşak olabiliyor.

    ben matrix markasına ait so silver şampuanı kullanıyorum, çok memnunum, öncesinde de yine aynı markanın brass off maskesini kullanıyordum, o da saç rengini 10 dakika içinde değiştirebilen harika bir üründü ama benim saç rengime uymadığı için bitince so silver şampuanı aldım. zaten matrix markasının ürünlerini kullanmaya başlamamda da brass off maskesi etkili oldu. ondan önce de l'oreal'in blondifier şampuanını kullanmıştım, ondan da çok memnun kalmıştım ama saçları matrix gibi yumuşacık yapmıyordu.

    bir kişi de sormuş "bunu kullanınca bütün vücudunuz da mor oluyor mu?" diye... evet, oluyor, hatta mavi oluyor ama yıkanırken geçiyor.

    peki neden mor şampuan? (gece gece bilgi veresim geldi)

    daha açık saç renklerine ulaşmak için saç açma işlemi yapılırken saçlardan koyu renk pigmentler çekilir. bu sırada saçın hangi tondan hangi tona açılması hedefleniyorsa, açılan saç tonuna göre kızıl, turuncu ve sarı alt tonlar açma işlemi sırasında saçta kalabilir. bu tonlar saçta kalmasa bile zamanla saçın kendini onarmaya başlaması ve saç boyasının da etkinliğini kaybetmeye başlamasıyla beraber bu tonlar ortaya çıkabilir. örneğin saçlarınız çok koyu siyahsa ve kumral saç hedefindeyseniz saçlarınızı kumral saç tonlarına boyadığınızda kızıl yansımalar ortaya çıkar. ya da diyelim ki şöyle güzel bir koyu sarı istiyorsunuz, saçınızın 8 numaraya kadar açılması gerekir ve bu seviyede turuncu yansımalar ortaya çıkar. saçınızı açık sarı ya da platin sarı yaptırmak istiyorsunuz diyelim, bu sefer de saçınızı 9-10 seviyelerine kadar açtırmanız gerekir, bu seviyelerde de sarı, dore yansımalar ortaya çıkar. görsel

    mor şampuan ihtiyacı da saçın olduğundan daha açık bir renge boyandığında ortaya çıkar. sıcak renklerin zıddı soğuk renklerdir ve zıt renkler vasıtasıyla istenmeyen yansımalar nötralize edilir. bu kızıl tonları nötralize etmek için de mavi tonlarındaki şampuanlar kullanılır. çok koyu siyahtan kumrala geçmişseniz kırmızı yansımaları ortadan kaldırmak için yeşil şampuan, açık kumral ve koyu sarı saçlarınız varsa turuncu yansımalardan kurtulmak için mavi-mor, rahmetli nur yerlitaş'ın tabiriyle “morcivert” şampuan, açık sarı ve platin saçlarınız varsa ve sarı yansımalardan kurtulmak için mor şampuan namı diğer silver şampuan kullanmanız gerekir.görsel

    çünkü saçlarımızdan pigmentler çekilirken en son kızıl tonlar saçlarımızdan ayrılır. saçlarımızı daha koyu renklere boyamak istediğimizde de bu prosedürün tam tersi izlenir ve saçlar önce uygun kızıl tonlara(kırmızı, turuncu veya sarı, istenen koyu renk saç tonuna göre) boyandıktan sonra koyu saç tonuna boyanır.

  • bozdurulmaması durumunda 1 haftalık kur değişimi ile komple sir ağdaya dahi gidilebiliyor.

    öyle bir ülkenin böyle bir berberi

  • merhabalar,

    godfather filminin bir yerinde, şu söz vardır, çok hoşuma gider ve her yerde kullanırım:

    -eğer birini seviyorsan, bırak gitsin... dönerse senindir, iskenderse benimdir!! hahahahahahaahhaahhaahah!!!

    bu kısa girişten sonrai kendimi tanıtayım... spontan bir insanım... mesela face'de profilini gördüm ve hemen sana yazmaya karar verdim...

    kendini nasıl tanımlarsın?

    asi?
    şatafatlı?
    kaderci?

    ilk harflerine bak, beni göreceksin:)

    mustafa

  • bir seyin de icine sicmayin amina koduklarim, bos vaktiniz varsa oturun doktora siddet icin cozum uretin.

  • 18-19 yaşlarımdayken yaşadığım utanç verici bir olay ile yaşadığım andır.
    (ön bilgi: fazla kilolardan muzdarip bir kızcağızdım o zamanlar)

    kalabalık bir bijuteri dükkanında takılara bakıyordum. dükkan sahibi de iki adım ötemde, bir arkadaşı ile sohbet ediyordu. gözüme takılan bir küpeyi elime aldım, standın arkasında diğer bir renginin daha olduğunu görüp, onu da incelemeye başladım. bu sırada dükkan sahibi bana bir şeyler söyledi. ne dediğini anlayamadığım için, "bana mı dediniz?" dedim.

    böyle dememle adamın yüzünün bembeyaz kesilmesi bir oldu. birden özür dilemeye başladı. "yok hanımefendi size demedim yemin ederim" (bu arada adamın bu aşırı tepkileri üzerine etraftaki herkes bizi izlemeye başladı) "yemin ederim hanımefendi size demedim, arkadaşın soyadı tosun biz ona hep öyle tosun diye hitap ederiz"...

    dışarıdan bakınca şöyle bir diyalog olmuş:

    -tosun
    -bana mı dediniz?

    iyi ki efendim dememişim :(
    oooff offf...

  • türkiye için oldukça kötü bir durum. bizim en büyük ithal kalemlerimiz dolar üzerinden iken en büyük ihracatımız euro bölgesine yapılıyor. arbitraj avantajımız maalesef kayboldu