hesabın var mı? giriş yap

  • ödev yapmaktan, yazı yazmaktan nefret eden ilköğretim 1. sınıf öğrencisi ege eline bir kitap alıp öğretmeninin yanına gider...

    ege: bu ne bu?
    öğretmen: kitap...
    ege: onu biliyorum da ne kitabı bu?
    öğretmen: müzik kitabı...
    ege: kaç ay oldu okul açılalı, niye bunu okumuyoruz hiç? bıktım artık yazı yazmaktan, biraz resim yapalım, şarkı söyleyelim falan! okula gelmek istemiyorum artık!!!
    öğretmen: sen okula gelmezsen ben ne yaparım egeciğim?
    ege: ne yaparsın? gelenlere yazı yazdırırsın yine!

  • ..

    sonra birgün, seni son gördüğüm yerde medikal açılmış, bense annesi hemşire olan bir adamla evlenme kararı almıştım. sağlık adına iyi gelişmeler. üzerimde son gördüğün t-shirt çoktan yer bezi oldu, topuklu siyah ayakkabılarımı daha o yaz, karadeniz'de bir dağın tepesinden fırlattım. amcam, iyileşti. sırası gelmemiş olan birkaç kişi öldü. sen, çoğaldın bir biçimde. demografi adına iyi gelişmeler.

    ben bu süre zarfında, elimi sayısız kez bir yerlere vurmuşumdur. yollarda trafik kazaları görmüş, yanından üzülerek geçmişimdir bence. geçenlerde polisi bile aradım, o sırada çok acildi, ama şimdi unuttum sebebini. bebekleri kokladım, onlara çok şey anlattım, ve çocuklarıma. düşen çocukların yaralarına korkmadan bakmaya alıştım. hayat, bir şeyler koyuyor tabağına, istemem diyemiyorsun. yaşıyorsun ne gelirse elinden. bana zimmetli ömür işte, bir yerine bir şey olsa benden sorarlar. yalan değil, biraz yaşlandım. ölürüm biraz, dünya adına iyi gelişmeler, yükü azalır.

    saçlarımı sayısız kez boyattım. yeni elbiseler aldım bir sürü, hiçbirini bir kez bile görmedin. babam odama kocaman bir bambu aldı, onunla çok dertleştim. beni dinleyen odunlar arasında en iyisi oydu, inkar edemem. hiç üzmedi beni, hiç gittiğini bilmem. sanırım, ayakların olmaması bu gibi durumlarda iyidir. hasret adına iyi bir gelişmeler, hasret sabah erken kalkmak gibidir bence, insanın erteledikçe erteleyesi gelir. hayat; 5 dk daha, hasret için -hep- çok erken.

    çok bayramlar oldu bu arada, ellerini öptüm insanların boynuna sarıldım. sarılmak hala gündemdeki öne çıkan eylemimdir. eylem demişken, taksim'e gittim. defalarca konsere indiğim sokaklarında, bağırdım, yürüdüm. inananların gözlerinde, güzel bir dünya gördüm. bence, oraya düşünmeden gidilir. bilet, çok kişiliktir, kişiliklidir. yaşasın bağzı şeyler.

    dua ettim çok defa, hiç pişman değilim. evimden çok uzakta, yollarca yürüyüp bulduğum camilerde. biriyle iki kişilik fotoğrafım oldu inanmazsın, hiç ummazdım kendimden bunu. evinden gidince ben, sokak lambalarının söndüğünü iddia eden bir adamla. gözlerimi kapatınca gördüğüm. karanlığı bilirim. bilirsiniz. bazen yanındayken birinin, karanlıkta kalmamak için gözlerinizi kapatırsınız. anca, öyle aydınlık olur çünkü. aşk adına iyi gelişmeler. bazı sabahlar birinin yanında uyanınca siz, fırınınızdan sıcacık ekmekler çıkar, milyonlarca. mis. tahıl piyasası adına iyi gelişmeler.

    sonra, ben, birgün, unutmuştum her şeyi. hiç hatırlamadım. kendi adıma iyi gelişmeler. bence hayat, bunu herkese yapmak için fırsat kolluyor. bana inanın.

  • hatırlıyorum imamoğlu'ndan önce hiç böyle kuyruklar yoktu. her durakta 3-5 kişi ya olur ya olmazdı .onları da 3 dakikada bir gelen vitolar alırdı. kart bile basmazdık çoğu zaman aman abi ne gerek var sen keyfine bak derlerdi . sonra da uyanır ve işe giderdik.

  • herkesin babasının kendi inancına, anlayışına göre değişen sözler.

    benim için yıllar yıllar önce, denizden bulup çıkardığım 250,000 lira ( biz küçükken 250,000 lira vardı mavi, o zaman en az 3 gofret 1 big babool alınabilecek bir paraydı, arkadaşlar bilir) sonrasında babamın söylediği sözlerdir.

    elimde heyecanla koşturarak yanına gitmiştim, 'bak denizde para buldum, gidip bakkaldan neler alıcam şimdi' diyerek. babam elimden o parayı alıp bana cebinden çıkardığı başka bir 250,000 lira verip, ' bir daha sakın kendine ait olmayan, başkasının kazandığı parayı alma, senin kazanmadığını harcamak haramdır, paraya ihtiyacın olduğunda bana söyle ben sana vereyim' demişti.

    üstünden belki 15 yıl geçti, ben hala unutmadım. büyüdüm, adam oldum, çalışmaya başladım, para içinde olduğum bir işim var, fırsatım olsa milyonları/trilyonları hortumlarım ama gel gör ki yerde gördüğüm 1 lirayı bile alıp harcayamıyorum.

    aynısını çocuğuma tembihleyecek miyim? ilk öğrettiklerimden biri olacak.

  • ilahiyat- gül suyu
    eczacılık- ecza (ilaç)
    tıp- kadavra
    hukuk- eski kağıt
    güzel sanatlar- alçı&boya
    besyo- ter
    mimarlık- yapıştırıcı
    iktisat&işletme- çay&kahve
    reklam&halkla ilişkiler- parfüm

  • lösemi denen illeti yenmiş gül yüzlü bir çocuk. babası ve annesinin içi titriyordur ona bakarken. florya'ya sevgi ve umut getirmiş, taraftarın sevgilisi olmuştur.

    ali yiğit'i gördükçe lösemiden kaybettiğim oğlumu hatırlıyorum. en büyük hayalim onunla birlikte galatasaray maçlarına gitmekti ama yarım kaldık. yarın molde maçında 3,5 yaşında bir çocuğun artık giyemeyeceği forması ile tribünde olacağım, maç sonu ali yiğit üçlü çektirirken oğlum çektiriyormuş gibi mutlu olacağım.

    unutmadan; bu çocuğun 14 yaşına kadar gördüğü zorluğu koca koca insanlar ömürleri boyunca görmemiştir. çok görmeyin gözündeki ışıltıyı.

  • hiç tanımadığınız birinin 3 gün evinizde kalması ve bu durumdan ev arkadaşınızla rahatsız olup başka yerde kalmanız.

    bir gün eve geldik baktık bir kadın oturuyor evde. merhaba dedi merhaba dedik. sonra aynı apartmanda oturan başka bir arkadaş geldi işte bu da bişey söylediğim gibi (söylemedi) sizde kalacak,sorun olmaz herhalde (olurdu) bende kalamaz çünkü ailem geliyor (bize ne?) dedi. biz de ayıp olmasın diye o an tamam tabi dedik. e sonra da tamam demiş bulunduk ama bildiğin salonda oturan bir kadın. koltukta yaşıyor. çay demliyor. lan kadın çamaşır yıkadı kuruttu salonda. ilk gün karşı koltuğa oturduk biz de. demlediği çaydan içtik. sonra baktık kadın rahatsız oluyor yani tip tip bakmamızdan. gittik başka arkadaşta kaldık.

    hayır kadın bize nasıl girdi? girdi neden kaldı? kaldı hiç mi tırsmadı amk biz tırstık. sonra bizim arkadaş mal mı kızı bıraktı gitti? biz mal mıyız evimizi bıraktık gittik? bir öğrenci evinde hiç mi normal olay yaşanmaz? babamın böyle yapmayı öğrendiği pastaya sokayım.

  • futbolun kimseye olmadığı kadar di maria'ya iade-i itibar borcu vardı. real madrid'de en iyi oynadığı maçlarda bile ronaldo övülüyor, her şey ona yazılıyordu. bugün de messi konuşulacak ama biz futbolseverler, futbolcuseverlerin aksine onun hakkını vermeye devam edeceğiz.

  • ruam atlarda kronik, katır ve eşekte akut seyreden bir hastalıktır. zoonozdur. solunum sistemi, iç organlar ve deride irinli nodül, ülser ve tek taraflı burun akıntısına sebep olur. irinli nodüller deride oluşur ve akıntı yaparlar. irinli nodül oluşumu ilerledikçe ülser meydana gelir.

    akut formun inkubasyon süresi yaklaşık 1 haftadır. kronik formun inkubasyon süresi ise çok daha uzundur.

    etkeni burkholderia mallei'dir. gram (-), aerobik, sarı renkte s tipi koloni oluşturan bir bakteridir. bu bakteri soğuk, nemli, karanlık ortamlarda birkaç ay canlı kalır.

    ahır dışında yaşayan at stres altında ve vücut direnci düşük olduğu için çok rahat hastalanır. yağışlı dönemlerde etkenin dayanıklılık özelliği arttığı için hastalık yine ortaya çıkar.

    infeksiyon kaynağı infekte atta oluşan deri ve burun akıntısıdır. bu akıntılar sulara, yemlere, meraya, tımar malzemelerine bulaşır.

    insana deri ve solunum, etçil hayvanlara sindirim, atlara ve eşeklere solunum, sindirim ve deri yoluyla bulaşır. solunum yoluyla bulaşma ahırda yaşayan hayvanlarda damlacık yoluyla öksürük sırasında bulaşır. deri yoluyla bulaşması için deride zedelenme olmalıdır. tımarda kullanılan alet derideki nodüllerden dolayı kontamine olmuşsa ve derisi tahribata uğramış hayvanda kullanılırsa bulaşma olur. insanda solunum yoluyla bulaşma hayvanlarla iç içe yaşamakla olur. etçil hayvanlarda sindirim yoluyla bulaşma ise arazide hasta bir hayvanın yenmiş olması veya kaçak kesilen etler bu etkene sahipse ve yenirse olur.

    burun ruamı: burun akıntısı, öksürük ve çene altı lenf yumrularında şişme ile dikkat çeker.
    akciğer ruamı: öksürük en önemli belirti. burun kanaması, kanlı burun akıntısı ve solunum güçlüğü görülür.
    deri ruamı: deride apseler ve nodüller görülür.

    ruam hastalığında laboratuar tanı önemlidir. hayvan deneyi, serolojik tanı ve allerjik tanı yapılır.
    hayvan deneyi: erkek kobaylara periton içi inokulasyon uygulanır. 2 hafta içinde orşit görülmesi beklenir. buna strauss reaksiyonu denir.
    serolojik tanı: komplement fiksasyon ve aglutinasyon testi yapılır. sonuç 1/500 - 1/1000 arası çıkarsa şüphelidir. >1/1000 ise pozitiftir.
    allerjik tanı: mallein testi yapılır. deri içine 0,2 ml mallein uygulanır. hassasiyet, kızarıklık, ödem ve deride kalınlaşma görülür. kalınlaşma en önemli belirtidir. derideki kalınlaşma 0-3 mm arasında ise negatif, 3-5 mm arasında ise şüpheli, 5 mm'den büyükse pozitiftir.

    ruam savaş yönetmeliğine göre ruam'ın sağaltımı yasaktır. bildirimi zorunlu ve tazminatlı bir hastalıktır. tazminat şöyle verilir:
    açık belirtilerde hayvanın o anki değerinin 2/4'ü oranında, mallein testi pozitif çıkmışsa hayvanın o anki değerinin 3/4'ü oranında tazminat verilir.