hesabın var mı? giriş yap

  • trabzon idmanı ders bir:

    bugün trabzonspor idmanına getirilen vuvuzela antremana giren futbolcuların elinden ve çalma girişimden geçtikten sonra sahaya en son giren şenol güneş'in eline gelir.

    - vuvuzela'yı hocaya veren görevli; içi boş bunun hocam
    - şenol güneş; olur mu. içinde bağımsızlık var, özgürlük var bunun..

  • ahmet çakar emre'yle ilgili konuşurken.
    (- ertem şener)

    +emre sen saha içinde kötü bir yaratıksın
    -hocam şimdi yaratık deme ayıp oluyor
    +ne var yani allah'ın yarattığı anlamında
    -olsun hocam öyle anlaşılmıyor
    +tamam emre sen kötü bir mahlukatsın

  • akıllarda soru işareti yaratan bir açıklamadır..

    eğer bu saldırı malum şahsa yapılsaydı, o kalabalığı yarabilmek için kalabalığın üstüne yaylım ateşi açılacağını hepimiz biliyoruz.. kimden mi bahsediyorum, tabii ki "esad"

  • az once gelen email. nijerya'da cekilen bir piyangodan kazanmisim. hemen arzu ettikleri gibi tum kisisel bilgilerimi, banka hesap ve kredi karti numaralarimi gonderdim. umarim parayi yatirmalari fazla uzun surmez. cok mutluyum.

  • her zekide ya da kendini zeki hissedende yoktur bu olay ama bence en büyük dezavantajları bir işi uğraşmadan da halledebileceğini sanmak. bu olay ilkokulda başlar. okuma-yazmayı çarçabuk öğrenirler (hatta belki okula gitmeden önce öğrenmişlerdir), basit matematiği derhal kavrarlar, ingilizcenin girişini yutuverirler vs. bu olay lise-1'e kadar filan böyle devam eder. hiç çalışmadan bile herkesten önde olmaya alışırlar. fakat sonra bir an gelir, trigonometrik denklemlerle tanışılır, türev-integral belaları tebelleş olur, bir sürü sikko biyoloji bilgisi hatmedilmeyi bekler. fakat çalışmadan başarma alışkanlığı uzun zamandır bünyededir ve kolay kolay terk edilemez (ya da hiç edilemez). bu tembellikle bile olsa, hasbelkader, şansın da yardımıyla iyi bir üniversite kazanılırsa işler daha da içinden çıkılmaz bir hale gelir. çünkü; bu dünyadaki en çirkin şey bu 'zeki' dostumuzun başına gelir: gereksiz özgüven. bu özgüvenle insanlar vize-final çalışırken dostumuz amele amele etrafta dolanır ve ilk sıkıntıları çekmeye başlar. asgari 7 senede mezun olur üniversiteden. iş hayatı daha da boktan bir hal alır. çünkü önüne verilen angaryaları yapmaktan hoşlanmaz. o daha çok kritik sorunları, zekasıyla çözmek istemektedir. işler birikir. bu hayatın ona göre olmadığını, 9-18 mesaisinin onun hayat tarzı olamayacağını düşünür fakat maaşından da feragat edemez. bu angarya işlerle harcandığını düşünür. nevrotik ruh haliyle ömür boyu homurdanarak ve yumurta kapıya dayanmadan işleri halletmeyerek yaşar ve ölür.

  • eğer ki soyadınız garipoğlu olmasa, değil üzerinde kan lekesi bulunan anne babanızı bütün sülalenizi içeri alırlardı, ebelerini de skerlerdi. bağıra bağıra yıllardır söylüyorum. hem de adaletin üç sac ayağından birine mensup biri olarak. bu ülkede adalet yok. bu ülkede hukuk yok. bu ülkede bağımsız yargı yok. var diyenin de ta....

    normalde en küçük bir yaralamada bile sanık hakkında tutuklama kararı verilebiliyor.-ki başıma geldi. ancak bu adamın anne babası, üzerlerinde kan lekesi bulunmasına rağmen, delil karartabilecekleri şüphesi olmasına rağmen, suçu ve suçluyu gizleme ihtimalleri olmasına rağmen anında serbest bırakıldılar. savcının yaptığı itiraz da reddedildi...

  • oysa ben norveçli balıkçılara yapılmış saldırı olarak düşünmüştüm. bilgilendirici bir tweettir. ufkum açıldı.