hesabın var mı? giriş yap

  • 1980li yılların sonlarında indie camiasında daha önce görülmedik tipte müzisyenler ortaya çıkıyordu. new musical express* adlı ingiliz müzik dergisi bunları "sahnede kazık gibi durup ya yere ya da pedallarına bakan indie gitaristleri" olmalarından ötürü shoegazers olarak etiketlemişti. görüldüğü gibi bu terim aslında bu gitaristleri aşağılamak amacıyla uydurulmuştu. eleştirilerdeki odak nokta "showman"liğin eksikliğiydi. müziklerini icra ederken seyircilerle sıfır temas kuran bu kişiler özellikle 80lerde iyice ayyuka çıkan müzikte içerikten önce görünüme, içindeki yemekten çok tabağın süsüne önem verme modasının tam da karşısında duruyorlardı. shoegazerlar indie hareketin müzik alanındaki felsefesini gerçekleştirmeye en yakın kişilerdi belki de. çünkü indie olmanın bir şartı da -belki de en önemlisi- şovdan uzak durmaktı. velhasıl nme gibi popüler müziğin yılmaz bekçisi dergilerin yakıştırdığı shoegazer terimi adeta kendilerinin ayağına dolandı, belki o gün değil ama bu janrın önemli grupları kendilerinden sonra gelen pek çok grubu etkiledi.

    (bkz: #43016939)

  • fakir işi.

    millet 20 li yaşlardaki çocuklarına ülkenin topraklarını ve halkın milyar dolarlarını veriyor be. ne babalar var.

    100binlik tekne ne lan.

  • muhtemelen kastettikleri şey borca girmeden ev almak ki bu da son derece doğru. basit bir mülk satın almak için yıllarca köpek gibi çalışmayı sıradanlaştırmayın.

  • yine birileri mağdur olmuş, beleşe marş yapmış. marşı dinlemedim. yapmasaydın.

    euro 2020 yatırımları amma patladı. dün maçtan hemen sonra çıkan turkcell reklamını izlerken bir gülme geldi.

    kıraç takımın başarılı olacağını herkesin marşını söyleyeceğini düşünürken turnuva bizim için erken bitti. marş çöp oldu, kıraç da bize trip attı. valla çok komik lan.

  • kız değil erkektir haber kaynaklarında sorumsuzca 2 adı açıkça belirtilip soyadı kısaltılmaktadır. saçları ve tırnakları bakımsızlıktan uzamıştır. teyzesi olacak kamuran isimli bir psikopat tarafından çöp evin kilitli bir odasına hapsedilmiştir. yaşadıklarının amerikan true crime hikayelerinden farkı yoktur.

    edit:başlık düzeltilmiş kız ibaresi çocuk ile değiştirilmiştir.

  • 4-5 sene oldu sahibinden.com dan breville espresso makinesi aldım. bugün sıfırı 30.000 ikinci el 15/18000 arası.

    ben aldığımda 3000 falandı fiyatı. dolar bazında aynı yani aşağı yukarı 2nci elde.

    her gün 2 minimum olmak üzere totalde minimum 3500 bardak içecek yapılmıştır makinede. iki kere bakıma gitti sadece.

    güncel fiyatlarla bir maliyet hesabı yapayım.

    kahveyi taze kavrulmuş çekirdek alıyorum. son zamlarla kilosu 600 falan. 18er gram içecek başı demek ki bir kilo paketle 50-55 arası içecek yapıyoruz.

    suyun litresi 3.5 tl (damacana) makine her içecek için yarım litre su tüketiyor desek 1.75.

    3500 icecegin güncel fiyattan mağaza maliyeti (americano desek) 50 lira desek (güncel ne bilmiyorum) 175000 lira yapar.
    günlük olarak 100 lira.

    bana maliyeti 3500 icecegin 44000 lira (kahve su dahil elektrik eklemedim)

    aleti ikinci el 20ye aldım, yıllık da (bana maliyeti) 8000 liralık da kahve içtim alet kendini neredeyse 1 senede amorti etti. günlük maliyet 20 lira.

    rakamlar yuvarlandı (ama çok da yuvarlanmadı)

    hesaplayan emekli albay moduna geçmişim lan. sabah denizi kaçırdınız çarşaf gibiydi