ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
facebook'ta kendi iletisini beğenen insan
-
keyfi yerinde olduğunda omzunu öper.
kadınların yaptığı korkunç hatalar
-
bir erkeğe sonsuz güven duymak. asla aldatılmayacağını düşünmek.
sevgilinin kanser olduğunu öğrenmek
-
geçen sene öğrenmiştim.
hani böyle insan hayattan soğuyor ya,aynen öyle oluyo işte.
ne yapacağımı şaşırmıştım.betim benzim atmış,resmen soğuk terler döküyordum hatırladığım kadarıyla.
elim ayağım birbirine dolanmıştı.o an kaybetmek istedim kendimi.
gittim bakkala,bi 50'lik rakı aldım kendime.
geberircesine içtim.
ağladım.
kustum.
defalarca...
o gün başını omzuna koyupta ağladığım bi insan vardı.en yakın arkadaşım,yılların verdiği sağlamlığın oluşturduğu bir dost.
tek tesellim o adamdı.
o gün,uğruna ağladığım kız bugün o adamın omzuna kafasını koyuyo.
ağlamak için değil ama.
fatma nur çelik'e susup özgecan aslan'a patlamak
dev semenderi kızartıp yiyen çinli kız
-
semender den ziyade yağ olarak kullandığı mazot dikkatimi çekti ya da 8 numara motor yağı.
o daha çok midemi bulandırdı.
etin tadını almamak için içine her şeyi koydular.
bir ölü dedesini koymamışlar içine.
kesilen ağaç varsa yüz katını dikeriz
-
"...bi de uçlarına taramalı tüfek takarız kimse bize saldıramaz...cuv cuv cuv!" diye devam eden umut sarıkaya karikatürü.
diyanetin 15 temmuz genelgesi
-
hani kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yoktu?
344 bin lirayla 35 yıl boyunca çalışmadan yaşamak
-
james harden bile faize attığı parayı arttırmış. eskiden 150 bin lirayla 35 yıl yaşardı.
beşiktaşlı olmak
-
2007 yılıydı yanılmıyorsam. istanbul'da garajistanbul diye bir mekanda koçani orkestar grubunun konseri var, ben de oradayım çok sevdiğim bir arkadaşımla. konser süper, adamlar zaten inanılmaz eğlenceli. istanbul'a dışardan gelen herkesin ilk fark ettikleri şeylerden birisiyle karşı karşıyayım: pek çok tv ünlüsü var etrafta. tanıdık bir kaç yüz, birkaç ünlü işte. yok dream tv'nin viceyi bilmem ne falan da çarpıyor gözüme. o sırada gözüm bir hanımefendiye takılıyor. çok güzel, çok zarif. çalan grubu dinliyor mutlulukla. kim dersiniz? şevval sam. ama nasıl güzel, nasıl zarif. şimdi şevval sam, şevval sam olarak orada durmuyor olsa, belki de bütün geceyi ona bakarak geçirmek isterdim. ama yapamıyorum. aklım 1 dakika içinde bu zarif hanımın kim olduğunu, ne kadar hoş olduğunu ve aynı anda ona bakmamam gerektiğini söylüyor. niye? çünkü bu hanımefendi sarı fırtına metin'in eşi de ondan. 2007'den önce ayrılmışlardı ama benim için hep metin tekin'in eşi işte. bakamıyorum, utanıyorum. benim için beşiktaşlı olmak, şevval sam'ı görünce utanıp başka yere bakmak, süleyman seba'yı her görüşünde duygulanmak, nartallo'nun bile iyi futbolcu olduğuna inanıp onu sevmek, madida'yı ölmüş bir aile büyüğünü yadeder gibi hayırla yad etmek, hiç tanımadığım taraftarları, inönü'yü dolduran adamları her haftasonu evimden izlerken onlarla gurur duymaktır.
kapalı alanda sigara içerken rte'ye yakalanmak
-
ulan şaka gibi. türkiye'nin en büyük adamı olacan, 2 buçuk dakika kafede cuara içenlere ceza yazdırmak için zabıta bekleyecen.
gerekli işlem yapılsın de geç. işine bak, nereye gideceksen git dayı.
yaran telefon diyalogları
-
rahmetli olan bir arkadaşım ve yine onun rahmetli olan babasından muhteşem bir diyalogtur.
bizimki evde canı sıkıldıkça telefonu bilmemne polis karakolu buyrun diye açardı babası arıyor bir gün
bizimki- iyi günler bilmemne polis karakolu buyrun
babası-oğlum ?
bizimki-baba?
babası-oğlum karakolda ne işin var senin???
tuncel kurtiz
-
''hangi takımı tutuyorsun diyorlar, muhalifim dedim. çarşı'dan çıkmam dedim, kartal gibi kimseye minnet etmem dedim'' diyen büyük usta. unutan namerttir.
forza beşiktaşın giriş sayfası
instagram'ın kapanması durumunda olabilecekler
-
kimse tatile, gezmeye, sosyal aktivitelere gitmez herkes evde oturur trafik olmaz. kitap satışları düşer yazarlar aç kalır. direksiyon hikayesi atılamayacağı için araba satışları düşer.