ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bağdat pili
-
tarihin ilk pili olduğu hakkında söylentiler olan alettir.
şöyle ki: bağdat pili olarak anılan düzenek, 13 cm yüksekliğindeki, orta kısmı bombeli bir kil kap ve içindeki, demir bir çubuğun etrafına sarılmış, altı kapalı bakır bir rulodan oluşuyor. içine sirke gibi sıvılar doldurulduğunda bir akım uretebiliyormus. mö.250-ms.224 ya da ms.224-640 dönemlerine ait olduğu düşünülüyor.elektriğin icadından çok çok önceye dayanıyor yani...
araştırmacılar bu pilin piramitlerde kullanıldıgını iddia ediyor cunku piramitlerin içlerine hiyerogliflerin yapılması için ışığa gerek vardi ve piramitlerin içlerinde herhangi bir meşaleden kalmış is veya benzeri bir iz bulunamadı.
kimi iddialara gore ise bu pili icad eden medeniyetlerin bunun pil olduğunu bile anlayamadıkalrıdır.tabi bunların hepsi birer iddia olarak kaldı.
kısacası, bağdat pili elektrokimyasal bir düzenek olsa dahi, bunu yapanların aygıtın nasıl çalıştığını bilmiyor olmaları büyük olasılık.durum boyle ise, elektriği keşfetmis olduklarını söylemek zor.
hayrettin'in sayfasındaki utanç verici yorumlar
-
oruç tutana saygısızlık, ona zorla bir şeyler yedirip icirmeye çalışmakla olur.
bunlar başkasının hayatına, inancına, inancsizligina saygı gostermeyip kendilerine mağduriyet yaratıyor.
oruç tutarak benim inancsizligima baskı yapıyorsunuz, dese ne yapacaksınız? senin inanma hakkın var da onun inanmama hakkı yok mu?
bu memlekette ne kadar çok kara cahil, yobaz var yahu!
ortadoğu insanının en karakteristik özelliği
-
asagidaki ayrimin sukela sekilde ortaya koydugu gibi, bastan savma is yapmalaridir.
japonlarin ise yaklasimi:
"if one can do it, i can do it.... if no one can do it, i must do it."
araplarin ise yaklasimi:
"wallahi if one can do it, let him do it.... if no one can do it, ya-habibi how can i do it ?"
çalışan gelin istemeyiz diyen damat ailesi
-
ulan çıkmadı ki karşıma şöyle bir aile basayım oğullarına nikahı.
sonra sabahtan akşama kadar müge anlı senin ibs benim takılırdım anasını satiyim.
aradığım ailedir.
tanıyan bilen varsa oğullarına talibim.
zorunlu edit: arkadaşlar amme hizmeti yapıyor ve ibs' nin açılımını yazıyorum; işte benim stilim aq hiç mi gündüz kuşağı izlemediniz?
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
muz yerken bitmesin diye yalamak. valla lan yaptım ben bunu çocukken.
hava yardımlarını kırmamak için kabul ediyoruz
-
beceriksizler ama kabul edelim çok komik adamlar bunlar.
orman bakanı “ormanlardan ben sorumlu değilim” dedi mesela.
26 ekim 2020 ay'da su bulunması
-
bir açıklama.
daha önce ay'daki kutup bölgelerinde, yani karanlık ve soğuk bölgelerde su varlığına ilişkin bulgular vardı zaten. şimdi artık güneş gören bölgelerde de suyun varlığına ilişkin kanıtlar ele geçmiş durumda. clavius adlı kraterde, kızıl öte bölgedeki gözlemlerle bulunmuş.
tabi ki suyun varlığı ay'da daha fazla zaman geçirilmesi ve belki de yeni keşifler yapılabilmesi için gerekli bir şey, ancak henüz bunun kaynak olarak kullanılıp kullanılamayacağı belli değil. zira bu bildiğimiz şakır şakır ya da birikinti halinde su ya da buz değil, sadece moleküller halinde orada bulunuyor. bölgedeki 1 metreküp toprak başına 350 grama yakın yanılmıyorsam... yanlış bilgi vermiş olmak istemem, siz yine de araştırın bu kısmı.
şimdi sırada, o suyun oraya nasıl geldiği ya da orada nasıl oluştuğu ve neden hapsedilmiş şekilde korunduğunu bulmak var.
bitaksi'ye taksimetreni aç da gel özelliği gelmesi
-
giderken de taksimetreni aç özelliği de eklenerek taksilerin boş boş gezerken yaptığı masrafa bir nebze de olsa katkıda bulunabiliriz. herşey onlar için.
köpeklerin parçaladığı çocuğun entübe edilmesi
-
gelişmiş modern ülkelerde sokak köpeği yoktur
bir tanesinde bile yoktur
modern ülkelerde en önemli şey insan hayatıdır
insan hayatından önemli hiç bir şey yoktur
buna tehdit oluşturabilecek her şey yok edilir
saniyelik salaklıklar
-
minübüste tam inilecek yere yaklaşırken ve şoföre "müsait bi yerdeee" ya da "inecek vaaar" diye seslenmeye hazırlanırken saate bakmak ve hemen ardından kafayı kaldırıp şoföre doğru "saat beeeş" diye bağırmak.
1967'de istanbul
-
pırıl pırıl, muhteşem görüntüler.
görüntülerin en önemli detayı şu:
taksim meydanı 50 yıl önce bugünkünden herhalde 50 kat filan daha güzel. neredeyse uygar bir şehir meydanına benziyor.
edit: ayrıca gerçekten de ortalıkta tek bir türbanlının olmadığı, ülkenin balkan ülkesi havasında olduğu görüntüler. o günden bugüne bakınca dubai'ye dönmüşüz hissi geliyor insana.
edit2: bunun nesi gg yahu? şaşırdınız iyice. ülkenin geldiği hali sevmek zorunda mıyız lan?