ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kötü günlerde kişiye güç veren sözler
-
"her şey üstüne gelip, seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme! çünkü orası kaderinin değişeceği yerdir.." mevlana
atatürk'ün sülalem rahat pozu
-
ben de bulaşığı yıkayıp sarı bezi tezgaha serdikten sonra bi cigara yakıp aynen bu şekilde tv'nin karşısına geçiyorum. ama haşortmanla.
atam ülke kurmuş takımla uzanmış. yaptığı temizliğin de haddi hesabı yok.
(bkz: kalp)
mahkeme kararları sadece lice'de uygulanır
-
mahkeme; heykel yasal değil kararı almış. onlarca panzer helikopter yüzlerce asker gitmiş uygulamış.
mahkeme; aoç'deki başbakanlık binası yasal değil demiş. adam gel taşşaklarıma üfle demiş
mahkeme; bakırköy'deki gökdelen yasal değil demiş, ağaoğlu ağzına vercem emer misin demiş?
mahkeme; süzer'e yuh bu kadar da olmaz tümden yasadışı demiş, süzer bokumu ye sen demiş.
evet türkiye bölünmez ama güzel sömürülür.
dağılın hipneler.
31 mart 2015 türkiye geneli elektrik kesintisi
-
doğumgünüme denk gelmesi nedeniyle, ülke genelinde dev bir sürpriz parti hazırlandığından şüpheleniyorum.
arabayla okul bahçesine girip takla atan öğretmen
-
kadın olduğunu belirtmeye gerek yok sanırım.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
(etraftan duyulmasa da inboxlara düşmüş fıkra gibi diyalogdur...)
bir bankamatik sırası, o sırada bir trafik polis otosu gelip banka önündeki park etmiş arabanın plakasını anons etmiştir...
öndeki şahıs para çektiğini, arabayı hemen çekeceğini işaretlerle polise anlatmaya çalışır...
bir polis ortalığı yıkan anonsu patlatır:
-" yüz milyon fazla çek, ceza yazdııık! "...
türk halkı
-
sanirim cok fazla trajediyi cok yakin aralıklarla yasadigi icin yeni bir trajedi yasayinca cok cabuk organize olabiliyor artik.
olayin şokunu hizlica kenara koyup birbirine el uzatiyor.
tabii yasadiklarindan ders almadığı icin, bu trajedileri tekrar tekrar yasiyor olmasi ayrica uzun bir konu tabi ama demek istediğim sey, bu hizlica organize olabilme becerisi, ecnebi memleketlerde yok.
haliyle bize gore daha seyrek yasadiklarindan dolayi belki de ya da baska bir sey, bilemiyorum.
ama bizdeki ahenk onlarda yok, bunu cok olayda gözlemledim.
onlar trajedilerinden cok ders alip, yasananlari anmayı asla unutmuyor.
biz hizli unutsak ta her seferinde ayni dayanismayi sergiliyoruz.
malum cok buyuk bir nufus ve alan bu depremden korkunc zarar gordu.
henuz 24 saat oldu ve her yer muazzam organize olarak, tum gucuyle deprem bölgesine destek olmaya calisiyor.
istanbul-ankara otoyolu yuzlerce cekici low bed'ler uzerinde bekolu kepce tasiniyor.
onlarca ambulans tek sira olmus gidiyor.
farkli sehirlerin plakalarindan grup grup kamyonlar "deprem yardımı" afisleriyle yollarda.
bircok sehirdeki lojistik merkezi yapilmis alanlarda yuzlerce insan kolileri elden ele uzatip tir yukluyor.
muazzam sahneler.
suan niğde otoyolundayiz, adana'ya gorev yerimize gidiyoruz ve bir suru farkli plaka minibus minivan, logolu sirket araci, ici insanla, malzemeyle dolu bolge yolundalar belli.
benzinliklerde selamlaşma var,
allah hepimizin yardımcısı olsun,
yolunuz acik olsun,
gibi dileklerle yeniden yola cikiyorsunuz.
sanirim turk halki bu ozverili dayanismayi seviyor, bu konuda cephede en onde, süngü takmis zafere kosan dedeleri gibi olmaktan gurur duyuyor.
henuz sifir noktasina varmamisken bu birlik hissini yasamak cok acayip, tarifi zor.
hepimiz sanirim uzun zamandir tek yürek olabilmenin gücünü özlemişiz.
tum kirli siyasilere, art niyetlilere ragmen...
fdes yoldan bildirdi.
playstation oynamış efsane nesil
-
galatasaray ve babam sayesinde içinde bulunduğum nesil
popescu son penaltı için topun başındaydı. tam o esnada rahmetli babam bana dönüp '' gol olursa dile benden ne dilersen '' demişti. tabii o anın heyecanı ve adrenaliniyle söylemişti ama bilirdim, sözünü tutardı. ben de fırsat bu fırsat diye düşünüp hiç düşünmeden playstation istemiştim.* popescu penaltıyı gole çevirdi, uefa kupası geldi. o geceyi pek anımsayamıyorum zaten. resmen mutluluktan aptallaşmıştık. neyse ertesi gün oldu. hiç unutmuyorum, hava sıcaktı, çok güzel bir akşam güneşi vardı. babam geldi, bir baktım elinde bir paket. sözünü tutmuştu.
bazen tekken 3'de hwoarang'ı alıp önüme geleni tekme manyağı yaptım, bazen de solid snake'le sessiz ve derinden ilerledim. güzel zamanlardı be. evvela çocuktuk, dert yok tasa yok. gündüz okula git, okuldan dönüşte sokakta top oyna, akşam olsun yemeğini ye sonra oyun başına otur. belli bir yaşa gelene kadar dünyanın en keyifli döngüsü.
şimdi mi ? geriye sadece anılar kaldı.
türkiye'de güzel kızların çok az olmasının sebebi
-
barzo türk erkeğinin baskın genleridir.
sizin askeri bütçeniz kadar biz dolandırıldık
-
https://twitter.com/…tatus/1306163259976933376?s=20
iyi parti genel başkan yardımcısı yavuz ağıralioğlu'nun, hepimizin içine oturan milyarlarca dolarlık telekom kazığı üzerinden yaptığı, sesli güldüren türkiye-yunanistan kıyaslaması.
tam bir güler misin ağlar mısın saptaması. hem iktidar partisine hem yunanistan'a ayar veren iyi bir gönderme olmuş.
i ching
-
eee ching, yee ching veya yee ging olarak soylenen cin fali. eskiden cin de kitap henuz icat edilmedigi bir zamanda, ozlu atasozleri, ermis ve aydin goruslu insanlarin gorusleri rulolar halindeki yazitlarda toplanir ve saklanirmis. gelecek nesiller icin saklanan bu yazilara da i ching adi verilmis. yee veya i kelimesi felaket, kotu olaylar ile ilgili olup, ching de, yee ile ilgili durumlarin nasil engellenmesi gerektigini bildiren akilli yazi anlamini aliyor. ve fakat bati dunyasina degisimlerin kitabi olarak yansiyor. filozofi ve kehanetin bir karisimi olarak meydana cikan i ching, bati dunyasinda sihirli bir kavram olarak algilansa da, gercekte bir cinli icin, i ching tanrilardan kendisine gonderilmis rehber vazifesi goren, akilli ogutlerden baska bir sey degildir.
otomatik düşünce
-
bilissel terapinin merkezinde yatar. durumlar karsisinda otomatik dusunceler olusur, ancak bunlarin cogunlukla farkinda olunmaz. bilissel terapi, otomatik dusuncelere dair farkindaligin artirilmasini ve bunlarin test edilmesini esas alir. bu yolla, varsayimlara,kurallara ve temel inanclara da ulasilmasi ve bunlarin fonksiyonel olmayanlarinin degistirilmesi hedeflenir.
temel soru "aklimdan ne geciyor?"dur.
ornegin, yolda bir arkadasinizi goruyorsunuz, yaninizdan gecip gidiyor. tam o anda aklinizdan ne geciyor?
- beni gormedi.
- beni gormezden geldi.
duygunuz ve tepkiniz otomatik dusuncenize gore ortaya cikacaktir. bir durumda tek bir otomatik dusunce de olmayabilir. bunlara duygular da eslik eder ve surec icinde otomatik dusuncelere ek olarak o anda hissedilen duygu da belirlenerek bunlarin gerceklikleri test edilir, zira bir duygu ya da dusunceyi ortaya cikaran asla bir durum degil, bu duruma dair kisinin algisidir.
super olaydir; ustunde calisip, fark ettikce kendini hayatina ve beynine sonunda tam olarak hakim olmus gibi hissetmek mumkundur.
iddaa'nın yaptığı büyük terbiyesizlikler
-
yaptığı en büyük terbiyesizlik iddia kelimesini iddaa şeklinde bozarak insanların doğrusunun bu olduğunu düşünmesini sağlamasıdır. insanlar "iddaaya girerim ki" "fazla iddaalı bir kıyafet olmuş" "iddaa ediyorum o öyle değil" gibi cümleler yazar hale geldi. zaten kendi diline hakim olmayan bir milletiz, bu cahilliğin bu şekilde cesaretlendirilmesi büyük ayıp, terbiyesizlik, aymazlık.