hesabın var mı? giriş yap

  • ilanda gariplik görmüyorum diyenlere gelsin.

    - tüm istenilen özellikler dışında şu var:
    "yapılan çalışmaları mobile uygulayabilen, (ıos,android,windows)"

    bu üç platforma da aynı anda native uygulama geliştirebilen adamı siz türkiye'de nah bulursunuz.

    ilanı veren mal da en iyi ihtimalle istenilen özelliklerin birkaçında uzman(c#,sql,javascript vs gibi) diğerlerinde de basic seviyede bilgi sahibi adamı bulur , tabi en az 5k vermek koşulu ile.

    edit: ahahah birde seo sıkıştırmış araya.
    (bkz: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya)

  • uygulamanın adı nedir? entrylerde bunu belirtebilirseniz sabitleyip üste çekebiliriz.

    düzeltme: uygulama yokmuş arkadaşlar. android sisteminin kendisi böyle bir hizmet veriyormuş. konum ayarlarından açılabiliyormuş. son bilgilerle güncelleyeceğim. şuradaki fotoğrafa tıklayabilirsiniz. android deprem uyarı sistemi nasıl açılır

    telefonunuzun ayarlar bölümüne girin > konum ayarlarını açın > açılan sayfada deprem uyarıları butonuna tıklayın > deprem erken uyarıları sistemini aktif edin; gün boyu konum bilgisi aktif kalmalı anladığım kadarıyla

  • hank williams, marty robbins, johnny cash'li classic country müzik, rock müziğe boyun eğip piyasadaki popülaritesini yitirdikten sonra oldschool abilerimizin icra ettiği bu taşra müziği artık yaşlı işine dönmüştü. güneyli kimliğiyle gurur duyan, biz hâlâ buradayız diyen, southern soul akımının inatçı hard workerları ne gitarı bırakmış elinden, ne de country'yi bırakmış dilinden. yalnızca zamana biraz adapte olmak babında country müziğe zenci babaların işi jazz, blues ve rock and roll öğeleri eklemişler. aslında bu classic country müzisyenlerinin karşı çıktığı bir durumdu. zira özellikle davul afro-amerikan (political correctness was here) kültürünün bir parçası olduğu için kasten reddediliyordu. hank williams, jonny cash, marty robbins, the carter family, jimmy rodgers gibi erken ve orta dönem sanatçıları davullu ritim yerine gitarlı vals ritmini kullanıyordu. zamanla country müzik, blues ve rock and roll'un piyasayı domine ettiği dönemde gömlek değiştirip artık shotgunla birini vuran, hapisteki anılarını anlatan, yoksulluğu betimleyen, amerikalılığı öven, tanrıya ve isa'ya ilahiler yakaran bir müzik olmaktan çıktı. içindeki taşralıyı öldürmemiş ancak texas'ın, alabama'nın, oklahoma'nın, nashville'in tozlu yolları ve duman altı barlarını anlatan, içine aşktan, aileden, hayattan, geçmişten, hayallerden, umutlardan öğelerle daha mutlu, daha duygusal, belki biraz hüzünlü yeni dönem country ortaya çıktı. loretta lynn, waylon jennings, don williams, allman brothers band gibi isimler country'yi diri tutmaya çalışmış olsa da 90'larda piyasadan iyice silinmiş, üstündeki ölü toprağı atamamış ve artık rağbet görmeyen bir müziğe dönüşmüştü. tabii ki bunun en önemli nedenlerinden biri de politika. ikinci dünya savaşından vietnam'a, soğuk savaştan sovyet tehlikesinin bitişine kadar büyük bir korkuya ve kutuplaşmaya mahkum edilen amerikan toplumu bu ahval ve şerait içerisinde dinleyeceği müziğini de seçmek zorundaydı. konfederasyon bayrağı country müziği çoktan terk etmiş, country güneyli işi olmaktan çok uzaklaşmış, pop müzik batağına saplanmış, korkunç bir hakarete uğramıştı. ancak country müziğin o keman gibi uzun uzun dalgalanan hülyalı gitar tınılarına tav olan birtakım müzisyenler o tınıları psychedelic bir rüyaya dönüştürdüler. paisley underground, americana, dream pop tam da country'nin fişinin çekildiği erken dönem 90'larda çiçek gibi bir bir açıp özlem gidermeye geldi.

    bu uzun girizgâhtan sonra asıl anlatmak istediğim meseleye başlayalım. country'nin bu uzun ömrünün gölgesinde sessiz sedasız ancak dikkate şayan birtakım isimler özellikle vietnam savaşı'nın yarattığı yıkımın gölgesinde nispeten daha farklı konularda country müzik icra etmiş. öylesine tatlı, öylesine hoş ki bu abiler, ablalar arkada çalıp dursa ne güzel çalıyor ya dersiniz, kulak verip dinlerseniz protest sözler, peri masalları, pastoral betimlemeler, dağlar, ormanlar, nehirler neler neler... o kadar çok isim var ki, sığdıramam buraya. derli toplu bir listem de olmadığı için işte hepsi burada da diyemiyorum. ancak alt-country isminde classic country müziğe alternatif, içerisinde yeni dönem pek çok güzide sanatçı ve parçanın da olduğu dev bir spotify playlisti paylaşabilirim. bu listenin içerisinde sadece kıyıda köşede kalmış eski alternative country şarkılar yok, aynı zamanda the white buffalo, cowboy junkies, mazzy star, yo la tengo gibi tanıdık isimler de var. bir de wayne hancock gibi hank williams'ı mezarından kaldırıp sahneye çıkaran honky tonk erbabı isimler, colter wall gibi amerikalılığı amerikalılardan daha güzel anlatan ağzı viski kokan tok sesli kovboy kardeşlerimiz ve sera cahoone gibi amerika'nın uçsuz bucaksız dağlarına, kanyonlarına, nehirlerine, vadilerine, patikalarına, çöllerine, ormanlarına aşık trekking sever yanaklarından öpülesi singer-songwriterlar da var.

  • 1 mayıs 1932 tarihinde hopewell, new jersey de bulunan evlerinde charles lindbergh ve anne lindbergh in ilk çocukları olan charles augustus lindbergh jr ın kaçırılması sonucu gerçekleşen olaydır.

    yapılan araştırmalar sonucu charles augustus lindbergh jr canlı ele geçirilememiş, kaçırılışından yaklaşık bir ay sonra evlerinin yakınında cesedi bulunmuştur. kaçırılma davası cinayet davasına dönüşünce daha da sıkılaştırılan araştırmalar en başta sonuç vermediyse de 1935 yılında bruno richard hauptmann isimli alman marangoz olayın faili olarak tutuklanmış ve 3 nisan 1936 da idam edilmiştir.

    günümüzde yapılacak bir soruşturma neticesinde, birinci derece şüpheli konuma düşeceği halde lindbergh kidnapping sırasında ne anne lindbergh ne de charles lindbergh zanlı olarak görülmüştür. üstünkörü alınan ifadeleri yeterli görülmüş ve bir daha ifade alınılmasına gerek görülmemiş. üstüne üstlük kendisinin oğlunun kaçırılış soruşturmasını, hiç bir kriminal deneyimi ya da eğitimi olmadığı halde yönetmesine izin verilmiş, fbiı olabildiğince araştırmanın dışında tutmuş ve tüm mantıklı çözüm önerilerini geri çevirmiştir. olayın resmi olarak çözülmesinin hemen ardından günümüze değin charles lindberg açıklayamadığı ve de açıklamaktan kaçındığı (kendisi ya evde bulunan diğer kişilerden kimsenin parmak izinin olay yerinde bulunmaması, eve neden geç geldiğini hiç bir zaman açıklayamamsı, gösterdiği aşırı tepkiler, ve de soruşturmayı sürekli baltalaması) nedenler yüzünden asıl zanlı olarak görülmüştür. sosyal statüsü ve kahraman olarak lanse edilmesi * onu eleştiri oklarından kurtarmıştır.

  • başıma gelen bok gibi durum…

    2 gün önce evlendik, çıkıp tatile geldik.
    tamamen tesadüf eseri zaten şüphelendiğim bir kadınla aldatıldığımı öğrendim.

    hayatımda hiç bu kadar boktan, anlamsız bir durumun içinde bulmamıştım kendimi.
    bir insan hayatındaki insanı hem aldatıp hem neden evlenir? 2 gün geçmişken alınan ayrılık kararı ailelere nasıl açıklanır? peki ya aldatıldığım günler… anlar… iş çıkışı yorgun argın sırf düzen otursun diye eve iş yapmaya gittiğin anlarda bile evleneceğin insanın o’nunla olduğunu, seni aldattığını öğrenmek… bilen bir ton insanın olduğunu görmek… onların da nikaha gelmesi ve sana acıdılar mı arkandan mı güldüler düşünürken kendini düşünceler arasında kaybetmek… seni aldattığı anlarda saf saf hazırlıklarla ilgili bir şeyler gönderip sorduğunu fark etmek…

    hayatımda daha büyük kötülük, daha büyük kalpsizlik çok az görmüşümdür. daha bir konfor alanımın bile olamadığı evden 900 km uzakta, evsiz ve kimsesiz stresten gebererek kalakaldım. ailelere açıklamak… 2 gün önce kutlama yaptığın insanlara açıklamak… sonra hop bir anda tekrar hatırladığın ‘salak yerine konmuşluk’ duygusu.

    kimseye açıkça bahsedemiyor olmak, bir sevdiğine sarılıp haykıra haykıra ağlayamamak…
    gerçekten delirmelik bir şeyin içine insanın hayatındaki ‘en mutlu günleri’nden birinde düşmek benim gibi güçlü geçinen biri için bile çok dağıtıcı, çok çok zor bir şeymiş.

    allah iyi insanlarla karşılaştırsın duası bu insanlar yüzünden var. keşke beni de allah iyi insanlarla karşılaştırsaydı da bu duyguların altında ezilmek nasıl bir şey hiç bilmeseydim.

    ekleme: öncelikle yazılan destek mesajlarına ve entrylere teşekkür ederim. dönemiyorum ama okuyorum. entrylerde de mesajlarda da nasıl öğrendiğim sorulmuş: bilen, masamıza oturmuş bir arkadaşının kendisine attığı ‘silmenin unutulduğu’ bir mesaj sayesinde öğrendim. deştim, dahasını öğrendim.

    “şüphelendiğin biriyle neden evlendin” diyenlere ne diyebilirim ki çok haklılar.

  • eskiden derdim ki;
    insanın başına gelebilecek en kötü şey, bir gün 'yapayalnız kalmasıdır'.
    öğrendim ki; hayatta insanın başına gelebilecek en kötü şey,
    'yapayalnız hissetmesine neden olan insanlarla yaşamasıdır'.

    (bkz: goethe)