hesabın var mı? giriş yap

  • sözde devlete ayaklandığını iddia edip çoluk çocuğun gittiği okula molotof atan kürtlere haliyle tepki gösteren halka "foşiktir bunlar..." diyenlerin anlamlandıramadığı olaydır.

  • "buse terim bir sabah kötü bir rüyadan uyandığında, kendini yatağında hiç takipçisi olmayan bir instagram hesabına dönüşmüş olarak buldu."

  • gittikçe artmakta olan kiralardır. nedenleri üzerine düşünerek biraz saçmalamak istiyorum.

    1) öncelikle faizler yükseldi. yüksek faiz ortamında insanlar kolay kolay krediyle ev alamıyor. bu ikinci el evlerin değişimini düşürdüğü gibi piyasaya yeni ev girişini de yavaşlatıyor.

    yani evlerin el değiştirme hızı düşüyor. gel gelelim insan sayısı aynı kalmaya devam ediyor. bu durumda kiraya yönelim artıyor. reel olarak artmayan hatta belki düşen ev fiyatlarının karşısında yükselen kira bedellerini görüyoruz. hemen hemen çoğu evde kira çarpanı düşüyor.

    2) açıklanan enflasyona kimse inanmıyor ama birçok kesimde maaş artışı açıklanan enflasyona göre yapıldığı gibi geliri enflasyon üzerinde artan başka kesimler de varlığını koruyor. sermaye sınıfına tanınan ayrıcalıklar olduğu gibi korunduğu müddetçe birilerinin harcamaları ve gelirleri reel olarak aynı kalmaya devam ediyor.

    tavandan tabana parasal akış sağlayan bu mekanizma gelir artışı enflasyon üzerinde kalmaya devam eden bir kesim olduğunu gösteriyor. bu da kiralar üzerinde ekstra baskı yaratıyor.

    3) özellikle nitelikli emekçi olan özel sektör çalışanları gelir artışını genellikle iş değiştirerek sağlıyor. ankara’da durum böyle olmasa da, istanbul’da bu çok daha yaygındır. dolayısıyla geliri sabit kalan nitelikli emekçi oranı azaldığında yaşadıkları gelir artışı ev almak için şartları uygun değilse onları kiraya yöneltir.

    nedenleri kısaca böyledir ama en baskın neden yüksek faiz ortamı ve döviz kurudur. inşaat malzemelerinin çoğu ithal olduğu için kurdan etkilenir. faizler de krediye ulaşımı engeller. bireysel kredilere baktığınızda üç kalem görürsünüz bunlar tüketici, taşıt ve konut kredileridir.

    konut kredileri geleneksel olarak diğer ikisinden düşük faize sahiptir. bankalar vadeleri uzun bu kredilerde genellikle erken kapatma cezası alırlar. erken kapatma cezasını genelde vadesi daha kısa olan tüketici ve taşıt kredilerinde görmezsiniz.

    dolayısıyla yüksek faiz ortamında alınan konut kredisini yapılandırmak bu ceza nedeniyle daha zordur. vadesi uzun olduğu için bankalar tl sabit ödemeli kredi riski yüzünden erken kapatılan konut kredilerinden bu cezayı alırlar.

    bu nedenle faizler yükseldiğinde konut kredileri daha çok etkilenir.

    özetle, ev üretim hızı yavaşlarken kredi faizi de yükselirse barınma talebi bu arz kadar hızlı düşmez. bu da insanları kiraya yöneltir ve kiralar artar. sürdürülebilir bir düşük faiz ortamı oluşmadıkça kiralar artmaya ve ev fiyatları reel olarak düşmeye devam edecektir.

  • çok doğru.

    sonuçta öss denilen sistem, tamamen zeka ile ilgili bir eleme yöntemi. kişilerin becerikli olduğu alanlara yönelmesinde öss puanı çok önemli. 3 saatte hayatının belirlenmesi tamamen adil. tüm lise zamanını bu sınavda çıkması muhtemel soruları çözerek geçirmek insanı gerçekten çok eğitiyor ve bilgilendiriyor.
    mükemmel bir sistem.

    ayrıca ben geri zekalı mıyım? evet öyleyim. mimarlık stüdyosunda burslu öğrenciler projelerini yaparken ben yapıştırıcıları yiyip, pastel boyaları burnuma sokuyorum. çişimin geldiğini anlamadığım için altıma işiyorum. beni hayırseverler mama ile besliyor.

  • "ansızın dile geldi, söyler, konuşur oldu!
    kırk gün geçtikten sonra, yürür oynaşur oldu" *

    tarihte bilinen ilk türklerden beri kırk sayısı her zaman kutsal kabul edilmiş, daha sonraları ise islami bir form kazanmış.
    kırk gün yas tutmak, kırk yiğit, kırk güzel, kırkı çıkmak, kırklamak, kırk kulaç, kırk gün kırk gece, kırk at, kırk ordu; sonraki dönemlerde alevilik ve bektaşilikteki kırklar meclisi ilk aklımıza gelenler...

    şimdi bile 'kırk defa söyledim' demiyor muyuz ya da bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı yok mu?

    kırk erenler/kırklar, türk halklannın mitolojik görüşlerinde sonsuza kadar yaşayacaklanna inanılan varlıklardır. şamanizmle halk sufiliğinln kesiştiği yerde duran "kırklar" veya "kayıp eren" ruhlannın koruyuculuk işlevi islâm öncesi çağlann inançlanyla ilgilidir.
    sonraki zamanlarda ise bu varlıklar müslümanlığın görünür kalıplannı kabul etmiş ve islâm formlanna bürünmüştür. göze görünmez olup, her an her yerde bulunabilen "kırk erenler". hakka kavuşmuş kimseleri ve seçilmiş insanlan kendi saflanna dahil ederler.

    köroğlu'nun bir dağda veya bir kaya mağarasında kırklara (ölümsüzlere") karıştığı söylenir.

    oğuz kağan destanı'nda kırk günde yürüme, gideceği yolu kırk günde aşma, kırk masa dizdirme, kırk kulaçlık bir direk, kırk gün kırk gece eğlence ifadelerine rastlarız...
    "oğuz kırk masa ile, sıra dizdirmiş idi,
    türlü şaraplar ile, aşlar pişirtmiş idi."

    aynı şekilde manas destanı'nda da kırk sayısına çokça rastlarız.
    tıpkı oğuz beylerinin kırk yiğidi gibi manas'ın da kırk yiğidi var mesela, kanıkey hatun'un maiyetinde kırk kız vardır ya da gelen elçiler kırk kişidir, manas’ la kırk yiğidi önde kırk bin kişilik ordu arkada şavaşa giderler gibi...

    türk- moğol mitolojisinin efsanevi hakanı buyan han' ın dört nikâhlı karısı ve kırk tane de kuması varmış. buyan’ın hiç oğlu olmamış. tam kırk tane kızı olmuş. bu kırk kızdan kırgızlar meydana gelmiş.
    [başka bir efsanede ise aynı olay buyan han'ın soyundan gelen sagan han için anlatılır. sagan han'ın bir kızı ve otuz dokuz hizmetçisi (toplam kırk yapıyor:) bir gölün kenarında sudan gebe kalırlar ve kırgız boyu tüter]

    “ taşdan bir de ev vardır, efrafı kırk köşeli,
    bu irle han evidir, kendisi orda durur "
    “ kırk başlı bir öküze, irle-han binip gelmiş,"
    (güney sibirya'da yaşayan tatarlar arasında anlatılan bir söylen)
    er sogotohun evi de kırk köşelidir.

    ulu han ata bitiği'nde ay atam ile ay-wa'nın kırk çocuğu olur.

    [dev, ak çenem’e “ al-taikı adlı yerde, bir altın pınar, bu altın pınarda sarı bir balık ve bu balığın karnında gümüş bir sandık, gümüş sandığıniçinde de kırk kuş vardır. benim ruhum, işte bu kırk kuşun ruhudur,” der.
    ak çenem sabahleyin bunu hemen er töştük’e söyler. er töştük de gidip kırk kuşun başını koparır ve dev ölür...]*

    eski türklerde ölüyü anmak üzere yapılan törenler belli zamanlarda düzenlenirdi.bunlar genellikle yılın yedinci günü, kırkıncı günüve yılın sonunda yapılırdı.

    dede korkut hikayeleri'nde, deli dumrul bir kuru çayın üzerine köprü yaptırır ve geçenden de geçmeyenden de kırk akçe alır, boğaç han'ın yarası kırk günde iyileşir...

    "bazı ejderhalar/canavarlar varmış ki onlar yenilmez ve ölmezlermiş ancak bunların tılsımları bozulursa ölürlermiş. bu gibi ejderhaların kırk günlük bir uyku zamanı varmış işte o zaman ejderhanın yanına gidilir üzerinden kırk tane kıl kopartılır ve ateşe atılarak yakılırsa ejderha da ölürmüş..."
    kaynak: bahaeddin ögel - türk mitolojisi
    pertev naili boratav - türk mitolojisi
    celal beydili - türk mitolojisi

    (bkz: kırklanmak/@ay hatun)