• kirgiz turklerinin kalmuklara karsi mucadelesini anlatir.
  • destanın kahramanı manas atların dönemin insanları için ulaşım vs gibi hayati faydalarının yanında gıda olarakta kullanıldığı ve erkek kimselerin delikanlılığı en koyu hayat felsefesi olarak benimsediği zamanlarda yaşamış, kendisine yüzde doksandokuzyüz tuzak kurulacağı ihtimalini de bilerek baş düşmanının yemek davetine giden (bkz: korktu demesinler) ve aynı davette sofrada otururken bel bölgesinden süngülenmek suretiyle ağır yaralanan hatta aldığı bu yara sebebiyle bir süre sonra hayatını yitiren en bi delikanlı kimsedir.
  • "er manasın üstüne
    bir kahraman gelmemiş
    aydınından ay korkmuş
    parlaklığından güneş..."

    gibi mısraları olan bir destandır.
  • kırgız türklerinin ansiklopedisi olarak değerlendirilmesi gerekir. kırgız türklerinin; bütün gelenek ve görenekleri, töreleri, inanışları, görüşleri, başka milletlerle olan ilişkileri, masalları ve ahlak anlayışları bu destanda yer almıştır.

    aslı nazım şeklinde olan destan, türkiye türkçesine çevrilirken nesir şeklinde ortaya konmuştur ve manas'ın çocukluğunu anlatan ilk satırları şu şekildedir;

    çok eski zamanlarda, kervan devrinde, gün ışığında tulpar eşinirken, ay ışığında kemerini çıkartamadan at üstünde kuş uykusu uyuyan erler zamanında, aç arslana benzeyen suratıyla, düşmana saldıran, bayrağı gökyüzünde dalgalanan, şanı âleme yayılan, başından ak kalpağı çıkmayan, binere tulpar dayanmayan, kükreyerek yaşayan, kırgız denen çok eski bir millet yaşardı. onların bayrağı gökmavisi idi. dostlarından çok düşmanları vardı. bir zaman tanrı dağı’ndaki eski kırgızları yöneten, halkının şanını uzaklara duyuran karahan adlı han, tahta geçti. onun kahramanlığı söz ile anlatılamaz; zenginliği de tarif edilemezdi. şöhreti gökyüzündeki yıldızlara ulaşmıştı.tanrım hiçbir şeyi ebedî yaratmamıştır. tanrı bu korkunç dünyada geleni gideni, büyüğü küçüğü dengelemiştir. bir gün kara yeri titreten karahan da öbür dünyaya göç etti. onun tahtına oğlu oğuz han oturdu. oğuz han da adil ve heybetli idi, askeri de çoktu, türk eline, kırgızlara baş olup, kükreyip doğudan ovalarını, düzlüklerini dağ ve ormanlarını arslan gibi dolaştı. o da dönüşü olmaya yere gitti. oğuz han’dan sonra babir han, ondan sonra tüböy han, ondan sonra kögöy han başa geçtiler, kögöy han’dan sonra nogoy han geldi.yıllardan sonra, karanlık bir gecede, saksağan, nogoy han’a uğursuz bir işaret verdi, uzun zamandır ona kin besleyen, onun malına, mülküne ve yerine göz koyan kurnaz kara-hitay hanı esenhan savaş açtı. nogay han’ın beli kırıldı, geniş dünyası daraldı. ala-dağ’daki kırgızların ak otağı yağmalandı, ocağı söndü, türk kabileleri darma dağın oldular.
  • (bkz: up up up)
  • manas destanında, şaman bir hastayı tedavi ederken yardım istediği bazı hayvanların özelliğini taşıyan kahramanları vardır. manas'ın 40 delisi ya da yiğidi olarak bilinen bu kahramanların bazıları ulu ruhları taşıyan hayvanların adıyla anılarlar ki manas onların güçleri hakkında da bilgi verir; türsün ve tailak gece karanlığında bile bir tilkinin izini sürebilecek kadar becerikliyken kaman ve yapur bir kurdun izini gözden kaçırmayacak kadar güçlüdür.
  • l'örnek:

    "manas çıkıp maydanga
    duşmandardı bozdottu
    coloy manaska nayza saydı,
    manas da nayzasın soktu.
    oşondo uruş katuu boldu,
    biri-birine damba-dam nayza sayıştı."
  • oşondo ( o zaman) bir suluu (güzel) l'örnek daha:

    "bizdin eldi surasan, baatırlar menen cüröktöş, balbandar menen bilekteş, erender menen mandaylaş, çeçender menen tandaylaş, bettep adam barbagan, ar duşman cenip albagan."
    (bizim halkı sorarsanız, kahramanlarla yürekteş, pehlivanlarla bilekteş, erenlerle yüzyüze, ozanlar ile sesdeş, karşısına hiç kimse çıkamayan, hiçbir düşmana yenilmez bir halktır."
  • manas
    demir zırh giyer
    ona ok işlemez
    ak boz adında bir atı var
    dünyayı dolaşıyor
    kılıcına yenik düşmemiş millet kalmamış
    annesi babası bile ondan korkar
    onunla savaşacak güçte sadece putperestlerin başı er yulay var
    en sadık arkadaşı karısı
    manas karısının sözünü dinlemediği için ölmüş
    fakat insanlığın üstünde birisi olduğu için yeniden dirilmiş

    destan 11. 12. yüzyıllar arasında oluşmuş 19. yüzyılda yazıya geçirilmiş.
hesabın var mı? giriş yap