hesabın var mı? giriş yap

  • kedi eğitimi gerzek edition

    en önce: kedi insan değildir. doğruyu ve yanlışı bilmez, siz öğretmelisiniz.

    ikinci olarak: evet kedi, köpek de değildir fakat yine de eğitilebilir. tıpkı insanlarda olduğu gibi kimi çabuk öğrenir, kimi geç öğrenir, kimi de öğrense de uygulamaz, inatçıdır.

    sadece klasik koşullanma, ödül ve ceza ile kediyi eğitebilirsiniz. ceza dediğim fiziksel ceza değil, buna geleceğiz.

    yapmasını istediğiniz şeyi yapınca ödüllendirin. ödül maması olabilir, yaş mama olabilir, sevdiği oyuncağı vermek olabilir, okşanmasından hoşlandığı bölgeden okşamak olabilir, içten bir aferin bile olabilir. neden hoşlandığını bilmiyorsanız sizde problem var demektir, önce nasıl sorumlu şekilde kedi bakılır konusunda kendinizi eğitin. kedi bakmak ile saksıda çiçek bakmak farklı şeyler.

    örnek: koltukları tırmalıyor: kendi tırmalama zımbırtısını kullandığı her seferde ödüllendirin. halıya çişini yapıyor: tuvaletini kullandığı her seferde ödüllendirin.

    ödüllendirmede kritik nokta, tam olarak eğitim alıncaya kadar doğru davranışı yaptığı her seferinde ve evdeki herkes tarafından ödüllendirilmesi. sabır ve tutarlılık. bir de ödül hemen verilmeli yoksa aradaki davranış-ödül bağlantısını kuramaz.

    ceza: şşşşt demek ve çok bağırmadan kararlı bir ses tonuyla "hayır" (veya belirleyeceğiniz başka standart bir kelime) şeklinde seslenmek. cezada da sabır ve tutarlılık önemli.

    cezada kural şu: hiçbir zaman fiziksel ceza veya temas yok, zarar vermeyecek kadar hafif de olsa. su spreylemek de yok. evet zarar vermiyor, evet işe yarıyor ama aranızdaki ilişkiyi zedeler ve daha ağır davranış bozukluklarına yol açma tehlikesi var. şşşşt ve "hayır" yaptığının yanlış olduğunu anlaması için yeterli. burada amaç zaten iletişim kurmak, ceza vererek sinirimizi yatıştırmak değil.

    cezada bir diğer püf noktası: mutfaktan salona geldiniz ve halıda çiş var. iş üstünde yakalayamadığınız için ceza verirseniz cezalandırıldığını anlar fakat neden cezalandırıldığını anlayamaz. hatırlayın, insan değiller, dolayısıyla o kadar da zeki değiller. suç üstü yapamadığınız hiçbir şeyde cezalandırmayın.

    bir de kedi sahiplerinin benim asla anlayamadığım bir davranışları var. yemek masasına gelmesini istemiyorsunuz. gelip sizi rahatsız etti diye sinirlendiniz ve bir an önce gitsin diye masadan bir yiyecek alıp verdiniz. kendinizi kedinin yerine koyun, bir sonraki yemekte masaya gelir misiniz gelmez misiniz? hatırlayın: klasik koşullanma. hiç bir zaman olumsuz davranıştan sonra ödül anlamına gelebilecek bir şey yapmayın.

    başlık konusundan örnek: yatak odası kapısı önüne geldi ve bağırıyor. önce sabrettiniz ve sonra dayanamayıp sussun diye içeri aldınız. bu esnada kedi: hımmm, kapı önüne gelip yeterince bağırırsam kapı açılıyor!

    kedi eğitiminde çok yapılan hatalar: tutarsız davranmak, eğitimde uzun süre sabredememek, aile bireylerinin farklı tavırları, fiziksel veya aşırıya kaçan cezalandırma, ödül yöntemini kullanmamak, kendi iş bilmezliğini kedinin üstüne atmak (bizim kedi bildiğiniz kedilerden değil). eğiten nasıl eğitiyor? (pardon, onların kedisi çok uslu çok akıllı)

    edit: eğitimle ilgili iki ilave

    - bir kediye köpeklerin yaptığı hemen her şeyi yaptırabilirsiniz. ancak çok yavaş ilerlemelisiniz. örneğin tırnak kesimi eğitimi. önce tırnak makasını yaşam alanına bırakıp görsel ve dokunsal olarak alışmasını sağlayın, sonra patilerine dokunmanıza izin vermesine alıştırın, sonra tırnaklarını çıkarmanıza izin vermesine, sonra her seferinde bir tırnağını kesmenize izin vermesine ve nihayetinde tüm tırnaklarını bir seferde kesmeye. yeni bir şey yaptığınızda olumsuz tepki veriyorsa zorlamayın ve birkaç saat sonra veya ertesi gün tekrar deneyin. bir aşamayı tam olarak başarmadan bir sonraki aşamaya geçmeyin.

    - ceza yönteminin alternatifi olarak görmezden gelmek. bazı durumlarda cezadan bile daha etkili. kedi ilginç bir canlı, diğer evcil hayvanlara benzemiyor. sırf can sıkıntısından dikkatiniz çekmek ve onu cezalandırmanızı sağlamak için vazgeçirmeye çalıştığınız olumsuz davranışı sergileyebiliyor. felsefesi "ceza, hiçbir şeyden iyidir". hani gözünüzün içine baka baka masadakileri deviriyor ya, işte bu o. bu yöntemde olumsuz davranışı yapan kediye, o birden bire ortadan yok olmuş gibi davranılır. seslenilmez, dokunulmaz, göz teması kurulmaz ve yanından uzaklaşılır. ta ki o da size olan o anki ilgisini kaybedene kadar. örneğin karnını severken elinizi tırmaladı. hemen hiçbir şey demeden ilginizi kesin ve oradan uzaklaşın. gece uyandırmalarında sabırlı olabilirseniz bu yöntem çok işe yarar. uyarmış olayım, önce olumsuz davranışta artış olur, ancak sonradan azalır ve ortadan kalkar. uyarı: ciddi saldırı durumlarında veya çocuklara yönelik saldırganlıkta bu yöntem kullanılmamalı.

  • bu film hakkında kimse teknik olaylardan bahsetmez. kimse kameranın açısından bahsetmez. hiç kimsenin umurunda değil yönetmenin sinematografisi. kimse oyuncuları performansları üzerine birbiriyle ayrı düşecek yorumda bulunmaz.

    bu film sadece etkiliyor. babasıyla hiç bir şekilde konuşmayan, konuşamayan insanları etkiliyor. yaşamak istediği aşkı görebildiği bu filmi sessizce izliyor insan sadece. ah çekiyor. zamanda yolculuk yapabilme umuduyla ah çekmiyor ama, bir gün, hiç konuşmadığımız baba denilen karakter göçüp gittikten sonra onunla anılarını bu şekilde canlandıramayacak oluşundan dolayı üzülüyor. çok az şey yapsanız bile ister istemez aklınıza yer ediyor durduk yere. bu film bunları düşündürüyor insana. nick cave dinletiyor.

  • gören de sıkılıp bezmedi çalıştı çabaladı dişinden tırnağından artırıp başlattığı işini büyütüp sektörde lider hale gelip aldı zanneder.

    "dünya kadar malın olacağına fındık kadar .mın olsun" diye demeç verse daha şık ve samimi olurdu kendine göre bence.

    edit: fındır'ı fındık olarak düzelttim nickmiodanemis'e teşekkürler :)

  • 301 işçinin öldüğü soma maden kazası davasından şu an hapiste olan tek kişi madencilerin avukatı can atalay.

    25 kişinin öldüğü çorlu tren kazası davasından şu an hapiste olan tek kişi kazazedelerin avukatı can atalay.

  • daha 17 yaşında genç bir kızcağız vardı, bir vatansız tarafından tecavüz edilmeye çalıştı, direndi, başı taşla ezildi.

    her gün onlarca türk kadınının videosu bu tacizci vatansızlar tarafından çekilip yayınlanıyor.

    her gün onlarca kadın yolda yürürken bu vatansızlarca takip ediliyor.

    daha niceleri var, hiçbirini tanımıyorum ama bana ne diyemiyorum. kanıma dokunuyor!

    bunun partisi, siyaseti yok. vatan meselesi! herkes sesini çıkarmalı. bu şerefsizler kadın, çocuk, akp'li, chp'li, dinli dinsiz diye ayırt etmiyor. sesini çıkarmayan herkes bir gün bu salgınla yüzleşecek.

  • nuri bilge ceylan'nın görüntülerde ki hassas ve özenli tavrını diyaloglar,oyunculuklar ve kurguya da aynı kusursuzlukla yansıttığı müthiş film.diyaloglar,hayatlar yine çok etkileyici. film de geçen alıntıların anton çehov'dan olduğunu jenerikte gördüm. senaryo 12-13 saatlik bir zamanı içeriyor. nuri bilge ceylan bu 12-13 saati 2 saate sığdırmamış sadece çok daha ötesini,ana karakterlerinin tüm hayatlarını sığdırmış sanki. oyunculukların hepsi çok çok iyi. yılmaz erdoğan ve taner birsel çok başarılı.gerçekçi demek az bile kalır her ikisi içinde .muhammet uzuner'i izleyici olarak yeni tanıyor olmak bizim ayıbımız galiba.bizzat oyunculuğun ses tonu ve mimikten ibaret olmadığını bakışın, beden dilinin nelere yettiğini gösteriyor aynı fırat tanış gibi. fırat tanış ayrı bir baslıkta uzun uzun degerlendirilmeyi hak edecek kadar iyi oynamıs.filmin senaristlerinden ercan kesal'in muhtar rolunde doğal ve akılda kalan oyunculuğunu da es geçmek mumkun degil.film başarısını alacağı ödüllerle ve umarım gişeyle de tescilleyecektir.

  • bu da yunan'ın yobazına oynuyor.

    22. yüzyılda bu tarz siyasetin bir ülkede talep görmesi akıl alır gibi değil.

    çan çalınsa ne olur, ezan okunsa ne olur, parti verilse ne olur.
    bir insanın dünyadaki tek derdi nasıl bu olabilir.

  • biz bu tipleri neden yabancılara satılan kurumlarımızın nöbetini tutarken göremiyoruz? ya da rant için sit alanlarının talanına karşı nöbette? biz bu insanları neden geçinemediği için kendini yakan adamın ya da ısınamadığı için kendisini asan annenin yanında göremiyoruz ? biz bu vatan aşıklarını neden bu bizim savaşımız değil mehmetçik neden orada dediğimizde göremiyoruz ? olmadıkları o kadar çok yer var ki saymakla bitmez ama oldukları yerler hiç değişmiyor.
    biz bu insanları neden sadece ayrıştırmada , öfkede, suçta görüyoruz?
    insanlık suçu işlemek için elinde tuttuğun benim de bayrağım hasta ruhlu eylemlerinize alet edebileceğiniz bir tür kalkan değil.

  • naber dergisi üzerinden geyik yapmak için farklı zamanlarda iki öğretmen arkadaşıma " umut sarıkaya'yı biliyor musun ?" dedim. aldığım cevapları yazıyorum.

    " şarkıcı di mi o ? "
    " hangi sınıfta o hocam ?"

    8 b' de amk. ama bugün gelmedi dayısına zebra çarpmış.