hesabın var mı? giriş yap

  • 9 günlük tatil sonrası mesaiye başlayan devlet memurlarının aşırı yüklenmesi nedeniyle oluşan durum. iki güne normale döner merak etmeyin.

  • yıllardır yapılan şu goygoydan sonra dikkatimi çeken hadise. ulan niye kimse buna takılmıyor anlamadım? hani nerde sokağa dökülen halkımız. biz oraya annanemizi babannemizi emanet ediyoruz lan diye tepki gösteren yok.

    şaşılacak bir durum. çünkü kızlı erkekli kalmak gerçekten de kültürümüzde yeri olmayan bir statü. sanırım halkın dikkatinden kaçmış bu hadise. yoksa her türlü osmanlı torunları bu olayın üstüne giderlerdi.

  • -nuri bilge ceylan bu filmde toplamda 200 saatlik bir çekim yapmış ve orijinal versiyonu 4 saat 30 dakikaya indirmiş. sonra bu filmi 3 saat 15 dakikaya düşürmek için çok uğraşmış.

    -başrol oyuncusu haluk bilginer rolünü yoğun tiyatro programından dolayı üç kere geri çevirmiş ancak yönetmen nuri bilge ceylan onun oynaması konusunda çok ısrar etmiş ve filmin çekim sürecini ona göre planlamış.

    - ceylan, kış uykusu için başta çehov'un kısa hikayeleri olmak üzere tolstoy, dostoyevski ve voltaire'in bazı eserlerinden esinlendiğini ifade etmiş.

    - film altın palmiye'yi kazanan en uzun film olma özelliğini taşıyor.

    - film tam da türk sinemasının yüzüncü yılında altın palmiye aldı.

    - 285 sayfalık senaryonun tamamlanması altı ay sürmüş.

  • hayatı paylaştığı dostunu yitiren ve bu durumda bir insan nasıl davranması gerekiyorsa öyle davranan erkektir.

    dün gece kafesinin zemininde kabarık bir şekilde duruyordu kuşum. bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydım ve bu sabah ölmüş olduğunu gördüm üzülerek.

    sabahtan beri kendime gelemedim. iş yerinde bile ağlamamak için zorluyorum kendimi.

    son 1 haftadır konuşmuyordu ve keyifsizdi ve ben buna hiç bir şey yapmadım. en büyük vicdan azabım budur. umarım beni affeder.

    huzur içinde uyu boncuğum

  • yine ibretlik bir tespitle geliyorum. kendini değersiz bulan, sevilmeye değer bulmayan insanlar, belki de kaba bir tabirle aşağılık bulan insanlar; onlara değer veren biri karşılarına geldiğinde bilinçaltından “ben değersizim, o zaman bana değer veren insan da değersiz” yargısı çıkıyor. o yüzden fark etmeden de olsa o değer veren kişiye bok gibi davranıyorlar. yok yaa diyeceksiniz ama böyle. yapılmaması gereken şey.

  • bir yandan kapitalist sistemin insanı 5 gün çalışmaya zorlaması bir yandan da çalışanların haftalık 3 gün tatil arzularının mükemmel bir potada eritilmesi ile ortaya çıkardığım yeni takvim. buna göre haftalık 7 gün olan sistem bir gün daha eklenilerek 8 güne çıkartılıyor. 8. günün adını tuğçe koydum. bu beta isim. sistemi hayata recep tayyip erdoğan geçirirse bu güne recep tayyip erdoğan da diyebilirsiniz. angela merkel de..

    2013 yılının örnek takvimini de hazırladım:

    http://i.imgur.com/uboqz.jpg

    sonuçta haftalık sistem dediğimiz şey öyle bir günün 24 saat olması, bir saatin 60 dk. olması gibi doğanın zorlamasından kaynaklanmıyor. bildiğin insan kurgusu bir şey haftanın 7 gün olması, epik hikayelere dayanıyor ve dolayısıyla değiştirilebilir.

    bune engel olabilecek teknik bir neden de yok. birleşmiş milletler'de yarım saatlik bir oturumla kabul edilebilecek bir şey. en azından 2014'te deneyelim. küresel çapta verim, mutluluk, refah, gelir artmazsa, 2015'te sene boyu haftada 6 gün çalışalım.

    ..ki eminim ben, kendisine zaman ayırabilen bir insandan fışkıracak mutluluğun ve yaratıcılığın dünyayı komple güzel bir yer yapacağına..

    şunu da bi dinleyin (entry'nin soundtrack'i babında)

    https://www.youtube.com/watch?v=n7wqtzonvay

  • ister ağlasınlar ister masaya çıkıp tepinsinler, hiçbirine hakkım helâl değil.

    her şey olup bittikten sonra pişmanlığın fayda etmeyeceğini öğrenmesi gereken bir teyzenin sözleri. size bunları zamanında 2010 ve 2017 referandumlarımda, genel ve yerel seçimlerde anlatmaya çalıştık ama her seferinde vatan haini olduk!

    edit: tanım

  • geç bile kalınmış, herkesin hayatına mutluluk getirecek gereklilik. yapın artık bunu abi. akıllı telefonlar wifi ye bağlıyken bir yandan internet depolasın, telefonu şarj eder gibi telefona internet şarj edebilelim artık.

    hazır 4g teknolojisine geçeceğimiz şu günlerde kurumuş dimağlara limonata gibi gelecektir. tamam belki internet sağlayıcıları biraz zam yapacak ama imkansız değil. mesela devlet kurumlarındaki kablosuz ağlardan yükleyemeyelim. kamu dairelerinde kısıtlama olsun.

    onun dışında kendi evlerimizdeki veya şirketlerdeki kablosuz ağlardan internet yükleyebilelim. ya da günlük belli bir kotaya kadar depolayabilelim.

    edit: evet galiba linç başlıyor.

    edit 2: tamam arkadaşlar güldük, eğlendik yeter artık vurmayın. sağ gözüm seğirmeye başladı.

    edit 3: lan cidden herkes ne kadar asabi ya! yahu altı üstü buraya bir fikir beyan ettim, olur mu olmaz mı tartışılır. teknoloji bu nihayetinde sonu yok. olmadı diyelim ama nerede olursanız olun evdeki bağlantınızı kullanarak erişim sağlanabilir o da olumlu. zavallı diyeni mi ararsın, özel mesajdan çemkireni mi ararsın.... neyse gün gelecek yediğim her linç için ağıtlar yakacaksınız vizyonsuz nutellacılar. ve son olarak beni galileo'nun yanına gömün. aasdfgkjh!