hesabın var mı? giriş yap

  • bağırmak çocuğun kendini ifade etme tarzıymış. onu da öğrenmiş olduk. o zaman bırakalım sizin çocuklarınız kendini bağırarak ifade etsin. biz çocuğa daha sağlıklı bir biçimde kendini nasıl ifade edebileceğinin yollarını öğretmeye çalışalım.
    konuya dönecek olursak;
    ebeveyn çocuğuna sağlıklı yani istediği olana kadar bağırmadan, tepinmeden, yırtınmadan iletişim kurma becerisini katmakla yükümlüdür. bunu bile sağlamaktan aciz bir ebeveyn zaten ulu orta kuduran çocuğuyla da ilgilenmez.

  • "mandalina ne güzel ya bıçaksız soyuluyor, çiğnemesi kolay, istersen yüzük oluyor, meyve daha napsın amk. kalkında kabuklarınıda çöpe atıverin."

  • çapulcu dediğin gençler cnn int'te çatır çatır ingilizce röportaj veriyor,sen van minütten öteye geçemiyorsun :):)

  • ortakoye tavla oynamaya goturup 5:0 kazanip tavlayi koltugunun altina vermek.

    (gerci simdi mutlu bir evliligim ve iki yasinda bir kizim var ama olsun yapmayin yine de)

  • ana akım rap'çilere baksan "benim kalemim keskin, dudaklarım namlu, lafımı esirgemem, korkum yok kimseden" triplerinde takılırlar ama
    - ya birbirine söverler (diss atıp),
    - ya kendilerini överler (cepte para, altımda limo, yanımda kızlar vb.)
    - ya hayali düşmanı döverler ( sözleri yalan inanmayın, pişman olacak hergele, çıkamaz karşıma vb. *)
    vb. vb. vb.

    arkadaş hiç mi yaşadığınız topluma ilişkin bir şarkı yapmazsınız. adaletsizlikle, pahalılıkla, çocukla, kadınla... bir iki istisna hariç bomboş içerikler.

    ondan sonra şöyle süperim, cesurum, aslanım diye boş muhabbet yapmayın.

    edit: şanıser yapıyor, hakkını yeme diye sayısız mesaj aldım. bir kaç istisna var biliyorum. suya sabuna dokununca insanlar da sanatçıya sahip çıkıyor.

    edit 2: başlığa yazılan ve gönderilen mesajlardaki sosyal içerikli şarkılardan ciddi bir oynatma listesi oluşturulur. gerçi bazı rap şarkıcılarını yakın arkadaşları dışındakilerin tanıdığını zannetmiyorum. ailelerinin dahi haberi yoktur kimi isimlerden. rap müziğin başkaldıran ruhunu yansıtan şarkılar totalde %5'i geçmez.

  • üst edit: bana kiralık ilan gönderenlere çok teşekkür ederim. araştırmaları son 2 haftadır sürdürüyorum. görmediğim pek ilan kalmadı diyebilirim. ancak değerli zamanını ayıran sizler benim canımın ciğerisiniz. hep böyle güzel kalın!

    herkese merhaba,

    iş değişikliği sebebiyle ümraniye'de ev arayışım bulunuyor. 1+1 ve 2+1 olarak ev bakıyorum ancak ne yazık ki uygun bir fiyatta kiralık ev bulamıyorum.

    ev fiyatları;
    dökük olarak 2500 tl'den başlıyor.
    normal olarak 3500 tl'den başlıyor.
    iyi olarak 4500 tl'den başlıyor.

    bu fiyatlara ek olarak, faturalar + yemek + aidat + eşya taksiti, ödemeleri eklenince 5 bin liraya yaklaşıyor hatta fazlasıyla geçiyor. bir insanın tek başına berbat standartlarda bir eve çıkması imkansız gibi duruyor. bu şartlarda eve çıkan birisinin üsküdar'a gideyim de kız kulesine karşı şöyle bakıp döneyim demesi için 40 kere düşünmesi, hesap kitap yapması gerekiyor.

    7000, 10000, 15000 hatta 40000 tl'ye kiralık yerler mevcut buralarda kimler kalıyor.
    250 tl indirim talep ettiğim pazarlıklar oluyor. evlerini boş tutuyorlar yine de 250 tl altına düşmüyorlar. böyle bir şey olabilir mi ya, ev sahipleri veya emlakçılar bu durumu gerçekten düşünmüyor mu?
    işin en garip tarafı bu evler sürekli tutuluyor. eskaza bir ilan yakalasam 2500 tl altında ya kaporası verilmiş ya da ilanı kaldırmayı unutmuşlar.

    arkadaşlar bir insanın normal bir evde yaşaması neden bu kadar zor. son bir ayda 1500 tl olarak açılmış ilanlar yılbaşından sonra 3500 tl olarak güncelleniyor.

    edit: mesaj atan arkadaş, bu şehirde öğrenciler yaşıyor onları da düşünsene. zor bela ailesi okuması için devlet üniversitesine gönderiyor. yurtlarda yer bulamıyorlar. hadi biz çalışıyoruz ucu ucuna yettik. onlar ne yapacaklar!

    edit2: allah aşkına paylaşımlı odalarda nasıl kalacaksın burası türkiye. nasıl güveneceksin, kime güveneceksin?

    edit3: bazı arkadaşlar, elinizi vicdanınıza koyun gerçekten. eğer yoksa bile bir zamanlar nasıldı diye hatırlamaya çalışın. burada bahsettiğimiz konu, sadece dijital bir kırıntı değil. mevzu bahis insanların gerçekten sokakta kalması. üniversite hayaliyle, yeni evli mutlu bir yuva hayaliyle, güzel bir çocuk yetiştirmek hayaliyle, kendi özgürlüğünü tatmak hayaliyle yaşayan insanlar için bu hayallerinin yok olması demek.
    lütfen ama lütfen entry girerken bu noktaya dikkat edin.

    edit4: bir arkadaş mesaj kutuma şu garip şeyi iletmiş. "1+1 bakiyorum yazmissin 1 bak o zaman. tek oda mutfak."
    allah razı olsun parkta yat dememiş :(

    edit5: çeşitli arkadaşlar avrupa yakasına (beylikdüzü, bahçelievler) yerleşmemi öneriyorlar.
    iş ümraniye'de taş mı yiyelim?

    edit6: arkadaşlar bir mal o fiyattan piyasaya sunulmus olsa bile takas gerçekleşmediği sürece onun gerçek değeri olmaz.
    bu işin kontrolü basit, bir şekilde o muhitte son 10 tutulan evlerin özellikleri ve fiyatlarını vereceksin. araya bir makas belirleyip ev sahibinin ilan sınırını çizmek gerekiyor.
    madem serbest piyasa bir dökün bakalım verileri, arz - talep diyip kaçmak kolay.

  • tek kelime ile yine "hayranlıkla" okuduğum yazar. çünkü demiş ki:

    bir önyargı biçimidir aşk. ihtiyaç duyduğun şeyi seversin, sana iyi bir duygu veren şeyi, işine geleni. dünyada tanıyabilsen daha çok seveceğin on kişi varken birine aşık olduğunu nasıl söyleyebilirsin? ama asla tanımayacaksın o insanları..

  • kural değişmez. küçük çalarsan hırsız olursun, büyük çalarsan beyfendi. bu da öyle.
    daha 4-5 yıl önce cemaati destekleyen başbakan, milletvekili pozisyonundaki adamlar bırak yargılanmayı şu an kahraman ilan edilirken, çapı daha küçük olan adamlar günah keçisi ilan ediliyor. ikiyüzlülük bu milletin damarlarına sızmış. yapacak bir şey yok.

  • dünyada üzülecek çok daha fazla şey varken umrumda olmayan ayrılıktır.

    bu ülkede 16 milyon kişi açlık sınırının altında yaşıyor. ekonomi hariç her şey konuşulsun istiyor birileri. o ayrıldı, bu barıştı.

    bu ülkenin tek gündemi "ekonomidir" nokta.