hesabın var mı? giriş yap

  • uzay konusunda yillardir gece gunduz demeden cefakarca calisan bu cilekes kurum uzay kolonisi ve derin uzay yolculugu konularinin onundeki en buyuk engellerden olan yenilenebilir taze gida sistemleri uzerine de kafa yoruyor malum.

    hani herkes bir anda uzay uzmani kesilip "tabi abi yaa, uc bes seneye koloni kurariz mars'a venus'e" demeye basladi ya, o is o kadar kolay degil. en yakin gezegene gidisin bile yila yakin surdugu, tasima kapasitesinin kisitli oldugu bir alanda uzay/diger gezegenler sartlarinda yenilenebilir gida yetistirilemezse uzay kolonisi diye film cekmekten oteye gidilemez. en basit domates/salatalik gibi gidalarda bile 1 kilo sebze yetistirmek icin 350-400 litre su kullanilmakla kalmayip cok verimli mineral/besin iceren toprak da gerekiyor. baska gezegenlerin topragini tarim icin kullanmak mumkun degil zaten (bakmayin siz koli bandiyla basinc dengeleyen kolpa hollywood filmlerine) diger gezegenlerin topraklarinda tarim yapmaya calismak yaninda cernobil'in merkezinde patlamanin ertesi gun sebze yetistirmek bile saglikli yasam gibi kaliyor.

    haliyle topraksiz tarim ve susuz tarim gibi yeni teknikler uzerinde basta nasa olmak uzere dunya genelinde yuzlerce sirket ve universite laboratuari cok yogun arastirma gelistirme calismalari yapiyor yillardir. su ana kadar gelistirilen teknikler arasinda en bilinen iki teknik ise hidroponik ve aeroponik sistemler.

    nasa 2000'lerin basindan beri tepemizde dolasan uluslararasi uzay istasyonununda topraksiz tarim uzerine deneyler yapiyor, ve su ana kadar led isiklarla aydinlatilan, toprak gereksinimi duymayan, cok az suya ihtiyac duyan sistemler konusunda ciddi basari sagladi. ayni zamanda, estonya'li, israil'li, amerika'li firmalar da cok ciddi yatirimlarla her gun yeni teknolojiler gelistiriyorlar bu sistemleri iyice uygulanabilir hale getirmek icin.

    yani sadece roket'e kafayi takip "ne kadar da guzel firlatiyorlar o ihtisamli uzun seyi" bozuk plak gibi tekrarlamayin, uzayin anahtari insanin uzayda yasayip yasayamamasinda dugumleniyor. bu dugumu acacak temel konulardan biri de hidroponik/aeroponik sistemler. kisacasi uzay konusunda calismanin tek yontemi roket yapmaya calismak, matematik profesoru olmak degil, derdiniz uzaysa uzay tarimi uzerine de kisisel olarak kendinizi gelistirebilir, bu tarz konular uzerine uzmanlasabilirsiniz. ki bunun disinda uzay'in psikoloji uzerine etkisi vesaire onbinlerce ayri konu uzerine calisiliyor.

    bunu ozellikle anlatiyorum cunku uzaya roket firlatilinca, ya da uydu yorungeye oturtulunca is bitmis olmuyor, onu hali hazirda yapabilen cok. asil konu uzaya cikabildikten sonraki konularda simdiden en yetkin sirkeleri kurmak, en iyi uzmanlari yetistirmek, en cok alanda bilgiye hakim olabilmek. oyle papagan gibi surekli roket/uydu diye tekrarlamanin alemi yok.

    (bkz: hidroponik)

    (bkz: aeroponik)

    https://www.nasa.gov/…sions/science/biofarming.html

    https://www.nasa.gov/…/tech_life_asa_analytics.html

    https://www.nasa.gov/…ion-of-deep-space-food-crops/

    https://settlement.arc.nasa.gov/…s/hydroponics.html

  • mutluluğun tek yoludur. kesinlikle.

    iktisat sözcüğünün kitaptaki tanımı şöyle başlar; " sonsuz ihtiyaçların, kıt kaynaklarla karşılanması için...."

    kısıtlar teorisi'ndeki "kısıt" tanımı da şöyledir:" bir sistemin hedefine ulaşmasını engelleyen faktör."

    insan eğer mutlu olmak için yaşıyorsa, yani mutlu olmak hedefse ihtiyaçlarını ve beklentilerini azaltacak. kendi kendisinin kısıtı olmayacak. kendi önündeki engel olmayacak. öyle donanımlı, kalibreli insanlar var ama mutlu değiller. sebep? yine kendileri tabii ki.

    insanın doğasında sahip olduğu ile yetinmeme vardır. bir basamak tırmandikça hep bir üste çıkmak ister, çıkamayınca mutsuz olur hatta farkında degildir belki ama tekrar bir basamak aşağı iner.

    peki ne yapmalı? mutluluk eşiğini düşürneli. basit şeylerle mutlu olabilmeli. beklentilerini hep daha kötüsüne endekslemeli.

    o zaman farkında olmadan mutluluğa kavuşuyorsunuz. mutlu olmak için çabalamaya gerek kalmiyor, insan beyni esasında zayıftır. ne telkin ederseniz ona inanır. bütün mesele inanmakta.

  • en az 10 yillik satranc tecrubesine sahip profesyonel oyuncularin uyguladigi, siradan oyuncular tarafindan uygulamasi tehlikeli olabilen teknikler butunu.. bilinenleri $unlardir:

    sadece sah'iniz kalmi$sa kuytu bir ko$eye saklanin.. vezir ve filleriyle ortalikta fink atan rakip sizi goremeyince "bu yone gitmi$ olmalilar!" deyip tahtanin yanindan gecip gidecektir.. karanlik bastirinca atiniza atlayip kacin..

  • chp'li arkadaşımı kızdırmışlar;
    chp'nin iktidar sorunu var diyorsunuz, en yaşlı üye deniz baykal'ın kasedi var !

  • türkiye (eğitimli) vatandaşlarını sevmeyen, bu vatandaşları küstürmeyi uzun zamandır kendine görev bilmiş kişiler tarafından yönetilen bir ülke. bu sadece akp döneminde değil, öncesinde de böyleydi. akp aynı durumu şiddetini fazlasıyla artırarak devam ettirdi.

    peki kim, niye, hangi motivasyonla onu sevmeyen, onu istemeyen bir ülkenin lobisini yapar?

    vatandaş ülke için var olmaz. ülke vatandaş için vardır. türkiye kendisi için lobi yapılmasını istiyorsa önce kendi içindeki bu çarpık anlayışı düzeltip vatandaşına değer vermeli.

  • - teyze şimdi benim adım pelin'miş, bu da bebeğim. öyleymiş gibi konuşalım tamam mı?
    - tamam. merhaba pelin hanım. bebeğiniz ne kadar da güzel.
    - evet. adı da ağaç.
    - aaa ne değişik bir isim öyle?
    - gözleri kahverengi diye öyle koydum. sarı olsa bal koyacaktım.
    - pelin hanım canınız sıkkın gibi. eşinizle mi tartıştınız?
    - benim eşim yok.
    - hmm ayrıldınız demek.
    - hayır hiç evlenmedim ben.
    - bu çocuğu nasıl yaptınız peki?
    - büyük bir cesaretle :ı

    oy dağlar.

  • buna göz yuman diğer polise de tutuklama kararı gerekirken, adli kontrol şartı ile serbest bırakılması ayrı bir rezalettir. insanların güvenliği için maaş alan polis, bir insan tecavüze uğrarken utandığını ve telefonuyla oynadığını söylüyor. başka diyecek hiçbir şey yok.

  • arkadaşımın sigarayı bırakmak istemesi ve sigarayı bırakma hattını aramasıyla olaylar gelişir:

    arkadaş:merhaba ben sigarayı bırakmak istiyorum
    adam:tamam ablacım
    arkadaş: (ablacım mı?)
    adam: günde kaç paket içiyorsun?
    arkadaş: 3 günde 1 paket
    adam: aman sen de, fazla bir şey içmiyormuşsun ki bırakmasan da olur
    arkadaş: (nasıl ya?!) ama ben bırakmak istiyorum, kendi çabalarımla olmuyor
    adam: e tamam ablacım, o zaman yapacağım şey günde 3 tane içmeye başla, sonra 2'ye düşür, sonra günde 1 tane iç, zaten kendiliğinden bırakırsın. hangi marka içiyorsun?
    arkadaş: monte carlo
    adam: eh be ablacım, sen de en kötü markayı içiyormuşsun
    arkadaş: e peki hekim ile falan görüşmeyecek miyim?
    adam: valla benim sana yapabileceğim bu kadar. istersen bir de 171 sigarayı bırakma hattını ara
    arkadaş: ? ben nereyi aradım?
    adam: orman yangınları 177

  • orumcek adam dendiginde cogu kisinin aklina eglenceli aksiyonlara giren geveze komik bir super kahraman gelse de, orumcek adam maskesinin altinda pesimist ve sarkastik bir adam var. super gucler kazandigi icin hayati mahvolan, zar zor gecinen, sayisiz kez basarisiz olan, bir cok insanin olumune sahitlik etmek zorunda kalan adamin gevezeligi onunkisi. iste orumcek adam maceralarindan bazilarinda bu durum cok daha fazla islenir. bazi maceralari inanilmaz derecede melankolik, dokunakli, duygusal ve karamsardir. bunlardan sahsen en cok sevdigim bes tanesini liste halinde anlatacagim o yuzden entry'nin devaminda feci spoiler var. ayrica size arzu'yla kaya'nin selami var ehi ehi.

    1- the kid who collects spider-man

    https://eksiup.com/p/mj1118408jv9

    https://imgur.com/a/ix0zxdv

    ilk kez the amazing spider-man serisinin 248. sayisinda yayinlanan hikaye. tim, orumcek adam'in buyuk bir hayrani ve onun hakkindaki her seyi topluyor. butun gazete haberlerini, resimlerini ve hatta orumcegin kil payi kurtuldugu kursun cekirdeklerini. en buyuk dilegi ise bir gun orumcek adam'la tanismak. sonunda bir gece orumcek adam odasinda ziyaret ediyor tim'i. kucuk tim buyuk bir heyecanla orumcek adam koleksiyonunu gosterirken orumcek de bu sayede anilara daliyor. tim'e maceralarinin bilinmeyen yonlerini anlatiyor. ve tim en sonunda orumcegin en buyuk sirrini yani gercek kimligini bile ogreniyor. bu mutlu sona gidermis gibi gozuken son karesi ise bir yumru gibi oturuyor bogazimiza. cunku tim'in odasinin bir hastanede oldugu, losemi olan tim'in ise bir kac haftalik omru kaldigi anlasiliyor.

    - en dokunakli replik: "yemin ederim ki sirrini kimseye soylemezdim... yasadigim surece."

    - en dokunakli kare:

    https://eksiup.com/p/aj111842rxyj

    https://imgur.com/a/xsgnmcr

    gorsel anlatimdaki muhtesem isik ve golge kullanimi, en neseli karede bile karakterlerin ustune dusen golgeler gorsel anlatim dersi veriyor adeta. caresizligin melankolisi o kadar etkileyici anlatiliyor ki ice islememesi mumkun degil. ozellikle tim'in durumunun bir gazete kosesindeki ufacik bir kupurden ogreniyor olmamiz daha da katmerliyor melankoliyi.

    2- leah

    https://eksiup.com/p/3n111844fqsm

    https://imgur.com/a/xo0yfhc

    ilk kez friendly neighborhood spider-man annual serisinin birinci sayisinda yayinlanan kisa hikaye, sokaklarda yasayan evsiz kucuk kiz leah'nin dokunakli oykusune tanik ediyor bizi. buyuk bir orumcek adam hayrani olan kucuk leah, bir ara sokakta evi haline getirdigi karton kutusunda yasarken orumcek adam'la tanisip onun maceralarina katilma hayalleri kuruyor. her tarafini gazetelerdeki orumcek adam resimleriyle kapladigi kutusunda kar yagan sehrin bir kenarinda hayatta kalmaya calisiyor. karla kapli sehirde orumcek her ag atarak gectiginde bir gun onu farketmesini umuyor. sonunda orumcek onu farkettiginde ise... cok gec oluyor.

    - en dokunakli replik: "eger beni duyabiliyorsan leah, tatli ruyalar..."

    - en dokunakli kare:

    https://eksiup.com/p/e4111845t4mr

    https://imgur.com/a/divvyng

    gerek leah'nin hic repligi olmamasi olsun, gerek karli sehrin o melankolik yapisi olsun, ice isleyen bir gorsel anlatimi var bu hikayenin.

    3- return of the sin-eater

    https://eksiup.com/p/6j111846a7cy

    https://imgur.com/a/al2tcon

    ilk kez the spectacular spider-man serisinin 134, 135 ve 136. sayilarinda yayinlanan karamsar gunah yiyen hikayesi. daha once the death of jean dewolff hikayesinde akil hastaligi yuzunden kendince gunahkar gordugu insanlari oldurmeye baslayan polis stanley carter, polis komiseri jean dewolff'u da oldurur. bu gercegi cok gec ogrenen orumcek ise daha once hic yapmadigi bir sey yaparak carter'i olduresiye doverek sakat kalmasina neden olur. iste bu hikayede orumcek adam carter'a yaptiklari yuzunden gucunun aslinda ne kadar tehlikeli oldugunu anlar ve ic hesaplasmaya girer. carter ise normal hayata geri donmeye calisir ama gerek insanlarin yaklasimi gerekse medyanin kendisini ucuz bir malzeme olarak kullanmasi sonucu akil hastaligi tekrar nukseder ve gunah yiyen geri doner. bu hikaye boyunca gerek carter'in akil hastaligi karsisindaki caresizligi ve hayata tutunma cabasi, gerekse orumcegin vicdan azabi yuzunden caresizce kendini affettirme cabasi sebebiyle ic acitan bir tablo ortaya cikar. sonunda ise carter gunah yiyen'i yenmeyi basarir... hayati pahasina.

    en dokunakli replik: "ben yendim... gunah yiyen oldu... artik yasayabilirim..."

    en dokunakli kare:

    https://eksiup.com/p/8w1118473zt4

    https://imgur.com/a/j6yyknz

    yine gerek isik ve golge kullaniminin profesyonelligiyle olsun, gerekse yalnizlik duygusunu tam manasiyla veren bosluk dolu kareleriyle olsun cok basarili duygu aktarimi yapan bir hikayedir. ozellikle carter'in gunah yiyen personasindan kurtulmaya ve yeniden hayata adapte olmaya calismasi, ama herkesin dislamasi sonucu tekrar akil hastaliginin onunde diz cokmesi cok karamsar bir anlatimla verilmistir.

    4- kraven's last hunt

    https://eksiup.com/p/dq111848s6qb

    https://imgur.com/a/yvhsrtm

    uc ayri seride yayinlanmis hikaye. the amazing spider-man serisinin 293 ve 294. sayilarinda, the spectacular spider-man serisinin 131 ve 132. sayilarinda, web of spider-man serisinin 31 ve 32. sayilarinda alti bolum halinde yayinlanmistir. bu hikaye icin rahatlikla orumcek adam'in psikolojik haritasi diyebiliriz. populer orumcek adam imajinin aksine bu oykude orumcegin butun korkularini, kirilgan taraflarini ve yarali psikolojisini tum ciplakligiyla goruruz. genel hikaye asillik saplantili kraven karakterinin orumcegin kendisini kucuk dusurdugunu dusunup onu sadece yok ederek degil, kucuk dusurerek, yerine gecip ondan daha iyi olarak intikam almayi planlamasi uzerine kuruludur. bu avci kraven'in son avi olacaktir. ama burada en ic acitici olan tema insanlarin yanlizligi, olum karsisindaki caresizligi, butun bir hayatin nasil aslinda kagittan kuleler gibi kolayca yikilabilecegidir.

    en dokunakli replik: "ben sadece peter parker'im... ve sanirim umursuyorum..."

    en dokunakli kare:

    https://eksiup.com/p/8v111849sgbd

    https://imgur.com/a/8qloiow

    gerek surekli yagan yagmur ve karanlik sehir tasviriyle olsun, gerekse karelerin cogunlukla repliksiz ve bosluklarla dolu olusuyla olsun, sanirim gorsel acidan en karamsar orumcek hikayesidir. sehrin boguculugunu, ve karanligin adeta ustunuze geldigini hissettirir. m.j'in yalnizligi, vermin'in nefret dolu dislanmisligi, kraven'in gecmisi geri getirememeye bagli melankolik ofkesi ile adeta bir pesimizm basyapitidir.

    5- the death of jean dewolff

    https://eksiup.com/p/sy111850vxr8

    https://imgur.com/a/zw8wj80

    ilk kez the spectacular spider-man serisinin 107, 108, 109 ve 110. sayilarinda yayinlanan ofke, ihanet ve caresizlik dolu karamsar hikaye. jean dewolff'un hayatindan kesitler ogrenerek baslariz bu hikayeye. cocukken polis olan uvey babasina olan ozenmesini, onu bir kahraman gibi gormesini, bir gun onun gibi olmayi hayal etmesini, bir gun uvey babasinin onunla gurur duyacagi bir polis olmayi hedeflemesini, bu surecte yasadigi sikintilari, atlattigi tehlikeleri ve uvey babasinin sessiz destegini goruruz. ama ters bir seyler vardir.

    yakin arkadasi komiser jean dewolff'un evinde uykusundayken olduruldugunu ogrenir orumcek. bunu yapan gunah yiyen diye biridir. orumcek cok sinirlenir, kendisine gore gunahkar gordugu kisileri pompali tufekle acimadan olduren gunah yiyen'i yakalamak icin durmaksizin ugrasir. bu surecte kendisine surekli yardimci olan polis memuru stanley carter'e guvenir. ama hikayenin sonunda sin-eater'in butun hikaye boyunca orumcegin en cok guvendigi stanley carter oldugu ortaya cikar. bu durum orumcegi busbutun cigirindan cikarir, hatta kendisini durdurmaya calisan daredevil'i bile dover arada. carter'i yakaladiginda ise daha once hic yapmadigi bir sey yapar, olduresiye dover carter'i, bu ofkenin arkasinda sadece jean dewolff'un olumu yoktur cunku. hem guvendigi kisinin onu aldatmasi hem de genel olarak insanlarin guvendigi polislik kurumunun icindeki kisinin meslegine ihaneti sebebiyle ofkeden cildirmistir orumcek. bilmedigi sey ise; stanley carter'in aslinda bir akil hastasi oldugu ve yaptigi seyleri bilincli yapmadigidir.

    - en dokunakli replik: "bana uzgun oldugunu anlatma, jean dewolff'e anlat."

    - en dokunakli kare:

    https://eksiup.com/p/6r111851n93t

    https://imgur.com/a/lpqaeiv

    aslinda hikaye ve cizimler siradanmis gibi gozukse de icinde adalet duygusunun cabucak ofke ve intikama donusebilecegini, en dogru olanin bile kolayca sagduyusunu kaybedebilecegini anlattigi icin cok degerlidir. adaletin ise kolayca aldatilabilecegini, cevresinden dolasilabilecegini gostererek adalete dair cok karamsar bir tablo cizer. oyku boyunca orumcek yavas yavas ofkesine yenilir ve nefret ettigi gunah yiyen'in bir benzerine donusur. bu da guc zehirlenmesinin getirdigi karamsar tasvirlerle cok basit bir gercegi anlatir; guc yozlastirir, mutlak guc mutlak yozlastirir.

    ***

    ayrica bunlar disinda kar firtinasinda sehirde kucuk suclularin pesinde kostugu, yagmurlu havalarda bir binanin duvarina yapismis halde soylenerek etraftaki kucuk suclari gozledigi pek cok macera mevcut, ve bu tarz hikayelerin hepsi evrenler arasi savas zirvaliklarina bes basar. cunku daha ayaklari yere basan ve orumcek adam'i sevmemize sebep olan tarzda hikayelerdir.

    ulan olup gitmeden sinemada su tarzda olgun kafada bir orumcek adam filmi goremezsem gozlerim acik gider yeminle. normal film olmaz fan film olur, o da olumlu.