hesabın var mı? giriş yap

  • olay çalıştığım kurumda vuku bulmuştur.

    çalıştığım yerde güler yüzlü efendi bir çocuk var, bir gün baya keyifli gördüm onu, baktım herkese baklava dağıtıyor. ulan dedim ben bu gülüşü nerede görsem tanırım kesin dedim bu pezevengin çocuğu oluyor, baba oluyor..

    baktım tıngır bıngır elinde baklavayla bana doğru geliyor. o sırıtıyor ben daha çok sırıtıyorum, geldi yanıma;

    - abi merhaba
    - merhaba güzel kardeşim ( omuzlarından vuruyorum )
    - buyur abi sevinç baklavası
    - kız mı oğlam mı lan ( baklava ağızımda, konuşmasına fırsat vermeden )
    - nasıl abi anlamadım ( şaşkın şaşkın bana bakıyor )

    * 5 saniye süren birbirimize karşı boş bakışlardan sonra

    - nerde görsem bu gülüşü tanırım, araba mı ev mi aldın lan fırlama ( bozuntuya vermeden, sırıta sırata )
    - yok abi ne arabası ne evi, nerede bu pahalılıkta
    - e niçin bu baklava
    - boşanıyorum abi onun mutluluğu

    * önce bir dumura uğradım, ne oluyoruz ya dedim

    - bir kaç saniye sessizlikten sonra ağzımda baklava, üzgün üzgün hayırlısı olsun kardeşim ve sessizlik..

    sonra anladım ki bu gülüşleri nerede görsem tanımıyormuşum.

  • orta okulda sınıfta bir çocuk vardı, hayrettin*
    her sınavda 100 alırdı, kaçarı yok. bir gün türkçeden sınav oluyoruz kazık mı kazık ama sorular.
    her şeyse kopyaydı mopyaydı geçirdik sınavı. aradan zaman geçti sınav sonuçları açıklandı.
    mahmut 45, haydar 55, tuğçe 50 ozan 25 vs. vs. okuyor hoca. en yüksek not 55 şu ana kadar.
    en sona bizim hayrettinin kağıdını ayırmış tabii.
    en son kağıt geldi hayrettin 100 dedi, alışılmış bir şey tabii. her neyse hoca ayağa kaldırdı hayroyu tebrik etti
    ve çocuklar biliyor musunuz, kağının sonuna ne yazmış hayrettin dedi.

    ''hocam, bu kadar kolay sorduğunuz için teşekkürler''

    allah belanı versin hayrettin allah belanı versin...

    not: vermedi tabii, boğaziçinde okuyor şimdi...

  • işi sevdiği için mi yapıyor bilemem ancak değeri düşük bir para birimi için içerik üretmeye değmez. bi youtuber'ı savunduğumdan değil. insan sevdiği işi yapmalı ama emeğinin - varsa eğer - karşılığını da tam almalı.

    bana samimiyetsiz gelmedi açıkcası.

  • anlama güçlüğü çeken, ikiz gebelik sahibi bir hasta. bebeklerde gelişme geriliği var. olması gereken gebelik haftasından daha küçükler. bebeklerin beslenmesini gösteren kan akımları iyi ama yine de riskli bir durum. hastaya hastaneye yatış önerdim, kabul etmedi. durumum riskli mi dedi. evet dedim. işte bebeklerin anne karnında iyi gelişemediğini, olması gerekenden küçük kaldıklarını vs anlattım. yatarak takip olmanız gerekiyor dedim. hasta, evde daha rahat ediyorum dedi. 1 hafta sonra kontrole gelmek üzere gitti. ama içim hiç rahat etmedi. çünkü hastanın durumunun ciddiyetini anlayıp anlamadığından emin olamadım.

    içim içimi yedi dayanamadım. sistemden hastanın telefonunu bulup bugün için kontrole çağırmaya karar verdim. sabah kayıtlı telefonu aradım. bir erkek açtı.
    - iyi günler, x hastanesi kadın doğum bölümünden arıyorum. ayşe hanımı aramıştım.
    + he
    - iyi günler, x hastanesi kadın doğum bölümünden arıyorum. ayşe hanımı aramıştım.
    + haaa
    - kiminle görüşüyorum acaba?
    + ahmet
    - ayşe hanımın neyi oluyorsunuz?
    + kocası
    anlattım yine. bebeklerde gelişme geriliği var. bu riskli bir durum. aslında eşinize yatış önerildi ama kabul etmedi. bebeklerin kalp atışlarının düzenli olup olmadığını görmek için nst'ye bağlamamız lazım. kontrol için bugün acile gelebilir misiniz? diye.
    + namazdan sonra gelsem olur mu?(cuma namazı)
    - olur olur. (sen yeterki gel)
    + eşimin de gelmesine gerek var mı?
    - bebekler eşinizin karnının içinde ya. onları kontrol etmek için elbette bebekleri karnında taşıyan eşinizin de gelmesi lazım.

    söyleyeceklerim bunlar hakim bey! ben bu hastayı ya yatırırım, ya yatırırım öyle görünüyor.

    edito: müjde a dostlar:) hasta dün kontrole gelmişti. 35 haftalık olması gerekiyor ama bebeklerin bazi ölçüleri 31-32 hafta civarında. gelişmeleri iyice geri kalmış. hala durumum riskli mi? diye sorarken yatırdım hastayı. bugün doğum ağrıları ve doğumu başladı. sezaryen ile canlı! bir kız bir de erkek doğdu.

  • boyner holding yönetim kurulu başkanı cem boyner'in, berkin elvan'ın ölümü nedeniyle bugün tüm boyner mağazalarında uygulanmasını istediği maddeleri içerir.

    cem boyner'den kurum içi gönderilen e-mail'de şu ifadeler kullanıldı:

    "tüm mağazalarda müzik yayınını durdurun bugün. mağazalardaki müşteri etkinliklerini iptal edin, bugün ve yarın. tüm mağazaların wi-fi şifrelerini iptal edin hemen. vatandaş istediği yerden haberleşme imkanına sahip olsun.

    kritik noktalardaki mağazalarınızın hassas, evi uzak olanlarda olan, fiziki açıdan ilgiye ve desteğe ihtiyacı olabilecek personeli erkenden evine gönderin.

    mağazalarınıza sığınabilecek vatandaşlara yardım için su, ilkyardım malzemesi vs. eksiksiz bulundurun.

    bu güzel halkı allah korusun ama biz de bize düşeni eksiksiz, kimseyi ayırmadan yapacağız.

    sorusu olan, önce sorusunu vicdanına sorsun, gereğini yapsın, sonra isterse şirketine, merkeze sorsun.

    allah utandırmasın..."

    "sorusu olan, önce sorusunu vicdanına sorsun, gereğini yapsın" kısmı duygulandırmıştır.

    linki

    edit: boyner, geçen yıldan bu yana satışlarını %51, karını ise %58 civarında artırmış, halihazırda reklama fazla ihtiyacı olmayan bir mağazalar zinciridir. bilgilerinize;

    satış hasılatı 2012: 935,000,000 tl - satış hasılatı 2013: 1,415,000,000 tl

    kar 2012: 6,870,000 tl - kar 2013: 10,880,000 tl

  • 1836'da jean françois paujot isimli bir jamaikalı tarafından üretilmiştir.

    aslında, kendisi kırmızı ve mavi muz (sadece pişirilerek yenilebilir) üretimi yaparken, bahçesindeki ağaçlardan birinde bulunan muzun sarı rekli olduğunu ve pişirmeden yenilebildiğini farketmiş. muz türleri arasında daha kaliteli bir muz üretebilmek için çaprazlama yaparken, bugün bildiğimiz muzu üretmeyi başarmış.

    asıl ilginç olan ise, paujot'ın daha iyi bir muz üretme çalışmaları sırasında bu sarı muzun doğal bir mutasyon sonucu kendiliğinden oluşması. yani bu muz onun çalışmalarının ürünü değil. bugün bildiğimiz tüm muz tarlaları o tek ağaçtan ortaya çıkmıştır. tabi sonrasında çok zengin olduğunu söylemeye gerek görmüyorum.

    ayrıca bugün bildiğimiz muzun meyvesi kısırdır. doğal yollarla çoğalamaz.

  • şeriatçı olmasına rağmen tahminen kâr-zarar hesabı yapabilen ışid'ın asla kalkışamayacağı eylem. israil'e saldırmak önemli bir güç gösterisidir. ancak israil ordusunun türk ordusundan farkı hakikaten caydırıcı olması. dünyadaki herkes bilir ki israil'e saldırmanın bir bedeli vardır. türkiye'ye saldırınca ise maruz kaldığın tek şey bohçacı karı bedduası gibi açıklamalardır.

  • sorumsuzca yaptığı alışverişleri yüzünden gelen kredi kartı borcunu zavallı marshall'a yığması, çevre dostu bir avukat olmak isteyen marshall'ın hayaline engel olması, kıyafetlerine ayakkabılarına gereksiz bağlılığı ve bunları hayatının merkezine koyması, sorumsuzluğu, herkesin işine karışıp durması ile lily dizide en sevmediğim ve itici bulduğum karakter.