hesabın var mı? giriş yap

  • ülkemizde ciddi şekilde bir kutuplaşma var ama en soldan en sağa kadar bütün ideolojilerin birleştiği bir nokta var ''sosyal adalet'' son zamanlarda ekonomiyi düzeltme adına atılan adımlarda bu durum hep göz ardı edildi.

    yakın zamanda beyaz eşya, mobilya, otomobile vergi desteği geldi;-doğru ve yanlış yanları bu girdinin konusu değil.- bugünlerde konut sektörüne ciddi bir destek daha açıklanacak söylentisi var, konutta zaten yıllardan beri devam eden çok ciddi destekler var ama dikkatten kaçan bir şey var; bu adımların doğru-yanlış yanlarını savunuruz ya da karşı çıkarız ama net bir şey bu adımların hiçbiri dar gelirliye bir fayda sağlamıyor; tamamen zengini ve orta sınıfı destekliyor, hepsinde devlet katkısını da düşününce resim şudur ''fakirden çıkan para zenginin cebine giriyor.'' o zaman da gelecek ay açıklanacak asgari ücrette alt gelir grubunun da desteklenmesi gerekliliği ortaya çıkar.

    aslında şunu da ifade etmekte fayda var, toplumumuzda sosyal adalet konusunda çok kuvvetli bir talep de yok; hükumetin son vergi indirimleri, konuttaki söylentiye ak ya da kara diyemem mantıklı yanları da var, eleştiriye hak eden de... bence hatalı kısmı ağırlıkta ama bu dönemde bu adım anlaşılabilir diyebiliriz fakat daha tuhaf bir durum var; senelerdir ülkemizde emlakta kdv %1 en ucuz ev 150-200 bin ! yani 150-200 bin lira ödeme yapabilen insanlardan devletimiz %1 vergi kesiyor, bu ciddi şekilde ilginç bir durum.

    ekonomide ''sosyal adalet'' ideolojierin, inançların ötesinde temel bir gerekliliktir, devletler toplumda gelir adaleti sağlamayı amaçlamalıdır aksi durumda ekonominin potansiyeli ciddi şekilde zayıflar, sistemi geriye çevirmekte ciddi masraf, meşakkat ve zaman gerektirir.

    kabaca mantık şudur bir köyde 10 kişiye ait 10 adet iş yeri var; dükkanların en karlı olduğu senaryo budur. herhangi bir sebepten dolayı dükkanlar el değiştirse ve bazı kişiler daha fazla iş yeri elde ederlerse iş yerlerinin geliri düşer, iş yerleri ne kadar az kişiye ait ise o kadar az gelir elde ederler çünkü bu işlem sürecinde sermaye belli ellere toplanıyor iken bazılarının gelirleri düşüyor olacak.

    bir insanın geliri 10 kat artsa bile tüketiminin artışı aynı şekilde olamaz, yarın 10 kat para kazanmaya başlarsak 10 kat daha fazla et tüketemeyiz ve toplumda denge kurulmuyor ise(vergiler, sosyal destekler vs.) 10 kişiye gitmesi gereken para bize geliyor demektir , bu durum et satan kasabın 10 müşterisinin et alamaması veya daha az alması yani kasabın da fakirleşmesi demektir; bu örneği ülke büyüklüğünde düşününce toplumda zenginlerin kayıran adımlar belli bir süre sonra onların daha az kazanmasına sebep olacaktır; aynı şekilde sadece fakirlerin desteklendiği adımlar belli bir süre sonra fakirliğin daha da artmasına sebep olacaktır o yüzden toplumun bütün kesimleri arasında adalet sağlamayı amaçlamak önemlidir, toplumda servet dağılımı ne kadar adaletli ise ekonominin potansiyeli o kadar yüksek kullanılır ki bu da topyekün refahın artmasıdır.

    toplumdaki gelie dağılımı adaleti ''gini katsayısı'' ile ölçülür; türkiye'de birkaç sene önceye kadar yavaş da olsa olumlu bir trend vardı, son yıllarda gerileme var, kriz yıllarında gelir adaleti iyice sarsılır ama umarım üst sınıfa sağlanan destekler gelecek ay alt sınıfı da sağlanır (asgari ücret) böyle bir adım atılırsa zamanlama sebebiyle olumsuz etki ise kaçınılmaz. link

  • gece 3: irkilerek uyanıyorum. oda arkadaşım yatağında doğrulmuş karanlıkta beni seyrediyor.
    - hayırdır abi, n'apıyosun?
    - başardım, başardım!
    - ???
    - zihin gücümle seni uyandırdım abi.

  • konuşamayan, yürüyemeyen fakat yattığı yatakta gözlerinin yaşını silebilecek kadar gücü olan bir annenin evladı tarafından söylenen söz. bu insanlar ankara'da yaşıyor. türkiye cumhuriyeti'nin başkentinde. ve devletin bu insanlara verdiği aylık para 130 lira. aslında bunun üzerine söylenecek bir söz yok. birileri insanların vergileriyle kendi evine jakuzi yaparken böyle insanlar çöpten bayat ekmekleri toplayıp karnını doyuruyor. sizin yöneteceğiniz devleti, sosyal devlet anlayışınızı, demokrasinizi, gelmişinizi, geçmişinizi...

    edit: sabah evden çıkmadan önce bunları yazmıştım, meğerse adam sahtekarın tekiymiş. vay be. bütün gün senin için üzülmüştüm be adam. o sümüklü gözyaşların, çocuklar gibi zırlaman. belli ki annen kendi durumuna değil, senin gibi bir evlat yetiştirdiğine ağlıyormuş. şu an senin için daha çok üzülüyorum adam. yalancı olmana, aç kalmandan daha çok üzülüyorum adam. sümüklü adam. terbiyesiz adam. benim duygularımla oynadın lan. hıyar olsan cacığa doğranmazsın bundan kelli. al işte edit'i entry'sinden uzun bir entry daha. bunlar hep senin bok yemen sümüklü adam.

  • benim böyle bir tanıdık polis vardı. 400 puan kazanmıştı ama en sonundaki boss travesti'yle mücadelesinde yenilince, puanları silindi ve en başa döndü. save etmemiş...

  • erasmus ne içindir?

    ülkelerin sahip olduğu bilginin yayılması ve kültürel kaynaşma.

    erasmus'a niçin gidilir?

    başka ülkedeki bilgi, beceri ve tekniği kendi ülkene getir. farklı kültürleri tanı ve o kadar da farklı olmadığını öğren, yabancı dil tecrübesi edin.

    bu mal ne anlamış?

    erasmus, devletin parasıyla boş beleş gezme işidir.

    kişinin ekonomik yararı nedir?

    bu işin parası zaten ödemiş (her ülkenin belli kurallar çerçevesinde havuza attığı para vardır.), sen gitmezsen yedekten başkası gidecek veya bütçesi seneye aktarılacak.

    sonuç nedir?

    iyi yapmış.

  • tayland'da insanlarin elleriyle avuc iclerini birlestirerek baslarini one egmesidir. selam verirken veya alirken ve dua ederken wai selami yapilir.

    tayland kulturunde wai, selam, hosgeldin, saygi, tesekkur etme, ozur dileme ve dua* belirtir. selamlama veya hosgeldin deme niyetiyle yapildigi zaman sawadee denir ve eller bitistirilerek bas one hafifce egilir.

    genellikle yasi kucuk olanlar yasi buyuk olanlara bu selami verir. eger yas farki azsa yine wai selami olarak geri cevap verilir, yas farki buyukse varsa cevap olarak kafa hafifce sallanir.

    wai selami monk, kral ve kralin ailesinin buyukleri icin alın hizasindan avuclar birlestirilerek sonrasinda kafanin egilmesi ile yapilir. diger insanlar icinde dudak hizasindan avuclar birlestirilerek sonrasinda kafanin egilmesi ile yapilir.

    tayland'da buyuk market, restaurant ve magazalara girerken veya odeme yapildiktan sonra cikarken ilgili gorevliler memnuniyet ve tesekkur belirtisi olarak bu selami verirler.

    tv'lerdeki haberlere baslamadan hemen once ve haber bitiminde, yine ayni sekilde bazi tv programlarinin baslangicinde ve bitiminde wai selami verilir.

    kutsal mekanlarda* ve evlerin veya isyerlerin onunde ya da bahcelerinde bulunan ruh evi'nin** yanindan gecilirken genellikle wai selami verilir, bazen de ruh evinin yanindan arabayla gecilirken bile surucu uygun ortam olursa saygidan oturu wai selami verebilir.

    ayrica batili sirketler, ornegin ronald mcdonald wai selami vererek, tayland'in "saygili selam kulturu"ne adapte olmustur.*

  • prof.dr.saffet solak'ın bir anısı.

    “tıp fakültesini yeni bitirmiş,pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere,konya’ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim.gençtim.bekârdım.
    küçük bir beldeydi gittiğim yer.ilk gece bir eve misafir olmuştum.tren istasyonunun hemen yanında bir evdi.akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş,sohbetler edilmişti.üzerime yol yorgunluğu,geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı.saatler ilerliyor,ağır bir uyku beni içine çekiyordu.ev sahibine bir şey de diyemiyordum.bir müddet daha geçti ; yine bir hareket yoktu.evin en büyüğü olan hacıanneye sıkılarak “anneciğim,sizin buralarda kaçta yatılıyor “ dedim. hacıanne :evladım treni bekliyoruz.az sonra tren gelecek,onu bekliyoruz" dedi.merak ettim,tekrar sordum : " trenden sizin bir yakınınız mı inecek ?" hacıanne :
    “ hayır evladım,beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok.ancak burası uzak bir yer.trenden buraların yabancısı birileri inebilir.bu saatte,yakınlarda ışığı yanan bir ev bulamazsa,sokakta kalır.buraların yabancısı biri geldiğinde, ışığı yanan bir ev bulsun diye bekliyoruz.”

    devamı için : http://www.dersimiz.com/makale/yazi.asp?id=43

    düzeltme : devamı için link vermişiz ama yazıyı kaldırmışlar.

  • torpili bulan 20li yaşlarda çoluğu çocuğu savcı hakim yaptınız. daha hayatında ev geçindirmemiş fatura ödememiş tipler insanların hayatı hakkında karar veriyor. bir on sene sonra asıl bunlar palazlanıp bir yerlere atanınca görün siz.

  • beni bir yaşıma daha sokan sorundur. oha! tez savunması yapacaksın, üniversiteye giderken elindeki saklama kaplarında kısır ve elmalı kurabiye taşıyorsun... jürinin önüne çıkmışsın; koca koca profesörler oturmuş senin getirdiğin mercimekli köfteyle yaprak sarmasını gömüyor... şaka mı lan bu? bu nasıl bir gelenektir? utanmıyor mu o koca profesörler sahi?

    çok ilginç... en az cenaze yemeği kadar ilginç hatta.

    edit: entryim çok beğenilmiş, duruma şaşıran çok insan var demek ki. ben hiç tez savunması yapmadım ama durum hakikaten garip değil mi arkadaşlar ya; yani tez yazmışım, heyetin karşısına çıkıcam ama adamlara masa kuruyorum... ayıp ya şu, vallahi ayıp.

  • işte bunlar hep tasarruf... saat neredeyse sabah 8, ama sokak lambaları yanıyor. evlerde lambalar yanıyor. işyerinde kambalar yanıyor. hep tasarruf.
    bu suudi saatine eşitleme fantazisine, tasarruf kılıfı uyduran itü yıkılsın, yerine 15 temmuz şehitler lunaparkı yapılsın.

  • tanrinin hala alkolle, orucla, abdestle vs. mesgul oldugunu dusunenlerin varligini gostererek acima duygusu uyandirmistir.

    somali'deki musluman halkin bebekleri acliktan olurken bir mudahalede bulunmayan, her yil binlerce masum bebege tecavuz edilirken bir sey yapmayan tanri, dunyadaki nufusunun cogunlugu musluman olan ulkelerde kan ve gozyasi alip basini gitmisken herhangi bir mudahalede bulunmayan tanri "alkol satisi ha, dur ben su onur air'in ucagini bir dusureyim" mi diyecek?