ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
manisa otogarında yaşlı vatandaşa bağıran polis
-
güç zehirlenmesi yaşayan bir vergi yiyici
3 kuşak sonra ateist olmayanlar garipsenecek
-
buraları şenlendirecek açıklama.
amerika için tamam da, henüz 12.yy'a geçmemiş ortadoğu'yu ne yaparız moruk. herifin elinden keleşle toyotasını alsan karanlık çağ amk.
catherine the great
-
bu gece hbo’da finali yayınlandı. 4. ve son bölümü.
yavaş başladı, hızlı bitti bu mini seri.
--- spoiler ---
buradaki yorumlar ve eleştiriler finalle birlikte biraz daha kökleniyor. hakikaten de katarina ve büyüklüğünden çok -tarihten silinmeye çalışılan- potemkin ve katarina aşkı anlatılmış dizide. madem o kadar potemkin anlatacaktınız; bari ingiliz diline geçmiş potemkin village sözü nereden gelir, ona bari değinseydiniz.
genel oyuncu seçimlerindeki sorunlar var, bir kişi hariç. katarina’nın oğlu paul’u oynayan joseph quinn müthiş iş çıkarmış.
bir ezik ancak bu kadar güzel canlandırılırdı.
bunun ötesinde türkleri güzel harcamışlar dört bölümde. yerler biriz. adamlar resmen kırım’a yürüyerek giriyor. türkiye deplasmanının kolay geçmeye başladığı yıllar. bizim takımın başında 3. mustafa var. o daha eski kafalı. katarina tabii ki deli petro (peter the great) dönemindeki askeri modernleşmenin ekmeğini yiyor.
bizde de bu üst üste mağlubiyetlerden sonra 3. selim gelecek. o da reformist. orduyu falan yenilemeye çalışacak. ama düşüş başlamış bir kere. bu modernleşme süreci ancak imparatorluğun çöküşünü bir 100 sene daha erteleyecek.
--- spoiler ---
nesin matematik köyü
-
hoşgörüsü bol köydür.
2 sene önce ramazan ayında köydeki matematiksel iktisat kampına katılmıştım.
oruç tutanlara kimse ters bir bakış dahi atmıyordu.
hatta muhabbetin uzadığı gecelerde, sahura kalkan arkadaşlarla güzel de bir ortamımız oluyordu.
yani, anlamıyorsanız, bok atmayın ya.
ali nesin ağzıyla söyledi zaten;
"çapsız ülkelerde çaplı insanları sevmezler. herkes çapsız olsun ki, çapsızlıkları fark edilmesin"
abuk subuk yorumlarla çapsızlığınızı ortaya çıkarmayın.
şu güzel ortamı bozmayın.
beyin ölümü gerçekleşen almancının yurda dönüşü
-
başlık karakter sınırına takıldığı için tam anlatamadım ama sayın fahrettin koca twitterda az önce demiş ki;
"almanya'da, beyin ölümü gerçekleştiği söylenerek hastaneden evine gönderilen, fakat göz işaretleriyle iletişim kurabilen vatandaşımız osman bey, az önce uçakla ankara’ya getirildi. 59 yaşındaki hastaya, cumhurbaşkanımızın olaydan haberdar olmasıyla “evi”, yani ülkesi sahip çıktı!"
ilgili twite burdan ulaşabilirsiniz.
ben türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak yıllarca almanyada veya avrupada huzur içinde yaşadıktan sonra en ufak bir sağlık sorununda ülkeye getirilip şov yapılmasını kabullenemiyorum. kaldı ki twitte epey tutarsızlık var. göz işaretleriyle iletişim kurabilen birinin beyin ölümü gerçekleşmesi de mümkün değil diye biliyorum. ülke kaynaklarını bu tarz şeylere harcamaktansa keşke ülkemizdeki sağlık sistemini iyileştirerici adımlar atılsa, aylar sonraya bile randevu alamayan insanlar tanıyorum.
türk hava yolları
-
sabah radyoda bu kuırumdan bir yetkilinin açıklamasına denk geldim. aşağı yukarı şöyle bir şeydi:
"uçaklarımız artık suriye üzerinden uçmayacak. sağından veya solundan dolanacak"
sağ sol ne lan, amk doğu batı bile demeye kafası basmayan ilkokul çocuğu gibi düşünen adamlara açıklama yaptıran şirket. he yavrum camiiyi geçince sağda di mi?
ekleme: ahan da size kaynak
yeni şifreniz son 5 şifrenizden farklı olmalıdır
-
geçen sene yolda bir cüzdan bulmuştum. sahibine ulaşmak için açtım. herhangi bir telefon numarası yoktu. banka kartından bankasına ulaşıp bilgi verdim ve adam beni 1 saat içinde aradı ve teslim ettim. 50 yaşlarında bir adam. yazık bütün şifrelerini bir kağıda yazmış. bankamatik kartlarından, digitürke, e-devletten tut aklına ne gelirse bütün şifreler var. 50 yaşındaki adam bile 30 tane şifreyle uğraşmak zorunda. kötü niyetli bir insanın da eline geçebilirdi. hepsi karman çorman ve çok daha büyük bir güvenlik açığı yaratıyor ve insanları bu tarz şeylere yönlendiriyor maalesef.
iş hayatının ilk kuralı
-
celikten daha saglam sinirlere sahip olmak.
depresyondan çıkma yöntemleri
-
üretmek. ne olursa, işe yarar, iyi bir şeyler üretmek.
hanımdan gelen en son sms
-
"aşkım" yazmış. tabi bizim bünye öküz olunca, açarsın telefonu ve "mesajın yarım kalmış. ne yazacaksan söyle" denir.
işte kadın ve erkek arasındaki en büyük farklardan biri budur. onun aşkı kabardığı için sms atar, sen ise tüm iletişim araçlarını fonksiyonel olarak kullanırsın.
kadınlar mı zor, biz mi danayız bu yaşıma geldim halen anlayamadım.
çanakkale zaferi'nin 100. yılına özel reklam filmi
ekrem'in salyası haberi
-
akşam eve gidince çoluğunun çocuğunun yüzüne nasıl baktıklarını merak ettiğim insanların yaptığı haberdir.