hesabın var mı? giriş yap

  • alman donanması kriegsmarine 1942 yılından itibaren başına gelen her kötü olayda oldukça paranoyak davranarak, halihazırda kullanımda olan enigma kod kitapçıklarını, makinada ana şifrelemeyi yapan 26 telli rotorları değiştirmiş ve güncellemiştir.

    1944 yılında yapılmış bir şifreleme işlemine göz atarsak olayın artık nasıl bir manyaklık haline geldiği daha kolay anlaşılır:

    örnek olarak şifrelenecek düz metin

    "geleitzug 16-20 dampfer
    quadrant ca 91 33 (90 133)
    u-999"

    olsun.

    şifrelenmeye başlanmadan önceki hali bile şifre gibi olan bu düz metinde denizaltımız u-999, haritanın ca 9133 gridinde 16 ila 20 gemilik bir konvoy bildiriyor.

    bu düz metin haldır huldur enigmaya girilmiyor. önce signal subayı satzbuch denilen converting kitapçığını kullanarak her biri bir satır kaplayan cümleleri şifrelemeye uygun figürler haline getiriyor. metin bu işlem sonucu :

    geleitzug 16-20 dampfer = 0512
    quadrat ca 90 = 4545
    133 = 8152

    haline geliyor. bu düz 4 haneli rakamlar alındıktan sonra şifre subayı schlusselzahlentafel isimli kitaptan rakamlara, hangi gün, hangi 4 haneli rakamın eklenileceğini buluyor ve düz metni henüz enigmaya girmeden ikinci kez şifreliyor. bu sistemi de gösterirsek :

    0512 4545 8152
    0384 0384 0384
    ---------------------
    0896 4829 8436

    sonuç olarak signal subayı elde edilen bu 4lü figürleri buchgruppenheft kullanarak 4lü alfanümerik kodlara çeviriyor. yalnız bu kağıt üzerindeki işlem sonucu henüz enigma şifrelemesine girilmeden bile kriptolama oldukça karmaşık bir hal alıyor. bletchley park'taki kod kırıcılar bu sözkonusu (her iki ayda bir değişen) kod kitaplarını ele geçirmeden yalnızca etrafa bakıp dua ediyorlardı. bu son kriptolama sonrası mesajın aldığı hal şu şekilde görünecektir, sonda denizaltının değişmeyen üç haneli trigramına dikkat edin :

    0896 = zldp
    4829 = oyak
    8436 = wikw
    u999 = lqx

    bu mesajla enigma başına oturan subayımız mesajı schlusseltafel m algemein - innere einstellung denen bir yöntemle 3 rotorlu standart enigma usulü şifreleyecek ve ardından ele geçen kodu plug girişleri ve key numaralarını yine farklı bir kitaptan değiştirerek 8 rotorlu olarak 1944 mayıs enigması (aussere einstellung) ile ikinci şifrelemeye tâbi tutacaktır.

    enigmaya giren ve alabildiğine şifrelenen kod şu hale gelir:

    qrle atmg sikr qdx

    ve bu kodla beraber karadaki deniz kuvvetleri enigmasına ulaşan mesaj şu şekildedir :

    ßß
    rdf
    qrle atmg sikr
    qdx
    rdf

    a- tokalaşma sinyali
    b- şifrelenmemiş o günün kenngruppe trigramı
    c- şifrelenmiş mesaj
    d- şifrelenmiş imza
    e- tekrar edilen şifrelenmemiş kengruppe trigramı bulunur.

    bu mesajın decypher edilmesi uygun ekipmanla 20 saniye sürer ve verilen yanıt dakikalar içinde aynı işlemlerden geçerek denizaltıya geri döner. 10-12 dakika su üstünde kalan denizaltı ne yapması gerektiğini bilerek tekrar dalar. raporunu vermiş emirleri almıştır.

    ayrıca eğer deniz kuvvetleri komutanlığının kaptana bizzat söylemek istediği bir şey var ise cevap mesajında araya bir de sonderschlussel şifrelemesi girecektir ki o apayrı bir konudur, 3 kez decypher edilmiş bir mesaj kaptana yine şifreli olarak iletilir ve o da kamarasında kilitli tuttuğu bir başka code book ile mesajı şahsen okur.

    bir gün biri çıkıp da alan turing neden büyük bir insandı diye sorarlarsa bütün bunları çözdü ondan deriz. ya da demeyiz işte ne bileyim o günkü halet i ruhiyemize bağlı olarak.

  • çoğu zaman bana nasıl bu kadar sabırlı, sakin, tahammüllü olduğum soruluyor. sanıyorum bunun sebeplerinden biri üniversite okumamış olmam. türkiye'de sarsılmaz ast üst ilişkisiyle, statükocu yapısıyla, kraldan çok kralcılığı ile, kayırmalarıyla, kaydırmalarıyla, entrikalarıyla tam bir ortaçağ derebeyliği zihniyetiyle yönetilen bu kurumlarda örselenmediğimden cebimde bolca tahammül kaldı diye tahmin ediyorum.

    savcılığa verdiğim her 10 ifadeden 7'si öğretim üyelerinin şikayetleri üzerine oluyor. asker değil, adnan hoca değil, milletvekili değil. bu öğretim görevlileri "eleştirel düşünce", "fikir ifade özgürlüğü", "mantıksal çözümleme" öğretecekler.

    siz kimsiniz yahu? kendinizi ne zannediyorsunuz? kim sizi bu kadar havalara çıkardı? paper'larınızı alsam, önce intihalleri ayıklasam, sonra da yerel, ucuz, parayla makale yayınlayan mecralardaki yayınlarınızı elesem, h-index'inizi hesaplasam bir avuç düzgün insan kalırsınız. onlar da zaten öğrenciyi düşmanıymış zannetmeyenler çıkar. geri kalanınız hayata daha iyi bir akademisyen, daha iyi bir eğitim adamı, daha iyi bir insan olarak tutunmak yerine zamanında bedelini biat ederek ödediğinizi düşündüğünüzden aynı bedeli ödetmeyi hak gördüğünüz o çürük sistemin boktan çarklarını yağlamaktan başka bir iş yapmıyorsunuz.

    o çarkın içinde onunla beraber kül olup gideceksiniz. yerinize yepyeni aklı beyni açık bir nesil gelecek. sizi ne kimse hatırlayacak ne de kimse size minnet duyacak. tarih sizi ufak puntoyla ufak utanç dolu bir paragrafa sıkıştırdığıyla kalacak.

    sizin vereceğiniz eğitimin bende eksik olmasından dolayı da son derece memnunum. gelecekteki tercihlerimi de sizin gibilerin olmadığı bir dünyadan yana yapmaya devam edeceğim.

  • banka calisani gozune degil, kameraya guvenerek dogru olani yapmistir.

    bu olay gercek olabilir, ancak yarin cikip annesi, "o ben degildim, haberim bile yoktu ne para cekmesi" dese bankanin elinde somut kanit yok. tum olay bankacinin ustune yikilir ve isinden de olurdu.

    1/10

  • 2011-2016 yılları arasında sağlık bakanlığı için yapılan kapsamlı
    (bkz: ergene-dilovası bölgesi kanser araştırması) raporunu halka açıkladığı için "infial yaratma amacı" taşımakla suçlanan bizzat raporun hazırlayıcılarından bilim insanı bülent şık için istenen (5-12 yıl) cezadır.

    http://m.t24.com.tr/…aya-12-yil-hapis-istemi,788055

    edit: merak eden arkadaşlar için araştırma projesinin kapsamı ve bülent hoca'nın o zaman yazdığı açıklayıcı yazı bi seneye yakın zaman önce yazdığım (üstte bkz.verdiğim) "ergene-dilovası bölgesi kanser araştırması başlığında var.

    edit 2: bazı arkadaşlar araştırmanın sadece bülent şık'a ait olduğu yanılgısına düşmüş. bu bi "bakın ben ne buldum" değil. bizzat sağlık bakanlığı’na bağlı türkiye halk sağlığı kurumu tarafından çeşitli üniversitelerden bilim insanları ve bakanlık personelinin katkıları ile yürütülmüş ve derinlemesine araştırması yıllar almış bi proje. bülent şık, bu derece emek verilmiş, halk sağlığını yakından ilgilendiren ve üstelik sonuçlanmış bi araştırma raporunun sümen altı edilişine isyan ederek açık edicisi.

  • yok hamileydi, yok anneydi, yok yaşlıydı diye herkese bedava istanbulkart vermeyi durdursunlar öğrencilerle uğraşacaklarına. yüksek lisans yapan bir öğrenci neden indirimli kullanamasın. asıl sorun bedava kullananlar. yaş farketmeksizin dolu kişide görüyorum bunu.

    edit: yazım yanlışı düzeltildi.