hesabın var mı? giriş yap

  • dedeler çalışır, didinir, uğraşır iş kurar ve büyütür. babalar bu işi geliştirir daha ileri taşır. 3. nesil de playboy olur alemlere akar. biraz düzgün olanı da klüp başkanı falan olur ve paraları ezerrler. türk burjuvasının yaşam döngüsü budur.

    t: magazinsel bir hikaye

  • geçen hafta krize girmişti lutfen insanları kınamayin adam çocuk esirgeme kurumunda sevgisiz büyümüş ve bir kadına aşırı bağlanmış hayatının merkezine kadını koymuş. sadece bu adam değil hayatınızın merkezine kimseyi koymayın sevgisiz de olsaniz sonu hüsran....

    eşit: konuyla ilgili başlığa baktım adam hakkında gavat yazmışlar ölmeden önce. cirkinsiniz, kötüsünüz. ruh hali normal olan bir insan zaten bunları kabul etmezdi.

  • monster bilgisayar alsam mı diye düşünüyordum, 2/b sınıfından ilhan arkadaşımızın ibretlik kompozisyon çalışmasını görünce vazgeçtim.

    kimler kimler ceo oluyor, ben niye olamıyorum?

  • yalnız bu hasan'ı, yağmur ormanları'na yalnız başına bıraksanız, 2 yıla sıfırdan kabile kurmuş olur. 5 yıla da game of thrones'da khaleesi'yi koluna takar. amk böyle bir insan olabilir mi lan?

  • iki bin yirmi iki, nisan'da gelecek dizi için bazı bilgiler:

    * birinci ve ikinci sezonun planları çoktan bitti.
    * dizinin her biri on bölümden oluşan beş sezonla tamamlanması kararlaştırıldı.
    * her sezon arasında bir yıldan fazla boşluklarla yayınlanabilir, ancak bu hbo'nun kaçınmaya çalıştığı bir şey.
    * dizinin ilk sezonlarının bütçesi, game of thrones'un altıncı ve yedinci sezonlarının bütçelerine benziyor.
    * ilk sezonun ilk iki bölümünü miguel sapochnik yönetecek.
    * ilk sezonda büyük savaşlar olmayacak.
    * ikinci sezonun sezon finalinin miguel sapochnik tarafından yönetilen, birçok ejderhanın yer aldığı ve daha önce televizyonda hiç görülmemiş bir prodüksiyon ile devasa bir savaş etrafında olacağı söyleniyor.
    * george r.r. martin, kış rüzgarları'nı bitirdiği taktirde dizinin her sezonunda bir bölüm yazacağını söyledi.

    hikaye ve konu hakkında:

    * game of thrones'dan iki yüz yıl önce geçecek.
    * yapımcılar, serinin hikayesinin game of thrones'da sunulan orijinal hikaye kadar karmaşık olmasını istiyor. geçmiş olaylarla ( aegon'un fethi ve king jaehaerys saltanatı ) birçok bağlantı olacak ve seri boyunca birçok önemli geri dönüş gösterilmelidir.
    * başlangıçta, ilk sezonlarda, hikaye ateş ve kan'da ve prenses ile kraliçe ve serseri prens masallarında sunulan temel malzemeye çok sadık olmalı, ancak hikaye boyunca yeni olaylar ve unsurlar hikayeyi tamamlamak ve hayranlar arasında teorileri teşvik etmek için eklenmelidir.
    * ilk sezon siyasi çatışmalar etrafında olacak ve ejderhaların dansı'nın başlangıcına kadar kral viserys saltanatı'nın çürümesini ve siyahların ve yeşillerin taraflarının oluşumunu gösterecek.
    * ilk sezonda büyük savaşlar olmayacak.

    yapım ve prodüksiyon:

    * iki baş yaratıcıdan biri olan ve aynı zamanda dizinin senaristi olan ryan condal, george raymond richard martin'in padawanı konumunda. kendisi george r.r. martin'in tales of dunk and egg kitabını dizi yapmak istesede ejderhaların dansı'nda karar kılınmış.
    * diğer yaratıcı emmy ödüllü miguel sapochnik ise çok başarılı bir yönetmen. game of thrones'da çok beğenilen hardhome, battle of the bastards ve the winds of winter ve üç bölüm daha yönetti.
    * dizinin müziklerini ramin djawadi hazırlayacak.
    * kostüm tasarımını gravity, skyfall, children of men ve harry potter'un yapımlarını üstelenen jany temime üstlenecek.
    * production designer görevini children of men filminde çalışmış jim clay üstlenecek.
    * oyuncular ve ekibin *ingiliz akademisi film ödülleri'nde aday olmuş veya kazanmış insanlardan oluşmasına özen gösterilmiş.

  • eğer cüzdanınız, çantanız, vs. çalınır da polise giderseniz, resmi işlem yapılmasını sağlamak için yapmanız gereken şey. keza polis, param çalındı dediğinizde seri numarası var mı diye size soracaktır. zaten para öyle sık el değiştiren bir şey olmadığı için herkes devamlı cebindeki paranın seri numarasını bilir. hem de ezbere.

  • günümüzde japonya dışında en fazla japonun yaşadığı yer brezilya. brezilya coğrafya ve istatistik enstitüsüne göre (ibge); 2000 senesinde brezilya'da yaşayan japon sayısı 1,5 milyon civarında.
    daha önce girdilerde belirtilmiş, bunlar kahve tarlalarında çalışmak üzere giden göçmen işçiler. peki neden japonlar?
    ondokuzuncu yüzyıl sonu, yirminci yüzyıl başlarında brezilya dünyanın en önemli kahve üreticisi. ciddi bir tarım işçisi ihtiyacı var. o zamana kadar, bu sorun afrikalı kölelerle çözülmüşken, 1850'de afrikalı köle temini durunca, brezilya hükümeti avrupalı işçilere yönelmiş. bu dönemde en yoğun göç, italya'dan olmuş. düşük ücret, uzun çalışma süresi ve kötü muamele sebebi ile italyan hükümeti bu işçi göçünü sınırlamış. avrupalı işçi akışının da kesilmesi ile 1908'de ilk japon işçiler brezilya'ya varmış. burada 1907'de japon feodalizminin çöküşü ve daha iyi bir hayat arayışı en önemli etken.
    göç patlaması ise birinci dünya savaşı ile olmuş. bu dönemde çabuk para kazanıp, ülkesine dönme hayali kuran japonlar için büyük hayal kırıklığı yaşanmış. köle çalıştırma zihniyetinden kurtulamayan, brezilya'lı işveren, japon işçilerin kabusu olmuş.
    bu dönemde, japon ve brezilya toplumu arasında kız alıp kız verme durumu hoş karşılanmamış. japon topluluğu kendi okullarını kurmuş ve çocuklarına japonca eğitim vermişler, tabi ciddi asimilasyon çalışmaları da olmamış değil.
    zaman içerisinde, işçi olarak gittikleri brezilya'da japonlar da toprak sahibi olmuşlar ve daha çok çilek, çay ve pirinç üretimine başlamışlar.
    her gidişin tabi ki bir dönüşü oluyor. 1980 ve sonrasında japon ekonomik atılımıyla, japonya'da artan işçi ihtiyacı, öncelikle tayland, tayvan, pakistan gibi ülkelerden kaçak işçi göçünü tetiklemiş. japon hükümeti de daha kolay entegre olacakları düşüncesi ile, brezilya'lı japonlara doksanların başında çalışma izni vermeye başlamış. aynı dönemde brezilya'daki ekonomik ve politik karışıklık ise bu geri göçü hızlandırmış. bu japonya'ya geri dönen japonlara bir isim verilmiş; dekasegi. dekasegilerin işi ise belliymiş; japon vatandaşlarının yapmak istemediği, zor, pis ve tehlikeli işler.
    daha kolay entegre olacakları düşünülmüş olsa da ne japon halkı dekasegileri kendinden saymış, ne de bu brezilya asıllı japonlar, topluma uyum sağlamış. özellikle kendi aralarında portekizce konuşan, kullandıkları japonca toplum tarafından hor görülen ve anlaşılmayan bu grup, japon toplumundan zamanla izole olmuş. bu topluluğun yaşadığı bir soruna örnek olarak:
    (bkz: fushügaku)
    (bkz: dekasegi)