hesabın var mı? giriş yap

  • aşırı terleme.

    terlemede maksat harareti yükselmiş vücudu soğutmak olduğuna göre, yaz-kış ıslak koltuk altı, eller ve ayaklar termostatınızın bozuk olduğu anlamına geliyor. yaz-kış, yani vücudun soğutulmasını gerektirecek herhangi bir terletici etken olmaksızın (yüksek ısı, acı-baharat yemek, stres kaynağı, hipertiroid, hipoglisemi, tüberküloz, menopoz) gerçekleşen terlemenin ne tespit edilebilmiş bir kaynağı ne de kesin tedavisi de yokmuş!

    kaynak da vereyim tam olsun:

    http://www.sosyal-fobi.net/…ewtopic.php?f=27&t=6757

  • bu olaylar dahil son dönemdeki gelişmelere yönelik biraz uzun da olsa genel bir bakış atmaya çalıştım. enrty telefondan girildiği için imla hatası varsa affola.

    tanım: fransa'da yaşayan biri olarak büyümesini tahmin ettiğim olaylardır.

    fransa'da bu tip olaylar ve eylemler sıklıkla olur, daha yüksek katılımlı olanlarını da gördüm ancak bu seviye yayılan ve şiddetli olanına ilk defa denk geliyorum. merkeze çok yakın olmayan ve sakin bir yerde yaşamama rağmen ilk defa yaşadığım yere havai fişekleti duyabileceğim yakınlıkta bir eylem oldu. eylemlerin olası en tehlikeli sonuçlarını öngörebilmek için temel fransa siyasetine biraz hakim olmak gerekir.
    fransa'da toplumun ideolojisi genel olarak dörde bölünmüş durumdadır. her kesimin halkta yüzde 20-25 civarı bir karşılığı mevcut.
    son seçimde mélenchon'un temsil ettiği solcular, türkiye'de sol gözüken partiler gibi değil gerçekten solcudur, nato karşıtlığı seviyesindedirler. sosyalist ve göçmenlerden oy alırlar. halkın geri kalanı bu grubu aşırı ve tehlikeli bulur. son seçimde ilk defa yakın farkla üçüncü olup 2. tura kalamadilar.
    le pen tarafından temsil edilen grup da aşırı sağ olarak görülür ve göçmen karşıtlarından oy alır. son seçimde zemmour gibi açıkça ırkçı daha sağ birinin de aday olmasıyla daha merkez gibi görünüp 2. tura kalmayı başarmıştır. halkın geri kalanı bu grubu da aşırı ve tehlikeli bulur.
    macron'un temsil ettiği merkez grubu sağ sol pek sallamaz, öncelikleri ekonomi ve icraattır. popülist bir tarafı vardır, hem olumlu hem olumsuz anlamda en cok oy geçişi olan gruptur. iki turlu seçim sistemi ve en cok desteklenen olmasa da en az karşı olunan grup olduğu için son iki dönem başkanlık kazandılar.
    son büyük grupta merkez sağ dedigimiz bizdeki anap tipi olan gruptur. en çok oy geçişi olan diğer grup bunlardır. merkezdeki grup gibi az karşı olunan grup olmalarına karşın zayıf aday çıkardıkları için son seçimde farkla dördüncü oldular.
    sistemin işlemesi ve aşırılıkların önlenmesi iki turlu seçim sistemi sayesinde olur. en çok desteklenen değil en az karşı olunan grup olmak gerekir, en sağ ya da en soldaki grup ikinci tura kalsa bile diğeri rakip adayı destekler ve o seçilir.
    bu noktada endişelendiğim nokta, sadece bu eylemler değil, son haftada çokça gündem olan diğer iki olayla bütün olarak bakmam sebebiyle. annecy bölgesinde suriyeli birinin çocuk bıçaklaması ve bordeaux bölgesinde yaşanan çocuk ve ninesine olan saldırı çok gündem olmuş ve göçmen karşıtlığını harlamıştı. bu olaylara neden olan polisin 17 yaşında cezayir kökenli birini öldürmesi de göçmen kökenli mağduriyetleri körükledi. her iki tarafta da kutuplaşmanın artması, en sağ ve en sol grubunun güçlenmesi sistemin işlemesine risk teşkil ediyor. bunlarla beraber macron'un kural sebebiyle üçüncü dönem seçilemeyecek olması, merkezde ve merkez sağ da güçlü bir aday olmaması, sonraki seçimde ikinci tura le pen ve mélenchon'un kalması riskini arttırıyor. göçmen kökenlilerin çok çocuk yapması ve genç nüfusa sahip olmaları sebebiyle sol, le pen'in daha az marjinal gözükmesi ve aday beğenilmemesi sebepli son seçimde macron'a kayan merkez sağ oylarının le pen'e kayma ihtimali en sağ tarafı biraz daha güçlendiren faktörler. hükümet tarafından bu olayları başarıyla yöneten bir kişinin ön plana çıkarılması olmaması durumunda sonraki seçim sonrası fransa'nın avrupa birliği ve nato'dan çıkması gibi dünyayı etkileyecek konular gündeme gelebilir.

    (bkz: sığınmacının parkta çocukları bıçaklaması)
    (bkz: fransa'da küçük kızı kaçırmaya çalışan kişi)

  • - i said saçlar no dedim!!
    - yes dedim anlaşıldı mı?
    - ok mum, i give up...
    - ohohoo... kanngraşüleyşıns!

  • ne kadar inovatif oldukları, tek bir modeli inceleyerek yargılandığında büyük hataya düşmenizi sağlayacak otomobil üreticisi.

    elon musk'un hayatını biraz araştıran, konuşmalarını izleyen biri sahibi olduğu bu şirketin sadece para kazanmak amaçlı kurulmuş, niş bir pazara hitap eden, zengin oyuncağı üreten bir şirket olmak amaçlı kurulmayacağını kolaylıkla görebilir.

    bir kere tesla motors dediğiniz şirket bütün patentlerini halka açmıştır. araştırmalar hızlansın, bir an önce şu fosil yakıt belasından kurtulalım diye. oldukça paragöz di mi?

    inovatif "olmamalarına" rağmen dünyadaki en yüksek menzile sahip araç yine bu şirket tarafından üretilmektedir. en yakın rakibinin yaklaşık 3 katı menziliyle... ayrıca dünyadaki tek 4 tekerden çekişli elektrikli araç. (norveçte bu yüzden oldukça popüler)

    asıl amaçlarının bu "niş" pazar araçları vasıtasıyla gelen para, bilinirlik ve bilgi birikim ile, çok daha ucuz modeller üretebilmek olduklarını, hatta bunun için dünyanın en büyük pil fabrikasının temellerini attıklarını, bu üretim tesisi sayesinde pil maliyetini aşağı çekmeye çalıştıklarını da hatırlatalım. ama sadece 5 milyar dolar yatırım yapmışlar, cimri herifler.

    grafen sayesinde hem pil, hem güneş hücreleri, hem rüzgar türbinlerinde yaşanan gelişmeler, elon musk'un vizyonuyla tamamen örtüşmektedir.
    - şimdiden 300 mil üzerinde 1500 ve üstü tekrar şarj edilebilen li-s piller ortaya çıkmıştır.
    - grafen üretim maliyeti azaldıkça pil alanında ön görülen 100 kat hızlı şarj olan piller çok uzak değil... 36 saat yerine 22 dakika diyebiliriz basit olarak.
    - bu maddenin güneş hücrelerinin teoride verimliliğini %60'lara çıkarması bekleniyor

    son olarak ilginçtir elon musk'un sahibi olduğu diğer firma, amerikanın en büyük güneş enerjisi sağlayıcısı. * işte bunlar hep tesadüf.

    hakkaten devrim bunların neyine, sadece şov yapıyorlar.

    not: toyota ve honda temiz enerji devriminin önemli parçaları olacak şirketlerdir, ona lafım yok. ama kalkıp tesla motors'a justin bieber muamelesi yaparsanız çarpılırsınız.

    edit:

    - iş bu entry'de diğer otomobil firmaları küçümsenmemiştir. tesla'nın küçümsenmesi eleştirilmiştir.
    - grafen teknolojisi yarın devreye girecek denmemiştir ama önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde tesla motors'un lehinde gelişmeler olacağı vurgusu yapılmak istenmiştir.
    - bu şirketin amacı para kazanmak değil denmemiştir. "sadece para kazanmak değil" denmiştir.
    - bilimsel makale aramaya üşenildiği için "çöplük" sitelerden linkler verilmiştir ama bu konuların yalan olduğunu gösteren bir durum değildir. benden daha az tembel insanlar isterlerse ilgili makaleleri bulmakta serbesttirler.

    arrivederci

  • `reisçi almancılarla türkiye'de yaşayan laik türklerin nüfus mübadelesi` şeklinde olacaktı karakter sınırına takıldı.

    almancı dediysem, tanım olarak söyledim. hollanda, fransa, belçika'daki reisçiler de bu tanıma dahil.

    fikir çok basit. adamlar türkiye özlemi ile yanıp tutuşuyor, ee zaten rte hastası bunlar, adam yol yaptı bi kere, ayrıca adam dünya lideri. alıyoruz bu reisçi topluluğu, türkiye'ye getiriyoruz. türkiye'den de kafası çalışan ama bulunduğu sosyal/siyasi ortamdan artık bıkmış ne kadar kişi varsa avrupa'ya taşıyoruz.

    almanya zaten bunu direk kabul eder. reisçi almancıların çoğu almanya'nın istediği entegre topluluk değil, çoğu kalifiye değil. rte de bunu direkt hoş karşılar. milyonlarca sevdalısı geliyor lan, ayrıca pis laiklerden kurtuluyor. türkiye'deki laik-kalifiye kesim de bunu hemen kabul eder.

    ama ortada bir tek tepkisinden emin olamadığım avrupa'daki reisçiler var. lafa gelince hepsi türkiye ve erdoğan sevdalısı ama hepsi avrupa'da yaşamaya devam ediyor. samimiyetsiz bir durum var yani.

    onları da ikna edebilirseniz oldu bu iş.

    mali/ekonomik kısımları ile de başka arkadaş ilgilensin onu da ben mi yapacağım?

    not: almanya'da yaşayan reisçi olmayan bir türk

    debe editi: (bkz: elmalık ortaokulu kitap kampanyası)
    debe editi 2: (bkz: oyuncaklar otostopta)

  • beni bu tiplerle aynı ülkede yaşamaya muhtaç eden -başta adnan menderes olmak üzere- herkesin allah belasını versin. rezalet ya. gençliğimi, gençliğimizi, hayallerimizi sikip atan bu tipler işte...

  • insanlara olayın ciddiyetini hissettirmektir.

    2008 krizinde, o dönem çalıştığım şirket (ki kendisi türkiye'nin enn taşşaklı holdinglerinden birinin lokomotif şirketidir, bunu patron şirketi olmadığını özellikle belirtmek için yazıyorum) hızla düşen hammadde fiyatları sebebiyle on milyonlarca dolar zarara uğramıştı. hatta sonrasında ciddi bir küçülmeye de gitmek zorunda kaldı.

    bu kriz şirketi vurmaya başladığında alınan tedbirlerden ilki ne oldu biliyor musunuz? idari binanın ortasındaki çay standında bulunan meyve / bitki çaylarını kaldırmak ve sadece (sallama) siyah çayları bırakmak... şaka gibiydi.

    bir kaç gün sonra fabrikanın müdürüne direkt "allahaşkına kaç kuruş kârınız olacak?" diye sordum... o da bana "ne kârı? amaç kâr değil, çalışanların işlerin yolunda gitmediğini hissetmelerini, gerçekten anlamalarını sağlamak" dedi.

    efendim bu pandemi konusunda da işler yolunda gitmiyor. sebebi hükümetin parayı öncelikli tutan boktan politikaları biliyorum.. ama diğer bir sebebi de insanların umursamazlığı. işte bu 9-5 yasağı da umursamazlığı sorgulatıyor, insanların kendilerine biraz çeki düzen vermesini sağlıyor, "iş ciddi yav" dedirtiyor.

    bu sayede de 1 ay içerisinde yarı yarıya azaltılabiliyor vaka sayısı.

  • komşumuzun kızının doğum gününde oğlumla konuşmaktayım:

    ben: oğlum ayşenur ablana hediye olarak ne alalım?
    oğlum heyecanla: senin gibi kocaman bir ayı alalım baba.

    noktalama işaretlerini icat edenlere bir kez daha saygı duydum.