hesabın var mı? giriş yap

  • aslında gerçek adı elinaziktir. hikayesi şöyledir; osmanlı döneminde seferden dönen yavuz sultan selim geçerken güzargahı üzerinde bulunan gaziantep'in bugünkü adıyla yavuzeli ilçesinde konaklar. yavuz sultan selim'in geleceği haberini alan yavuzeli sakinleri padişahı iyi ağırlamak için türlü türlü yemekler hazırlarlar. kim olduğu tam olarak bilinmeyen anadolu kadını patlıcanları ocakta közler, taze kuzu etini kavurur, yoğurdu sarımsaklar ve tuzlar, közlediği patlıcanları sarımsaklı yoğurt ile karıştırır ve kavurduğu eti bu karşımının üzerine alttaki karışım gözükmeyecek şekilde serer. son olarak etrafını yeşil biber ve dometeslerle süsler ve yemeğini padişaha iletir. yemeğin tadına bakan yavuz sultan selim yemeği çok beğenir ve çevresindekilere "bu yemeği hangi eli nazik yaptı" diye sorar. o günden sonra yemeğin adı elinazik olarak zikredilir. tabi geçen zaman içerisinde değişime uğrayarak alinazik adını alır.

  • bunun kocası protokol filan imzalamasın. boşanma davasını ben ücretsiz hazırlayacağım. tazminat almadan bu kadını bırakmak olmaz. mallığın lüzumu yok.

  • başlığı açacaktım. zaten acilmiş.

    artık gerçekten süremiyorum. gözlerim mahvoluyor. üstüne sis farını da açıyorlar. gece artık zorunlu olmadıkça çıkmıyorum.

    medeni bir ülkede olsa hepsi anında trafikten men edilir.

    bu işin artık boku çıktı. tahammül edilecek hali kalmadı. 10 araçtan 8 tanesi böyle

    devletin artık bu ise acil olarak el atması gerekiyor. insanlar olüyor artık.

    bu ayarsız, merceksiz farlara led mi xenon mu ne yarragimda taktıran herkesin

    allah belalarini versin,

    ölmüşleri kabir azabı ceksin

    sevgiden, şefkatden mahrum kalsın

    eşinden, dostundan hep ah alsın

    en kısa zamanda kanser olsun gebersin

    iki yakası bir araya gelmesin.

    eşi varsa aldatsın

    son söz bunu takan ustalar içinde geçerli üstteki beddualar.

    allah aşkına su başlığı gündem yapalım.

  • böyle dutududutududutududutudu diye iniyor helikopter, çevresinde bir toz bulutu, içinden adamlar iniyor kafalarını eğerek, yanlarına bir sürü adam koşuyor böyle, herkesin kravatı uçuşuyor... abovvvv.

    bıkmadım arkadaş. bıkmadım yıllardır. bıkmam da... yahu ana haber bülteninde görsem de bıkmam, en tırto holivut aksiyonunda görsem de bıkmam. bu nasıl bir sahne ya. böyle helikopter iniyor ama pervanesi dönmeye devam ediyor dutududutududutududutudu diye. böyle pilot mikrofondan bir şey diyor, helikopterin çevresine arabalar geliyor. helikopterden inen evrak çantalı adamı arabalarına alıyorlar. kel korumalar var, görevliler falan... diline, dinine göre kah misafirimiz geldi diyorlar; kah efirmetiv, racır det gibilerinden anladık-tamamdır gibi bir şeyler söylüyorlar.

    bazen de operasyon için swat timi falan iniyor, abbbbbbaaaaaavvvvv. vay... vay....vay. o da bambambaşka bir alem. biri ipten iniyor, öbürü aşağı merdiven sarkıtıp iniyor, aşağıdakileri de alıp geri çıkıyor, go go go diye binanın tepesine iniyorlar. vay ki ne vay.

    hayranım arkadaş. helikopterden inan insanlara hayranım. atraksiyonlu insin, atraksiyonsuz efendi gibi insin hiç fark etmez. hay-ra-nım... işte o kadar. parkta otururken yanıma boeing 757 inse dönüp bakmam yeminle. ha çok gürültü çıkarsa belki şöyle bir "bismillah" der, doğrulurum o kadar. ama helikopter inse işte ona bayıla bayıla bakarım. içinden inen insanlara da hayran olurum. ha ama olur da bir ufo falan inerse de hemen gaçarım. huyunu suyunu bilmiyoruz sonuçta. temkinli olmakta fayda var.