hesabın var mı? giriş yap

  • işte kara mizah budur dediğim film. milletin ne düşündüğü umurumda değil…

    son akşam yemeği ve aslında her şeye sahiptik göndermesi ile beni tavladı..

    bir konuya da açıklık getirmek üzere bu yazımı yazıyorum.

    hepiniz general neden 10 ar dolar aldı ki diye merak içerisindesiniz değil mi? bu aslında askeriye ye bi gönderme. penatagonun yıllık bütçesi 700 milyar dolar. evet yanlış duymadınız milyar dolar. 350 milyon amerikalı da olduğunu düşünürsek her amerikalı yıllık 2000 dolar günlük ise yaklaşık 5 dolar ödüyor pentagon denen şeye. su ve atıştırmalık 2 ürün toplam maliyet 10 dolar. peki iyi de en doğal hakkı olan yaşama hakkı bedava iken neden bu para veriş?

    bizde de diyanet bütçesi 16 milyar tl. yaklaşık 80 milyon kişi olduğumuzu düşünürsek her birimiz yıllık 200 tl veriyoruz. ne için? ama bir imam gelip sizde 10 tl alıp çarpsa bunu sonsuza kadar düşünürdünüz değil mi?

  • helen dönemi olarak da bilinen bu dönemin bilim adına öncülüğünü yapan thalestir . m.ö 3000'ler de başlayan bilimsel etkinlikler olgu toplama, sınama yanılma niteliğindeydi ve yaklaşık 600'lere kadar bu şekilde devam etmiştir. bundan sonra antik grek dünyası ön plana çıkmaya başlamıştır.

    olgu bilgisinden olgunun nedeninin bilgisine geçme evresini temsil eden bu dönem, büyük iskender'in siyasal güç haline geldiği 300'lere kadar sürdü. egemen kültür ve felsefe bu süreçte de helen kültürüdür. ancak iskender'in fetihleri sonucu ele geçirilen yerlerdeki kültürlerle harmanlandığı için helenistik adını almıştır.

    dönem itibariyle matematik, astronomi, fizik, biyoloji, coğrafya gibi disiplinlerin bağımsız olarak temelleri atılmıştır. m.ö 280 ile m.ö 160 arasındaki dönem kültürel ve bilimsel açıdan oldukça üretken bir dönemdi ve bunun sonucu olarak matematik alanında öklid, arşimed, apollonios, astronamide aristarkhos coğrafya dalında poseidonios tarih alanında polybios gibi büyük insanlar çalışmalar yapmıştır.

    felsefe alanında ise dört büyük akım etkili olmuştur. bunlar epiküros, stoa, akademi ve peripatetik felsefi öğretileridir.

    iskenderiye, perge, assos, bergama, efes, didim, rodos hem sanat hemde kültür ve bilimsel etkinlikler açısından öne çıkan merkezler olmuştur.

    romalıların mısırı ele geçirmesi sonucu*bu dönemde tüm güzel anılarıyla tarihe karışmıştır nitekim.

  • süslü sülü kısmına bazı eklemeler yapmak istediğim açıklamalardır.

    gelin birazcık geriye gidelim...

    akp ve fetö şu resimdeki soytarının ifadeleri üzerinden koskoca türk silahlı kuvvetlerine kumpas kurmuştu. koskoca devletin kriptolu odalarına girilmişti. koskoca ordunun harekat planları yurtdışına kaçırılmıştı. atatürkçü, vatansever subaylar buraya yazmaya utanacağım iftira ve tuzaklarla hapse atılmıştı. 33 askeri kurşuna dizen şemdin sakık gizli tanık yapılıp, koskoca genelkurmay başkanı terörist denilerek silivri'ye atılmıştı...

    lan bu ülkede bu namussuzluklar yaşanırken bu kel samanyolu tv'ye çıkıp şöyle bağırdı lan;

    "buradan şahsım ve milletim adına zekeriya öz'e minnetlerimi sunuyorum. fethullah gülen ve zekeriya öz bu milletin gönlündeki yerlerini almışlardır. hizmetlerinin ne olduğu bellidir. bir zekeriya öz gider, bin zekeriya öz gelir. bir fethullah gülen gider, bin fethullah gülen gelir!"

    vay benim temiz sülüm:)

    tabi bu burada kalmadı. hdp'nin meclise girmesi için acilen barajın düşürülmesini önerdi. anadilde eğitim talep etti. mhp'nin darbe artığı bir parti olduğunu söyledi. böyle bir partinin varlığının bile utanç verici olduğunu ifade etti. ergenekon kumpasını eleştirdiği için devlet bahçeli'yi darbecilikle suçladı...

    bitti mi?

    bitmedi!

    finalde bu sırma saçlı arkadaşımız türkiye cumhuriyeti tarihinde fethullahçı olduğu gerekçesiyle partisinden ihraç edilen ilk siyasi olma özelliğine kavuştu.

    devleti ve yargıyı fetö'ye teslim eden o aşağılık 2010 referandumu öncesinde zaman gazetesinin peşine takılarak "demokrasi buluşmaları" adı altında şehir şehir gezdi zat-ı alleri.

    ve en nihayet fethullah gülen ile işbirliği yapmak suçundan önce genel başkanlığını kaybetti, sonra da yine bu suç sebebiyle bir partiden ihraç edilen ilk siyasi oldu. kısaca fetö'den ihraçtır kendisi:) yıllarca siyasi sicil affı peşinde koşturup durmuştur bu kel kere kel.

    şimdi böyle bir adamın kalkıp fetö hakkında atıp tutması yahut birilerini fetöcülükle suçlaması bir vatandaş olarak benim ağrıma gidiyor. böyle sessizce arkasından yaklaşıp "laaaan bırak!" diye şapalağı vurasım geliyor. şahsen onun yerinde olsam utanırdım bu lafları konuşmaya. yüzüm olmazdı.

    bu ülkede birileri öteden beri bolca cebini doldurmak, çokça güç sahibi olmak için en berbat, pis işleri yapmaktan geri durmadılar. dahası bunları yapmayı kendilerine hak gördüler. bu uğurda dünyanın bütün kirli karanlık örgütleriyle de bayağı bir iş tutmuş görünüyorlar.

    şemdin sakık'ın gizli tanık yapılıp şerefli komutanların silivri'ye attırıldığı bu memlekette sedat peker'in itiraflarına savcılar kulak tıkıyorsa bundan şunu anlamak lazım; bunlar artık siyasi davalardır. türkiye'de şu an bu davaları görecek siyasi bir irade yoktur. ama elbet bir gün o kararlı irade gelecektir!

    bugün sosyal medyada bütün fetöcü hesapların etekleri zil çalmakta. maziyi çabuk unutmuşlar. kendilerine bir cesaret bir özgüven gelmiş. iktidar değişiminde en büyük hesaplaşmanın da bu köpeklerle yapılmasını diliyorum. devletin adam gibi bu işin peşine düşmesi gerekmektedir. bu herifler gerçekten kim? bu ülkeden ne istiyorlar? bunlar nasıl bu noktalara geldi? bu tür dini yapılanmalarla nasıl mücadele edilmelidir? her bir şey ortaya dökülmelidir.

    ve göreceksiniz...

    er ya da geç bu işlere bulaşan herkesi k u s t u r a c a k l a r.

    çünkü yarbay ali tatar'ın ahı var.

    çünkü kuddusi okkır'ın ahı var.

    edit: genelkurmay ifadesi bitişik olarak düzeltilmiştir. merak edenler için, fotoğraftaki soytarı tuncay güney'dir.

  • bazen okuyabileceğiniz en gerilimli, en kanlı ve en boğucu hikayeden bile beter olan bir şey.

    annem - filancanın kızı dedesiyle babaannesini yemeğe çağırırken, aynı apartmanda oturan yengesiyle amcasını yemeğe çağırmamış, kocası "neden amcanları da çağırmadın?" demiş, o sırada yengesi kendi evinde "ben bir hata mı yaptım da o yüzden mi yemeğe çağırılmadık" diye ağlıyormuş. sonra zaten kocası da filancaya çok kızmış..

    ben- anne allahaşkına sus yoksa kusucam. elimdeki çayı başımdan aşağı dökücem şimdi.

    bir insan neden yemeğe çağrılmadım diye ağlar lan? ulan sanki akşam yemeğine değil de buckingham sarayı'nda resepsiyona, ne bileyim taç giyme törenine filan davet edilmemiş, oturmuş "mercimek çorbalı, barbunya pilakili yemeğe çağrılmadım" diye ağlıyor, dünyanın küçüklüğüne bak, fare deliği kadar.
    yemeğe çağırmadığım için ağlayan bir eltim olsa -ki olmaması için elimden geleni yapıyorum- bir uzay araştırmaları kurumuna filan bağışlardım "kainatın en kapasitesiz canlısı" diye.

    üremek ve sevmek için, çeşitli akrabalık ilişkilerinin elti, bacanak, görümce diye özel olarak isimlendirilecek kadar önem arz etmediği ve evlilik kurumuna kaktırılmadığı milletlere yönelirsek bin yıl sonra akli melekeleri yerinde nesiller yetişeceğine inanıyorum.

  • yalakalık değildir. zira ecevit o vakit muhalefettedir. iktidarda doğru yol ve shp vardır. başbakan çillerdir. çiller le yapılsa yalakalıktır. ama ecevit siyasi figürden çok şair yönü ile katılmıştır.

  • sözlüğün tıklanma oranını yükseltecek, ssg'nin hesabına katma değer katacak yaklaşım. mümkünse başlığın yeni tabda açılmasını da talep etmekteyim.

  • #46901145 numaralı yazıdakiler o denli yanlış ve araştırılmadan yazılmış ki aydınlatıcı bir şeyler karalamak şart oldu.

    birincisi; freddie mercury, dışarıdan queen'i domine eden adam olarak gözükse de aslında queen çok kollektif bir grup. herkesin eşit söz hakkı olduğu, beste fikrini getiren kişiye credit yazılmasına karşın o şarkıyı herkesin benimseyip üzerine bir şeyler koyduğu bir grup. brian ve roger, freddie mercury'yi çok yetenekli buldukları için smile grubunun niteliğindeki queen'e dahil etmişlerdir.
    ikincisi; freddie'nin hastalığından ötürü artık katkı sağlayamadığı son 3 queen albümündeki birçok hit parçayı (innuendo, the show must go on, too much love will kill you, headlong, i want it all, scandal, vs.) brian may yazmış, ama freddie'nin şarkılara katkı sağlayamadığı ortaya çıkmasın diye ilk kez queen albümlerinde kişiler yerine -words and music by queen- olarak yazılmıştır. o derece mütevazi bir kişiliktir.
    üçüncüsü; brian may, hiçbir zaman red special'ın üretimlerinden tatmin olmadı. birkaç kez piyasadan toplatılmasını bile istediğini biliyoruz.
    gelelim müzikal kısma. jimmy page, eric clapton gibi isimler gördüm. bu kişileri o kadar çok seviyoruz ki, brian may ile kıyaslamak her birine ayrı saygısızlık olur. brian may o denli çok yönlü bir müzisyen ve gitaristtir ki; bu durum çok nadir kişiye nasip olmuştur. birkaç örnek vermek gerekirse.

    12 telli akustik ile brian may'in en ünlü akustik performansı: love of my life
    naylon, ispanyol, vs: bir defa innuendo gibi bir parçayı ve bunun gitar solosunu yazmış bir kişiden bahsediyoruz. gerçi kayıtta tamamını kendisi çalmamıştır ama dünyada akıllarda en çok yer etmiş flamenko partisyonunun yazarıdır brian may. ayrıca who needs you parçası da ayrı bir güzel örnektir.
    ayrıca queen şarkılarının vazgeçilmezi ukuleleyi de çok iyi çalar brian. mesela good company.
    veya queen konserlerindeki efsane bring back that leroy brown performansı.
    veya love of my life şarkısında çaldığı arptan mı bahsetmeliyiz?
    ya da the prophet's song şarkısının başlarında çaldığı japon enstrümanı toy kotodan mı bahsetmeliyiz?
    ya da queen'in birçok parçasında brian may'in de piyano çaldığından mı bahsedelim?
    akıl dolu attığı birçok soloya ekstra trackler ekleyerek daha da derinleştirmesi veya delay'i dünyada en etkin kullanan ilk gitaristlerden olması da mı brian may'i enstrümanına yeteri kadar hakim kılmıyor?
    ayrıca red special halen dünyanın en değerli gitarlarından biri olarak sayılıyor. tipini sevmeyebilirsiniz veya sesini. ama halen tam anlamıyla taklit edilemeyecek kadar özel bir gitar. kıssadan hisse, queen'in herhangi bir üyesi hakkında "vasıfsız" damgası vurmadan önce hangi şarkılara ne katkıda bulunmuşlar bunu araştırmak lazım.