hesabın var mı? giriş yap

  • seneler önce bir furya vardı hani, "ünlülerin maç izleyişleri" diye, sanırsam zamane televolesi (ki o zamanlar spor ağırlıklıydı) önemli maçlarda ünlüleri evlerinde, cafelerde vs. maçı seyrederken çekip yayınlardı. böyle boş, böyle anlamsız bir konseptti.

    yine bu tür programlardan biri, kameraya alınan kişi ise bu sefer "müslüm gürses"... 3 büyüklerden biri avrupa takımının tekine karşı oynuyor, bir kahvehane dolusu insanla beraber maçı tüm dinginliğiyle müslüm gürses de izliyor.

    bizim takım bir noktada atağa kalkıyor, tüm kahvehane ahalisinde heyecan dorukta -müslüm baba sakinliğini koruyor-. atak devam ediyor, millet ayaklanıyor...ve en sonunda gol oluyor.
    ...herkes çığlık çığlığa, ayakta, birbirine sarılıyor, tezahuratlardı, haralasıydı, güreleseydi... lakin müslüm gürses hala oturuyor.?

    neden sonra, golden yaklaşık 1 dakika geçmişken, millet sakinleşip yerine oturmaya başlıyor, ve yüzünde hafif bir gülümsemeyle müslüm gürses o efsanevi repliğini sarfediyor:

    "evet, gol..."

  • çekilme tarzına bağlı olarak, göğüs omuz, sırt ve kanatlar üzerinde farklı etkiler yaratabilecek, mühim bir hareket.
    birleşik bir hareket olduğu da göz önüne alınırsa, çekiş gücünün gerektiği bilimum spor ve özellikle vücut geliştirme için elzemdir. bele halat ile ağırlık takarak ya da ayağa dambıl geçirerek de gerçeklenebilir, dadından yinmez.
    delikanlı bodycinin eli nasırlı olur.

  • yan apartmanımızda gerçekleşen durum. resim

    olayı şöyle özetleyebilirim.

    o binanın tam arasından bir dere geçer. resim itfaiye ters istikametten geldiği için karşı yakada kalıyorlar. bundan dolayı baya zaman kaybı yaşanıyor. olayları canlı canlı izlerken itfaiyecilerin ne kadar büyük aptallık yaptıklarını yazmadan rahat edemeyeceğim. isterlerse hakkımda soruşturma başlatsınlar.

    1: ters istikametten geldikleri için 7- 10 dakika arası bir gecikme yaşanıyor

    2: tam teşekküllü 3 itfaiye arabası gelmesine rağmen branda açılmıyor

    3: ilk etapta branda açılması gerekirken o aptal ekipler merdivenle müdahale etmeye çalışıyor.

    kadın daha ne kadar dayanabilir ? itfaiye geldikten sonra o yangın gözlerimin önünde 30 dakika sürdü. daha henüz kadın atlamamıştı. yani bu beceriksiz itfaiye ekibi 20-25 dakika içerisinde bir branda açamadı. bana göre bu cinayetti. ne eksik ne fazla abartmadan yazıyorum. zaten o mahallede yaşayan insanlar bu duruma katılacaktır. tamamen koordinasyon hatası başka bir şey değil.

    yer: mezitli / viranşehir mahallesi

  • onu bunu bilmem de herif amber heard'a ta 2016 yılında gözlerimi asla görmeyeceksin yüzüne bir daha bakmayacağım demiş ve haftalar süren duruşmada da bir kez olsun kafasını kaldırıp göz ucuyla bile olsa bakmadı la amber karısına. ben günde 10 kere sigarayı bırakıyorum, 20 kere filan diyete başlıyorum.

    o kadar alkol uyuşturucu vb kullanıyorsın ama çelik gibi iraden varmış.

    respect sparrow reyiz.

  • houston we have a problem

    hep astronotlar mı diyecek, biraz da obezler amerika'da bu cümleyi tekrar etmiş ve houston üniversitesi'nden sağlık ve performans profesoru dr. marc hamilton (phd), bu obezite olayına el atmış. nasıl?

    azıcık hareket oturmaktan evladır diyerek yola çıkmış hamilton. ve vücudumuzun 600 kasından birisi olan soleus kasını incelemiş. dizden topuğa kadar uzanan bu kasla, otururken yapılabilen soleus push up hareketi sayesinde metabolizmanın aktif halde tutulduğunu göstermiş. profesör bu hareketin kalori açıklı diyetler, if gibi oruçlardan daha etkili bir biçimde oksidatif metabolizmayı hızlandırdığını bulmuş. peki oksidatif metabolizma (om) nedir?

    om; oksijenin kan şekeri ve yağ metabolitlerini yakmak için kullanıldığı işlemlerdir. kasın aniden ihtiyacı olan enerji işlemleri için daha çok kullanılır, normalde çok devreye girmez, kısmen işler.

    işte soleus kası da doğru kullanıldığında farklı bir yakıt karışımı kullanarak sadece dakikalarla sınırlı değil, saatlerce oksidatif metabolizmayı yüksek tutabilme kabiliyetindeymiş; bu özelliği yeni keşfedilmiş.

    kas biyopsileri yapılmış, soleus'un minimal düzeyde glikojen depolarını kullandığını, bunun yerine yakıt olarak kanda hazır bulunan glikozu ve yağı çektiğini görmüşler.*

    hamilton diyor ki; “normalde egzersiz esnasında kaslar, daha çok glikojenleri kullanarak yakıtını sağlar. soleus'un ise glikojene dokunmadan bu işi yapması daha az yorulmamıza neden olur. yani bu kasın doğru kullanımı ile oksijen tüketimi artırılır; yorulmadan kandaki yağı ve şekeri yakarsın. bunu da sağlayan en etkin yöntem yürümek ya da koşmak değil; push up hareketidir.”

    soleus push up nasıl yapılır?

    oturmuşsun, kaslar rahatlamış, ayakların yere düz basıyor. ayaklarının önü yine yere basarken topuğu hafifçe yükseltiyorsun ve yere indiriyorsun. kalf kasın kısalırken, soleus motor nöronlar aracılığıyla etkinleştiriliyor. işte videosu.

    yürürken soleus kası minimum enerji harcamamız için tasarlanmışken, otururken aktive edildiğinde maksimum enerji için tasarlanmış.biz yıllarca boşuna kalbe ve beyne aşık olmuşuz; al sana gül gibi kas. tam aşık olunası hareketler bunlar.

    karbonhidrat tükettikten sonra 3 saat içinde 600 kas bir araya gelir ve oksidatif metabolizmanın %15'ine katkıda bulunurken, soleus kasları vücut ağırlığının %1'i kadar bile değilken soleus push up esnasında bu oranın iki-üç katı hatta tüm oksidatif metabolizmayı sırtlanacak güçte. gel de sevme şimdi bu kası.

    debe editi:
    birkaç kişiden aynı soru gelince editlemek istedim. “huzursuz bacak yüzünden ya da stresle bacak sallamalarımız o zaman bizim yararımıza mı?”

    öncelikle çalışmanın detaylarına hakim değilim, yani grafiklerin paylaşıldığı makaleyi incelemedim. ben özet bir makale okudum takip ettiğim yabancı bir siteden. makalenin orijinal hali bu:

    https://www.researchgate.net/…c-t-hamilton-38174492

    ancak haddim olmayarak adamın çalışmasıyla ilgili yorum yapacak olursam;
    sorulardan anladığım kadarıyla huzursuz bacak sendromu (hbs), stresle bacak sallama ile karıştırılıyor. hbs'de daha çok geceleri ağrı, yanma, kramp, kaşıntı gibi şikayetler devreye girer. nörolojik bir rahatsızlıktır. bacak hareket ettirme isteği vardır ancak yatakta ya da gün içinde hocanın tariflediği şekilde push up mı yapıyorsunuz hareketlerinizi bilemiyorum. bu yüzden bu size kilo kaybettirir mi bilemem.
    stresle oturduğunuz yerde ayak sallamaya gelince;
    bu harekette hocanın videoda anlattığı şekilde topuk yere değmiyor stresle ayak sallarken. saniyede çok kez tekrarlanan hareket var ama tam tarifteki gibi değil. hareket onun tariflediği şekilde tamamlanmadığı için onun anlattığı oranlarda om devreye girer mi, yine emin değilim. belki çalışmada anlatmıştır ama ben makalenin tümünü indiremediğim için okuyamadım. ama neticede stresle de ortada yine bir hareket var ve 1>0 olduğuna göre yine bu dezavantajlı alışkanlığın avantajlı görünen taraflarını bulabiliriz.

    diğer bir soru “kaç set yapılmalı? günde kaç kez tekrarlamalıyız?”

    bunu da bilmiyorum arkadaşlar, ben makaleyi aşağıdaki link'ten okudum. orijinalini okumadım.

    https://neurosciencenews.com/…ups-metabolism-21471/

  • yalnız ve insan gibi yaşayan erkek türü.

    iki yumurta kıran olmasa aç kalıp geberecek tiplerin ağzına sakız olur. lan sen daha kendi kendine hayatta kalamıyorsun ne ılığı?

  • sedat peker videoları ile beraber şu mafya-siyaset ilişkisi ortalığa döküldüğünden beri fakirliğime iyiden iyiye üzülmez oldum. ulan demek paramız olsa mafya çökmese, başkası çökecek, bildiğin benim askerimi, polisimi, savcımı bana karşı kullanıp varımı yoğumu alacaklar ben yine armut gibi bakıcam.

    yok ya harbi gerek yok tantanaya. paraymış, malmış, mülkmüş adamların başına gelenlere bak amk. kurtlar vadisi dizisinde bize resmedilen leş ticaret dünyası bizim bugünkü düzenimizden daha nezih, daha hakkaniyetli, daha kaliteli.

  • gittiğimde evde eşyaların da olacağını ummuştum, boş bir evle karşılaşmak şaşırttı doğrusu, ama hiç hayal kırıklığı yaşamadım. evdeki loş karanlık, sessizlik, kapatılmış pencereler, kütüphaneden geçilen gizli geçit, burada fark edilmesinler diye çıt çıkarmadan korku içinde yaşayan iki ailenin izlerini taşıyordu. ve beni en çok hüzünlendiren duvarda çocukların boyunun ölçülmesi sonucu kalmış işaretler.

  • bir erdoğan vecizesi. tamamı şu şekilde:

    "bakın şu anda ingiltere'de sterlin patladı, nereden nereye geldi, övünüyorlardı, ama şimdi patladılar"

    1 senede dolar karşısında yüzde 55 değer kaybeden türk lirasının kullanıldığı ve 1000 liranın 55 dolar etmediği türkiye cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı, sterlin dolar karşısında 1 senede yüzde 20 değer kaybetti diye sterlin patladı yorumunu yapmışi, ki sterlin halen dolar karşısında daha değerli.

    yorumsuz...

    edit: söylemeye gerek yok, ancak patlamış sterlin bile türk lirasının 20 katı değerinde ve tl son 1 senede sterlin karşısında yüzde 40 değer kaybetmiş.