hesabın var mı? giriş yap

  • iflas etmeye yüz tutmuş, er ya da geç batacak olan ülkedir.

    türkiye'dir.

    elinde ne var ne yoksa satılmış, özelleştirme adı altında peşkeş çekilmiş ülkedir.

    100 liraya fabrikadan çıkan otomobilin 900 liraya satıldığı ülkedir. (kötüden örnek olmaz derler ama bu en kötüden örnek olsun..)

    tapdk verilerine göre son 10 yılda rakıya ödenen verginin yüzde 655 arttığı ülkedir.

    1 paket sigaraya yüzde 80 vergi ödenen ülkedir. (evet, 80 tl'lik 1 karton sigaranın 65 tl'si vergi..)

    maaşını alırken vergi ödeyen halkın, markete gidip alış veriş yaparken verginin vergisini ödediği ülkedir.

    pasaportundan ehliyetine, nüfus cüzdanından ikmatgahına, 3 kuruşluk kağıt parçaları için yüzlerce lira haraç* ödenen ülkedir.

    her yeni güne daha bir nefretle uyanılan ülkedir.

  • sesli güldürmüş olaydır.

    bu yüzden hapse girse içerdekilere olayı nasıl açıklayacak adam onu merak ediyorum.

    - sen neden yatıyorsun?
    +adam yaralama.
    +abi sen neden yatıyorsun?
    -snnmnkym.

  • bilinen guclu antibakteriyel etkisinden ve rahatsiz etmeyen tadindan dolayi , hindistan cevizi yagi en cok tercih ve tavsiye edilen olmasina ragmen baska tur saglikli yaglarla da yapilabiliyor. hindistan cevizi yagiyla ust uste iki gun denedim, agzimda mukemmel bir ferahlik hissi biraktigi gibi, disleriniz uzerinde normalde fircaladiktan sonra bile hissedebileceginiz plaki, bundan sonra hissetmiyorsunuzdur.resmen dis hekiminde dislerinizi temizletmis gibi hissediyorsunuz.ayrica dis eti ile ilgili olan bir sorunuma da yardimci oldu bence cunku agrim gecti.duzenli kullanimla sagligimiza harika katkilari olacagina inandigim mucize sey.usenmeyin , yapin.

    not: 78 yasindaki komsum zeytin yagiyla denemis.o da cok memnun kalmis.

  • evvela işid'in allah belasını versin. lakin gazetedeki haberde şöyle bir şey dikkatimi çekti. "geçtiğimiz günlerde meydana gelen patlamada çok sayıda kişinin ölmesi üzerine petrol çıkarma işini profesyonellere devretme kararı alan..."

    lan, biz de o kadar maden çöktü, yüzlerce insan öldü. kimse en ufak bir karar almadı be. işid kadar yok muyuz amk?

  • prajina; cinsiyet: erkek; yaş: 31; il: istanbul
    konuşmaya 5, ilkokula 8 yaşında başladım. okumayı 10 yaşında söktüm. orta 1'de sınıfta kaldım. lise 2'ye kadar her zaman sınıfın en tembeli, en sorunlu öğrencisi oldum. ancak lise 2 ve lise 3'te takdir aldım. gece gündüz çalıştım. öys'de 56'cı olup boğaziçi üniversitesi'ne girdim. mezun olduktan sonra yüksek lisans için abd'ye burslu gittim. yl bitince tekrar bü'ye döndüm. doktoramı bitirmek üzereyim. lise 2'de ne mi oldu? şu anda karım olan sınıfın en çalışkan kızına aşık oldum. kendimi ona ispatlamam gerekiyordu.

    meali: karım biraz daha güzel olsa şimdi nasa'daydım.

  • cevabı "uzun vadede yok" olan soru.
    kısa vadede yüzleri güldüren bir çok başarısı vardır, fakat uzun vadede bu başarıların hepsi birer zarar olarak akpnin hanesine yazılmakta ve yazılacaktır.

    -inşaat sektöründe yeni konut üretimini sağladılar, insanlar ev sahibi oldu, fakat bu binalar o kadar sosyal donatıdan yoksunlar ki, büyük ihtimalle 30 sene sonra büyük yıkım projeleri ile yıkılacaklar.
    - din alanında getirilen türban özgürlüğü ve ibadet uygulamalarının rahatlatılması konusunda insanları mutlu ettiler, ama uzun vadede devlet kurumlarında dini cemaatlerin kadrolaşmasının önünü açtıkları için de başları "parelel yapı" ile beladen ayrı kalmayacak.
    - duble yollar ile ulaşımı rahatlattılar, fakat bakım maliyetleri yüksek olan bu yollar uzun vadede bütçe için çok zararlı olacak. ki karayolları artık duble yol yapmama kararı aldı.
    - 3 cocugu teşvik ederek nufus artışını desteklediler, ama bu politikayı kadınların çalışma hayatında pozitif ayrımcılık veya cocuklar için eğitim ve sosyal hizmetlerin arttırılması ile desteklemedikleri için evin içine tıkılmış, fakirlik dar bogazında mutsuz anneler tarafından yetiştirilen bir nesil ortaya çıkacak.
    - dış politika zaten orta vadede hemen kendini gösterdi. herkesin birbirine kazık attığı ortadoğuya hakim olmak güzel bir rüyaydı. şimdi 2 milyon suriyeli göçmenimizi nereye sokacağımızı bilemiyoruz.
    - enerji konusunda yerel katkıyı arttırmak , dışa bağımlılığı azaltmak için çok önemliydi. bunu sağlamak için her önüne gelene maden ve hes ruhsatı verdiler. şu anda toplu ölümler oluyor.
    - metrobüs gibi ulaşımı çok hızlandıran bir yatırım yapmıştır akpli istanbul belediyesi. 2007 den itibaren araçlar haric sadece yol için 500 milyon tl harcanmış, araçlar için ise hollanda'dan 150 milyon tl , almanya'dan ise 220 milyontl toplan değerinde otübüs alındı. toplamda 900 milyon tl maliyeti olan alt yapı yatırımını 8 sene sonra çöpe atıp metro yapmaya çalışmak zorunda kalmışlardır.

    ve en kötüsü:
    - dindarlığı kuvvetlendirmek adına, dindar insanları yüksek mevkilere getirdiler. kısa vadede bu olumlu etki etse de şimdi görülüyor ki bu insanlar müslüman ahlakına aykırı haram yeme, hırsızlık gibi işlere bulaşmışlar. uzun vadede müslüman görünüp aslında bakara makara diyenlerde, yani münafıklıkta patlama yaşanacaktır.

    daha gider bu etkiler. özetle düzgün hesap kitap yapılmadan yapılan işler hiç bir zaman müsbet sonuca varmaz.

  • insan'dır...

    lefter'in elini öper.
    sergen benden iyi futbolcu der.
    iyi aile babasıdır.
    elinde telefon ile alışverişte eşini bekler.
    fenerbahçe zor sezonuda ben her göreve varım diye mesaj yollar.
    tribünde yaralanan adamı ziyaret eder.
    rakibe saygı duyar.
    oynayamadığı zaman ağlar.
    oğlum yarı türktür... burada büyüdü... der.

    bu adam iyi ki futbolcu olmuş gelmiş fenerbahçe'ye de onu tanımışız.

  • yunan mitolojisini merak ediyorsan dinlersin, kızılderili soykırımını merak ediyorsan dinlersin, ingiliz edebiyatına meraklıysan dinlersin, büyük iskender'in hayatını öğrenmek istiyorsan dinlersin, kırım savaşı'nın atmosferini yaşamak istiyorsan dinlersin, ikinci dünya savaşı'ndaki the blitz ataklarını merak ediyorsan dinlersin, idamına dakikalar kalmış bir mahkumun gözünden dünyaya bakmak istiyorsan yine dinlersin. iron maiden'da her numara mevcut.

    bu grubun en sevdiğim özelliklerinden birisi de tarihi süreçlerin işlendiği şarkılar üretmiş olması. müziğe yaptıkları katkıyı dile getirmeye gerek yok zaten; benden önce sayfalarca yazılmış. ben bu entaride alışılmışın dışında kalan bir yönünden bahsedeceğim.

    iron maiden boş bir grup değildir. aşk ve acı çekme gibi basmakalıp temalar haricinde birçok tarihi konuyu şarkılarında yer edindirmiş bir gruptur. tarih, sanat ve din hakkında birçok şarkı yapmış iron maiden. kimi zaman eleştiri yaptığı, kimi zaman çeyrek asırlık tarihi 7 dakikaya sığdırdığı, kimi zaman da upuzun şiirlerin temasını dinleyiciye aktardığı örnekler mevcut. bu örneklerin hepsine teker teker bakalım:

    rime of the ancient mariner: 1797 yılında yazılan 626 mısralık bir şiiri 13 dakikalık şarkıda harika bir biçimde anlatmışlar. şarkının içindeki yükselme ve alçalmaları şiirin temasına uygun bir biçimde yerleştirmişler. neredeyse şiirin gidişiatını engelleyen en ufak bir detayı bile eksik bırakmamışlar. yaşlı denizcinin hikayesini düğün davetlisine anlatmasını, geminin antartika'da mahsur kalmasını, yaşlı denizcinin albatros'u öldürmesini, bu gereksiz cinayetten sonra tayfanın yaşlı denizciyi suçlaması gibi detayların hepsi tek tek işlenmiş. herhangi bir ingiliz edebiyatı hocasının anlatabileceğinden daha iyi bir şekilde anlatılmış şiirin konusu. 10 dakikadan uzun olup da sıkmayan sayılı şarkılardan birisidir bu.

    alexander the great: büyük iskender'in küçük asya seferi sekiz dakikada anlatılmış. iskender'in doğumu, iskender'in babasının iskender'deki potansiyeli keşfetmesi, tahta geçişi, pers ordularını darmaduman edişi, sefer sırasındaki önemli savaşların sonuçlarını, helenistik dönemin yükselişe geçişi ve büyük iskender'in gordion düğümünü nasıl kestiği detaylarına yer verilmiş. (dipnot olarak geçelim, büyük iskender'in minor asia seferi esnasında fethedemediği bir şehrin hikayesini şurada anlatmıştım: (bkz: #101953721)

    şarkının en sevdiğim bölümü ise helenizmin yükselişe geçtiğini anlatan şu bölüm:

    hellenism he spread far and wide
    the macedonian learned mind
    their culture was a western way of life
    he paved the way for christianity

    flight of icarus: girit'teki esaret hayatından kurtulmak isteyen icarus'un hikayesi. babasının tavsiyelerine kulak asmayan icarus'un balmumu ve kuş tüylerinden imal edilmiş kanatlarla kaçmaya çalışmaları; icarus'un güneşe çok yakın uçtuğu için balmumunun erimesi ve kaçış hikayesinin fiyasko ile souçlanması. bu hikaye şarkının nakaratında daha da anlam kazanıyor:

    fly, on your way, like an eagle
    fly as high as the sun
    on your way, like an eagle
    fly as high as the sun

    the trooper: bu seferki konumuz ise kırım savaşı. heyecanlananlar için belirtelim; şarkının herhangi bi yerinde osmanlı devleti geçmiyor. şarkı 1854 yılındaki balaklava şavaşı'nı anlatıyor. (bkz: charge of the light brigade). şarkının içindeki rusya vurgusu ise oldukça belirgin:

    the horse he sweats with fear, we break to run
    the mighty roar of the russian guns
    and as we race towards the human wall
    the screams of pain as my comrades fall

    run to the hills: belki de iron maiden'ın en cesur hareketlerinden birisi bu şarkı. kızılderili soykırımı konusunu işlemek şarkılarının belki de yayılacağı en büyük pazar için hoş bir durum olmasa gerek. bu şarkı, beyaz adamın amerika işgalini hem kızılderili hem de işgalci atlı birlikler perspektifinden anlatıyor. kızılderiler: "deniz aşırı ülkelerden beyaz adam geldi, bize acı ve ızdırap getirdi, kabilemizi öldürdü" diyor. işgalci birliklerin perspektifi ise kızılderilileri inlerine kadar kovalamaları. şarkının sonu ise daha da felaket; viski ve altın takası ile gençleri köleleştirme, yaşlıları ise yok etme üzerine.

    aces high: ikinci dünya savaşında ingiliz halkının moralini kırmak için nazi uçakları hitler'in emriyle her gece ingiltere'yi bombalamaya başlamıştı. nazi uçakları ufukta görülür görülmez sirenler çalıyor. halk sığınaklara koşuyor. uçaksavalar, nazi uçaklarının geçeceği bölgeye konumlandırılıyor. ingiliz pilotlar motorları çalıştırıp uçakları uçuracak ve ülkelerini nazi uçaklarından koruyacak. koş, uçmak içi yaşa, yaşamak için uç. blitz'in tüm aksiyonu bu şarkı içinde mevcut. hatta şarkının konser versiyonları, winston churchill'in "we shall never surrender" konuşmasından alınan kısa bir kesitle başlıyor.

  • cengiz inşaat denen firmanın bir paravan olduğunu düşünmekteyim. o paraları ona yedirmezler. kime gemicik, kime isviçre'de hesap oluyor acaba bu paralar?

  • dort ay boyunca o sirketten bu sirkete mulakatlarda debelenmis bir insan olarak su sekilde dillendirecegim tavsiyelerdir.

    not: teknik bir alanda is aramis oldugum icin qualcomm, seagate, xilinx, marvell gibi sirketlerle gorusme firsatim oldu ve haliyle tecrubelerim buyuk teknoloji sirketleri mulakatlari icin gecerli. is basvurusu surecinden baslayalim:

    1- is aramaya baslamadan once mutlaka ama mutlaka profesyonel aginizi genisletin. linkedin bu hususta cok faydali oluyor.

    2- yuksek lisans yaptiginiz okuldaki ust donemlerinizle (ozellikle tez danismaninizin eski ogrencileriyle) iyi iliskiler kurun, cunku siz mezun olmadan birkac sene once onlar ise giriyor ve yavas yavas laflari gecmeye basliyor. hal boyle olunca da ozgecmisinizi patronlarina ilettiklerinde yuzyuze mulakata cagirilma sansiniz ciddi oranda artiyor.

    3- sirketlerin personel avcilarinin (recruiter) en cok kullandiklari arac linkedin. bu yuzden linkedin profilinize mutlaka ozenin. gerekirse ayda 25 dolar odeyip premium hesabi alin ve sirketlerin personel avcilariyla baglanti kurmaya calisin.

    4- mutlaka ama mutlaka ozgecmisinizin yaninda pozisyona neden uygun oldugunuzu dusundugunuz, 1 sayfayi gecmeyen bir mektup yazin. seagate'teki mulakatimin ilk asamasinda bu mektubu yazmis oldugum icin one gectigim belirtilmisti.

    5- basvurdugunuz pozisyona gore ozgecmisinizi degistirin. mesela yazilim agirlikli bir pozisyonsa programlama becerilerinizi on plana cikarin.

    buyuk sirketlere her bir pozisyon icin en az 100 kusur aday basvuruyor. ilk on elemede 100 ozgecmis icerisinden yaklasik 80 tanesini eliyorlar ve 20 kisiyle telefon mulakati yapiyorlar. diyelim ki ilk onelemeyi gectiniz ve sirket sizinle bir telefon mulakati yapmak istedi (telefon mulakati yaklasik 45 dakika surecektir):

    1- mumkunse mulakati cuma gunune ayarlayin, cunku karsinizdaki insan haftanin son gunu oldugu icin cok daha neseli olacaktir.

    2- pozisyonla alakali teknik sorulara hazirlikli olun. telefon mulakatinda genelde daha temel sorular soracaklardir ama kol gibi sorular sorduklari da gorulmustur.

    3- matematik agirlikli zeka sorularina (brainteaser diye geciyor) mutlaka mulakat oncesinde pratik yapin. bu sorularin coguna tumevarimsal bir argumanla yaklasilmasi gerekmekte ve buna asina olun. bu tarz sorularin oldugu tonla web sitesi var.

    4- hic alakaniz olmayan bir konuda soru sorulmussa bilmiyorum diyip gecin. sirf konusmus olmak icin konusmayin, inanin cok ters tepiyor.

    bahsi gecen buyuklukte sirketler genelde 20 kisiyle telefon mulakati yaptiktan sonra en begendikleri 5 kisiyi yuzyuze mulakata cagiriyorlar. diyelim ki yuzyuze mulakata cagirildiniz (yuzyuze mulakat 5 ila 8 saat arasinda surecektir):

    1- illa ki takim elbise giyeceksiniz diye bir kaide yok. ozellikle yazilim pozisyonlarinda takim elbise ters tepmekte cunku beraber calisacaginiz adamlarin tarzi o degil.

    2- yuzyuze mulakata cagirilmadan once sirket sizinle mulakat yapacak (cogunlukla teknik) insanlarin adinin oldugu bir liste yollayacaktir. bu liste yaklasik 5 ila 8 kisiden olusacaktir ve her biri sizinle yaklasik 45 dakika konusacaktir.bu listedeki herkesi tek tek internetten aratin ve uzmanlik alanlarina bakin. bu alanlardaki temel bilgilerinizi tazeleyin.

    3- her mulakatin sonunda ya da basinda bir sorunuz var mi diye soracaklardir. mutlaka ama mutlaka aklinizda pozisyonla ilgili birkac soru hazirlayin ve sorun. boylece hem bilincli bir aday oldugunuzu gosterirsiniz, hem de kalan 45 dakikada size daha az soru sorabilirler.

    4- tezinizi incik cincik edeceklerdir, hazirlikli olun.

    5- telefon mulakatindan cok daha zor teknik sorulara hazirlikli olun, bilmediginiz konularda fikrim yok ama gerekirse ise baslayinca ogrenirim diyin, bos laflar gevelemeyin.

    5- mulakati yapan herkes size guleryuzlu ve oldukca profesyonel davranacacaktir. bunu size ozel degil, herkese yapmaktadirlar, sakin gardinizi dusurmeyin ve samimiyeti abartmayin.

    6- ogle yemeginde bile teknik sorulara hazirlikli olun.

    7- mulakati yapan kisi bir turk ise o turkce konusmadigi surece turkce konusmayin.

    8- mulakatin sonunda sizi davet ettikleri icin tesekkur edin ve size haber verebilecekleri yaklasik bir tarih sorun.

    bu asamalari atlattiktan sonra da mulakat ne kadar iyi gecmis olursa olsun, elinize resmi teklif gelene kadar is bakmaya devam edin.

    not: belirtmis oldugum tavsiyeler sahsi tecrubelerime dayanarak verdigim tavsiyelerdir ve mutlak gecerlilikleri yoktur.

    edit: cok fazla ingilizce kelime vardi, onlar turkceye cevrildi. ne olur ne olmaz diye de ingilizceleri yanlarina eklendi.

  • çocuk abd vatandaşı. geçmiş olsun. daha da gelmez. biri yorum yazmış. "bir gün bir esnafla tartıştım ve camını kırdım. akşam memlekete gitmek için otogardayken göz altına alındım." diye. cam kıran adam otogarda yakalanır, adam öldüren güle oynaya ülkeyi terk eder. ölen öldüğüyle kalır.