• bir kavanoza, hepsi birer çorba kaşığı olmak üzere toz zerdeçal, toz zencefil, öğütülmüş üzüm çekirdeği, öğütülmüş çörekotu, karabiber ve tarçın koyup, kavanozun kapağını sıkıca kapatarak iyice sallayıp karıştırın. büyük bir kasede kaşıkla karıştırıp kavanoza da alabilirsiniz.

    tercihen sabah kahvaltıdan sonra, bu baharat karışımından bir tatlı kaşığını yine bir tatlı kaşığı sızma zeytinyağıyla macun yapıp istediğiniz miktarda ev yoğurduna karıştırın. üstüne de bir ölçek propolis damlatıp yiyin. unutmayın, bu yılın iki önemli bağışıklık güçlendiricisi baharatlar ve propolis. ev yoğurdu ve sızma zeytinyağı da zaten iyi bilinen şifa kaynakları.

    soğan, sarımsak, turp, taze zencefil, kırmızı lahana, havuç, elma sirkesi, limon, turunçgiller ve acı kırmızı biberi de eksik etmeyin. kefir, turşu, tarhana çorbası da yine başrollerde olmalı.

    uyku düzeninize ihtimam gösterin. aynı saatte yatıp, aynı saatte kalkın.

    bu günlerde evinizin etrafına çıkabilme lüksünüz varsa, temiz hava alıp yürümeyi hatta hergün balkonda ya da terasta kollarınızı ve bacaklarınızı güneşlendirmeyi ihmal etmeyin. güneşten yararlanamayacaksanız d vitamini takviyesi alın.

    evde hareketsiz kalmayın. ev işlerinizi ve egzersizlerinizi aksatmayın.

    hepsinden de önemlisi: stresten ve kaygıdan uzak durmaya çalışın. olumlu, mütevekkil, sakin ve iyimser olun.

    bu günler de geçecek..
  • her türlü sebze meyve ve hayvansal ürünü yemek. ve en önemlisi yerken zevk almak. kendi kendine oohhh yarasın ben şimdi bunları yiyom ya taş gibi olcam oğlum hasta filan olmam daha demek.

    oldu ki hastalandınız, hastalığa psikolojik savaş açmak çok güzel bir yöntemdir, hem çabuk iyileşirsiniz hem bağışıklık sisteminiz kendini aşar.

    mesela kışın soğuk alğınlığı vb. basit hastalıklarda ilaçtı antibiyotikti uğraşmaya gerek yok. alıyosun ufak bi kavanoz bal içine bi tatlı kaşığı zencefil, biraz limon, tercihe göre karabiber ve yararlı olduğunu düşündüğünüz herşeyi atabilirsiniz sonuçta olayın %70 i psikolojik. sonra hocam kendini kötü hissettikçe alıyosun bundan 1 kaşık, sınır yok istersen hepsini bi kerede ye.
    sonra arada bir su kaynat sıcak bişeyler iç, içinde ne olduğu sorun değil sıcak olsun süreç hızlansın.
    son olarak üzerine 3 kat battaniye atıyosun sabaha kadar bir güzel ter atıyosun ama terlerken bile "sabaha hiçbişeyim kalmayacak oğlum şimdi ebenizi mikecem lan mikroplar" mantığında olmalısın.
    sonra sabahleyin hakikaten hastalığın çoğunu atmış oluyorsun.

    çok saçma gelebilir ama aynı yöntemle envai çeşit mevsim hastalığını 1 2 gün içinde çatır çatır ezip geçiyorum. bağışıklık sistemini gaza getiriyorum bir nevi; "aslansın sen be olm bi günde kırılmıcak mikrop mu lan bunlar, koskoca adam böle skimsonik hastalıktan yatağa mı düşer laaayynn, for freeeedommm!!!"
  • **** kopyala-yapıştır değildir ****

    bağışıklık sistemi vücudumuzda mikroplarla savaşan ve sizi hastalıklardan koruyan bir sistemdir.
    bu sistemi sürekli zinde tutmak ve ona güçlendirici şeyler vermek sizin elinizdedir.
    (ne minnoş bir şey değil mi)

    * bağışıklık sistemimize en iyi gelen şeylerin başında sarımsak gelmektedir.
    sarımsak doğal antibiyotiktir. (anti bakteriyel)

    * ıspanak: içerisinde bulunan vitaminler, folik asit ve magnezyum sayesinde hücreleriniz yenilenir. ve bağışıklık sisteminiz kuvvetlenir. (hiç temel reis izlemediniz mi?)

    * turunçgiller: portakal, limon, greyfurt, mandalina gibi c vitamini deposu meyveler bağışıklık sisteminin en sevdiği gıdalardandır.

    * karpuz: pek kimsenin bilmediği bir bağışıklık sistemi güçlendiricisi de karpuzdur. içerisinde yüksek oranda likopen bulunduğu için bolca tüketmek vücuda faydalı olacaktır.

    ve bol su tüketiniz...

    normal şartlarda yağsız ve ızgarada pişirilmiş tavuk, et ve balık gibi gıdalar bağışıklık sistemi için en faydalı besinlerdir. bunun yanında çayınıza atacağınız limon, tarçın veya karanfil bile vücudunuz için faydalıdır.
    her zaman yoğurt ve kefir tüketeceğiniz beyazlar içerisinde en üst sıralarda yer almalıdır. sabah kahvaltıda haşlanmış yumurta, bol maydanoz, yeşil biber ve dereotu ile salata yapabilirsiniz. üzerine limon suyu sıkarak da salatanızı güçlendirebilirsiniz.

    kış geldiği için bitki çayları ön planlarda tutulacaktır.

    bir tutam hatmi çiçeği, 3-4 adet karanfil, 1 adet kabuk tarçın, 1 dilim limon ve çok az bir çörekotu atarak kaynatınız. daha sonra sıcak şekilde 1 fincan her sabah tüketiniz. bu sizin hem günü zinde geçirmenize, hem de gribal enjeksiyon hastalıklarına karşı vücudunuzu korumaya yardımcı olacaktır.

    not: bunları nereden mi biliyorum.
    bir çoğunuzun korktuğu bir hastalığı atlatmış biri olarak yazıyorum.

    edit: bir çok kişi beslenmeye inanmayın stresten uzak durun, güneşli havalarda çıkın yürüyün demiş. ( şimdi iş yerindeyim. paket yaptım akşam evde güleceğim. )
    ben size istanbul'dan yazıyorum. güneşli havalarda istanbul ilinde çıkıp dolaşacak bir yer söyler misiniz bana!
    her yer suriyeli kaynıyor. insan stres yapmamaya çalışsa bile ülkenin geldiği durumu görünce içi kan ağlıyor. bu sefer hem bağışıklık hem de sinir sistemi çöküyor. ben sizin yerinizde olsam güneşli havalarda çatıya çıkar, kiremitlere yatar güneşlenirim. en azından dışarda sinir, stres yapıp iyice bağışıklık sisteminizden olmayın.

    ayrıca türkiye cumhuriyetinde yaşayıp da sinir stresten uzak durmak nasıl mümkün acaba!
    siz ''beslenme diyenleri boşverin'' diyenleri boşverin. en azından beslenmenize dikkat ederek bağışıklık siteminizi dengede tutmaya çalışın. sınavlarda bile 3 yanlış bir doğruyu götürüyorken, bu şekilde beslenmenize özen göstererek ikisini dengede tutmaya çalışın.

    edit: pembe götlü instagram kızlarımızın parasını cukkalayan beslenme uzmanları bağışıklık sistemimiz ile ilgili listeyi bir 10 entry sonra vermiş. ( yaşasın holley be )

    işte o liste;

    1) genetik
    2) besin
    3) uyku düzeni
    4) spor
    5) stressiz ve kaliteli yaşam
    6) doktor kontrolünde vitamin desteği , eğer gerekli görürse
    7) güneş , temiz hava
    8) şans

    hemen özel doktoruma bilgi veriyorum ve bana vitamin desteği vermesini söylüyorum.
    bu listeyi gördükten sonra asistanımı aradım ve bütün toplantıları iptal etmesi gerektiğini söyledim. özel jetimi hazırlattım ve kanada'da bulunan evime doğru yola çıktım. bu entryi özel jetimden yazıyorum.
    zira ben kaliteli bir yaşama sahibim. zaten bütün türkiye olarak kaliteli yaşamıyor muyuz!
    güneş, temiz hava, uyku düzeni ve beslenme açısından ülkemiz muazzam.
    amannnnn! ne kocakarı çaylarıyla uğraşıyorsunuz.

    ben jetimin içerisinde bulunan özel spor salonuma geçiyorum. çıkınca yazarım.

    kibs...
  • gunde yarim litre kefir icmek. bagisiklik sistemi uzerinde olumlu etkisi vardir. kefir yararli bakteri ve mayalarin yani sira cesitli vitaminler, mineraller ve aminoasitler yonunden de zengindir. kefirde bol miktarda bulunan triptofan, ca, mg, b vitaminlerinin sinir sistemi uzerinde rahatlatici etkisi vardir. sindirim sisteminin saglikli calismasini saglar. laktoz intoleransi olanlarin da tuketebilecegi tek sut urunudur.

    gunde bir avuc bugday cimi tuketmek. 20 cesit aminoasit icerir. diger gidalarda bulunmayan yuzlerce cesit enzimi icerir. lenf sistemini temizler. tiroid bezlerinin saglikli calismasini saglar. kalbin fonksiyonlarini artirir. kanin pihtilasmasini normallestirir. kolesterolu dusurur. ic organlari temizler.
    hazirlanisi cok basittir. islenmemis kabuklu bugdayi aliyoruz. bir kabin icine fazla ustuste gelmeyecek sekilde yayiyoruz. bundan once yikiyoruz tabi. 24 saat suyun icinde yuzer halde bekliyor. tabi uzerine bir tulbent ya da naylon kapatiyoruz. bir gun sonra suyu suzup tekrar yikiyoruz bu kez yalnizca nemli kalacak sekilde bir gun daha bekletiyoruz. bir gun arayla kontrol edip su kurumamasina dikkat ediyoruz biraz su serpistiriyoruz. koklenmeye baslayip cimler de uzamaya basladiktan sonra istersek kokleriyle beraber tuketebiliriz. sabahlari ac karnina bir corba kasigi kadar bugdayi kokleriyle beraber agzimiza atip posasi kalana kadar afiyetle cigniyoruz. sonra posasini ister yer ister tukururuz. tabi isteyen cimlerin uzamasini bekleyip sadece uzayan kisimlari da tuketebilir. bunun icin de koke yakin kisimdan makasla kesilebilir. bu durumda ayni bugdaydan birkac kez yararlanmak da mumkun olur. kokuyle tuketeceksek boylari makul bir olcuye geldikten sonra buzdolabina koyuyoruz ki uzamasi dursun. serin yerlerde biraz daha gec buyurler acele etmiyoruz. iklim sartlari onemli tabi. bomba besin diyoruz buna, herkes rahatlikla tuketebilir efendim.
    afiyet olsun.
  • 1) döşek arkadaşı edinin

    bağışıklık sistemini güçlendirmenin en etkili yolu, sımsıcak bir kucaklaşma ve sırtın sıvazlanmasıdır.

    bear hug

    bu sarılma anında, iman tahtasının altındaki timüs bezleri birbirine yaklaşır, karşılıklı olarak çakralar açılır, enerji akışı başlar ve bağışıklık sistemi coştukça coşar.

    kadim bilgiler de bunu doğrular:

    sonra rab; "adem'in yalnız kalması iyi değil" dedi.

    yaratılışı 2/18

    terim ilaçtır benim

    ahmet kaya

    2) göt göte yaşayın

    şu meşhur kuzeyli depresyonunu güneş eksikliği ile açıklar ama bence esas mesele "benim kişisel alanım var" lafı yüzünden kaynaklanıyor.

    bakın alamancılara. aynı enlem ve boylamda yaşıyorlar ama zındık gibiler. hiç de öyle kuzeyli depresyonuna girmiyorlar. çünkü enlem ve boylamdan bağımsız olarak göt göte yaşamaya devam ediyorlar.

    keza memeliler göt göte yaşamak üzere evrimleşmiştir.

    koalalardaki tren yapma dürtüsü

    not: göt göte yaşayın dediysem de 500t'ye binin demedim. veba olursunuz.
  • (bkz: kefir içmek) bilmem kaçıncı kez yazılmış olacak ama detaylandıracağım.

    bazı arkadaşların grip virüsüne yakalanmış olmayı zayıf bağışıklıkla alakalı görmesi ilginç. güçlü bağışıklık, virüse, mikroba yakalanmamak demek değil, bunlarla daha kolay, hızlı, güçlü bir şekilde vucudun başa çıkabilmesi. bunun yolu da prebiyotiklerle, gerekli vitaminlerden gerektiği kadar alabilmekle oluyor.

    vucudundaki demir, b12'si, selenyumu, b,c,d vitamin değerleri düşük olanlar bunların eksikliklerinin sonucunu yaşar.

    kefir, bağırsaklardaki faydalı bakteri sayısını artırır. ( doğal kefir )
    bağırsak florası zengin, doğal olan hastalıklara karşı dirençlidir, hastalanmaz değil bu.

    gribe daha az yakalanmak için virüslerin nasıl çalıştığını bilmeniz gerek.
    özellikle grip virüsü solunum yollarında, çoğunlukla boğazda kuluçkaya yatar. (bkz: boğaz ağrısıyla gribin başlaması) haftada bir kaç kere yapacağınız, sirkeli su gargarası bu kuluçkayı rahatsız eder ve aktifleştirir, yeteri kadar çoğalamadıklarından vucut bunları hızlı bir şekilde elimine eder. karbonatlı veya tuzlu su gargarası da aynı işi görecektir.

    genel olarak az yemek vucudun tamiri için kendisine daha çok zaman ayırmasını sağlar. (bkz: #60438489) . aç kalmanın kanser hücrelerini öldürdüğü görülmüştür ve son zamanlarda açlık diyetleriyle kanser hastalığı tedavilerinin arttığını görüyoruz.

    saat akşam 22:00-02:00 arası uyumak da oldukça önemlidir, melatonin hormonu en çok bu saatlerde çalışır. eksiklikleri sık tamir edilen bir vucudun daha seyrek hastalanması sürpriz olmaz.
  • kefir içmek.
  • çocuklar için sokakta, parkta, bahçede, toprakla, çamurla oynamaktır mesela. arkadaşından kabakulak, su çiçeği kapmak güzel birşeydir. çocukluk hastalıkları çocukken geçirilmelidir. büyüdüğünüzde kabakulak filan geçirdiğinizde mazallah kısır filan olabiliyorsunuz. çeşitli etkenlerle erken karşılaşmak bağışıklık sisteminin bu etkenlere karşı silah üretmesine neden olur gelecek için güçlü bir bağışklık sağlar.

    kısacası fanus içinde yaşamamak bağışıklık sistemini güçlendirir. bırakınız, kirlenmek güzeldir...

    son olarak iyi beslenme ve spor yanında tabi ki aşıları da unutmamak gerekir.
  • bütün yemeklerinize soğanı kavururken birkaç diş de sarımsak doğramak en pratik yoludur.
    ben taze taze de yerim derseniz daha da süper olur ama çevreniz de insan kalır mı bilemem.
    kırmğzı dolmalık biberi de salatalardan ve kahvaltıdan eksik etmemekte fayda vaaaaaaaar.
    yok ben illaki hap olarak birşeyler almak istiyorum, üşengecim derseniz de özellikle ilkbaharda ve sonbaharda
    on gün süre ile echınacea hapı almanız tavsiye olunur...

    diyelim kiiiiiiiii bunların hiçbirini yapmadık ve bağışıklık sistemimiz iflas etti yataklara düşdük işte süper bir reçete;
    bir baş kurusoğan uzun uzun doğranır, içine iki diş sarımsak eklenerek zeytinyağında kavrulmaya bırakılır.
    ardından taze kırmızı biber, yeşil biber, taze soğanı da arkadaşlarının yanına tavaya gönderip, hafif tuz ekliyoruz.
    bu garibanlar kendinden geçmeye başlayınca acısına dayabileceğiniz kadar kızmızı pul piperi de serpiştiriyorsunuz.
    eee bunu biraz da renklendirmek ve lezzetlendirmek için de müüüüüümkünse hormonsuz büyük boy domatesi küp küp doğruyııııııp,
    hoooooop diye tavaya gönderiyoruz.
    efeeeeeeenim şimdi bu mükemmel lezzeti ister makarnanın üstüne döküp yiyin, isterseniz de üstüne bir yumurta çakıp yiyin.
    birkaç gün bu karışıma devam ederseniz bünyenizin nasıl toparlandığını hatta toparlak olduğunu hemen görürsünüz...
  • sigara içiyorsanız
    (bkz: sigarayı bırakmak)
hesabın var mı? giriş yap