aynı isimde "babil (dizi)" başlığı da var
  • yine m.o. 27. yuzyil'da kurulmus bir sumer sehridir esasen. 6000'den az nufus ile baslamis, cok ufak bir alana yayilmistir. sehrin hakikaten buyuk bir sekilde gelismesi, babilliler (babylon basligi altinda daha cok bilgi var) donemine dayanmaktadir.

    zaten babylon ismi de, ingilizce filan degildir. antik yunan doneminden kalma, greklerin babil'e verdigi isimdir (-on olarak bitmesini aciklar).

    hammurabi donemine kadar (m.o. 1792-1749) sehir aslinda hakiki bir koy olarak kalmis olsa da, daha sonra kendini toparlamis, hatta incil'de isminin bolca gecmesi saglamistir.

    tanrilar babil'i, zigguratin yapilmasi gereken sehir olarak secerler. bu ziggurat oyle yapilacakti ki, catisi cennete ulasacak, ancak butun insanligin dilini bir arada toplayacakti. boylece insanlarin birbirini anlamasini imkansiz olmus oldu. her katinda ayri bir dil konusulan babil kulesi, yikildi gitti.

    hatta rivayet edilir ki, kulede yasayan, butun farkli kulturden olan insanlar, sehrin hakiki sakinlerini cole dogru kacirmis, sehri bosaltmalarini saglamislardir. eski sakinler, sehri her ne kadar ozleseler bile, hicbir sekilde geri donememislerdir uzun yillar boyunca. bu insanlara da hatta incilde amorite denmektedir, ancak babil dilinde amurru da denmektedir.

    ancak sumer ve babil tanrilarindan enki, en sonunda sehri, oglu marduk'a verme karari almistir ve kendisine "sehri yeniden insa etmelerinde olumlulere yardimci ol. sehri tekrardan dunyanin en muthis sehri hline getir" demistir.
  • kalıntıları bugün ırak sınırları içinde amerikan işgalinde ağzına sıçılmış el hilla("al hillah" diye de geçer) şehrindedir. babil şehrinin mö 2700'lü yıllarda kurulduğu sanılmaktadır. adının kökeni akad dilindeki tanrıların geçidi anlamındaki "babilu" (tanrının kapısı) kelimesinden gelen babil, sayısız istila ve felakete rağmen mö 141’e kadar yaşadı.

    babil hakkındaki ilk tarihi kayıt akad kralı sargon’u anlatan bir tablette yer alır. bu tablette babil’in mö 24’üncü yüzyılda sargon tarafından ihtişama kavuşturulduğu ifade edilir. bazı araştırmacılar ise tablette bahsedilen kralın asur imparatoru ıı. sargon olduğunu iddia eder.

    şehir en görkemli ve ihtişamlı şekline babil kralı hammurabi zamanında (m.ö. 1810?-1750) erişir.(bu dönemde babil merkezinde 200 bini aşkın insan yaşamaktadır. tabii bunu belirtirken dünyada bu dönemdeki toplam nüfusun 30 milyonu biraz aştığını unutmamak gerekir,yani dünya nüfusunun 1/150 si babil'de yaşıyordu). zira kral hammurabi, düşmanlarıyla savaşarak onları egemenliği altına almıştır.babil'i devletin başkenti,bilim/kültür/mimarinin merkezi yapmış, her alanda yapılanmaya gitmiş, kanunlar ilan etmiş,hukuk kuralları düzenlemiştir. babil zamanında, şehir öyle bir yapılanma ve merkeziyet kazanır ki komşu uygarlıklar ve da sonra incil'de de bahsedildiği üzere "masallar şehri" olarak anılır.

    şehir daha sonraki dönemlerde asurlular, keldaniler, persler ve nihayetinde de mö 331 yılında pers kralı darius’u yenen büyük iskender’in eline geçer. iskender döneminde şehir yeniden bir ticaret ve öğretim merkezine dönüşse de büyük imparatorun ölümünden sonra başlayan iktidar savaşları şehri bir viraneye çevirir. mö 275 yılında babil’in tüm sakinleri seluçya’ya göç ettirilir. bu gelişmenin ardından babil’in tarihi son bulur. ancak boşalmış şehirde çevre şehirlerden gelen büyük kalabalıklar dini törenlerini yapmaya uzun süre devam eder. şehir mö 141 yılında bölgeyi işgal eden parthlar tarafından tamamen yıkılır.

    işte mezopotamyanın tarih boyunca; sümerler'den iskender dönemine kadar yani yaklaşık 4000 yıl boyunca farklı uygarlıkların hakimiyet kurduğu ve bir bakıma o zamanki dünyanın merkezi,uygarlıkların buluştuğu yer olan mezopotamya'nın orta yerinde bir şehirdir babil. mezopotamyanın ;yazının,bilimin,astronominin,şehirciliğin, merkezi imparatorlukların,düzenli orduların ortaya çıkıp dünyaya yayıldığı bir bölge olmasındandır ki buranın orta yerindeki babil şehri de yine tarih boyunca adından en çok bahsedilen şehirlerden biri olmuştur. bu yüzden incil'de de geçer, orta yerine kral marduk'u izlemek için babil kulesi de dikilir,kral nebuchadnezzar sıla hasreti ceken karısı amyitis için asma bahçeleri de diker.

    günümüzde ise 3700 yaşındaki hammurabi'nin imzasını taşıyan hukuk düzenleyici tabletlerin ve daha pekçok kalıntının, amerikan işgaliyle birlikte ağzına sıçılması, a.b.d. askerleri ve bölge halkınca talan edilmesi tarih adına acıdır,acıtandır..
  • her ne ise bu uygarlığın ve kentin inanılmaz bir uhrevi kötü namı var.
    babil bir kısmı için anlaşılabilir, bir kısmı için pek idrak edilemez nedenlerle(aslında kökeninde yahudilik öğretilerinin etkisi yatar hepsinde) bir çok dinde yerden yere vurulmuş, nifak, yıkım ve şer yuvası ilan edilmiş.

    hristiyanlık'ta böyledir; incil'in esinleme(ing. revelation), daniel ve jeremiah bölümlerinde babil ve kralları adeta lanetle anılmıştır.
    museviler babil'i külliyen lanetlerler, zira antik ortadoğu'daki son israiloğulları devleti olan yehuda krallığı nebukatnezar(esas bilinen 2. nebukatnezar) yönetimindeki babil imparatorluğu'nca yıkılmıştır.genesis/tekvin'de de babil'in tanrı'yı kızdırmasına ilişkin bahis vardır.
    ve, muhtemelen musevilik ile olan etkileşimi neticesinde, en alakasız biçimde rastafaryanizm hiç durur mu, orda bile babylon kötülük olarak sembolleştirmiştir.
    ve evet, kur'an'da da bakara suresi'nde bahsi geçmiştir.allah emrine karşı gelip sihir öğrenen günahkar insanlar olarak..

    bir kent ve uygarlık dinlerce bu kadar yerin dibine sokulabilirdi.
  • kulesinin yapilmasi sonrasi tanrinin ona bu kadar yaklasmaya calisan insanlari cezalandirmak icin farkli dilleri yarattigi, bu sekilde de butun cezayi cevirmenlerin uzerine yiktigi sehir. ya da efsane.
  • bagdat in 100 km kadar guneyinde kalan, sehirde yasanildigi donemlerde ortasindan firat nehrinin gectigi, bulunan yazi tabletlerinden sehrin milatdan once 275 yilinda terkedildiginin sanildigi, halen firat'in dogusunda kalan bolumlerde kalintilarin oldugu, eski sehir.
  • (bkz: enuma elis) , babillilerin yaratilis hikayesidir,kil tabletlere yazilmistir hikaye ye gore
    tanri anu ordulari ile kaos u yendikten sonra,oglu marduk a sattul arap in altina ilk sehri kurma gorevini verir.
    marduk sehri kurar ve ilk takvim i bulur.babiller zigurat lardan (astral dinlerine taparlardi) astronomi bilgilerini toplayip bilinen en eski takvim i bulmuslardir. 24 saat 365 gun onlardan gelmektedir.kullanmakta oldugumuz ay isimlerinden subat - shabatu nisan-nisanu babil takviminden gelmektedir
  • bu uygarlığın insanları evlendirmek için kullandığı ilginç bir uygulaması var. evlilik çağına gelen kızlar meydana toplanır ve kızların güzelliğine göre evlenmek isteyen vatandaştan belirli bir miktar başlık parası alınır. daha sonra bu paralar ortak bir kasada toplanır, başlık parası vermek istemeyenlerden para alınmaz ve evleneceği kızın çirkinliğine göre de ortak kasadan para verilir. böylece güzel kızlar, çirkin veya bir şekilde kusurlu olup kendine eş bulamayan kızların evlenmesini sağlarlar.

    herodot, bunun hakkında "ne yazık ki bu güzel uygulama şimdilerde kalmadı" diye yazmıştır.
  • 3d görüntüleri için şuradan.
  • tanrının kapısı manasına gelmektedir ki babil türemişinin kökleri bab ve ilu sesleridir. bab, bilindiği üzere kapıdır. ilu ise sonradan diğer dillerde (bkz: ibranice), (bkz: arapça) el, ilah, elah olarak söylenegelen tanrı sözcüğünün orijinal akad dili çıkışıdır.
  • "bundan dolayı onun adına babil denildi; çünkü rab bütün dünyanın dilini orada karıştırdı; ve rab onları bütün yeryüzü üzerine oradan dağıttı"(eski ahit)
hesabın var mı? giriş yap