• bursa özel tip cezaevi l blok'tan koğuş arkadaşım. 1995-1996. hapishanelerde tanıdığım birkaç iyi adamdan biri. daha birbirimizi tanımadan, farklı cezaevlerinde tanık olduğumuz benzer olaylardan benzer sonuçlar çıkardığımız vicdan kardeşim. benim kefaletime ihtiyacı yok ama, her türlü kefil olabileceğim bir insan.

    yaşadıklarından bir şeyler öğrenme* yeteneği olan biridir aytekin, ki siyasî mahkûmlar arasında -sanılanın aksine- örnekleri azdır bu tipin. o az örneklerin büyük çoğunluğu da kendisi öğrendiğiyle kalır. aytekin gibi öğrendiklerinden başkaları da yararlansın diye koşturmaz, ter dökmez.

    herkesin yazabilmesini bekleyemeyiz elbet. bu ayrı bir yetenek de gerektirir. ama pek çok insan deneyimlerini sadece -"bu işlere" bulaşma riski bulunan- yeğenleri ve kuzenleriyle paylaşır. bunu yeterli görür. hatta bir yanıyla özeleştiri olacağı için bu deneyim ve tanıklıkları bile kendisine saklayan insanlar çoktur, dahası çoğunluktur. oysa insan "insanlık onuru işkenceyi yenecek" sloganıyla ortalarda dolaşan sol grupların daha devrim yapmadan, devlet olmadan, hapishanelerdeki koğuş devletçiklerinde kendi insanlarına kıyabildiğini, dahası fiilen işkence yapabildiğini (evet bu bence öldürebilmekten daha korkunç) görmüşse, bu gördüklerini en başta "devrimci ahlak" gereği içinde tutmamalıdır.

    ben de geçmişimi bir yerlere gömmüş değilim. ama aytekin'den farkım şu: ben artık o hayatı geçmişte dondurmuşum, resmetmeye çalışıyorum. ama daha kitabım yok. aytekin'se maşallah sadece kitaplar yazmakla kalmadı, içeride bıraktığımız insanlarla da bağını koparmadı. sadece yazar değil, yorulmayan bir aktivist.

    enerjin daim olsun dostum.
  • sol ici siddeti yazmis. okunmasi gereken bir yazi:

    "ben buna karşıtına benzemek diyorum. her örgüt henüz iktidar olamamış devlettir bana göre"

    http://t24.com.tr/haber/sol-ici-siddet/204552
  • en etkileyici kitabı sığınamayanlar olan yazardır.

    bu kitabı ile ilgili kendi kaleminden dökülenler ise şöyle:

    " okurun tercihine saygım var tabi ki… okur kitaplarım arasından “yoldaşını öldürmek” kitabını daha çok tercih ediyor. sanırım diğerlerine göre daha bilinir olduğu için...

    yazarken en çok etkilendiğim romanım “sığınamayanlar”dır. roman gerçek hikayelere dayanıyor… uzun yıllar dağda gerilla olmuş kadınların trajik hikayelerini dinlerken çok etkilendiğim şeyler oldu. bunlardan biri yıllarca gerillacılık yaptıktan sonra kadın gerillanın bir gün seks işçiliği yapmak zorunda kalmasıydı… dinlerken ve yazarken kahrolmuştum.

    yine hamile gerilla kadını, kadın yoldaşlarına öldürtmüşler, bu caniliği yapanlardan birinden dinledim. daha da korkuncu öldürülen hamile kadınların sayısının az olmaması. mesela rewşen öldürülmeden önce istekte bulunuyor, “bırakın bebeğimi doğurayım 9 ay emzireyim beni öyle öldürün!” demesine rağmen bu isteği kabul edilmiyor.

    kürt dağında insanların nasıl canileştiğini merak edenlere öneriyorum… amacım bütün savaşların insani canileştirdiği gibi, kürt dağındaki savaşta da bu caniliğin nasıl yapıldığını anlatmaktı. devrimci halk savaşımız diyenlere özellikle önerilir…"
  • https://twitter.com/…maz/status/1280220186755436544

    --- spoiler ---

    pkk üyeliği suçundan 10 yıl tutuklu kalan aytekin yılmaz’ın ‘son diktatör’ kitabını okudum.
    yılmaz, kitabında, “bana göre ortaçağdan bu yana pkk en katı inançlı tarikatlar içinde ilk sırada yer alıyor” diye yazıyor.
    öcalan’ın “ikinci el diktatör” olduğunu ifade ediyor.
    --- spoiler ---
  • iki yeni kitabi yayinlandi:

    çıkarın beni bu dışarıdan

    "duvarlar yıllarca birkaç metre uzağınızda. o işte yerleşiyor aklınıza. aklınızın içine. bunu birisi söylemiş miydi? yoksa onları dinlerken ben mi söylemiştim kendime bilmiyorum. hapishanelerin aslında dışarıdaki insanları ıslah etmeye yarayan iktidar aygıtları olduğunu mu söylüyordu bir düşünür? yoksa ben mi uyduruyordum bunu? islah edilip topluma kazandırılmış! insanların bu kısa hikayelerini okuyunca aslında toplumun nasıl ıslah edildiğini, bölünüp parçalandığını, yıllarca içine hapsedildiğiniz için dışında kaldığınız çığırından çıkmış bu sistemin nasıl işlediğini daha net gördüm. ama bir şeyi karıştırıyor sanki insan yine de. içerisi neresi, dışarı nerede?"

    eski mahpusların topluma yeniden katılımı

    mahpuslar salıverildiklerinde ne olur? toplumdan duvarlarla yalıtılmış bu insanlar nasıl dışarıya çıkarlar? kaç adım sonra artık saymaz olurlar adımlarını? kaç gün sonra uyandıklarında evlerinde olduklarını anlarlar? evleri duruyor mudur eski yerlerinde? hayat nerede kalmıştır onlar için ve kaldığı yerden nasıl devam eder sonra? belki de albert einstein' in görelilik kuramını en iyi anlayabilecek bu - başka bir zamandan gelmiş - insanları zamanımıza nasıl katacağız? nasıl anlayacağız onları? andy warhol un "bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak." sözü gibi belki de bir gün herkes 15 dakikalığına mahpus olduktan sonra mı?

    http://www.mahsusmahal.com/kitaplar15.html
  • pkk ve diger stalinist sol orgutlerin hapishanelerdeki orgut ici iskence ve infaz olaylarini belge ve tanikalariyla ortaya koyan eski pkk tutuklusu yazar.

    stalinist orgutler tarafindan infaz edilen genclerin cocuklarin tek arayani soraninin aytekin yilmaz olmasi ne kadar aci, ne devlet ne insan haklari orgutleri ne de anli sanli solcular bu infazlar konusunda dut yemis bulbuldurler, herkesin isine gelir.

    en son bugun twitterda pkk tarafindan infaz edilen fakir gariban bir kurt kizindan bahsediyordu, ailesi fakirlikten kizlarinin gorusune bile gidemiyor kaldiki pkk ve hdpye karsi kizlarinin hakkkini arayacaklar. bahsedilene gore kizin infazini ortbas edenler sonradan hdp milletvekili olmustur.
  • yoldaşını öldürmek kitabıyla örgütlere olan güvensizliğimi haklı çıkartan yazar.
  • çok değer verdiğim bir isim. geçenlerde attığı bir tweet ile türkiye'de solun samimiyetsizligini çok güzel göstermiştir. farklı bakış açılarına değer veriyorsanız, kesinlikle takip etmenizi öneririm.

    görsel
hesabın var mı? giriş yap