aslanağzı

• cocukkene oynardim, acardim, ama bir yandan da odum kopardi, icinden ari cikip beni sokacak diye. iyi odlekmisim.
• bu çiçeğin bir de manisi vardır. küçükken koparıp söylerdik. hala da görünce duramam, koparmadan dalındayken manimi söyler oynarım:
  
  aslanağzı aç ağzını,
  açmazsan ağzını
  sıkarım boğazını
  
  dedikten sonra çiçeğin dala yakın kısmı sıkılır, çiçek de ağzını açar.
  
  sarı, beyaz, fuşya, yavruağzı, pembe, kırmızı, ebruli renkleri bulunan kokusuz bir çiçektir.
• ingilizce'si: snapdragon...
• bu çiçeğin özütünü içerdik çocukken. balımsı bir tadı vardır.
• tiroid ameliyatlarında tiroid lobunu tutmak için kullanılan keskin dişli klemp.
• sayelerinde kendimi aslan terbiyecisi olarak tanıtıyorum sağa sola artık. rengarenk aslanlarım var. sanki bitmeyecek öyküdeki aslan bölünerek çoğalmış ve etrafa saçılmış gibi. ben bakmıyorum onlara hayır, sadece okşuyorum işten dönünce. keyifle kükrüyorlar gıdılarını sevince.
• saksıda yetiştirdiğinizde bahçedeki kadar büyümeyen ama yine de balkonunuzu renklendiren, şenlendiren, tohumlarını topladığınızda bir sonraki seneyi de garantiye aldığınız bahçe bitkisi. tohum toplama gibi bir niyetiniz yoksa ya da yeterince topladığınızı düşünüyorsanız çiçekleri kuruduktan sonra tohum oluşmadan toparlak kısmı koparırsanız daha çabuk çiçek açar.
• ciceklerinin tacı iki dudaklı olan bitki, kokusuzdur. ufakken^* koparıp, konusturdugumuz cicek, petkim yol kenarlarında, sahte ve zoraki olusturulan bitkilerin arasına serpistirilmis bulunmaktalar hala...
• bugün gördüm kendilerini. kaldırım ve bahçe duvarının arasında sıkışmış, oraya hiç ait olmayan çiçeğe uzun süre baktım. pembe ve sarı renkliydi. hafif yağmur çiselerken eskilere götürdü beni.
  mutlu çocukluğuma.
  
  çiçeğe bakarken en son ne zaman aslanağzı gördüğümü düşündüm.
  çok oldu.
  tam yaşımı hatırlayamıyorum ama annem ve babamın ellerini sımsıkı tutup beni havaya kaldırarak uçurdukları yaştaydım.
  ablamlarla aslanağzı bulup çiçeği konuşturduğumuz zamanlardı.
  kaldırımlarda mantar şeklinde araba engellerinin üstünden zıplarken kendimi şirinler gibi hissettiğim zamanlardı.
  cumhuriyet meydanına gidip atatürk heykeline tırmanmaya çalıştığımız zamanlardı.
  hafta sonları radyoda çalan dünya müzikleriyle uyandığım zamanlardı.
  benim küçük ve mutlu olduğum zamanlardı...
• anasına babasına pay veren derlermiş bazı yörelerde bu çiçeğe.