armagnac

• seni hatırladıkça bir kadeh armagnac içerim,
  armagnac demek 25 damla gözyaşı demekmiş,
  demek her akşam 25 damla gözyaşı içerim.
  senin dağlardan ve sarhoşlardan korktuğunu bilirim
  ben sarhoş olduğum zaman korkmuyorsun,
  hiç korkmuyorsun.
  
  attila ilhan
• fransa'nın armagnac bölgesinde bu bölge bağlarından imal edilen konyak. rengi (bkz: cognac) konyaklarından biraz daha koyu olur. iyi bir armagnac ı anlamak için birkaç damlasını avucunuza damlatıp 2 elinizi birbirine sürttüğünüzde menekşe kokusu almanız gerektiğini söylerler.
• fransa'da cognac bölgesine benzer ancak çok daha küçük olan bir bölge ve bu bölgede üretilen brandye verilen isim. büyük ticari girişimler için iştah açıcı olamayacak kadar küçük bir bölge olduğu için küçük ve butik üreticiler tarafından piyasaya sürülen bu içeceğin viski ve şarap sever tarafından denenmesi gerekir kanaatindeyim. şu an 1994 yılında 52% olarak damıtılmış, 2008 yılında 49.5% olarak su katılmadan doğrudan şişelenmiş (bkz: cask strength) 14 yıllık bir francis darroze içiyorum. aradaki fark (bkz: meleklerin payı). şişe 2 senedir bende ve her tadım bir şölen. rengi oldukça koyu, maun renginde. yumuşak ve kremamsı bir meşe kokusu zevk veriyor. tadı çok yoğun ve bitişi çok uzun. şarabın özünü yakalayıp ağzınız uyuştuktan, diliniz yandıktan sonra üzümün tadı fındık notalarına doğru kurumaya başlıyor, baharatlı, buruk bir kuruma bu. bitişi çok uzun. gerçekten başarılı.
• derler ki armanyak demek 25 damla göz yasi demektir. içen insan kederliyse 25 damla göz yasi döker armanyak ile..
• armanyak diye okunur.
• en büyük reklamını attila ilhan yapmıştır. usta şairin özlem içkisidir şiirinde belirttiğine göre.
  sanırım şair ruh bunu gerektiriyor. o özleyince armagnac içiyor ben pahalı diye bira içmeye çekinip fifa oynuyorum. sonra vay efendim niye şair yetişmiyor yeni. bırakın karışmayın bana.
  
  çarmıha gerilmiş gibi fifa oynuyorum.
  futbolcu alıp satıyorum.
  ricardo yok mu hani vatansız ricardo
  son zamanlarda çok düştü performansı.
  oysa daha dün hat trick yapmıştı.
• nefis bir fransiz konyagidir.. aslinda tam olarak konyak da degil gibidir. konyak-viski arasi bir tadi vardir. bu karakteristigiyle iki ickiye birden olan istegi giderebilir. ozellikle buz gibi soguk havalarda, insanin icini isitmaya yarayan ickidir. ki bana kalirsa tadi cognactan daha iyidir. trevanianin the mainindeki ana karakter tegmen claude lapointe de soguk havalarda bol bol bu ickiyi tercih eder.
• vintage armagnac, yani sadece belli bir senenin bağ bozumu kullanılarak yapılan brandy'lerin gaskonya'nın armagnac bölgesinde yapılan versiyonları muadillerine göre son derece uygun fiyatlı olurlar.
  
  örneğin 38 yaşında bir adet 1982 bas armagnac du château lacaze, bugün £40 (~400 tl) gibi bir miktara sizin olabilir. birebir karşılaştırmak zor; ama benzer yaşta konyaklar rahat 4-5 katı fiyatlara alıcı bulabiliyorlar.
  
  (bkz: peki bu bilgi gerçek hayatta ne işime yarayacak)
  
  (bkz: kanyak) (bkz: brendi)
• en eski fransız üzüm brandysidir. gaskonyada 500 yıldır sadece monlezun ormanı'nın meşe ağaçlarından yapılma fıçılarda yıllandırılır. şişelenerek piyasaya sunulan armagnac'lar en az 3 yıl yıllanmış durumda olurlar.
• tercih ettiğimiz bir markanın 2 sene önce 275 tl'ye aldığımız şişesi, bu sene 675 tl'dir.
  her şeyi imkansız kılmak, insanları bezdirmek bu olsa gerek. günümüzde küçük zevkler bile büyük problemler haline geliyor.