• filmden aklımda kalmış bir sahne ayrıntısı :

    ali poyrazoğlu: karnım gurulduyor..ben insan oluyorum..
    mazhar alanson: ustam..iyi misiniz ?
    ali poyrazoğlu: iyiyim iyiyim..
    mazhar alanson: ustam, madem insan oldunuz, şurada sultanahmet köftecisi var, oraya gidip bişeyler yiyelim..buraya kadar geldik gitmemek olmaz..
    ali poyrazoğlu: e peki.
  • tam hatırlamıyorum ama suna benzer bir diyalog geciyordu bu filmde:
    küçük kız: seytan aldı götürdüü, satamadan getirdii...
    ali poyrazoğlu: ne dedin sen? nerden öğrendin sen bunu?
    küçük kız: küpemin teki kayboldu, onu bulmak için söylicekmişim, annanem öğretti...
    ali poyrazoğlu: söyle o annanene benim işlerime fazla burnunu sokmasın, al su küpeni de, bi daha da kaybetme, hadi..
  • filmin takribi 30-35. dk.sinda ali poyrazoglu ve mazhar alanson'un katildigi bir yemekte "muzik baslasin" denir,

    bir arp ve bir opera sanatcisi sahneye cikar,

    iste o solist, simdilerin ist. opera basrejisoru yekta kara'dan baskasi degildir. seslendirdigi eser ise "tchaikovsky - nyet tolko tot ktoznal"dir.
  • bu filmde, barda mazhar alanson* ile birlikte çalan diğer iki kişiden biri özkan uğur'dur. diğeri ise fuat güner değildir. ayhan sicimoğlu'dur.
  • kanimca turk sinemasinin yuz aki filmlerinden biri. kesinlikle cok basarili.
  • turk sinema tarihinin en guzel fantastik filmi.zaten cok az ornek var ama bu cok kaliteli..
  • ali poyrazoğlu'nun şeytandan ziyade sith lord olarak yer aldığı, atıf yılmaz'ın fantastik müzikal tadında, zamanının ötesinde filmi. tivibu bir güzellik yapmış ve 'seç izle' kısmında bu filme de yer vermiştir, izlemek isteyenlere duyurulur. sonrası spoiler'a girer, aman diyim.

    --- spoiler ---

    filmde irili ufaklı bir çok gönderme var, bazıları detay olarak yer almakla birlikte bazıları çok kör gözüne parmak tadında. south park'tan beri gördüğüm en ezik şeytan tiplemesiyle karşımıza çıkan ali poyrazoğlu'nun, kendisine ruhunu satanların kuklalarını taşıdığı çantasında ronald reagan ve margaret thatcher'ın yanında süleyman demirel'in kuklasının da yer alması pek manidardır. şeytan'ın kendisi ayrı bir ilginçtir zaten, bir sith lord tadı yakalamış olmasından mütevellit ruhunu satın aldığı 3 iş adamı kendisine usta diye hitap eder - sith örf ve adetleri gereğince de sonradan kendisine bacağını kırmak, kulağına kurşun dökmek ve pabucunu ters giydirmek suretiyle ihanet ederler. bülent kayabaş ve tarık pabuççuoğlu'nun da aralarında bulunduğu bu çırakların şeytanı alt ettikten sonra söyledikleri "sen bir garip scoda'sın mustang'larla yarışma" şeklinde sözleri olan şarkı da pek hoş, pek eğlenceli. bunların dışında şeytan poyrazoğlu'nun allah'ın adını anmaktan ısrarla kaçınması ve veda hitabı olarak "şeytana ısmarladık" demesi, ex-aşkı deniz türkali'ye lavinia şiirini okuması, mazhar alanson ile şeytan'ın sultanahmet köftecisi'nde karınlarını doyurmaları gibi ilginç olaylar mevcut. şeytan'ın yerli yersiz adının anılması ve mütemadiyen insanoğlunun yediği her bokun faturasının kendine kesilmesine duyduğu öfke de oldukça eğlenceli aktarılmış. küpesi kaybolan kızın "şeytan aldı götürdü satamadan getirdi" tekerlemesine, elinde bıçak kendisini kovalayan karısından kaçan adamın ali poyrazoğlu'nun arkasına saklanıp "şeytana uydum" demesine gösterdiği tepkiler süper.

    buraya kadar her şey güzel, ancak kafama takılan bir kaç nokta var filmle ilgili. öncelikle belirtmek isterim, ben sevdim bu filmi - ki mesaj kaygılı filmler genelde tarafımdan hoş karşılanmaz. ancak filmde geçen şeytan'ın çıraklarını metalci selamıyla karşılaması, bülent kayabaş'ın şeytan'ın emri üzerine gerçekleştirdikleri icraatları anlatırken kumar ve uyuşturucunun yanında anarşizmden de bahsetmesi, şeytan'ın 'batı'dakiler komple ruhunu kaybettikleri için ortadoğuya yönelmiş olması ve arabesk'i türkiye'ye getirmesi gibi muhabbetlerle anlatılmak istenen nedir, bu absürd başyapıtın gizli açık diğer esprileri arasında mı değerlendirilmelidirler, yoksa filmde sanılandan daha derin bir alt metin mi bulunmaktadır, bu konuda kararsız kaldım. izleyenin nasıl yorumlamak istediğine de bağlıdır tabii , neticede dediğim gibi herşeyin ötesinde absürd bir yapım "arkadaşım şeytan".
    --- spoiler ---

    son olarak, söylemeden geçmek olmaz elbet, mazhar alanson'un thriller ve get over you kırması 'doldum doldum' performansı filmin en iyi sahnesiydi kesinlikle. tekrar tekrar izlenir ki bu.

    not : mfö'nün f*'si yok bu filmde, boşuna aramasın gözleriniz.
  • <<
    plastik kadın: kocacım çok sıkıldım biraz macun yesen de..
    fatih: yavv başka bişiy düşünmez misin sen ?
    şeytan : on yıl bir vitrinde gerdek beklemek kolay mı ?

    *******

    plastik kadın: temizlik çamaşır ütü ille de yemek, bir kadın başka ne isteyebilir hayattan
    fatih: kusura bakmayın ama şu işin de bir ortalamasını tutturamadınız.
    şeytan : sen nasıl bir kadın istediğini biliyor musun he ? >>

    replikleriyle hatırlanması gereken güzel film.
  • fatih'in* doldum doldum'u söyleyebilmesi için şeytan* tarafından yaratılan müzisyenlerin, ilk başta kendilerini göstermek amacıyla yaptıkları sololarını gerçekten çaldıkları filmdir. hiçbiri enstrumanlarının üzerinde ellerini rastgele gezdirip izleyiciyi kandırmaz. duyulan melodiyi gerçekten çalarlar.
  • ne kadar kaliteli olursa olsun fantastik filmlerin türkiye'de tutmayacağının kanıtıdır. kadrosu olsun, senaryosu, oyunculukları ve müzikleri olsun herşeyiyle 10 üzerinden en az 7 puanı haketmesine rağmen bir çoklar tarafından adı bile duyulmamıştır maalesef.
hesabın var mı? giriş yap