• serhat akın, ortega hakkında şunları söylemiştir. gerçekten şaşırtıcı.

    "hagi, alex büyük futbolculardı. ama ortega, yetenek olarak tek. öyle bir şey yok. antrenman yapıyoruz mesela, ben bir kere ortega'dan top çalmaya çalışmadım. felç bırakır çünkü. allah öyle yetenek vermiş. öyle bir katlar ki 2 hafta bel fıtığı filan doğrulamazsın."

    "bizim dönemdeki tuncay'a filan herkese sorun. ortega başka bir şeydi. alex filan hikaye... ama ortega'nın ciddi alkol sorunu vardı. lorant da bunu oynatmıyordu. kafayı yiyordum. 'hoca beni oynatma, ortega'yı oynat' diyordum. ortega bu anasını satayım."

    "ortega'yı zamanında izleyin. ankaragücü'nde bir kaptan vardı yılmaz diye. fok balığı gibi oynadı herifle. maçtan sonra adam çıktı, 'bu ne abi, böyle oyuncuları türkiye'ye getirmeyin. bizim karımız çocuğumuz izliyor, bizi rezil ediyor' dedi. arayın bulun internette."
  • yok ben illa 10 numara giyerim, yok ben alkol içerim beni rahat bırakın derken kiralık olarak gittiği all boy takımının da amına koydu. son olarak geçen gün yok böyle dans'ın arjantin versiyonuna katıldı. hey gidi el burrito, sıpa değil bildiğin eşşolueşekmişsin.
  • ariel ortega transfer zorluğu ve sansasyon bakımından gheorghe hagi ile birlikte türk futbol tarihinin en büyük transferidir. bir defa gelebileceğine kimse inanmamıştı. manşetlerde fenerbahçe ve ortega isimleri yanyana geldiğinde insanlar gülüyordu. zira o yıllarda bu adam messi'ydi.(galatasaray'ın 35'lik stefan effenberg'i alamadığı günler)

    maradona'nın formasını aktif olarak giyen bir futbolcuydu ortega. arjantin milli takımının 10 numarasıydı ve onun veliahtı olarak görülüyordu. o yıllarda prime dönemini yaşayan 28 yaşında world class bir futbolcuyu türkiye'ye getirebilmek bayağı bir mesele olsa gerek. şahsen kendisinin ne niyetle alındığını tam çözemiyorum. aziz yıldırım'ın klasik gündem karıştıracak hokus pokuslarından biri işte.

    peki ortega halen niye en büyük transfer? buradaki kıstas öncelikle sporcunun yaşıdır. 34 yaşındaki bir didier drogba'yı, bir robin van persie'yi, roberto carlos'u yahut samuel eto'o'yu ortega ile asla kıyaslayamayız. bunlar her ne kadar çok büyük isimler olsalar da mütekabiliyet ilkesi gereği ariel transferinden geride kalmaktadır.

    gheorghe hagi bile türkiye'ye geldiğinde bugünkü hagi değildi tam olarak. galatasarayla birlikte tamamladı hikayesini hagi. buradaki yürüyüşü sayesinde en büyük oldu. bunları birbirine karıştırmayalım pls. biz en büyük, en kariyerli futbolcuyu değil, transfer zorluğunu ölçüyoruz. yani o hep saydığınız 34 yaşındaki adamların bu listede işi olamaz. gösterdiği über performansa rağmen pierre van hooijdonk'da dahil buna.

    ortega'ya en yakın transfer başarısını yıllar sonra wesley sneijder ile gerçekleşmiştir türk futbolu. üçüncülük nicolas anelka ve mario jardel arasında paylaştırılır. jüri özel ödülü ise franck ribery ve alex de souza'ya verilir.

    neyse efendim...

    2002 yazında bay aziz yıldırım ulaklarını güney amerika'ya yolcu ederek büyük kuşatmaya girişti ve avrupa kulüplerini bir bir ekarte ederek asla yaşanmaması gereken bir tecrübeyi gerçeğe dönüştürdü.

    en nihayetinde hayatı boyunca uçakla dahi türkiye'nin üstünden geçmeyecek bir adam kendini malatya deplasmanında buldu.

    hani championship manager'da hile hurdayla alınan topçu dikiş tutmaz, oyunun bereketi olmaz ya. aynen o hesap. daha istanbul'a ayak bastığı andan itibaren ortega'nın yüzündeki "lan nereye düştüm" ifadesi hiç gitmedi. (sen kim köpeksin de burayı beğenmiyorsun lan?) ne imza töreninde, ne de boğaz turunda bir kez olsun yüzü gülmedi. hep bir memnuniyetsizlik, isteksiz tavırlar. sadece 6-0'lık maçta bize attığı golden sonra gülümsedi.

    ortega'nın aldığı para özellikle yerli oyuncular arasında dedikodu malzemesi oldu. takım ve hocası tarafından dışlandı. yönetim sahip çıkmadığı gibi takım arkadaşları da sırt çevirdi. durduk yere sorunlu birine dönüştürdüler. ligde formda olmasına rağmen, özellikle avrupa maçlarında yedek bırakıldı ortega.

    bu dönemde aziz yıldırım, yıllar sonra alex'e yapacağı yalnızlaştırma operasyonunu ortega'ya da uyguladı. her bir detayın önceden hesaplanması ve yönetilmesi gerekirken bir çuval incir berbat edilebilirdi. nitekim öyle de oldu. koskoca dünya starı korkunç bir sona doğru hızla itekleniyordu. (aynı yerli tafya bu taktiği nicolas anelka için de uygulamış lakin kara boğa tarafından tokatlanmıştır.)

    ortega zaten problem çıkarmaya müsait, sorunlu bir tipti. takım içinde yalnızlığa terk edilince psikolojik olarak iyice çöktü. bir kere ailesi ve eşinden uzaktaydı. (kadın hamile) sığınabileceği bir teknik direktörü de hiç olmadı. aziz yıldırım yine birilerinin dolduruşuna gelmiş, 5. sınıf bir çapsızı kulübeye dikmişti. (bkz: werner lorant)

    ya bakın biz gerçekten sorunlu insanlarız sanırım. yani nereden bakarsan bak çok saçma duruyor. ortada yıkıcı ağırlıkta maddeleri olan bir sözleşme var. tarafların birbirlerine karşı yükümlülükleri var. ve bu adam altına imza attığı kapı gibi sözleşmeye rağmen 11 valizle birlikte dönmemek üzere çekip gidiyor. ve o andan itibaren hayatı kayıyor.

    tüm parasını, servetini, mal varlığını kaybediyor bir gecede. ve bu adam tüm bunları göz göre göre yapıyor. o kadar dolmuş ki, o kadar nefret etmiş ki bir şeylerden. bu korkunç salaklığı yapabiliyor bu adam.

    yerli oyuncuların aynı asansöre binmekten imtina ettiği, ahmet çakar'ın her haftasonu ağzından köpükler saçarak "allahın arjantinlisi" diye atıp tuttuğu, maradona'nın veliahtı, arjantin'in 10 numarası, dünya starı ariel ortega...

    1 yıl futboldan men cezası aldı ve çoook uzun yıllar çalışarak 35 milyon tl'yi geçik bir meblağı (o yıllar için büyük para) fenerbahçe'ye geri ödedi.

    istanbul'da kendisiyle aynı dili konuşan bir kişi dahi yoktu. (ingilizce de bilmiyordu) oysa adama söz verilmişti. ekürisi matias almeyda'yı da alacaklardı. (gerçek almeyda) verdikleri birçok sözü hasır altı etti fener yönetimi. ortega'da ansızın çekip gitti. şampiyonluk parolasıyla başladıkları sezonu, malatyaspor'un gerisinde 6. sırada bitirdiler.

    uzun lafın kısası bu transfer daha en başından yanlıştı. gelmemesi gerekiyordu. 2002 dünya kupasında forma giyip avrupa'da başarılı olamayan tek arjantinli futbolcuydu zaten. bir de adamın parası pulu peşin ödenmemeliydi. bu çok yanlıştı. savaşması için bir sebep bırakılmadı. tam zamanlı sümküren ceyhun ve ogün gibi kompleksli tiplerin davranışlarıyla muhattap olmak zorunda bırakıldı ve futbol dünyasından bir yıldız daha geri gelmemek üzere kayıp gitti.

    son olarak,

    aradan geçen onca yıla rağmen hiç unutulmadı ortega. kariyeri boyunca kendisiyle beraber oynayan tüm oyuncular istisnasız hep aynı şeyi söylediler. "o sahalarda gördüğümüz en büyük yetenekti."

    el burrito, tanrının kendisine bahşettiği melekelere ihanet etti ve gönüllerde derin bir iç çekiş olarak kalmaya mahkum oldu.

    o halde bir kez daha yazalım pütürlü duvarlara;

    cobarde gallina ortega! (cesur yürek ortega:)

    eşek sıpası seni.
  • fenerbahçe formasıyla çıkacağı ilk müsabaka olan 9 ağustos 2002 trabzonspor fenerbahçe maçı öncesi rakip takım cephesinden trabzonsporlu yaşayan efsane hasan üçüncü'ye sorulan : " dünyaca ünlü yıldız ortega'yla karşı karşıya oynayacaksın , neler hissediyosun " sorusuna hasan : " o arjantinli ortegaysa ben da sürmeneli hasan'ım " yanıtını vermişti. biz kendisiyle taşak geçerken hasan kardeşimiz dediğini yaptı ve ortega'ya adım attırmadı maç boyunca.. maç da 0 - 0 sona erdi.

    kanımca hasan üçüncü efsanesi'nin çıkış noktası da burası oldu.
  • fenerbahçe'de yerli oyuncular ve revivo'dan oluşan bir grup tarafından sevilmiyordu. nedeni de şuydu :

    ortega'nın da gol attığı bir hazırlık maçından sonra, tüm futbolcular otobüsle kaldıkları kampa dönerken dönemin transferi washington stecanelo cerqueira ve ortega limuzinle kampa götürülmüştü.

    sezon başında "ortega dünya starı isterse 10 numaramı veririm" diyip "yok, abi ayıp olur sana" cevabı alan revivo ile ortega bu olaydan sonra kaldıkları odaları ayırmış, "bendeki yetenekler kimsede yok" tavrı olan ceyhun da revivo'dan yana dümen kırmıştı. bir çok yerli isim de onlara eklenmişti. böylece ortega istenmeyen adam olmuştu.

    böyle olunca takım içerisinde yalnız kalan ortega, sığınabileceği bir teknik direktör de bulamamış, ligde formda olmasına rağmen, özellikle avrupa maçlarında yedek bırakılmıştı. bu dönemde aziz yıldırım alex konusunda olduğu gibi ortega'ya destekte de bulunmamıştı.

    bu uyum sorunu içerisinden sıyrılamayan ortega da, sinirlenip 11 valiziyle ülkeyi terk etmişti. yanına yaklaşan muhabir neden 11 çantayla döndüğünü sorduğunda ise, "istanbul bitti" demişti.

    fenerbahçe'nin kulüp olarak ortega'ya yaptığı yanlış ise, fenerbahçe yanına arjantinli transfer etme sözü vermiş ama matias almeyda'yı da transfer edememişti.

    velhasılı fenerbahçe'ye geldiğinde müzeye kaldırılan arjantin milli takımı'nın 10 numaralı formasını dünya kupasında giyen bir futbolcuydu, maradona'nın varisiydi. fenerbahçe'ye transferi dünya'da olay olmuştu. fenerbahçe'den ayrıldığında ise, aziz yıldırım'ın tabiriyle "bizden başka kimse de oynayamaz" denen eski bir yetenekti.
  • arjantin milli takimi ve river plate deki performansina laf soylenemeyecek olan orta sahanin beyni..ancaaaaaaaakk.. bu adamin niye parma dan apar topar gonderildiginin altini da cizmek gerekir.. su siralar fenerli dostlarimiz tarafindan fatih terim i alt edebilecekleri yegane can simidi olarak gorulen bu sahis avrupa deneyimlerinden hic de hos anilarla ayrilmamistir.. yine kendisinin bir roportajinda (arjantin deki malum krizinden once) river plate den ayrilmadan onceki bir roportajinda avrupa ya alismada cektigi zorluklardan bahsetmis, ve futbol hayatini arjantin de noktalamak istedigini belirtmis, avrupa macerasnin kendisine gore olmadigini da yine bu roportajinda belirtmistir.. ha simdi bu enrtyden sonra yazilan kiskanc , "alamiyonuz da kiskaniyosunuz" gibi birbirinden igneleyici laflar dosenmez mi? tabii ki de dosenir.. peki bu enrty nin amaci nedir.. senenin ortasinda olasi bi basarizilikta "ulan en iyi adami aldik getirdik daha ne yapalim" tarzi soylemlere simdiden adres belirtmektir.. ha bu adam basarili olamaz mi? tabii ki olabilir.. adamin kumasina hic birsey denemez..(bkz: kumasi iyi) ancak ve ancak takim icindeki dengeleri alt ust eden bi adam getirip ondan sonrada basina ne idugu belirsiz bi teknik adam getiren klup yoneticilerimizin bu ekonomik kosullarda bu kadar buyuk kumar oynamalarinin sonucu her zaman elestiriye acik olmalidir.. kaseyi parcaladiktan sonra "aa yenge yazik olmus senin kaseye" diyen cok olur.. olacaklara simdiden dikkat cekmek, "yenge kaseyi bi o tarafa bi bu tarafa salliyon ama cikiverir mazallah" demek her zaman yegdir.. olaya taraftar acisindan deginmek gerekirse $imdiden "ehuhehe ariel ortega olm citiliycek sizi" diyen 2 tane birbirinden esprituyel taraftar arkadasimla muhattap oldum.. temennim artmamalari..
  • ben onu ariel arnaldo ortega olarak tanıdım. tam ismiyle çok daha heybetliydi. nedense türkiye'ye gelince fenerbahçe'de zaman zaman kaleye çektiği cılız şutlar gibi ariel ortega olarak ziplendi adı. 2002 dünya kupasında 10 numaralı formasıyla arjantin adına oynarken maradona'dan sonra bu formayı ilk giyen futbolcu deniliyordu yanlış değilsem. bu resmen dünyanın gelmiş geçmiş en iyi oyuncusunun muadili olmak demekti benim için.

    cm'de river plate'ten 8-10 milyon dolara satın alınabiliyordu. cm ya da yeni adıyla fm oynarken kendi kendime gerçekçi olması için triplere girerdim. mesela beşiktaş'ı aldıysam gerçekte olma ihtimali, gelme ihtimali olmayan bir oyuncuyu transfer etmezdim. barcelona'yı aldıysam da gidip giggs'i transfer etmezdim mesela. çünkü gerçekte gelmezdi giggs barça'ya. ama ortega'yı aldığım bütün büyük takımlara transfer ederdim oyunu açar açmaz. çünkü onun isminin yakışmadığı büyük bir takım yoktu. benim için kıymeti bilinmemiş bir figo, bir rivaldo, bir zidane'dı ortega. ve o fiyata bulunmaz bir nimetti. bir beşiktaşlı olarak bu ariel arnaldo ortega hayranlığımın üzerine ise fenerbahçe'nin alması gerçekten beni şoke etmişti. istanbul'a geldiği, tesislerin gezdirildiği ilk gün dün gibi aklımda. sonra kendisinin nasıl da ceyhun eriş'ten tiksinme sebebi olduğunu gördüm gözlerimle. ya da çoğu türk futbolcudan mı demeliyim? ariel arnaldo ortega ile yanyana oynama şerefine erişmiş kıçı kırık futbolcuların ondan imza alıp fotoğraf çektirmeleri, elini ayağını öpmeleri gerekirken nasıl da fişini çekmeye çalıştıklarını gördüm; fenerbahçe'den gidince de köy takımlarına kadar düştüğünü. çok üzüldüm çok.

    yine de ne olursa olsun benim için arjantin'in gelmiş geçmiş en iyi üç futbolcusundan biridir. messi maradona ortega...
  • jübilesinde oğluna asist yapan, ağlayan, duygulandıran futbolcu. evet kendisine bakma anlamında bir alex değildi ama çok başkaydı çok. o kadar sene geçmiş, maradona'dan sonra arjantin'den çıkan en yetenekli futbolcuya "go home ortega" tezahuratı yapan taraftara da, aldığı parayı kıskanıp takımdan dışlayan futbolculara da diyecek söz bulamıyorum hala.
  • messiden imza alırken bizlerin burnunu sızlatmış ve bir hafta sonrasında oğluna asist yaptıktan kendisi göz yaşlarını tutamamıştır. bizi de illa ağlatacaksın yani ortega yapma...
hesabın var mı? giriş yap