• hayata veda etmiştir... tutkulu bir fernando pessoa okuru ve çevirmeniydi. pek çok usta işi kitabının yanı sıra fernando pessoa'nın son üç günü adlı incecik eser bıraktı geride.
  • portekiz'e ve hindistan'a yakin duran italyan yazar.. portekiz'e yakinligi fernando pessoa nin eserlerini italyancaya cevirmesinden, hindistan'a yakinligi ise burada yaptigi arsiv arastirmalarindan geliyor.. "hindistan'a gece muzigi" romaninda hindistan sokaklarinda kaybeder insani.. "fernando pessoa'nın son uc gunu" isimli incecik kitabinda ise pessoa'nin olumunden onceki son uc gununu an be an yaziya dokmustur.. kitaplari afa tarafindan basilmisti..
  • 1987'nin 'eseri fransızca'ya çevrilen edebiyatçı' dalındaki prix medicis sahibidir.
  • requiem adlı kitabı pek içlidir.kahraman,anılarındaki insanlarla buluşur birgun,ilki mezardadır.kitaptan:

    herpes(zoster) biraz vicdan azabına benziyor,icinizde derinlerde bir yerde uyuyor,sonra gunun birinde uyanıp size saldırıyor,sonra tekrar uyuyor,cunku biz onu bastırmayı becermiş oluyoruz,ama hep içimizde bir yerde kalıyor,vicdan azabına karsı insanın elinden birşey gelmez.
  • ilk olarak perreira iddia ediyor kitabını okursanız daha fazla kitabını okumak isteyeceğiniz fakat ufuk çizgisi kitabını okursanız bir daha okumak istemeyeceğiniz italyan anti faşist yazar. maalesef 2012 yılında aramızdan ayrılmıştır.
  • italyan edebiyatının önemli yazarlarından ve aynı zamanda postmodern perspektifle incelediğim tristano ölürken isimli kitabın sahibi.

    postmodern distopyanın hakikat miti ile ilgili yarattığı nihilistik ekol tarihsel ya da bilimsel varyasyonlarını da kapsamak üzere bilginin hakikati ve hakikatin meşrulaştırılması konularında katatonik bir ambiyansı beraberinde getirmiştir. bilgi teknoloji ile birlikte global düzeyde sınırlandırılması mümkün olmayan bir dağılım sergilemektedir. bilgi mecrasındaki bu dinamizm bilgiyi üreten ve meşru kılan çevrelere karşı inançsızlık pratiğini oluşturmuştur. bu pratik, sosyolojik düzeyde kırılmalar yaratarak hakikate olan güvenini yitirmiş dolayısıyla parçalı, dağınık, istikrarsız bir özne yaratmıştır. kendi içerisinde gerek zihinsel gerek duygusal bir tutarlılık sergileyemeyen özne, kaotik bir kimlik bunalımı içerisinde çoğul ve çeşitlenebilir bir varoluşun imgesidir artık.
    sosyolojik ve kültürel paradoksların farklı temalarla vurgulandığı edebiyat dünyası postmodernizmin hakikat çıkmazı ile yitik, spekülatif ve alternatif benlikli öznesini sıklıkla eserlerine konu edinmiştir. nitekim “tristano ölürken” isimli eserde hakikatin kudret niteliğinden hareketle üretilen ve modernizm boyunca sosyolojik, bilimsel, tarihsel olmak üzere pek çok farklı disiplinle desteklenen üst anlatılara karşı inançsızlığın iz düşümlerine rastlanmaktadır. esere konu edilen ana karakter, öz yaşam öyküsünü dile getirdiği esnada, ölüm, yaşam, cesaret, vatanseverlik, aşk gibi üst anlatılara kesin tanımlamalardan yoksun, varlığı ve işlevi şüpheli nosyonlar olarak yaklaşmaktadır. bununla birlikte karakterin morfinin etkisiyle ve tamamen belleğine dayanarak hikayesini anlatması okuyucunun hakikat mitini yıkmış, eser boyunca bilgileri aktarılan aynı karakterlerin farklı isimlerde sunulması ise öznenin artık tekil çevrelerden koptuğunu göstermiştir. sosyolojik algı bağlamında değerlendirildiğinde bir özneyi diğer tüm öznelerden ayıran en keskin ve sınırları en belirgin çizgi öznenin edindiği isimdir. anlatı ekseninde mevcudiyet kazanmış karakterler artık o kadar kimliksizleşmişlerdir ki bazı aynı karakterler farklı farklı isimler alırken bazıları ise tümüyle isimsizdir. oysa bu karakterler toplum içerisinde aşk, cesaret, vatanseverlik gibi üst anlatıların desteklenmesi işlevini gördükleri bir pozisyona sahiplerdir.
    okuyucu, öznenin belirsizliği ve öznenin edindiği misyonun tutarsızlığının yanı sıra eser boyunca sıklıkla hangi hikâyenin gerçek, hangi hikâyenin morfinin sanrısıyla oluştuğunu takip edememe kaousu yaşamaktadır ve eser böylelikle okuyucuyu hikâyenin motifi ile ilgili bir tasarım sürecine mecbur bırakmaktadır. baş karakterin hayat hikayesini yazması için çağırdığı yazar koltuğuna aslında bizzat ampirik okuyucunun kendisi yerleşmiş, anlatıyı kendi yitik öznesi üzerinden yeniden şekillendirerek eseri sonsuz bir hermeneutik düzeneğin merkezine yerleştirmiştir.
  • eserlerinde güney amerika edebiyatının, dar anlamda ise jorge luis borges'in etkilerinin sıkça görüldüğü italyan romancı. kurguladığı karakterler oldukça zarif olmalarına rağmen, derinlik bakımından sığ ve birbirlerinin tekrarlarıdır.
  • aydının vazifesini şöyle anlatmıştır:
    “ aydının varsayımsal işlevinin kriz yaratmaktan çok, krize sokmak olduğuna inanıyorum: özellikle de krizde olmayan şeyleri ve kişileri, tam tersine, kendi konumlarından pek emin olanları. “
  • 1943 pisa doğumludur. modern italyan edebiyatının en ‘avrupalı’ yazarlarından biri ve aynı zamanda filolog olan tabucchi’nin ilgi alanı oldukça geniş olup eserleri çeşitli dillere çevrilmiştir. portekiz’de yaşayan tabucchi’nin roman ve hikâyelerinin yanısıra portekiz edebiyatının ünlü ismi fernando pessoa’dan çevirileri ve pessoa üzerine denemeleri vardır. tabucchi’nin eserleri arasında en önemlileri, notturno indiano (hindistan’a gece müziği), angele nero (kara melek), piccolo equivoci senza importanze (önemi olmayan küçük yanlış anlamalar) adlı öyküler kitabı ve piazza d’italia (italya meydanı)’dır.
    iletisim.com.tr'den
  • edebiyatın gerçeğe, gerçeğin edebiyata dönüşmesi meselelerine hayatını vakfetmiş sanatçı:
    (bkz: düşler düşü/#18008825),
    (bkz: hint gece müziği/#21367855),
    (bkz: pereira iddia ediyor),
    (bkz: önemi olmayan küçük yanlış anlamalar),
    (bkz: ufuk çizgisi).

    ama tabii ki fernando pessoa olmasaydı, o da olmazdı, belki de başka biri olurdu; konuya ilişkin dolaylı bir itiraf ya da şifreli bir bilgilendirme için:
    (bkz: hint gece müziği),
    (bkz: fernando pessoa'nın son üç günü).
hesabın var mı? giriş yap