• vücudumuzdaki idrar miktarını ve aynı zamanda kanımızdaki su miktarını ayarlayan,hikmetinden sual olunmayan ve i$imizin çok du$tugu bir hormondur..
    ki$i,herhangi bir nedenden ötürü susuz kaldığı zaman adh hormonu salgılanır ve böbreklerin idrar üretmesini engeller..bu $ekilde kanda bulunması gereken asgari miktardaki su miktarı ve su-tuz dengesi korunmuş olur..
    bununla birlikte halk arasında idrar söktürücü olarak bilinen diuretik maddeler de adh hormonunun salgısına mani olurlar..ve bünyedeki mevcut denge bozulduğundan dolayı böbrekler gerekli emri adh hormonundan alamazlar bu yüzden idrar üretip üretmemekte kararsızlık ya$ayarak sonunda ne olur ne olmaz diyerek üretmeye karar verirler..
    idrar üretmek hususunda kararsızlık içerisinde kalan böbrekler idrar için,alınan diuretik sıvı "artı" kandaki suyu kullanırlar..bu durum vucudun kurumasına ve içilen diuretik maddeden daha fazla miktarda idrar çıkartılmasına sebep olur..bu sebepledir ki bira gibi diuretik bir sıvı alındığında içilenden daha fazla sıvı dışarı verilmektedir..yine bu sebepledir ki bir insan tek oturuşta 8-9 bardak su içememesine ragmen,8-9 adet bira içebilmektedir..
    alınan diuretik maddenin yüzünden salgısı duran adh hormonu,vücuttaki dengenin tekrar eski haline dönmesi ile beraber tekrar salgılanır..ve bu salgılanma ile beraber agızda bir kuruluk yada kalıcı olmayan bir açlık hissedilir..genellikle bira,rakı gibi alkol olarak degerlendirilebilecek diuretik maddeleri alanlar bu dengeyi tekrar eski haline döndürmek için sabah kalktıklarında bir kaç bardak yada bir surahi su içerler..
  • yaptigi is sudur sevgili dostlar. bu arkadas salgilandiktan sonra hedef dokusuna yani distal nefrona gider. orada kortikal toplama kanallarindaki v2 reseptorune baglanir. (adh'in uc cesit reseptoru vardir. v1 v2 ve v3) bu baglanma camp olusumuna ve aquaporin 2 sentezine neden olur. bu aquaporinler olmazsa krotikal toplama kanallari suya gecrigen olmazlar. bu proteinler lumene bakan hucre membranina yerlesir ve su geri emilir. yani adh idrarin en son konsantrasyonunu belirler. hipovolemi durumlarinda salgisi pek bir artar.
  • vazopresin diye de bilinir. oksitosinle birlikte sadakat, tek eşlilik ve bağlanmadan sorumlu hormon. ancak oksitosinden farkı sadakat mevzuunda erkeklerde kadınlardan daha fazla rol oynaması. *
  • vazopresin, genellikle memeli hayvanlarda bulunan bir hormondur, ve antidiüretik hormon olarak da adlandırılır. iki önemli fonksiyonu vücuttaki suyu tutmak ve kan hücrelerini sıkılaştırmaktır. böbreklerdeki geçirgenliği artırarak suyun dışarı atılmasını önler, ve ayrıca çevresel damar basıncını artırır.

    biyolojik fonksiyonları için şu link incelenebilir: https://en.wikipedia.org/wiki/vasopressin

    yapılan bir çalışmaya göre (genetic variation in the vasopressin receptor 1a gene (avpr1a) associates with pair-bonding behavior in humans), bu hormon bağlılığı etkiliyor. erkeklerde default olarak salgılanan bu hormon, erkeklerin monogamik bir hayat sürmesini, tek eşli olmasını, ve ayrıca yatakta daha şehvetli olmasını sağlıyor. daha doğrusu, her sevişmeden/çiftleşmeden sonra bu hormon bir ödül olarak salgılanıyor. genetik bir varyasyon bu hormonun salgılanmasını engelleyebiliyor, ve bu hormonun (yeterince) salgılanmadığı erkekler tek eşli bir yaşam sürmüyor, ve yatakta şehvet eksikliğine yol açıyor.

    bu hormonun en uç etkilerinden biri de kuzey amerika'ya özgü olan preirie farelerinde görülebilir. bu fareler monogamik bir yaşam sürüyorlar, ve bu türlerin erkekleri eşlerine acaip bir sadakatle bağlılar. bu küçük tarla farelerinin erkekleri, kendilerini bir ömür boyu bağlı yapan yüzüğü taktıktan sonra yanlarına bir dişi bile yanaştırmama hareketleri yapabiliyormuş. fakat en fazla iki sene süren hayatlarında bazı kaçamaklar olabiliyor. bunu da zaman zaman hormon eksikliğine bağlayabiliriz.

    kısaca bazıları için tek eşli yaşam doğaları gereğiyken diğerleri için kendi biyolojileri ile mücadele etmelerini gerektiren bir durum.
  • iki reseptörü vardır. v1 ve v2. v1 gq ile kenetliyken, v2 gs ile kenetlidir ve böbrekte bulunur.

    v1 de iki reseptörden oluşur. v1a esas kasıcı olan reseptördür. ve damar düz kas hücrelerinde bulunur. v1b ise ön hipofiz'den acth salgısını artırır.

    işte bu reseptör blokörleri uygunsuz adh sendromu tedavisinde kullanılırlar.

    tolvaptan: oral yoldan etkili non-peptit yapılı v2 reseptör blokörüdür.

    conivaptan: parenteral yoldan kullanılan v1a ve v2 reseptör antagonistidir.

    relcovaptan : oral yoldan kullanılan non-peptit yapıda v1a reseptör blokörüdür.
  • vazopressin de denir. hipotalamus'ta supraoptik nükleus'ta üretilip nörofizin2'yle posteriyor hipofiz'e gelir.

    ekstrarenal v2 reseptörü de endotelde bulunur ve von willebrand factor ve faktör 8 sentezini uyarır. bu amaçla desmopressin hemofili a ve tip 1 von willebrand hastalığında verilir.

    tiazid, klorpropamid( bu hem dm'de hem de di'de kullanılan bir sülfonüre'dir.), karbamazepin ve klofibrat antidiüretik hormon salınımını ve reseptör duyarlılığını artırarak diabetes insipidus tedavisinde verilebilirler.

    vazopressin türevleri: desmopressin, terlipressin, lipresin ve felipressin'dir.

    terlipressin en güçlü vazokonstriktor ve en uzun etkilisidir.

    uygunsuz adh sendromunda ise -vaptan'lar verilir. ör: tolvaptan.
  • eskikliğinde veya reseptör bazında bozukluğunda diabetes insipidus denen patoloji ortaya çıkaran hormon.
    (bkz: santral diabetes insipidus)
    (bkz: nefrojenik diabetes insipidus)
  • bobreklerden suyun geri emilmesini saglayan ve hipofizin arka lobundan salgilanan hormon.
  • alkolik insanların böbreklerinin anasını ağlatan hormon.
  • hipotalamustan salgılanmasında esas önemli parametre plazma volüm değişiminden ziyade plazma osmolarite değişimidir. ancak hem hipovolemi hem de hipoosmolarite varsa, adh salgısını tetikleyen parametre volüm değişimi olur.
hesabın var mı? giriş yap