• fuzuli anka kuşlarından ilham alıp şöyle demiş:

    "anka kuşu gibi yalnızlığı adet edin. öyle hareket et ki, adın daima dillerde dolaşsın ama seni görmek olanaksız olsun."
  • sözleri yusuf hayaloğlu na ait ahmet kaya parçası...

    yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi,
    yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi!
    anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular,
    öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi.
    üşüştü birer birer çakallar üzerime,
    üşüştü her bir yandan göğsüme, ciğerime.
    anne, beni leş gibi yiyip talan ettiler,
    teşhis edilmek için savurdular önüne.
    yeryüzündeki acıların
    hepsini, hepsini tattım!
    heder oldum, ekmeğime tütün kattım!
    beni milyon kere yaktılar üstüste.
    bir anka kuşu gibi anne,
    kendimi külümden yarattım.
    geceler tanır beni; konarım göçerim ben.
    geceler tanır beni; kan damlar içerim ben.
    anne, sen beni unut. karanlığın bağrında
    kırmızılar ekerim, siyahlar biçerim ben.
    suçüstü yakalandım bölüşürken kalbimi,
    suçüstü, kelepçeyle yardılar bileğimi.
    anne, ben diyar diyar umudun savaşçısı,
    bir tutam sevgi için dağladım gözlerimi.
    prometheus'tum, çiviyle çakılırken taşlara
    ciğerimi kartallara yedirdim.
    spartakus'tüm, köleliğin çığlığında.
    aslanlara yem oldum, tükendim.
    kör kuyuların dibinde yusuf'tum,
    kerbela çölünde hüseyin.
    zindanlarda cem sultan, sehpada pir sultan.
    kaçıncı ölmem, kaçıncı dirilmem bu?
    tanrılardan ateş çaldım,
    yüzyıllarca turuştum, üstüste yandım.
    bir anka kuşu gibi anne,
    kendimi külümden yarattım.
  • çocukken bir ara anka kuşu alabilmek için para biriktirmiştim. sonraları öğrendim ki meğer kendisi mitolojik bir kuşmuş aynen.. çok üzülmüştüm, haliylede biraz şapşal hissettim kendimi hatırlıyorum çocuktum sonra dedim ki "sen misin anka kuşu mitolijik olan, yoksun yani hayatımda! o zaman bende seni satın alabilmek için biriktirdiğim bu parayı içkiye kumura veriyorum!" deyip marketten kola (bkz: içki) almıştım, arkadaşlarımla birlikte içmiştim kolayı, sonra kalan parayla oyun kiralamıştık (bkz: kumar) eve gelip oyun oynamıştık bilgisayarda..
  • tüm doğu mitolojilerinde yer alan fantastik kuş…

    türk mitolojisinde toğrul ve konrul’un birlikte öksökö’yü oluşturmasına benzer bazı efsanelerde, biri elbruz dağında (zümrüt), diğeri ise kaf dağında (anka) yaşayan iki kuşa zümrüdüanka dendiği söylenir. (bahaeddin ögel hoca ise türklerin arapça ve farsça isimleri birleştirerek zümrüdüanka dediğini söyler) ki toğrul ve konrul’la benzer niteliklere sahiptir.

    iran mitolojisinde simurg adı verilen bu kuşun tek bir tüyüne sahip olanın büyük bir sırra ve ölümsüzlüğe ereceğine inanılır.

    “türk mitolojisinde doğaüstü nitelikleri olan kızıl renkli devasa bir kuştur. anka kuşu'nu akla getirir. ölümsüzlüğü ve yeniden dirilişi simgeler. her gün yeniden doğar. anka kuşu diğer pek çok dünya uluslarının mitolojilerinde de değişik adlarla mevcuttur. ancak türk mitolojisindeki bu kuşun diğer mitolojilerdeki benzerlerinden en önemli farkı tek başına olmayıp bir benzerinin hatta ikizinin bulunmasıdır. konrul kuşu, toğrul kuşu ile birlikte anılır. her ikisi de anka kuşunun tüm niteliklerini barındırırlar. ”
    (bkz: toğrul/@ay hatun)

    “bu kutsal kuş kavramı pek çok komşu mitolojide de olduğu için hepsi birbirinin adıyla anılır olmuş,
    ama tabii ki orta asya mitolojilerinde görülen her büyük kartalı aynı zannetmek de büyük bir yanılgı olur.

    hüma kuşu da, belli aralıklarla kendini yakarak yok ettiği ve küllerinden yeniden doğduğu için de (tamamen yok olmaz çünkü hayat suyundan içmiştir) sık sık iran mitolojisindeki sîmurg'la, yunan mitolojisindeki phoenix'le ya da zumrüdüanka'yla özdeşleştirilmiş.
    (hangi seçimdi hatırlamıyorum ama akp'nin reklam filminde yana yana uçan bir kuş vardı ya hani, heh işte o kuş)”
    (bkz: türk mitolojisinde kuşlar/@ay hatun)
  • küllerinden doğan mitolojik kuş; küllerinden doğmak deyiminin kaynağı olan hikayenin baş rol karakteri.
  • ekşi sözlükte karma puanı 850-899 arasında olan yazarlara verilen gıpta edilesi sıfat. gözümün önünde kaf dağındaki tahtında mağrur mağrur oturan ve herkese tepelerden bakan biri canlanıyor nedense; üstelik onun da üstünde puan ve adlar dururken**. asil.
  • ekşi şeyler'e de taşınmış ama şu entrydeki bilgi yanlış ve eksiktir. zümrüd-ü anka sözcüğünün türkçe olduğu ve türklerin bu kuşa bu adı verdiği anlatılmış. halbuki simurg veya anka kuşu pers mitolojisinden diğer doğu mitlerine geçmiştir. kaldı ki zümrüd-ü anka söylemi türkçe bile değildir farsçadır ( deyimin söylenişinden ve sözcüklerin etimolojik kökeninden türklere ait bir söylem olmadığı bile ortadadır. türk mitolojisinde bu kuş yine bulunur ama zümrüdüanka olarak değil de tuğrul kuşu olarak anılır. zümrüdü anka deyimi büyük olasılıkla fars edebiyatının etkisi döneminde geçmiş bir deyim olabilir.
  • anka kuşu çektiği sıkıntıları alev olarak yudumlamıştır, boğazından geçerken yaksa da.
    canı acır, tükenir, kalbi kırılır,
    yanar, küle döner...
    alevler midesine gitmiştir, nefsini yakmıştır...
    hiç umut yoktur bu halinde.
    sanki artık her şey bitmiştir...
    sonra bir anda yeniden canlanmaya başlar.
    hücrelerine yeniden berrak sular dolar,
    kanatları yeniden çıkar...
    ama eskisinden farklıdır,
    kanadı bu sefer daha büyüktür, gözleri daha keskin...
    daha hızlı uçar, daha dayanıklıdır.
    aslında ne kendisi yanar, ne kendisi yenilenir.
    bunları hep onun sahibi yapar...
    sahibi onu korur, daha güçlü olması için destek olur.
    umutsuzluk anında yetişir, her şeyi yeniden başlatır.
    diriden ölüyü çıkarır,
    ölüden diriyi...
    her seferinde kanatları daha çok büyür,
    çünkü sahibine ulaşması için çok yeri uçarak geçmesi gerekir.
    bazen dağların tepesine gitmesi,
    bazen okyanusları aşması gerekir...
    gözleri daha keskindir, eskisi gibi bulanık değil
    daha net görür,
    eskiden düşüğü tuzaklara düşmez böylece.
    farkındalığı artmıştır, eskiden kapıldığı hayallere yeniden kapılmaz, serapların hakikatini anlamaya başlar...
    yine de daha çok yanması, daha çok yeniden doğması gerekir.
    her ölüşte sanki daha ölü,
    her doğuşta sanki daha canlı...
    böylece sahibine kanat çırpıp durur...
    hep onun için yudumlar alevleri.
    bundan kaçmaz, boğazı yana yana yudumlar.
    daha farkında olduğu için bilir ki, sahibi onu yeniden diriltecektir.
    kavuşma zamanı için...
    artık ayrılığın bitmesi için...
  • antik yunan mitolojisinde ismi: phoenix
    mısır mitolojisinde: bennu
    çin mitolojisinde: fenghuang
    iran mitolojisinde: simurg / zümrüdü anka
    hint mitolojisinde: garuda
    arap mitolojisinde: roc
    japon mitolojisinde: suzaku
    slav mitolojisinde: zhar-ptitsa
    kore mitolojisinde: bonghwang
    türk mitolojisinde: tuğrul kuşu

    dünyadaki neredeyse tüm mitolojilerde yeniden doğuşun, doğumun, iyileşmenin ve yeniliğin sembolü olmuş. her yeniden doğduğunda daha güçlü olduğuna inanılmış. aslında bunun üzücü bir yanı olduğundan hiçbir mitoloji bahsetmiyor. sürekli yanıyor, sürekli ölüyor. bu oluyorken bunu güçlü karşılamanın bir önemi zaten yok ki. yeniden yanarak öleceğini bilerek yeniden yaşamak ister miydi diye soran, bunu sorgulayan bir tane mitoloji yok. daha güçlü yeniden doğacak elbet, ama güçsüz kalıp yanmamayı tercih edecekti belki de sorulsa.

    güç, zafer, yeniden doğuş, ölüm ve bedeller...

    neyse ben öksürük şurubumu içer yatarım.
  • bir okuyucu rüyası:

    " rüyamda yol var uzun çift şeritli, bir de yol kenarında bir ev. o eve giriyorum siyah saçlı, mavi gözlü, beyaz tenli bir çocuk... kız mı erkek mi anlayamıyorum. sanki bir kız çocuğu oluyor, bir erkek. acaba benim mi diyorum içimden, kucağıma alıyorum, dışarı çıkıyoruz. bu arada daha önce peygamber efendimizi görmüştüm rüyamda, onun gibi beyaz tenli siyah saçlı olması hatırıma geliyor.

    dışarı çıkıyorum, hava aydınlık... dümdüz bir alan... başımı gökyüzüne kaldırıyorum çok değişik bir kuş görüyorum. başında tacı, kuyruğu upuzun, süsleri var; mor renkte ve flu, saydam renk, su gibi.. kuyruğundaki süslemelerin etrafında binlerce onun şeklinde minik kuş var. hepsi bir gibi. o yavrular yapışık mı kuyruğa, yoksa bir mi uçuyorlar şaşırıyorum.

    sonra o güzel kuşun yanına şekli aynı, yine flu saydam, mavi renkte taçlı bir kuş daha geliyor. onun da etrafı yavru ve pırıl pırıl kuşlarla dolu. düş ortamı, masal diyarı gibi bulunduğum yer. herşey saydam ve parıldıyor. sonra üçlü oluyor üçüncü eflatun rengiydi galiba.. o güzel taçlı flu kuşlar kuyruk kısımları yavrularla dolu onlara benzeyen... sonra yeşil çim dolu bir bahçede bank bulup oturuyorum. kız arkadaşım pınar gelecek gibi hissediyorum. pınar çıkageliyor. elinde bir buket kırmızı gül. "sana aldım" diyor. sonra başka yerlerden de bana kırmızı güller geliyor. uyanıyorum..."

    yol = sırat-ı müstakim. fatiha suresinde belirtilen sağ sapma ve sol sapmadan korunmuş dosdoğru yol.

    yol üzerindeki ev= kalp.

    çocuk= veled-i kalp/kalp çocuğu. aydınlanmış ruhun tesiri ve ilkası ile doğan bu çocuğun sütü, ilim ve tefekkürdür. cinsiyetinin ayırt edilememesi, nefs ve ruh kanatlarının dengeli çırpıldığına işarettir. ruhtaki arınma daha fazla olursa çocuk erkek, nefsteki arınma daha fazla olursa kız olarak gözükür. çocuğun hz. peygamberi hatıra getirmesi, ruhtaki arınmanın ondan veraset yoluyla gelen nurlarla olmasından dolayıdır.

    aydınlık hava= nefsin karanlığının dağılması.

    düz alan= nefsani engebeli arazinin geride bırakılmış olmasıdır.

    görülen kuş, zümrüd-ü anka kuşudur. tam tevhid haline ulaşıldığını gösterir. üç tane olması, tevhidin üç mertebede yaşandığını gösterir. tevhid-i ef'al, tevhid-i sıfat ve tevhid-i zat. en yükseği mor renkli olandır. ancak hâl ile makam farklıdır. hâl geçici iken, makam kalıcı ve dâimidir. nefs tam olarak tezkiye olmadan hâller kalıcı olmaz. yine de hâl sahibi olmak önemlidir; çünkü insan ancak bildiğini ve bulduğunu arayabilir. bir şeyi tatmayan tekrar onun peşine düşemez.

    kuş ve güçlükle ayırt edilen yavrular, kesrette vahdettir; yani çok gibi görünenlerin aslında bir olmasıdır. evet varoluş ilk nazarda çoklu bir yapı gibi gözükse de, basiret ehline göre tek, bütünleşik bir yapıdır.

    pınar= suyun yani nurun kaynağıdır. nurun kaynağı ise "gül"dür; yani hz. peygamberdir.
hesabın var mı? giriş yap