• yırtıcı bir kuş ismi.

    azerice'de tuğrul yerine kullanılmakta sanırım.
  • toğrul/tuğrul/turul/dumrul adının anlamı iki şekilde çıkıyor karşımıza.

    birincisi atmacagillerden çakırdoğan kuşu için kullanılıyor. ki çakırdoğan aynı zamanda oğuzların denizhan kolunun ongunu.
    çakırdoğan kuşunun tavşan avı /youtube

    diğeri ise, mitolojik bir figür ve burada kızıl-kestane renginde* bir kartal, ikizi olan konrul ile birlikte öksökö'yü (çift başlı kartal) oluşturuyorlar.

    "türk mitolojisinde zümrüdüanka olarak da bilinen simurg'un karşılığı olarak geçmektedir. alp kara kuş (kartal), karakuş (kartal türünden kuşlar), akbaba veya kerkenez anlamındaki kerkes kuşu ile akdoğan anlamındaki sungur gibi isimler de aynı anlamda kullanılmıştır. selçuklu sanatında doğunun ve batının hükumdarı anlamındaki çift başlı kartal tasvirlerinden bazılarının boyunlarında halka olması sebebi ile anka'ya benzetilmesi bu iki efsanevi kuşun birleştiği söylenilir. bu günümüz tarihçilerinin tespiti olmakla beraber tahminden öteye gidemeyen bir benzetmedir. genel kanı bu mitolojik canlının sadece macar (finn-ogur) ve türk mitolojisiyle alakalı olduğudur.

    türk mitolojisinde doğaüstü nitelikleri olan kızıl renkli devasa bir kuştur. anka kuşu'nu akla getirir. ölümsüzlüğü ve yeniden dirilişi simgeler. her gün yeniden doğar. anka kuşu diğer pek çok dünya uluslarının mitolojilerinde de değişik adlarla mevcuttur. ancak türk mitolojisindeki bu kuşun diğer mitolojilerdeki benzerlerinden en önemli farkı tek başına olmayıp bir benzerinin hatta ikizinin bulunmasıdır. konrul kuşu, toğrul kuşu ile birlikte anılır. her ikisi de anka kuşunun tüm niteliklerini barındırırlar. toğrul kuşu yeraltına da inebilir. atilla han’ın ve bazı oğuz boylarının bayraklarında yer almıştır. oğuz kağan ilk eşini, başında tuğrul kuşu olan bir ağacın kovuğunda bulmuştur. macarlar armalarında yer alan bu kuşa “turul” derler. bir efsaneye göre toğrul kuşu moğolları, konrul kuşu ise türkleri simgeler. yiğitleri kanatlarının altına alıp yardım eder, ne isterse yapacağını söyler. tüyleri sihirlidir, iki tüyünü birbirine sürtünce zenci bir cin gelir ve üç dileği yerine getirir. ufuk noktasının ötesindeki sonsuz denizde bulunan kafdağının ardındaki karanlıkta yaşar.

    attila'nın ve bazı oğuz boylarının bayraklarında tuğrul kuşu yer almıştır. oğuz kağan destanı'nda oğuz eşini tepesinde bir tuğrul kuşu bulunan bir ağacın kovuğunda bulur. bahaeddin ögel'e göre atilla'nın kalkanının üzerinde bir kuş (doğan) resmi vardır. daha sonra macar geleneğnde bu kuşun başına bir de taç koyulmuştur. kral geza zamanındaki macarlar bu armayı her yerde kullanmışlardır."*

    “ sibirya'da ve altay bölgelerinde, şehirlerin veya yurtların yanında dikilmiş uzun bir sırık bulunur ve bu sınğın üzerinde de ağaçtan yontulmuş bir kuş resmi görülürdü. bu kuşlara bilhassa yakut türklerinde ve onlann komşuları dolganlarda çok rastlanırdı. sırığın tepesindeki bu kuşa, genel olarak 'gök kuşu’ derlerdi. yakutlar ise bu kuşa, kendi lehçelerinde öksökö adını verirlerdi. onlara göre bu sırık da, “ göğün direği” idi. genel olarak bu kuş, “ çift başlı bir kartal” şeklinde yapılırdı. kartalın niçin çift başlı olduğu da, efsanelerden pek anlaşılmıyor. dünyanın direği dört köşe yontulmuş bir ağaçtı. bu sırık göğe kadar uzanıyor ve gökte tanrının kuvvet ve kudretini temsil eden büyük kartala kadar ulaşıyordu. onlar bu basit sırığı, sembolik olarak öyle tasavvur ediyorlardı. yakutların komşuları olan dolganlara göre bu gök kuşu, büyük kanatlan ile yere açılan göğün kapısını insanlara kapamıştı. bu kuşlar genel olarak koyu kırmızı bir boya ile de boyanmışlardı. yakutlarda da, bu gök sırıklannın başında, çift başlı bir kartal bulunurdu. sembolik olarak yapılan 7 veya sekiz dallı gök sırıklarının her dalı, göğün bir katını gösterirdi. çift başlı kartalın oturduğu katta artık tanrının çocuklarının ruhları dolaşırdı. çoğu zaman bu ruhlar, bir kuş şeklinde uçar dururlardı. bir çocuk doğacağı zaman, bu kuşlardan biri inerek çocuğun ağzından ona ruh verirdi, (öyle anlaşılıyor ki, çift başlı kartalda, bu kuş şeklindeki kuşların koruyucusu ve belki de atası idi.)”* *

    (bkz: yin yang)
    (bkz: konrul)
    (bkz: öksökö)
    (bkz: semrük)
    (bkz: bürküt)
    (bkz: merküt)
  • selim oğlu karaman'ı sevüb, tanrı yaradan
    ulu sultan budağı, altın köprü yapan
    azrayille savaş kılan, salkum salkum don giyen
    sakar atın oynadan, tokuş koca oğlu toğrul sultan...

    topkapı sarayı oğuznâmesi'nde geçen bu dizelerdeki toğrul sultan ile dede korkut'un deli dumrul'u arasındaki benzerlik, toğrul ile dumrul arasındaki ses benzerliğinden kaynaklanıyor. bahaeddin ögel, türk mitolojisi adlı kitabının ikinci cildinde (s.72) bu benzerliği yanlış okumayla açıklar: "toğrul'un dumrul şeklinde okunması arap yazısındaki (ğ)nin noktasının düşmesi ve böylece (m) okunması ile mümkündür."

    yani aslında dumrul değil, toğrul olması gerekiyor ki o da toğrıl adı verilen ve anka kuşu'nun bir benzeri olan avcı bir kuşun adıdır. en azametli olanlarının adı ise er+toğrıl'dır (ki yeni bir beylik kuruyorsanız bundan daha güzel bir marka adı bulamazsınız (bkz: ertuğrul)

    azrail'e gider yapan deli dumrul'un kuş* kılığına girip atarlanması; hacı bektaş'ın "gökçe göğercin" donuna girip anadolu'ya gelmesi; yerli dervişlerden doğrıl baba'nın hacı bektaş'ı yakalamak için şahin donuna girmesi falan işte hep bu kuşun işi. üstelik bu tuğrul kuşu orta asya'dan anadolu'ya kadar uçmakla yetinmemiş, macaristan ordusu'nun amblemine bile girmiş!
hesabın var mı? giriş yap