• bu bir insanlık görevidir.

    the crestfallen e.p. - (1992)

    and i lust
    the sweet suffering
    everwake
    crestfallen
    they die

    serenades - (1993)

    lovelorn rhapsody
    sweet tears
    j'ai fait une promesse
    sleepless
    sleep in sanity
    scars of the old stream
    under a veil
    where shadows dance
    dreaming the romance

    pentecost iii - (1995)

    kingdom
    mine is yours to drown in
    we the gods
    pentecost iii
    memento mori

    the silent enigma - (1995)

    restless oblivion
    shroud of frost
    ...alone
    sunset of the age
    nocturnal emission
    cerulean twilight
    the silent enigma
    a dying wish
    black orchid

    eternity - (1996)

    sentient
    angelica
    the beloved
    eternity 1
    eternity 2
    hope
    suicide veil
    radiance
    far away
    eternity 3
    cries on the wind
    ascension

    alternative 4 - (1998)

    shroud of false
    fragile dreams
    empty
    lost control
    re-connect
    inner silence
    alternative 4
    regret
    feel
    destiny

    judgement - (1999)

    deep
    pitiless
    forgotten hopes
    destiny is dead
    make it right
    one last goodbye
    parisienne moonlight
    don't look too far
    emotional winter
    wings of god
    judgement
    anyone, anywhere
    2000 & gone
    transacoustic

    a fine day to exit - (2001)

    pressure
    release
    looking outside inside
    leave no trace
    underworld
    barriers
    panic
    a fine day to exit
    temporary peace

    a natural disaster - (2003)

    harmonium
    balance
    closer
    are you there?
    childhood dream
    pulled under 2000 meters per second
    a natural disaster
    flying
    electricity
    violence

    we're here because we're here - (2010)

    thin air
    summer night horizon
    dreaming light
    everything
    angels walk among us
    presence
    a simple mistake
    get off get out
    universal
    hindsight

    weather systems - (2012)

    untouchable 1
    untouchable 2
    the gathering of the clouds
    lightning song
    sunlight
    the storm before the calm
    the beginning and the end
    the lost child
    internal landscapes
  • anathema bence insanın kendine yakışana üzülmesidir.
  • herhalde dinleyicisinin aklına en fazla yanılgı oluşturan gruptur. bilgi kirliliği veya şehir efsanesi yapılmaması gereken bir gruptur aslında, gerçekler bir hayli basittir.

    soru: anathema parası bittikçe türkiye'ye mi geliyor ?
    cevap: evet. grup konser verdikten sonra danny pazarda limon satıyor. vinny'nin çift vatandaşlığı olduğu için part time pazarlama görevlisi olarak çalışıyor. hatta bizim eve de geldi 'restless oblivion tencereleri'ni satmaya çalıştı ama yemedik.

    soru: anathema sadece üçüncü dünya ülkelerindeki insanlar tarafından mı dinleniyor ?
    cevap: evet. anathema'nın müziği günümüz metal veya rock trendleriyle örtüşmediği için sadece geri kalmış veya avrupa birliği müzakerelerini 50 yıldır uygulayan ülkelerdeki geri kalmış insanlar tarafından beğeniliyor. örneğin 2004 yılında bulgaristan'da anathema dinlenmesi yasaklandığı gibi, şu an grup kuzey afrika ülkelerine ulaşmayı ve oradaki geri kalmış insanlara müziğini sevdirmeye çalışıyor.

    soru: anathema arabesk midir ?
    cevap: evet. vincent'ın sürekli yanında taşıdığı walkman'inindeki kasedin a yüzünde orhan gencebay, b yüzünde de erkin koray olduğu zaten bilinen bir gerçek. ayrıca danny, mikael akerfeldt ile tezgahtan karışık ibo mp3 alırken yakalanmış, mikael durumu 'ne sandın yaraaaam' diye açıklarken danny tshirt'ü ile yüzünü saklamaya çalışmıştır.

    soru: grubun doom metal ile alakası nedir ?
    cevap: 1999 yılında kurulmuş bir grubun doom metal ile alakası neyse, odur. aslında grup sadece, 'brutal vokal dinliyorum ben hayvan gibi metalciyim' ve 'black'in pagan öğelerine hastayım, zaten abant ormanlarında yaşıyorum' metalhead'leri tarafından bir şekilde tanımlanmak istendiği için, 'progressive or power melodic depressive yarrak heavy atmospheric rock alternative and progressive also power' olarak tag'lenmiş, daha sonra id3v2'ya sığmadığı için kısaca doom metal denmiştir.

    soru: anathema neden duygularımızı sömürmekte, bundan para kazanmaktadır ?
    cevap: anathema aslında uzaylıların milattan önce -1291 yılında bestelerini yapıp fedex'ten gecikmeli olarak vinny'nin evine yollamaları ile kurulmuş bir gruptur. amaç insanoğlunu kendine güvensiz yavşaklara çevirmek böylece çiftleşip çoğalmalarını engellemektir. anathema dinleyen her bünye karşı cinsten hatta kendinden tiksinir, gider en yakın yerden atlar kurtulur. bu nedenle x-files'ın 13. sezon 98. bölümünde konu işlenmiş ancak fox'taki yayın yönetmeni bölüm yayınlanmadan bir hafta önce esrarengiz bir şekilde odasında amuda kalkıp bileklerini kesmiş olarak bulunmuştur.

    soru: grubu angelica şarkısıyla özetlemek mümkün müdür ?
    cevap: kesinlikler. tabi buna deep, are you there ya da lost control da eklenip harmanlanabilir. zaten grup mp3'ü desteklediğini bildirmiş, bizzat danny'nin rip'lediği ve tag'lerini yazdığı 'anathema_best_of_karışık.rar' adlı dosya sitelerinden hala indirilebilir haldedir. indirmeyeni döveceklerini de ayrıca belirtmişlerdir.
  • son 10 yıldır bestelerde kullandıkları roland fantom x8 klavyeyi satışa çıkartmışlar.
    facebook paylaşımı
    daha önce de 2 adet gitar satmışlar aynı platformda. grubun durumu önce "on hold" (metal arşivlere baktım şimdi, halen on hold) şeklindeydi de sanırım yavaş yavaş tamamen bırakıyorlar gibi. ana geçim kaynakları konserler iptal olunca tabii haliyle artık eski heves ya da heyecanları da kalmamıştır. bu durumlarını görmek üzücü, yıllarca antalya'da yazlıkları varmış geyiğinden sonra geçen yılki açıklamada 'konser gelirleri ile ev kiramızı ödüyorduk' cümlesini görünce hem şaşırmış hem de üzülmüştüm. yaklaşık 30 yıllık profesyonel müzik hayatında bir ev bile almamışlar, varsa yoksa haytalık.* şimdi de hayatta kalmak için meslek eşyalarını satışa çıkarmaları daha da üzücü oldu. umarım pandemi bitince yeni ekipmanlar ile yeniden sahnede görebiliriz.

    edit: facebook bağlantısı düzeltme.
  • koca bir nesil bu adamlar yüzünden anadilde acı çekemedi. 'still feel the pain ulan!' diye bağırarak salya sümük ağlayan insanlar tanıyorum.
  • an itibariyle grup calismalarini durdurdugunu ve herkesin kendi yolunu cizecegini duyurdu. 2021’de album yapacaklarini aciklamislardi pandemi oncesi.

    cok uzucu.

    https://www.instagram.com/…eff/?igshid=wz5adr56pbmp
  • bazen derinlere düştüğüm anlar oluyor, tam da anathema şarkılarının anlatıyor olduğu gibi. sonra çırpınıp çıkıyorum yukarılara. ardından unutuyorum o şarkıları.

    bugün alakasız bir başlık ile aklıma düşen grup oldu. sonra açtım yine şarkıları, güneş ışığının yaydığı mutluluğu hiçe sayarak sürüklenmeye başladım diplere doğru.

    aylar sonra ilk defa hissettim yine sözlerini. akşamına güzel bir şarap eşliğinde dinlemeye ve gençlik dönemlerimi anmaya devam edeceğim sanırım.

    melodilerinin nasıl içimi deştiğini bir bilseniz...
  • iyi gruptur, güzel gruptur ama kabul etmemiz gerekir ki, peaceville üçlüsü içindeki en kadersiz gruptur. türkiye'de, diğer iki gruptan daha popüler olmasına rağmen, paradise lost'un görkemi ve my dying bride'ın edebi tavrı yanında her zaman gölgede kalmıştır. bu durum, grup üyelerinin vizyonu, kadrodaki sıkıntılar ve tarz değişimleri sebebiyledir.

    anathema, paradise lost ve my dying bride'ın ardından, doom/death metal türünün öncülü olan üçüncü gruptur. herkesin hızlı ve sert olmaya çalıştığı doksanlar başı metal sahnesinde, bu üç grup, death metal'i yapısıyla ters şekilde, yavaş icra ederek yepyeni bir tarz yaratmışlardır. başlangıçta üç grubun da formülü aynıydı, candlemass ve celtic frost etkisini sonuna kadar taşıyan, çoğunlukla death metal ekseninde ilerleyen ağır ve kasvetli bir müzik icra ediyorlardı. ikinci albümlerle birlikte, grupların çizgileri de ayrışmaya başladı. anathema'ya bakarsak, demolar dışında ilk resmi yapıtı crestfallen ve albüm serenades'te klasik doom/death metal formülü işlendiğini görebiliriz. yer yer bayan vokal, keyboard ve akustik gitar da kullanarak, anathema, kendi tarzını oturtmaya başlar. bu iki albümde yapılmak istenenlerin meyvesi, uzun ve atmosfer açısından yoğun, kendi içinde dur-kalkları olan şarkılarla, bence pentecost iii adlı ep'de alınmıştır. ep'nin kaydedildiği '94 senesinde genel olarak üç gruba da bakarsak; my dying bride, turn loose the swans gibi oldukça güçlü bir albüm yapmış, paradise lost, gothic metal'i başlatmış ve icon ile tarzında bir değişime gitmiştir. anathema'da bu noktada, paradise lost ve my dying bride'ın o zamanlar gittiği yolların tam ortasını tutturmuştur, icon'da nick holmes'un benimsediği temiz vokalleri, grubun o zamanki vokali darren white'da denemiştir, şarkı süreleri ve değişkenlikleri ise my dying bride'ın yapıtlarını andırmaktadır.

    darren white'ın ayrılmasıyla grupta vokale vincent cavanagh geçer ve bu değişim, grup için bir kırılma noktası olur. anathema, tarihinin en sağlam albümü olan the silent enigma'yı kaydeder. albüm, öncüllerine oranla farklıdır, başta vincent'in vokallerinin darren'a göre daha temiz bir brutal tarzı olması bu farklılığı direk etkileyen etmen olmuştur. a dying wish, sunset of the age, the silent enigma, restless oblivion gibi çok sağlam şarkılar içerir albüm ama şöyle bir sorun da vardır. albüm, müzikal yapısından şarkı sözlerine kadar, celtic frost'un into the pandemonium albümünün kopyası gibidir. bu durum, anathema'nın '95 sonrası işlerini çok etkileyecek bir sıkıntıya yol açmıştır. ama the silent enigma, yoğun celtic frost etkisine rağmen, çok iyi albümdür, sapık denemeler de içermektedir. anathema'nın bu albümü aşabileceğini sanmıyorum artık, zira 17 senedir aşamadı.

    anathema'ya sonra ne olduysa, the silent enigma'yı takip eternity'de tarz değiştirmeye karar vermeleriyle olmuştur. '96-'97 civarı, üç grubun da tarzında hafifleşmeye gittiği dönemdir. paradise lost, one second ile gothic rock sularına yelken açacaktır, my dying bride, like gods of the sun ile sıfır brutal vokal bir albüm yapmıştır. anathema'da bu devire, bayağı bir değişerek girer, death metal yanını komple siler, brutal vokaller yerine tamamen temiz vokallere geçilir ve progressive rock, daha doğrusu yoğun pink floyd etkileşimli bir albüm yapar eternity ile... grup, ikibinli yılların dream theater'ı gibi, etkilendikleri isimleri artık direkt olarak müziğine entegre etmektedir. eternity, ülkemizde angelica anathema'cısı olarak bilinen güruhun kutsal albümüdür, güzel albümdür de, eternity pt.1 ve 3, cries on the wind, suicide veil, far away gibi hoş eserler içerir. '97'de grubun tarz değişimi sonrası çıkan en üstün albümü alternative 4 yayınlanır. baştan sona ağır damar olan albüm, lost control, regret, fragile dreams, alternative 4 gibi tehlikeli eserlerle bayağı beğeni toplar. fakat bu noktada grup içi sıkıntılar baş gösterir, dave pybus'un araya fesatlık sokması sebebiyle duncan patterson gruptan ayrılır, ki patterson grubun ana bestecisi konumunda olup, birçok şarkıya direkt katkı yaptığı için, yokluğu sonradan fazlaca hissedilecektir.

    '99'da grup, judgement albümünü yayınlar, özellikle türkiye'deki güruhun çok pompaladığı bir albüm olsa da, alternative 4 sonrası bir gerileme olduğu kesindir. şahsi fikrim, one last goodbye, deep, forgotten hopes, judgement ve emotional winter dışında alternative 4 ile boy ölçüşemez olduğudur. duncan patterson'un yokluğu fazlaca belli olmaktadır, yerine ipleri eline alan danny cavanagh, olayı tamamen pink floyd'çuluğa getirmiştir. 2001 senesinde a fine day to exit'i yayınlar grup ve biraz karışık tepkiler görür, çünkü ortadaki çorbaya bu sefer radiohead etkisi de katılmıştır ve grubun, doom metal ile hiç bir alakası kalmamıştır. grubu, eski albümleriyle seven kitle zaten albümün suratına bile bakmamıştır. aslında, eternity'den beri grupta bir gelişim süreci görülmektedir ve bu süre zarfında çıkan tüm albümler, bir nevi geçiş albümleridirler. a natural disaster, grubun eternity-judgement arasında yaptıklarıyla, a fine day to exit'te yapmak istediğini bir potada derlediği bir albümdür ve bence alternative 4'den beri gelen en derli toplu eserdir. a natural disaster'dan sonra olanları ise hepimiz az çok biliyoruz, grubun plak şirketinin kapanması sonrası uzun süren firma arayışları ve bu sürede bitmek bilmeyen bir albüm çalışmasına girilmesi, grup üyelerini zorlayıcı bir döneme soktu. yedi senede, hem müzik piyasası, hem grup üyelerinin hayatları ve zevkleri değişti. bu sebeple, a natural disaster'da doğal olarak bir geçiş albümü olmaya yüz tuttu. en son çıkan we're here because we're here'a bakarsak, grubun olayı artık progressive rock, post-rock, nu-prog ve alternative rock'tan alınan etkileşimler ışığında şekillendirdiğini görüyoruz. we're here because we're here, yedi senelik bir çalışmanın ürünü olarak, anathema'nın gelmek istediği yerin ve değişim sürecinin sonucunu teşkil etmektedir.

    genel olarak bakınca, çok dalgalı ve gelgitli bir kariyer yaptıklarını görebiliriz. doom/death metal'de iyi bir yönde gidiyorken, müziklerinde etkilendikleri isimleri çok ön plana çıkarmaları ve değişen müzik zevkleri, farklı bir yöne gitmelerini sağladı. my dying bride, tarz değişimini becerememişti, paradise lost ise, tarz değişikliğini güzelce kotardıktan sonra tekrar eski sert günlerine dönmüştü. anathema ise resmen intiharı göze aldı, eski hayran kitlesini tamamen bir kenara attı ve geldikleri yönden çok alakasız bir müziğe kaydı. bu saatten sonra, anathema'dan, a dying wish'teki gibi karanlık ve umutsuz bir iş beklenmemesi gerekiyor. anathema'nın melankolisi artık, a simple mistake'deki gibi içinde umut bulunduran daha masum bir hüzün olmuş durumda... dinleyici kitlesi ise, radiohead, sigur ros, muse, coldplay gibi alternatif grupları da dinleyebilen güruha kaymış bulunuyor. gelecek aylarda çıkacak weather systems'te de benzer bir müzik beklemek yanlış olmayacaktır. yeni anathema, kesinlikle daha pozitif sularda yüzüyor.

    grubun tarihçesi hakkında bazı bilgilendirmeler de yapmak lazım. grubun, teorik olarak, eternity ile birlikte, bırakın doom/death metal'i, doom metal ile alakası kalmamıştır. doom/death metal tarzı adına yaptığı son iş the silent enigma'dır. anathema, bazı sitelerde bu şekilde lanse edilse de asla gothic metal yapmamıştır. eternity'den beri grubun tutturduğu tarz, kabaca alternative rock çatısı altına girebilir ama müzikte yer alan farklı etkileşimler sebebiyle daha çeşitli tarzlara da dokunmaktadırlar ve eternity'den beri çıkan her albüm, öncülüne göre temel farklılıklar içerdiğinden, kesin bir tarz bütünlüğünden bahsetmek doğru olmayabilir.

    kısacası, bahtsız ama iyi gruptur. fakat, sevmeme rağmen, anathema'nın türkiye'de paradise lost ve my dying bride'dan daha fazla değer görmesini hala garip karşılıyorum. diğer iki grupta, anathema'yla eşit derecede sevilmelidir. bir de, lütfen, yıl olmuş 2012, hala angelica ile gelmeyin. doom/death metal yaptıkları albümleri de bilin. asıl olay '91-'95 arası dönemdedir. bu dönemi bilmeyen doom metal hayranı olamaz. anathema iyi gruptur.
  • bu adamların türkiye' ye geliş sıklığıyla ilgili tespit sıçıp espri yaptıklarını düşünen gerzekler hala var. yıl olmuş 2011 geyiğine bulaşmak istemiyorum ama ne zaman tükeneceksiniz gerçekten merak ediyorum.

    sevmiyorsan en fazla konserine gitmezsin, dinlemezsin olur biter. bu triplere girmek neden?!

    tc vatandaşlığına geçip, türkçe öğrenip, mahalleye taşınıp her akşam barda da çalsalar, yaptıkları müziği dinleyecek insanlar var.

    o küçük beyninize sokun.
  • türkiye dışında sevilmiyorsa bu türkiye dışının sorunu. biz anlamışız değerlerini basmışız bağrımıza.
    müzik ulemaları da ne çok eleştirmiş arkadaş. beğenen beğenir, beğenmeyen beğenmez. adam oturmuş yok öyleydi de yok böyleydi de vay efenim...
    dinliyorum. çünkü eşşşşeğin zikinden dolayı!
hesabın var mı? giriş yap