• annelerin* erk* sahibi olduğu toplum düzeni.

    toplayıcılıktan hemen sonra tarım toplumlarına geçiş aşamasında dünyanın pek çok yerinde ortaya çıkmış düzendir.

    kadın gerek rahmi, gerek adet görmesi ve bunun med-cezir veya nil nehrindeki taşmalar* gibi ayın döngüsüne uygun ortaya çıkması nedeni ile tohum ve bereket ile ilişkilendirilmiştir. o dönemde üreme konusu üzerinde fazla düşünülmediği için, erkeğin doğum olayındaki rolü kısmen de olsa geri planda kaldığından kadın, doğurganlığı ve verimliliği ile toprak ile özdeşleştirilmiştir. yeni bireye can veren kadındır. toprak toplumsal düzende besin sağlayan ana kaynak olarak en kutsal yere sahip olduğundan, onuna özdeşleştirilen kadın da toprak ile birlikte anılmış ve toplum düzeni kadınlar üzerine kurulmuştur.

    elbette bunda her çocuğun annesinin kim olduğunu bilmesi, ancak çocuğun babasının kim olduğunun gerçekte sadece anne tarafından bilinmesi de etkin olmuş olmalı.

    zaman içinde gelişen ticaret ve sonrasındaki sanayi, erkek ağırlıklı yürütüdüğünden ekonomik güç erkeklerde toplanmış ve kadın yavaş yavaş geri plana itilmiştir. bu çekilme elbette tüm toplumlarda baştacı edilen kadının kısa bir süre içinde pasifize edilmesi şeklinde olmamış, zaman içinde kadının toplumsal hayat içindeki konumu azaltılmıştır. önce bereket sembolü dişi *** , tahtından indirilerek yerine kışları ölen ve baharda dirilen tohum ile özdeşleşebilecek erkek tanrılar gelmiş***, kadın veya anne daha sonra kutsal kişiyi*** doğuran kutsal ana* kisvesinde ikincil konuma itilmiş, zaman içinde bazı toplumlarda tamamen toplumsal alandan uzaklaştırılmıştır.
    (bkz: evinin kadını olmak)
    (bkz: #8051572)

    ataerkil toplumların akıllı olanları bir süre sonra ekonomiye katkıda bulunacak nüfusun yarısını eve kapattıklarını farkederek kadını azat ettiler. ama hala öncelikle erkek evlat istiyor, erkek adamın erkek oğlu olur diyor, arka arkaya kız doğuran kadınların üstüne kuma getiriyoruz.

    her dişinin erkek doğurduğu bir kabus örneği için:
    (bkz: beatrice'den sonraki birinci yüzyıl)

    oysa insan düşünmeden edemiyor, doğurganlık her iki cinse ait bir özellik olsaydı ve her kadın bazen biraz erkek olabilirken, her erkek bazen biraz kadın olabilseydi daha iyi olurdu belki.
    (bkz: the left hand of darkness)*

    ve hatta
    (bkz: cinsiyetsiz sevişmeler)
  • ortaokul ve lise hocalari hep yahudi toplumunu anaerkil olarak ogretmistiler bizlere senelerdir. zira bir nevi dogrudur, "cocuk annenin dinini benimser, erkek tarafi evi kurar, ve benzeri bir suru gelenekleri filan vardir" diye bize anlatilmistir her zaman.

    ancak hakiki bir anaerkil toplum, 19. yuzyil'a kadar olan donemindeki kore toplumudur. her ne kadar devlet liderleri genellikle erkek olsalar bile, toplum icerisinde kadin, erkege sozunu cok ama cok daha rahat gecirebilmekteydi.

    anaerkil, her zaman "kadin egemen" toplum anlamina gelmemektedir. daha cok, toplum icindeki butun kisilerin (more'un utopia'sindakine benzer bir sekilde) esit olduklari toplumlar icin kullanilir. yani, eger "ugh ugh" kabilesinde, kadinlar da, erkekler de birbirlerine esit iseler, sosyal statu olarak erkek, kadinlara "sus lan gari!" diye cikisamiyorsa, bu anaerkildir.

    ilk zamanlarda norse kavimleri de anaerkil duzeni secmisler, bu nedenle bircok kralicelerini, liderlerini, valkyrie donemlerinde kadinlar arasindan secmislerdir. ataerkil donemlere gecis, daha sonralari -ama yine de vikingler'den once- olmustur.

    antik yunan'dan kalma amazon kadinlarini buna katmamaktayim pek tabii.
  • şamanist orta asya turk toplumlarında etkisi görülmüştür. küpe ve takıların takılması, söz konusu bir savaşçıda da olsa bir kamda da olsa saç uzatılması bu etkiye örneklerdir.
  • erkeklerin egemen olmadigi kadinlarin egemen oldugu bir toplum
  • *erkil toplum siniflandirmasi cins egemenligiyle pek alaka tasimaz... anaerkil toplumlarda aile baba-anne-kiz cocuklari-evlenmemis erkek cocuklari ve evlenmis kiz cocuklarin kocalarindan olusur. kisacasi herhangi bir erkek, babasinin soyunu devam ettirmez ve karisinin ailesine katilir... tarihte en net olarak kizilderililerde gorulmustur.

    ek bilgi vermek gerekirse, ataerkil toplumlarda ise tam tersi: "gelin" muabbeti vardir, erkek cocugun karisi babasinin ailesinden kocasinin ailesine katilir...
  • şimdi var olduğu düşünülen ataerkil düzene ve tüm kötülüklerin atasını buradan açıklamaya yönelen düşünce biçimince, geçmişte bi zamanlar var olan durum. ilk olarak, eğer anaerkillik ataerkilliğe alternatifse, kendisini "erk" üzerinden belli etmemesi ve erkeklerin kadınları sömürdüğü gibi kadınların erkekleri sömürmemesi gerekir. yani buradan bakılınca "anaerkil" lafının içi boştur. anaerkilliğe dair uzak geçmişe yapılan göndermeler de koftur. evet, anasoyluluk farklı farklı yer ve zamanlarda gözlenebilir ve bence atasoyluluktan çok daha manidardır.
  • ilkel dönemde insanlık matriarkaldır. tanrı kadındır, çünkü insanların anlayamadığı bir şekilde kadınlar sürekli olarak insan yaratmaktadır. daha sonra bunda erkeğin de payı olduğu anlaşılınca kadın yerine fallos tanrı olmuştur. tanrılar arasında erkekler önem kazanmıştır. hatta putlarda cinsel organ öne çıkmaya başlamıştır. matriarkal - patriarkal* çatışması başlamıştır ve bu din tabanlı en koyu çatışmadır.bunun yansımaları her dinde bilimum şekillerde mevcuttur.
  • dün akşamki türk-yunan wipeout'unda türkiye toplumunu anaerkil bir yapıya getirmek isteyen hiç spor yapmamış gay yarışmacı için narrator'ün yorumu: anamızı erkillemeye gelmiş!
  • "temelde anaerkillik kan yakınlığı ve miras gütmenin değişik bir biçimidir. ataerkillik düzeni içinde kadına daha çok hak tanındsa da bu kadının topluma eşit olarak katılmasını sağlamamıştır. tapılmak özgür olmak demek değildir. çünkü tapınma eylemi başka birisinin kafasında olmaktadır. o kafa da erkek kafasıdır. kadınlar anaerkillik dönemi de dahil tarih boyunca, kültürün her evresi ve her türünde, bedensel işlevleri yüzünden ezilmişlerdir. " *
  • ömer halit halifeoğlunun yazdığı gelecekte, erkeklerin soyunun tükenmeye yüz tuttuğu yıllarda, kadın egemen bir toplumu konu alan ilginç bilim kurgu romanı. tavsiye edilir...
hesabın var mı? giriş yap