• bir alevi olarak söylemeliyim ki işçi tasviyesi alevi/kürt tabanında ilerlemeyen ilçe. 28 yaşımdayım ve doğma-büyüme aliağalıyım. birkaç gündür ne zaman belediye binasının önünden geçsem eylemcilere dikkat ediyorum, ne kadar acıdır ki hiçbirisini tanı(ya)mıyorum. bilenler bilir aliağa çok küçük bir yerdir. herkes birbirini ismen ya da şahsen tanımasa bile "tanır", en azından aliağada orada-burada, ya da ne bileyim işte bim'de, tansaş'ta filan karşılaşırsın aliağalı birisiyle. yahu birader hiç mi karşılaşmazsın bu adamlardan bir tanesi ile, hiç mi denk gelmezsin ilaç niyetine de olsa? kaldı ki aliağa'ya hiç gelmeden diyarbakır'dan maaşını düzenli olarak çeken insanların olduğu konuşuluyor.
  • bebekliğim, çocukluğum, ergenliğimin geçtiği güzel, şirin, minik ilçem. kendimi çok şanslı hissediyorum ağaç tepelerinden inmeden, doya doya koşarak, okula tek başımıza 20 km yürüyerek giderek, hergün plaja gidip balık misali sudan çıkmadan yaz geçirerek, pencerelerimizi hiç kapatmadan uyuyarak büyüdüğüm için. ve bir aliağalı bütün ağaç ve ot isimlerini bilir, hala gördüğüm her ağacın ne ağacı olduğunu bilerek süpermen edasıyla geziyorum ve bütün otları yiyorum.

    birgün emekli olursam sahile bakan güzel bir ev alıp dönmeyi düşlüyorum güzel memleketime.
  • eskiden derken çok geriye gitmeyi gerektirmeyecek kadar yakın zamanlara kadar yolda sürekli bir tanıdıkla karşılaşması çok normal olan, ama sanayinin gelişmesi ve çok göç alması nedeniyle son yıllarda artık kimsenin birbirini tanımadığı ve tahminim bu durumdan hiç de hoşlanmadığı yer. hoş hiç göç almasa da yıllarca ayrı kalınan bi yere zaten yabancılaşır insan. ortaokul yıllarında okuldan çıkıp eve koşup iki lokma bişeyler atıştırıp sırt çantasına bi basket topu koyup, bisikletin suluğu doldurulup uğur mumcu sahil bulvarındaki basket sahasına gitmek, gündüz sıcağından gün batımına kadar maç, arada bisiklet turları yapmak eve dönüş saati bir hayli geciktiğinden eve yakın biyerlere gelindiğinde bisikletin zincirleri mıncıklayıp zincir kopması ve tamir ettirirken gecikme numarası yapmak, adı şimdi zeytinli park olan parktan sahile yürümek, emek şenliklerinin gelmesini heyecanla beklemek, hıdırellezde sahile resimler çizmek ya da denize dileklerin yazıldığı ufak kağıtları atmak, tüm yaz boyunca denize gitmek( yüzülebilecek gibi olan bir denizi vardı tabi o zamanlar)çocukluğun güzel anılarından..
  • kahverengi bulutlar var burada. bildiğin kahverengi. işin kötüsü doğal da değiller, lanet...
  • ege'nin sanayiye kurban edilen yoresi..

    petrol rafinerisi (tupras), petrokimya rafinerisi (petkim), dogalgaza dayali termik santral (enka), muhtelif akaryakıt dolum terminalleri (petrol ofisi, opet, alpet, akpet, total, egegaz, ipragaz, milangaz), kimya fabrikasi (akdeniz kimya), gubre fabrikasi (ege gubre), kagit fabrikasi (viking kagit), cimento terminali (akcansa), bir suru demir-celik haddehanesi (saymakla bitmez, cogu zaten kayitdisi calistigi icin ne kadar buyuk olduklarini devlet bile bilmiyor, biz sade vatandaslarin da sikca duydugu firmalar degiller), gemi sokum fabrikasi, proje asamasindaki ithal komure dayali termik santral (aliaga termik santral projesi) ve deniz kenarindaki hemen hemen tum tesislerin kapasitesini doldurmus izmir limani'ndan musteri kapmak amaciyla gerceklestirmeyi dusundugu buyuk liman projeleri... tesisleri saymakla bitmiyor.

    arada saymayi unuttuklarim kusura bakmasinlar.
    hemen hemen tumu deniz kenarinda olan bu tesisler, candarli-aliaga-foca arasindaki koylari denizine girilmez, havasi solunmaz ve denizini gectim topragindan cikan bile yenmez hale getirmeyi basarmistir. ozellikle yeni foca yolundaki demir-celik fabrikalarini kim dusunmusse iyi etmis, aklina saglik!!
    candarli'daki "rafineri manzarali yazlik" konsepti de oldukca ilginc..
  • içinden çok az adam çıkar, çıkanı da aslan gibi yiğittir...ama keldir
  • 1- izmir'in en zengin belediyesi, adamlar 100 günde kendi bütçelerinden 2 tane battı çıktı yaptılar.
    2- türkiye'de kişi başına düşen park ve yeşil alan sayısı ile ilk 10 belediye arasında.
    3- hunharca asfaltlama ve şehir peyzajı, modern bir şehir.
    3- şehrin içinde 5km'lik kesintisiz sahil hattı ve tamamı vatandaşın erişimine açık.
    4- şehrin içinde 1,5km'lik iki adet halka açık plaj hem de mavi bayraklı.
    5- mahalle aralarında bile devasa yeşil alanlı yürüyüş/bisiklet yolları.
    6- yüksek oranda orta gelirli, işçisinin amelesinin bile iyi para kazandığı, varoş mahallesi bulunmayan.
    7- her ne kadar doğu/iç anadolu/karadeniz'den çok göç alsa da bünyesindeki büyük endüstri tesislerinin kalifiyeli/düzgün profilli istihdam politikaları sayesinde ilçede bir seviye olması.
    8- sokaklarında berduş görememeniz, kimsenin sizi rahatsız etmemesi(çünkü herkes amelesi bile kurumsal firmalarda çalışıyor, dandik işletme neredeyse yok).
    9- sıfır mülteci nüfusu(çünkü kayıt dışı istihdam yok).
    10- düşük suç oranı.
    11- yeni/eski foçaya, şakrana, çandarlıya 15-30dk. iş çıkışı biranı iç gel.
    12- henüz keşfedilmemiş ege'nin parlayan yıldızı.

    kısacası bir beyaz yaka için türkiye'nin yaşanabilecek en iyi ilçelerinden biri. yüksek maaş, kurumsal firmalar, sahil beldelerine yakın, modern bir şehir.

    biraz da kötü yanından bahsedelim;
    1- havası saat 12 ila 17 arası yanık plastik kokar. ancak yine de inanın izmir'den daha temizdir.
    2- aşırı endüstrileşmiş bir halk.
    3- kiralar ve evler ateş pahası.
    4- hayat pahalılığı.
  • bu ilçeye gelmeden önce yanınıza bir hırka almanız başlıca önerim olacaktır, şehir merkezine göre 2-3 derece fark ettiğini göreceksiniz.
    ilçenin rüzgarlı olması avantajı olarak değerlendirebiliriz, akşam gökyüzüne baktığınızda gün doğuyormuş gibi kızıllığı gördüğünüzde endişe etmenize gerek yok; tüpraş ve petkim fabrikalarından yükselen alev tüm gökyüzünü aydınlatıyor olacak.
    yerlisinin kaypaklığı hiçbir yöre ile yarışamaz, adam kazıklamakta 1 numaralar. ev kiraları minimum 1200 lira. önerim; iş için gelecekseniz 2 kişi ev tutmanız giderinize ortak bulmanız. akşam 17:00- 18:00 sularında sokaklarında iş güvenliği ayakkabılı tulumlu yorgun gözleriyle dolaşan işçiler ve infaz koruma memurları olur. belediye ciddi şekilde çalışmakta her türlü sorununuzu çözmek için ellerinden geleni yapıyorlar. yüzölçümü bakımından geniş olmasından dolayı yerleşim dağılmış durumda. otelde konaklayacak olursanız; hilton dönmez otelleri bulunmaktadır. burada denize girmenizi kesinlikle önermiyorum, 10-15 km ileride ki şakrana gidip denize girmek sağlığınız için daha iyi. gemi söküm
    şehir merkezine aracınızla 45 dakikada ulaşılmaktadır. toplu taşıma izban ile 1 saati bulmaktadır.
    aliağa'dan bergamaya otobüs bulunmaktadır. otobüs saatleri
  • sloug isimli zehirli atık gemisi kendisine gelmiş ve sökümü yapılmaktadır. zehirli atık gemisi sökülürken çevreye bol miktarda asbest, kanserojen madde ve radyasyon yayılmaktadır, bu nedenle dünyada hiçbir ülke gemiyi almaya yanaşmadı. aslında gemi türkiye sınırlarına şubat ayında, ülke deprem felaketiyle meşgulken girmiş, davalar sonucu sökümü geciktirilebilmiş. dün sökümüne başlanmış idir.
  • havası gaz kokan, denizinin üzeri yağ tabakası kaplı, çarpık kentleşmenin ve dış göçün ciddi seviyelerde olduğu, ortasından şehirlerarası yol geçen kozmopolit bir ilçe.

    dış göç beraberinde asayiş sorunlarını ve yaşam pahalılığını getirmiş aliağa'ya.

    endüstri olmasaydı kaz dağları'nın alternatifi olurdu ama şimdi izmit'in alternatifi.

    hadi bi yatırım tavsiyesi verelim. buraya ilk avm'yi açan zengin olur.*
hesabın var mı? giriş yap