• (1842 - 1924) yılları arasında yaşamış, keynes e hocalık etmiş, fiyatın arz ve talebin karşılanması sonucunda ortaya çıktığını açıklamaya çalışmış, bunun için bir pazarda fiyatlar düştükçe talebin artacağı, yükseldikçeyse azalacağını öngörmüş ve bunun da alıcıya temin ettiği marjinal faydanın ölçüsü olduğunu göstermiş, arz konusunda da malın maliyeti ve üretim miktarı arasındaki ilişkiyi araştırmış, cambridge üniversitesi hocası.
  • mikroiktisadin kurucusu dersek abartmis olmayiz sanirim. o arz talep denge grafikleri ilk defa bu amcanin calismalarinda dipnotlarda gosterilmistir. iktisatta esneklik kavramini ilk defa o incelemistir. kitaplarinda gunluk bir dil kullanmayi tercih etmis ve tum matematiksel yontemleri dip notlarina saklamistir. iktisadin halktan uzak olmamasi icin cok israrcidir. teorileri incelerken kagit uzerinde ne kadar tutarli oldugu kadar dunya ile ne kadar uyumlu olduguna da bakar. bu amca genel istatiklere baktigi kadar sokagi da gozlemlemeye calismistir. insanlarin ve firmalarin nasil karar aldiklarini anlamaya calismistir. mikro iktisat teorileri de zaten hep bu yondeki sorularinin sonucudur. aktivist bir amcamizdir. fikirlerini soyleyip cekilmemistir. bunlarin uygulanmasi icin de aktif sekilde calismistir.
  • iktisat ilminin profesyonelleşmesi adına kendisini deliler kimin paralamış ve nihayet muvaffak olmuş bir adamcağızdır. burada "profesyonelleşme" olumlu anlamda, yani işinin ehli olma anlamında kullanılmamıştır. olumsuz anlamda kullanılmıştır (bkz: profesyonel/@zifir) *. eskiden herkes dersini anlatır sonra çalışmasına dönerken bu amca beraber çalıştığı arkadaşlarına "gelin bakayım yamacıma. ne bu keyfe kederlik, olmaz böyle kuzularım, artık bu işi başka türlü yapacağız. planlı programlı yapacağız. disiplinli olacağız. mesela sen şu şu sınıflara şu şu dersleri anlatacaksın,, mesela ikinci sınıflar ilk dönemlerinde econ201, ikinci dönemlerinde econ202 alacaklar bundan sonra, falan, filan." demiştir. ingiltere'deki hemen bütün parlak öğrencilere hocalık etmesi vesilesiyle sahip olduğu yaygın itibarıyla, yarısından fazlasını öğrencilerinin oluşturduğu akademyayı hizaya getirmiştir. alanlarasında devasa duvarların inşasına el vermiş; jurnaldir, departmındır, assoşieyşındır falan bunların kurulmasına ön ayak olmuştur. "denge de denge" demiştir. "ben var ya süper yenilikler getirdim, "klasik iktisatçıları"ları aştım, devirdim.." falan diye düşünürken, kendisinin aslında hiç de öyle kökten bir değişim yaratmadığını fakat klasiklerin sadece bir uzantısı olduğunu, yani yaptığının ancak "neoklasik iktisat" olarak adlandırılabileceğini söyleyen veblen'den ayarı yemiştir.

    fakat şu da var: iktisatın, kuracağı eğretilemeler için ödünç alacağı koşutlukları fizikte değil, "biyoloji"de araması gerektiğini söyleyen iki kişiden biridir. fakat bu bir nev'i günah çıkartmadır zira kendisi imamın dediğini yap, yaptığını yapma misali,, fiziğe öykünmeye devam etmiştir- o iki kişiden diğeri için:

    (bkz: thorstein veblen/@zifir)
  • neo klasik iktisatı okulun başını çeker. kendisinden önce gelen klasik ve keynezyen iktisadın makro iktisatı ele almasından dolayı mikro iktisada yönelmiştir. ayrıca neredeyse bütün iktisat öğrenenlerin karıştırdığı bağımlı değişken ile bağımsız değişkenin ters yazılmasına sebep olmuştur. kendisi analizi basitleştirmek için bağımlı değişkeni yatay eksene, bağımsız değişkeni ise dikey eksene yazmıştır. böylece kendisinden sonra gelenler marshall'a hürmeten (evet gerçekten hürmeten) bu şekilde bağımlı ve bağımsız değişkeni ters yazmıştır.
  • 1890 yılında yayınladığı 'iktisadın prensibleri' isimli kitabı ile neo-klasik iktisatçıların ön safında yer alan alfred marshall zamanının en popüler isimlerinden biridir.marshall'la birlikte artık marjinalizim sıfatı kalkmış onun yerine 'neo-klasik iktiat' deyimi yerleşmiştir.marshall aynı zamanda '' cambridge ekolü ''nün kurucu olarak kabul edilir.iktisat bilimi ,hayatın sıradan meşguliyeti içerisindeki insanın incelenmesi olarak gören marshall , iktisadın bulgularının geniş bir kitle için ulaşılabilir olması gerektiği inancını da hayatı boyunca savunmuştur.

    bir bütün olarak marshall'ın iktisadi görüşleri incelendiğinde düşüncelerin 'eklektik' bir karakterde olduğu görülür.yani ,marshall bir taraftan klasik iktisadın bazı temel kavramlarını sisteme dahil ederken,diğer taraftan da marjinal fayda alanında geliştirdği kavramları aynı sisteme entegre etmiştir.ona göre gerçekte neo-klasik iktisat eski klasik doktrinin modern bir versiyonu idi.
  • "bir işletmeyi dede kurar,
    baba büyütür,
    oğul tutar,
    torun sanat tarihi okur."
  • mikroekonominin en önemli bazı kavramlarını geliştirmiş ingiliz ekonomisttir. en meşhur ve en bilinen eseri olan principles of economics isimli kitabında klasik ekonomide standart olan maliyetlerin önemi üzerinde durmuştur.

    buna ek olarak neoklasik iktisat oluşumuna hizmet edecek şekilde, bir ürünün miktar ve fiyatının gerek arz gerekse de talep tarafından belirlendiğini, marjinal maliyetin ve faydanın hayati önem taşıdığını açıklamıştır.

    öte yandan, fiyat yükseldikçe talebin azalacağını belirtmiş, dolayısıyla talep eğrisinin soldan sağa, aşağı doğru eğimli olduğunu açıklayan ilk ekonomist olmuştur. yine söylemeden geçemeyeceğim, tüketici fazlası ve talebin fiyat elastikiyeti kavramıyla da ilgilenen ilk ekonomistlerden biridir.
  • sanılanın aksine iktisat nobel ödülü almamıştır
  • yine bir ingiliz ve yine bir cinslik;

    normalde kordinat sisteminde bir doğrunun/eğirinin grafiği belirtilirken bağımlı değişken dikey eksende, bağımsız değişken yatay eksende gösterilir. oysa arz-talep analizlerinde bunun tam tersi olur. yani; dikey eksende fiyat(bağımsız değişken), yatay eksende miktar(bağımlı değişken) vardır.

    bu durumun nedeni; alfred marshall'ın 1890 yılında yayınlan ve arz-talep analizi-mikro iktisat konusunda yazdığı iktisadın prensipleri adlı kitaptır. kitapta arz-talep analizi grafiksel olarak gösterirken hep alışıla gelinenin aksine bağmlı/bağımsız değişkenler tam tersi eksenlerde göstermiş ve ondan sonra gelen iktisatçılar da analizlerini alfred marshall gibi yaparak iktisadi bir gelenek doğmuştur.

    peki alfred marshall "neden böyle yapmış diye?" soracak olursanız işte onu ben de bilmiyorum.

    ingiliz işte...
hesabın var mı? giriş yap