• iyi bir tüccar, güzide bir pazarlamacı.
    - şimdi bu adamın branşı ne?
    - jeofizik.
    - yani?
    - yer kabugundaki hareketlerin ve olusumlarin mekanik olarak incelendigi bilim dalı
    - pekii yer bilimleriyle uğraşması gereken bu adam, yer üzerindeki yapılar hakkında bilgi sahibi olabilir mi?
    - hayır! ama bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olabilir.
    - kendisi bir akademisyen midir?
    - ünvana bakınca öyle duruyo.
    - eeee peki, hiç bir akademisyenin "doğrudan satış (direct sales)" başlığı içeren bi internet sitesi olduğunu gördün mü??
    - hmmm hayır. bilim adamlığına yakışmaz yaa öyle şey mi olur!!
    - bak bakalım oluyo muymuş : http://www.ahmetercan.net/?mod=onlinesatis
    - allaaa allaaaa hadi hepsini anladım da bu ne yaa :

    "satış tutarı : izlenceye göre değişir

    ürünün özet içeriği :
    1.söyleşi 500 ytl/tek, 350 ytl/çok kişili 2.doğrudan yayin(canlı) 500 ytl/atlak(saat) 3.dizi 1000 ytl/oturum"

    - grup indirimi yapıyormuş. iyi bari.
    - unutmadan bişi sorayım, bir jeofizikçi "yapı inceleme yöntemleri" diye bi kitap çıkartabilir mi?
    - yok daha neler! onane ki. hıncal uluç olsa yazamaz. inşaat mühendisi misin mubarek.
    - türkiye'de çıkartır. 20ytl.ye de satar.
    - yazık. çok yazık.
  • bir bilim insanının yapması gereken gibi gerekli açıklamaları yapıp, panik yapmaya neden gerek olmadığını belirtip, abartılacak ve paniğe yol açacak konuşmalardan uzak durup asıl gündemimiz olması gereken soma'ya dikkat çekmiştir.

    saygıyı fazlasıyla hak etmektedir. bilime ve insana saygılı akademisyenlerden olduğunu göstermiştir.
  • 26 aralik 2004 guney asya depremi ve neden olduğu tsunami konusunu işleyen büyüteç isimli bir trt yapımında konuk olup konuşmasında "ışınım" kelimesini kullandıktan sonra "içimizdeki ingilizler için söylüyorum radyasyon" diyen, "kıyım" kelimesini kullandıktan sonra ise "içimizdeki araplar için söylüyorum cinayet kelimesinin türkçesi" diyen bilim adamı.. konuşmasında yabancı dillerden gelen kelimeleri kullanmamaya çalıştığı dikkat çekmiştir..
  • 17 agustos depreminden sonra, deprem bölgesine bir tur düzenleyen profesör.

    tur boyunca, hayatinin sokunu yasayan ve istanbul'da olabilecek bir depremde evlerinin hali nice olur diye merak eden katilimcilara, kendi sirketinin reklamini yapmaya çalismisti. o günden sonra sildim ve "allah bir" dese inanilmayacaklar kategorisine yazdim kendisini.
  • surekli diger bilimadamlarini suclar bu emekli profesor amcamiz. bunlarin deprembilimci dahi olmadigini, sirf para kazanmak icin insanlari kandirdigini iddia eder. su aciklamalari yapmistir kendisi:
    "sismoloji, deprem bilimi demektir. bunun dışındaki kişileri deprem uzmanı olarak değerlendirmemek gerekir. neden benim fikirlerim onlarla aynı değil, işte bu yüzden. diş doktoru katarakttan ne anlar? ama ikisi de doktordur. yer davranış bilimi, jeofizik bilimidir. bunlarda hiçbir bilimsel olay yok ki."
    http://www.haberturk.com/…516&cat=160&dt=2006/11/02

    yani diyor ki bunlar sismolog degildir, yorum yaptiklari konular kendi dallari degildir, oysa ki benim kendi dalimdir, o yuzden benim goruslerim farklidir. yani buradan kendisinin sismolog oldugu gibi bir izlenim cikarilabilir ki, bu dogru degildir. kendisi de sismolog degildir.

    milliyet gazetesi science citation index'te son sekiz seneye donuk bir arastirma yapmis ve ahmet ercan'in hic makalesi olmadigini gormus. konuyla ilgili kendisiyle gorusuldugunde sunlari soylemis: " ben bütün yayınlarımı türkçe yapıyorum. ben emekliyim artık. böyle bir kaygım yok ki. profesör oluncaya kadar ingilizce yayın yapıyordum, o zaman indekste yer alıyordu."
    http://www.milliyet.com.tr/…6/11/13/yasam/ayas.html

    iyi o zaman deyip citation index'te milliyet'in gittiginden daha da gerilere giderek kendisinin ne zaman sismoloji yayini yaptigini, herhangi bir depremle ilgili ne gibi yeni seyler buldugunu arastirdim. biraz uzuyor yazi ama konunun aciga cikmasi icin bunu yapmak gerekiyor.

    sonuc su. ahmet ercan'in hayati boyunca science citation index'e giren uc yayini var. bunlardan biri meeting abstract, yani makale degil, sadece bir konferansa katilmak icin gonderilmis ozet, elektromanyetik dalgalarla ilgili. ikincisi ciddi bir dergide bir makale. o da elektromanyetik dalgalarla ilgili. deprem, fay hatti vs. gibi konularla yakindan uzaktan ilgisi yok. son olarak da 1987'de geohysics in turkey baslikli arastirma icermeyen sadece bilgilendirme amacli bir makalesi var. ve isin daha da vahimi bu uc yayinin toplam sifir atifi (citation) var. yani herhangi bir kimse bu calismalarda bir olay gorup de okuyup kendi makalesinde atifta bulunmamis.

    iste "ben emekli olmadan once ingilizce yayin yapiyordum, o zaman endekste yer aliyordu" diyen bu hocanin yaptiklari. her bilimle ilgili insan bilir ki citation index'e giren makalen yoksa, dunyadaki ciddi bilim cevrelerinin yaptigin isi (tabi bir sey yapiyorsan) bilmesi mumkun degildir. ciddiye alinmak istiyorsan ciddi isler yapmalisin. bu dergilerin editorleri, hakemleri vardir. tum eksiklerine ragmen de bu dergiler saygindirlar ve burada yer alan yayinlarin cogu ciddi yayinlardir. sonucta ahmet ercan icin su objektif sonuca varabiliriz: uluslararasi duzeyde bir sey yapmayip, uzerine de bir kismi gercekten is yapan hocalara saldiran emekli bir profesordur. tek ciddi uluslararasi yayinla nasil profesor oldugu da ayri bir tartismanin konusudur. (bkz: yazik bu memlekete)
  • en dogru gorus benim gorusumcu, tipik bir yurdum akademisyeni. yurdum akademisyeni derken %5 bilemedin %7'lik kismi bu genellemenin disinda tutalim. bu arada akademisyen ne cins bir kelime imis. inanmiyorsan tekrarla bak akademisyenakademisyenakademisyen..
  • 22 mayıs 2012 bulgaristan depremi ile ilgili olarak yaptığı 'depremin oluş saati ilginç, 03.00'de oldu deprem. bu, tesadüf müdür, nedir, anlaşılmış değil, bir ilginçlik var. bizim depremimiz de 03.02'de olmuştu' açıklamasıyla, işinin ne kadar uzmanı olduğunu gözler önüne sermiş kişidir.
  • sayesinde günahım kadar sevmediğim samanyolu tv'nin avukatlığını yapmak zorunda kalıyorum, sırf bu sebepten bile kendisine kılım.

    1) canlı yayındır, yoğun bir günden maddesi varken hatalar, iletişimde kopukluklar olabilir. spiker o anda yayına bağlananın kim olduğundan emin olamıyor, notlarını kontrol ediyor olabilir. spikerin ahmet ercan'ın adını söylerken tereddüt etmesinin bu kadar basit sebepleri olabilir. ama yok biz illa altında saygısızlık, bilgisizlik arayacağız. tamam diyelim spiker kara cahil, konu hakkında hiçbir şey bilmiyor, kimle konuştuğundan emin değilken "doğru söylüyorum değil mi efendim" şeklinde o ismi teyit etmek varken "sayın bıdı bıdı" diye bildiğini okusa, bütün yayın yalan yanlış bir isimle adama hitap etse daha mı iyi olacaktı?

    2) bu spikerin tepeden inme bir ses tonuyla soru sorduğunu kim neresinden çıkarıyor bir anlasam o kadar mutlu olacağım ki. gayet normal, canlı yayın yoğunluğu hızında bir soru soruyor. daha doğrusu sormaya çalışıyor, ağzına tıkılıyor soru.

    3) gönül isterdi ki oğuz gündoğdu da o sırada yayında olsun, karşılıklı konuşsunlar, ama muhtemelen o da gidip başka bir kanala bağlanacaktı. ha oğuz gündoğdu "bundan sonra herşey olabilir" gibi son derece tartışmaya açık, endişe verici bir açıklama yapmış, bunu başka bir uzmana sormak kadar normal bir şey olamaz.

    4) ahmet ercan lafı ağzına tıktığı için spikerin tam ne demek istediğini bilemiyoruz tabi, ama muhtemelen "sayın gündoğdu böyle birşeyler dedi, siz ne düşünüyorsunuz, sizin diğer yorumlarınız nelerdir" gibi birşey soracaktı. bunun amacı polemik yaratmak, iki kişiyi birbirine düşürmek değil halkın can sağlığı ile ilgili bir konu hakkında mümkün olduğu kadar uzman görüşü almaktır. adam orda "hayalet fay" diye birşeyden bahsediyor, nedir ne değildir diye sormayacak mı? ha ahmet ercan saçma sapan bir tepki verdikten sonra spikerin de tonu çok net değişiyor, hala diplomatik ama çok bariz bir şekilde kinayeli bir şekilde süreci sürdürmeye çalışıyor.

    5) bu videoda bir tane bağıran insan var, o da ahmet ercan. eğer tartışma çıkarmaya çalışan, ortamı germeye çalışan bir kişi varsa o da ahmet ercan. hangi hayal aleminde ahmet ercan'a tuzaklar hazırlanıyor, ahmet ercan da onlara düşmüyor bilmiyorum ama bizim dünyamızda öyle birşey yok.

    6) ahmet ercan adı öğrenilesi bir adam değilmiş zaten, bu video sonrası bunu öğrendik.

    yontulmamış odunlara armağanım olsun.
  • kibrin insanı ne hale getirebileceğini kısa bir konuşmada özetlemiş yaşlı insan.
  • celal şengör'ün depremle ilgili röportajlarında isim vermeden, hiçbir doğru düzgün bilimsel çalışması bulunmadığını belirterek haşladığı kişilik. sonuna kadar da haklıdır.

    ayrıca bir zamanlar tanınmış jeologlarla ilgili kocakarı dedikodusu tadında, bol iftiralı iğrenç açıklamaları da olmuştur.

    ---

    ek: şengör'ün kendisi hakkındaki geniş yorumu da (fatih altaylı'dan alıntı) aşağıdaki gibidir.

    “aziz kardeşim, sorduğun için söylüyorum, prof. ahmet ercan, uzun yıllardır itü öğretim üyesi değildir. yıllar önce milletvekili adayı olmak için üniversiteden istifa etmiştir. daha sonra dönüş talebi üniversite tarafından kabul edilmemiştir. itü öğretim üyesi sıfatını hala kullanıyor olması doğru bir tutum değildir.

    deprem ve deprem tahmini alanındaki yetkinliği sıfırdır.

    eski türkiye jeoloji kurumu’nun bilimsel değil popüler bir yayın olan dergisi yeryuvarı ve insan’da doğu anadolu fayı ve üzerindeki mikro depremler ile ilgili bir yayını dışında bir yayını yoktur. türkçe yayınladığı bir kitap vardır ama bilimsel değildir.

    söylediklerinin gerçekle alakası olmadığı gibi bilimsel olarak da tam bir zırvadır."
hesabın var mı? giriş yap