yaşlı

• yasi ilerlemis kimse..
• ölüme yakınlaşmış olan
• sınırı hangi rakamla çizilirse çizilsin, yaşlılık dönemi^*ne yönelen insanlar toplumda artık pek önemsenmez, fazla ciddiye alınmaz. yaşlıların duygu ve duyarlılıklarına gülüp geçmek, insanoğlu ve kızlarının henüz hiç evrim geçirmemiş, halâ ilkel ve çiğ, o birkaç yüz davranışından yalnızca biridir. (bkz: ihtiyar); (bkz: bis).
  (bkz: yaslılık).
• ağaç aslında sadece yaşken eğilmez, ağaç yaşlı iken de eğilir, önemli olan ağacın ruhunun genç olmasıdır. bu bağlamda yaşlılık, aslında beden yaşıyla ilgili değildir ve malesef tümcenin bizi götürdüğünün aksine ruhun yaşıyla da ilgili değildir. yaşlılık yalnızca yaşamın anlamını anlayıp kabullenme ile ilgilidir, birgün ansızın, şimdi ne yapacağım ki diye bir soru çıkartıp, parklarda bahçelerde öylesine dolaşmaya başlarsanız sevinin, yaşlanmışsınızdır.
• "hey gidi günler hey" diye başlayan, ardından şimdiki "gençlik çok tuhaf" ya da "oysa bizim zamanımızda..." diye devam eden, bir kaç anısını anlatıp eski günleri hatırlamanın verdiği hüzünle iç çekip, dalıp giden insanlar
• şimdi arkadaşım,bu dünyayı bu hale getiren bunlar.ben derim ki 45 yaşından sonra herkes sabun olmayı kabul etsin.ne enflasyon ne de kargaşa kalır.çok ciddiyim...
• köken olarak yasanilan yil sayisiyla ilgisi olmayan sözcük. "casil" öz türkce'de yesil demektir. yasli ise kac defa yesillik gördün sorusuna yanit olarak ortaya cikmistir.
• ele aldiginiz bilim dalina gore tanimi degisen, yas olarak da kesinlik saglanamamis olan donem. dunya saglik orgutune gore 60 yas ve uzeri, birlesmis milletlere gore ise 65 yas ve uzeri olarak tanimlanan bireyler...
• ... bir ozel bal siiri:
  
  "buyuyunce cocuk olacagim demisti
  hepsi gibi
  o da yeterince buyuyemedi."
• genclerden mumkun mertebe daha tecrubeli, nerede iyilik yapacaklarini bilen, bazen sizi sizden daha iyi anlayan, bazen de huysuz bir cocuga donen tatli tatsiz insanlar..