• ingiltere'de surrey bölgesinde guildford kentinde bulunan 1960 yılında kurulmuş ve buna rağmen sosyal bilimlerde başarılı bir üniversite. kampüsün içinde katedral bulunması ise ayrı bir özelliğidir. web sitesi için;

    http://www.surrey.ac.uk/
  • ingiltere'nin surrey iline bagli guildford 'kasabası'nda koğuşlanmış ilim irfan bilgi yuvası. içinde bulunduğu kasabanın (ingilterenin 3. pahali yeri olması sebebiyle kendisine kasaba demek içimden pek gelmese de) güzelliği (kadikoye benzer serefsiz), londraya sadece 35 dakika mesafede oluşu ve dolayısıyla her şeyin elinizin altında olması, eğitim göz önünde bulundurulunca da elektronik fakültesinin ingilterede 2. dünyada 150. falan oluşu pek bi çekici kılar kendisini *. ha bir de, her daim ördek, karatavuk, sincap, çulluk ve envai çeşit kuşla içiçe olmanızı ve kendileriyle duygusal bağ kurmanızı sağlar; yeni doğan ördeklerin büyümelerini izlersiniz, biri kaybolunca içinizi hüzün basar, arkadaşlarınızla aranızda "ordek beslemeye gidiyorum gelecek misin" muhabbetlerinin geçmesine vesile olur. severiz sevdiririz.
  • guildford şehir merkezine 10 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan, amblemi geyik olan, kampüsü yeşil ve bakımlı, içinde her an sincap, ördek ve tilki görebileceğiniz, manor park'da bulunan yurtlarında ise geyik görebileceğiniz üniversite. sıralamada fen alanlarında oldukca iyidir, sosyal alanlarda ise orta sıralarda yer alır.
  • londra'ya ~50 dakikalık mesafede olan guildford'un tepesinde konumlanmış üniversite. burada yüksek lisans yapıp bir sene geçirmiş bir kişi olarak çeşitli yönlerden inceleyeyim university of surrey'i;

    eğitim:
    kötü bir eğitimi olduğunu söyleyemem. ama türkiye'deki üst düzey üniversitelerin verdiği eğitimi vermiyor bence. bunda ingiliz eğitim sisteminin de etkisi var tabii. derslerin çoğu "1-2 ödev (ödev genellikle, araştırma yapıp 2000-3000 kelimelik makale yazmak oluyor) + 1 final" şeklinde. yoklama alındığına rastlamadım. derslerin işlenişi türkiye'ye göre daha öğrenci-merkezli. öğrencilerin derse katılımı teşvik ediliyor ve öğretim görevlileri genellikle yardımsever. türkiye'de daha çok teorik bilgiler efektif bir biçimde yüklenirken, burada olay bir konunun yüzeysel bilgileri + case study şeklinde oluyor. teknik olarak tc üniversiteleri kadar iyi değil bence. avantajları; akademik araştırmanın nasıl olduğunu öğreniyorsun; akademik makale nasıl yazılır, intihale* nasıl dikkat edilir. yani tc'ye göre daha kolay ama ingiltere içinde yeterli diyebilirim.

    kariyer:
    en çok övündükleri nokta, ingiltere'nin en yüksek iş bulma oranına sahip üniversite olması. bakalım, 3-4 ay içinde test edeceğiz*. şaka bir yana, sanırım bu açıdan iyi. okulda her hafta bazı şirketler kariyer günü yapıyor, ya da "iş arama nasıl yapılır", "nasıl cv hazırlanır", "iş görüşmelerinde ne yapmalı" temalı sunumlar yapılıyor. öğrencilerin mezun olduktan sonra iş bulabilmesine çok önem veriyorlar. ingiltere için iyi bir diploma yani. zaten mezun olduktan sonra türkiye'ye dönülürse kafadan "ingiltere diploması olan eleman" etiketinin çok faydası olacağını tahmin ediyorum.

    eğlence:
    okulda 2 bar, 2 club var. içki satışı filan tc'nin aksine gayet normal. haftanın 4-5 günü parti oluyor. haftada bir konseptli partiler; efendime söyleyeyim köpük parti, pokemon konsepti, fetiş parti vs. oluyor. bunların çoğunluğu ingiliz ağırlıklı. 1-2 haftada bir greek party oluyor ki bunlar daha güzel, o kadar clubber değilseniz. hafta sonu premier league maçı izlemece, 'video games society' ile oyun oynama, barda 1-2 bira içme ya da club'da dans etme gibi çeşitli eğlence aktiviteleri mevcut. kasabada ise hafta arası pek hayat yok, hafta sonları kalabalık oluyor etraf. çok sayıda pub ve birkaç tane club var guildford'da. 60000 kişi nüfuslu bir kent için iyi denebilir. büyük şehir olmadığı için olanaklar kısıtlı tabii, ama üniversite olduğu için sıkılmıyor insan. londra'ya yakın olması avantaj ama gece gitmek zor, zira 12'den sonra dönüş yok, sabahlamak gerekiyor.

    olanaklar:
    çok güzel bir kütüphanesi var. büyük ve her türlü (sesli, sessiz, grup, yalnız) çalışma için bölümleri var. oldukça kalabalık oluyor.
    küçük bir market var okulda; ekmek, süt, alkol, sigara, meşrubat, abur cubur gibi çeşitli şeyler var. ama sadece buradan yaşamak mümkün değil. 15 dk yürüme mesafesinde tesco var; aradığınız her şeyi bulmak mümkün, çeşitli fiyatlara. pişirmekten hazzetmiyorsanız, mikrodalgada 5 dakikada hazır olacak bir dolu yemek de var.
    surrey sports park; yeni ve oldukça kapsamlı bir spor merkezi. gym, havuz, tırmanma duvarı, squash, halı saha, tenis kortu, basket sahası gibi bir dolu olanağı var. spor yapan bir insansanız bundan iyisini bulmanız çok zor. sanırım avrupa'nın önde gelen spor merkezlerinden.
    gece 1'e (parti olduğunda daha geç) kadar açık fast food yapan yeri var; pizza, hamburger, döner daima mevcut.
    yurtta odalar tek kişilik. bir kısmında banyo tuvalet de var, bazılarında onlar ortak. mutfak 6-14 kişi arasında paylaşılıyor. titiz biri iseniz 6 kişiliklerden seçin; hem tuvalet-banyo kendinizin olur, hem mutfakta daha az kişi olur. kalabalık katlarda çok pis oluyor mutfak. haftada 2-3 temizliyor görevliler.
    okuldaki yetkililer oldukça ilgili. web sitesinden bulacağınız örneğin postgraduate yetkilisine e-mail atarsanız yanıtsız kalmayacaktır.

    para:
    londra'ya göre ucuz, ingiltere standartlarında ortalamanın üzerinde bir pahalılık var. türkiye'ye göre kıyaslamamak lazım. bir senelik eğitim için avrupa birliği pasaportu olmayan birinin ortalama 25000 pound'u gözden çıkarması lazım diyebilirim (her şey dahil; yurt, okul masrafı, harcamalar vs). tesco'dan ucuza alışveriş yapabilirsiniz. birkaç kilit fiyat yazayım da bilgilendirici olsun:
    sports park yıllık aidatı £200, bira markette £1.50, barlarda £4.00, normal kullanım için telefon masrafı aylık £10, ulaşıma gerek olmaz ama londra'ya gidiş-geliş+londra içi seyahat günlük £12, okuldaki restoranlarda (yemekhane yok. var gibi ama ucuz değil) yemek £3-£6, club'lara giriş £5...

    sosyal hayat:
    eğlence kısmında bahsettim biraz zaten ama dahası da var. öğrenci kulüpleri bakımından aşmış bir okul. ingiltere'de hep mi böyle bilmiyorum ama boğaziçi üniversitesi'nde kulüp dolu olmasına rağmen burada çok daha fazlası var. ne ile ilgilenseniz kendinize bir kulüp bulabilirsiniz isterseniz. öyle "spor kulübü" deyip kestirmek de yok; tennis, futbol, dağcılık, masa tenisi vs diye bir dolusu var, dans, fotoğraf gibi klasiklerin hepsi mevcut zaten. yurtta kalırken odalar tek kişilik ama mutfak paylaşıldığı için bir miktar insan ordan tanınıyor. biraz bölüm, biraz kulüp filan derken çevre yapmak zor değil. ama yunanlarla iyi geçinmenizi tavsiye ederim, sıradaki maddede açıklayayım onu...

    milletler:
    okulda 9000 lisans*, 6000 lisans üstü* öğrenci var. undergrad'ların çoğu ingiliz, ve ingiliz pasaportun olmadığı sürece kaynaşmak zor. postgrad'lar ise sıfır ingiliz; %80'i yunan, çinli, hintli, nijeryalı. çinliler zaten gündüz ortada dolaşıyor ama gece görene aşk olsun; hepsi odasında çalışıyor, zaten aksi halde de genelde kendi aralarında gruplaşıyorlar. hintliler de öyle çok eğlence insanı değiller, zaten bizden farklılar. nijeryalılar da öyle. geriye kalanlar isa yunanlar (ve rumlar) oluyor. bunlar gerçekten "her yerde" bu okulda. yunanları sevmiyorsanız kesinlikle gelmeyin. ama bence diğer milletlere göre en çok ortak yanımız olan millet bu, kimsede de bir milliyetçilik filan yok. arkadaşlarımın %90'ı rum ya da yunan, çoğuyla da iyi anlaşıyorum. bazen gruptaki tek yunan olmayan kişi olmak koyuyor (öyle olunca bazen ingilizce'yi tercih etmiyorlar, biraz sinir bu) ama onun dışında gayet güzel. buraya gelmeye karar verirseniz bir kur yunanca dersi alıp temel atmanızı, burada da ilerletmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. ben yapmadığım için pişmanım.
    sanırım okulda 50-60 civarı türk var (yarısı kıbrıslı). "ben türk severim" diyorsanız bir şekilde tanışıp kaynaşırsınız. geçen seneye kadar öğrenci kulüplerinde "turkish society" de vardı ama yolsuzluktan dolayı kapatılmış*. sanırım bu sene ya da gelecek sene tekrar açılacak.

    konaklama:
    yurtlarda kaldım. çeşitli yurtlarla ilgili ayrıntılı bilgi web sitesinde var. stag hill ana kampüs; bölümler, derslikler, kütüphane cafe/barların hep yanında. bu yüzden bence daha iyi. manor park ise accommodation için yapılmış bir kampüs, yurtlardan oluşuyor. stag hill'e 20 dk yürüyüş mesafesinde. otobüsle 5 dakika. civardaki en büyük süpermarket ("tesco". herkes bunu kullanıyor) ve okulun spor salonu (ingiltere'nin en iyi 3 salonundan biri galiba) hemen yanında, stag hill'e göre o açıdan avantajlı. ben stag hill'deydim, dersliklere yakın olduğu için onu tercih ettim. yine de onu tercih ederim ama büyük problem yaratmıyor manor house da. yalnız dikkat edin, hazel farm denen kampüsü seçmeyin; diğer kampüslere biraz uzak o.
    ben kampüsteki yurtlarda kaldığım için çok ayrıntı bilmiyorum evlerle ilgili. ama arkadaşlardan evde kalanlar vardı. 2 odalı evde faturalar hariç £550 verilen oldukça güzel ev vardı; iki tuvalet+banyo, geniş odalar, salon vs. kampüse yürüyerek ~15 dk. onun dışında öğrencilerin çoğu "guildford park avenue" denen yerde kalıyor, stag hill'in hemen yanındaki. çoğu 4 odalı evlerde oda başına £350-500 civarında. faturalar hariç ortalama £400. studiolar ortalama £700.

    bunlar dışında aklıma gelen bir şey olursa yine eklerim. sizin sormak istediğiniz bir şey olursa hiç çekinmeyin. halihazırda burada olan ya da buraya gelmek isteyenlere yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.

    şimdilik bu kadar, cheers mate.
  • kampüsü falan güzel okul da, öğrencisine ödevler, projeler vb şeylerle çok çile çektiriyor.
  • the guardian`in yaptigi listeye gore ingiltere genelinde 2015 yilinin en iyi 6. universitesi secilmis.

    http://www.theguardian.com/…-2015-the-complete-list
  • the guardian'in yaptigi listeye gore elektronik muhendisligi bolumu ile ingiltere genelinde 2015 yilinin 1 numarali universitesi secilmis.

    http://www.theguardian.com/…-electrical-engineering
  • son yillarda buyuk atak yaparak siralamalarda ust siralara yerlesen universite.

    •4th in the guardian university guide 2016
    •6th in the times higher education student experience survey 2015
    •8th in the complete university guide 2016
    •8th in the national student survey 2014
    •9th in the times higher education 'table of tables' 2015
    •11th in the times/sunday times good university guide 2015
  • 2013-2014 arası güzel aylar geçirdiğim okul. business school'da kaldım visiting researcher olarak.
    okulda yazılmayan şeylerden, mescid (veya cami) var. ayrıca starbucks ve öğrenci marketi de var. benim zamanımda iranlıların bir de dönercisi olması lazımdı oralarda bir yerde ama denk gelemedim. kampus, görüp görebileceğini en yeşil ve çekici kampüslerden birisidir. içinde ağaçları bir kenara bırakalım sizinle beraber yürüyüşe çıkan sincaplar, küçük gölün kenarında su içen kuşlar vs. görebilmeniz mümkün.
    kampusun, doğu ve batıdan giriş çıkışı var. doğu tarafı doğrudan şehir merkezine doğru ve tren istasyonuna gidiyor (hemen çıkışa yakın durak).
    batı yönünde ise, yukarılarda yazılmış tesco, spor salonu vs var. o taraftan da şehre ulaşmak mümkün ama zaman alıyor ve yol boyu yürümek gerekiyor.
    ben dışarda bir evde kaldım. evde dediysem, evdeki bir odada. öğrenci olmayan çeşitli ülkelerden gelme insanlarla birlikte kaldığım evde, mutfak, salon, tuvalet ve banyo müşterek idi ve 350 pound ödemem gerekiyordu her şey dahil (+8 pound ortak internet).
    guildford merkezde ve yan mahallelerde türklere ait çok sayıd kebapçı veya kafe bulabilirisiniz. bu açıdan avantajlı. kent merkezinde hemen her markanın gibi mağazaları ve araç (otomobil) satış dükkanları vardır ve sanırım bir alış-veriş merkezi de mevcut idi burada hemen kentin ortasında. ayrıca bir alış-veriş merkezi gibi alan da merkeze göre biraz daha batı kısmında mevcut. çarşı diyebileceğimiz alan iki ana caddenin paralel uzanmış hali ve kuzeyde buluşmasıyla tekleşmesinden oluşuyor ve yoğunluk daha çok buralarda. yine burada mcdonalds ve burger king veya pizzacılar bulunabilir. ayrıca benim çok takıldığım charityler de bu sokağın şurasında burasında (üst taraflarında örneğin) yer almaktaydı.
    yağmur zamanlarında guildford'un ortasından geçen nehir taşar ve yolları kapatabilir, dükkanları su basabilir. ama bu kadar rahat millet görmedim. suya karşı kum torbası ve yol kapatan şeritlerle tertibat hazırlıyorlar. onun dışında, suyun kendiliğinden çekilmesini bekliyorlar.
    hey gidi eski günler diyorum.
    yukarıda yazılmış ama tesco kampuse biraz uzaktır. ölçmedim ama 15 dk.dan daha uzak olabilir. ayrıca "lört" diye bulabileceğiniz bir yer değil, mutlaka soruşturmanız lazım.
  • yüksek lisans için başvuracağım üniversite. londra'ya yakın olması benim için büyük avantaj çünkü buraya kabul alır ve okumaya başlarsam muhtemelen londra'da iş arayacağım. aylık 900-950 sterlin gibi bir harcamayı göze alıyorum. ama umarım yaşam maliyeti daha da yükselmemiştir.

    güncelleme: msc business analytics programına 2022 için kabul alıp gitmedim. çünkü yaşam maliyetleri ve diğer giderler tahminimden pahalı olacaktı.
hesabın var mı? giriş yap