• edindiğiniz bilgiyi, akademik yazılarda, nerden aldığınızı belirtmeden kullanma durumu.
  • sözlükte plagiarism yapmanızın ise hiçbir cezası yoktur dalgınlığıma geldi unutmuşum der geçersiniz, en olmadı üç beş entry silersiniz. "kutsal" ve "bilgi kaynağı" olmasına rağmen tamamen iyi niyete güvenilmiştir*.
    siz siz olun gene de kaynak gösterin, biz de tavşan değiliz. (bu laf bana ait değil mesela, sahibinden el aldım sayın. hatta evet aldım*)
  • bilimsel hirsizligin bilimsel adı. hirsizlik hirsizliktir. (bkz: yok oyle yagma)
  • 15 kisilik bir sınıfta 1 haftalık hazırlık asaması sonucu yazılan essaylerden 11 tanesi icin ders ögretmeninin tamamen bir önyargıyla ve haksız yere kullandıgı kelime.
  • amerikan üniversitelerinde (bkz: duyum) çok sıkı bi biçimde denetlenen, yapan yakalandığında çok ciddi sonuçları olan, yanılma payı inceleyen insana göre değişebilen, academic writing kuralları içerisinde, en ince ayrıntı için bile source göstermeyi gerektiren kopyacılık türü.
  • hocalar duymasın ama mecbur kaldıgımız anlarda ,odev hazırlamalar sırasında basvurmak zorunda kaldıgımız,'yazardan fazlaca esınlenme(!)'durumu...
  • bir başkasının eserini kendisininmiş gibi yayınlamak olarak tanımlanabilecek, özellikle edebiyat, müzik ve tıp dünyasında sıklıkla örneklerine rastlanılan, bilimi ve sanatı çirkinleştiren durum.sıklıkla ülkemiz gibi sanat ve bilim adamı yetiştirme konusunda 3. düya ülkeleriyle aynı düzeydeki ülkelerde görülmektedir. en sık görülen örnekleri müzik camiasında albümündeki şarkıyı kendi bestelediğini söleyen ama aslında başka biri tarafından 20 yıl önce bestelendiği ortaya çıkarılan popçular, uluslararası yayın yapma kaygısıyla (prof.dr olabilmek için gerekli kriterlerden biri) bir başka doktorun yayınlanmış makalesinden referans göstermeden alıntılar yapan tıp fakültesi öğretim üyeleridir.
  • apartma diyebiliriz. türk bilimadamcıklarının ve çeyrek aydınlarının sıkça yaptıkları şey. örnek mi ? buyrun:

    tevfik fikret'in balıkçılar şiiri ve şu an hatırlayamadığım bir şiiri victor hugo'dan. ( cemil meriç öyle diyo)

    orhan pamuk'un beyaz kale'deki italyanının istanbul boğazını tasviri 16. yy.'da yaşamış bir ispanyol'un hatıratından.

    geçenlerde, pek bi şanlı ulu türk büyüğü ihsan doğramacı'nın yazdığı bir kitabın bir ingiliz yazarın kitabından nerede ise kopya olduğunu murat belge birkaç gün işlemişti köşesinde.
  • dedem korkut'un bile bu torunlarına yüzyıllar ötesinden örnek olduğu hırsızlık.
    dede korkut hikayelerindeki tepegöz hikayesinin homeros'un odysiea'sında geçtiği bilenlerin malumudur.
    yani bu kıvanç duyulası özellik, genlerimize işlemiş ve kalıtımla ulu cedlerimizden bizlere kutlu bir miras olarak intikal etmiş.
  • şu aralar kemal alemdaroğlunun başını ağrıttığını düşündüğüm olay.
hesabın var mı? giriş yap